SERİNLEMEK gçz. f. 1. Hava, atmosfer sözkonusuysa. olduğundan daha düşük, sadece soğuk olmayan bir ısı derecesine inmek, hafifçe so...
SERİNLEMEK gçz. f.
1. Hava, atmosfer sözkonusuysa. olduğundan daha düşük, sadece soğuk olmayan bir ısı derecesine inmek, hafifçe soğumak: Havalar güz sonuna doğru iyice serinler.
2. Bir kimse sözkonusuysa, bir serinlik duymak, ferahlamak: Duş alarak serinlemek. Serinlemek için soğuk bir şey içmek.
3. İçi, yüreği serinlemek, sıkıntıdan, üzüntüden vb kurtulmak, rahatlamak, teselli bulmak.
* serinlenmek dönşl. f. Serinlik duymak, serinlemek.
* serinletmek ettirg. f.
1. Isı derecesini düşürerek serin duruma getirmek: Bu yağmurlar havayı birazcık serinletti.
2. Bir kimseyi serinletmek, çok ısınmışken hoş bir serinlik duymasını sağlamak: Bu buzlu bira onu birazcık olsun serinletmişti.
1. Hava, atmosfer sözkonusuysa. olduğundan daha düşük, sadece soğuk olmayan bir ısı derecesine inmek, hafifçe soğumak: Havalar güz sonuna doğru iyice serinler.
2. Bir kimse sözkonusuysa, bir serinlik duymak, ferahlamak: Duş alarak serinlemek. Serinlemek için soğuk bir şey içmek.
3. İçi, yüreği serinlemek, sıkıntıdan, üzüntüden vb kurtulmak, rahatlamak, teselli bulmak.
* serinlenmek dönşl. f. Serinlik duymak, serinlemek.
* serinletmek ettirg. f.
1. Isı derecesini düşürerek serin duruma getirmek: Bu yağmurlar havayı birazcık serinletti.
2. Bir kimseyi serinletmek, çok ısınmışken hoş bir serinlik duymasını sağlamak: Bu buzlu bira onu birazcık olsun serinletmişti.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR