şirin sıfat Farsça şÂ³r³n Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş: "Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen ...
şirin
sıfat Farsça şÂ³r³n
Sevimli, cana yakın, tatlı, hoş:
"Gözlerin, dişlerin ve ak gerdanınla / Ne şirin komşumuzdun sen Fahriye abla."- A. M. Dranas.
Mustafa Ruhi Şirin
Şirin Payzın
Ozan Arif Şirin
ŞİRİN sıf. (fars. şirin, tatlı'dan).
1. Sevimli, hoş, cana yakın kimse ya da hoş, sevimli bir şey için kullanılır: Yaramaz fakat çok şirin bir oğlan. Parkın bitişiğinde tek katlı şirin bir ev.
2. (Bir kimseye) şirin görünmek, (onun) beğeneceği biçimde davranmak.
*Esk. Şirin-avaz, tatlı sesli, sesi güzel. || Şirin-cemal - ŞİRİNCEMAL. || Şirin-eda - ŞİRİNEDA. || Şirin-güvar, içimi güzel, içimi hoş. || Şirin-guftar, şirin-kelam, şirin-sühen, hoşsohbet. || Şirin-kâm -ŞİRİNKÂM. || Şirin-kâr * ŞİRİNKÂR. || Şirin-tab, yumuşak tabiatlı. || Şirin-ter -ŞİRİNTER. || Şirin -zeban - ŞİRİnzeban.
1. Sevimli, hoş, cana yakın kimse ya da hoş, sevimli bir şey için kullanılır: Yaramaz fakat çok şirin bir oğlan. Parkın bitişiğinde tek katlı şirin bir ev.
2. (Bir kimseye) şirin görünmek, (onun) beğeneceği biçimde davranmak.
*Esk. Şirin-avaz, tatlı sesli, sesi güzel. || Şirin-cemal - ŞİRİNCEMAL. || Şirin-eda - ŞİRİNEDA. || Şirin-güvar, içimi güzel, içimi hoş. || Şirin-guftar, şirin-kelam, şirin-sühen, hoşsohbet. || Şirin-kâm -ŞİRİNKÂM. || Şirin-kâr * ŞİRİNKÂR. || Şirin-tab, yumuşak tabiatlı. || Şirin-ter -ŞİRİNTER. || Şirin -zeban - ŞİRİnzeban.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR