SüKüN a. (ar. sükun). 1. Rahat, rahat, sakin bir kimsenin durumu: Sükûn içinde yaşamak. Sükûna kavuşmak. 2. Durgunluk, dinginlik, ha...
SüKüN a. (ar. sükun).
1. Rahat, rahat, sakin bir kimsenin durumu: Sükûn içinde yaşamak. Sükûna kavuşmak.
2. Durgunluk, dinginlik, hareketsizlik: Havada bir sükûn vardı.
3. Sükûn bulmak, rahatlamak, sakinleşmek; dinmek, yatışmak: Ömrü süresince sükûn bulamadı. Yağmur nihayet sükûn buldu.
*Esk. Sükûn ü hab, hareketsizlik ve uyku. || Sükûngâh, dinlenme yeri, refah bulma yeri. || Sükûn-perver, dinlendirici, refah verici. || Sükûn-i dem, soğukkanlılık. || Sükûn-i mutadi, alışılmış hareketsizlik.
*Esk. dilbilg. Bir harfin a, e, i, o okunma- yıp yalnızca ses vermesi, (azm, cezm sözcüklerindeki [z] benzer biçimde.)
1. Rahat, rahat, sakin bir kimsenin durumu: Sükûn içinde yaşamak. Sükûna kavuşmak.
2. Durgunluk, dinginlik, hareketsizlik: Havada bir sükûn vardı.
3. Sükûn bulmak, rahatlamak, sakinleşmek; dinmek, yatışmak: Ömrü süresince sükûn bulamadı. Yağmur nihayet sükûn buldu.
*Esk. Sükûn ü hab, hareketsizlik ve uyku. || Sükûngâh, dinlenme yeri, refah bulma yeri. || Sükûn-perver, dinlendirici, refah verici. || Sükûn-i dem, soğukkanlılık. || Sükûn-i mutadi, alışılmış hareketsizlik.
*Esk. dilbilg. Bir harfin a, e, i, o okunma- yıp yalnızca ses vermesi, (azm, cezm sözcüklerindeki [z] benzer biçimde.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR