SUSMAK gçz. f. 1. Konuşmaktan kaçınmak ya da konuşmayı kesmek: Konuşup da komik olacağına, sussaydın daha iyi olurdu. 2. Konuşmamak,...
SUSMAK gçz. f.
1. Konuşmaktan kaçınmak ya da konuşmayı kesmek: Konuşup da komik olacağına, sussaydın daha iyi olurdu.
2. Konuşmamak, duygularını göstermemek: Ne sorarsam sorayım susuyor. Karşıcılık susuyor hiçbir tepki göstermiyor.
3. Gürültüyü kesmek, ses çıkarmamak: Kurtlar kuşlar susmuştu. Silahlar sustu.
4. Soyut bir şey söz konusuysa, tesirini gösterememek: Adaletin sustuğu yerde haksızlık adım atar.
5. Bir sanatçıdan söz ederken, yapıt vermemek (süre tümleciyle): üç yıl sustuktan sonrasında yeni romanıyla büyük bir ilgi topladı.
6. Ed. Ölmek: O insan sevgisiyle çarpan yürek artık sustu.
7. Sus!, konuşma, gürültü etme. || Sus oranı, bir kimsenin konuşmaması, susması için ona verilen şey; susmalık. || Sen sus!, söze karışma, senin konuşmaya hakkın yok.
* susturmak ettirg. f.
1. Bir kimseyi susturmak, onun ses çıkarmasını, gürültü yapmasını önlemek; ona konuşmamasını söylemek; onu susmaya zorlamak: Ağlayan bir evladı susturmak. Şu evlatları sustur lütfen. İsteklerimizi dile getirmek istiyordum, fakat daha ilk cümlede beni susturdu.
2. Bir topluluğu susturmak, karşıt görüşteki bir grubu konuşamaz, duygu ve düşüncelerini söylemesi imkansız duruma sokmak: Muhalefeti, sendikaları, aydınları susturmak.
3. Bir kimseyi (bir şeyle) susturmak, söylenen bir sözle ya da meydana getirilen bir hareketle karşısındakini artık söz söyleyemeyecek, cevap veremeyecek bir duruma getirmek; ağzını kapatmak; ilzam etmek: Kanıtlarıyla hasımlarını susturmak.
4. Bir şeyi susturmak, sesini, gürültüsünü engellemek, sesle gösterim meydana getiren bir aygıtı kapptmak: Sustur şu makineyi, şu radyoyu, çalışamıyorum.
5. Bir şeyi (soyut) susturmak, ortaya çıkmasını engellemek; bastırmak: Kalbinin sesini susturmak, içindeki isyanı susturmak.
6. Arg. Bir kimseyi susturmak, öldürmek.
* susturulmak edilg. f.
1. Ses çıkarması, gürültüsü engellenmek; hitabı, duygu ve düşüncesini dile getirmesi engellenmek, susmaya zorlanmak: Toplar susturuldu. Zorla susturulan halk.
2. Arg. Öldürülmek.
1. Konuşmaktan kaçınmak ya da konuşmayı kesmek: Konuşup da komik olacağına, sussaydın daha iyi olurdu.
2. Konuşmamak, duygularını göstermemek: Ne sorarsam sorayım susuyor. Karşıcılık susuyor hiçbir tepki göstermiyor.
3. Gürültüyü kesmek, ses çıkarmamak: Kurtlar kuşlar susmuştu. Silahlar sustu.
4. Soyut bir şey söz konusuysa, tesirini gösterememek: Adaletin sustuğu yerde haksızlık adım atar.
5. Bir sanatçıdan söz ederken, yapıt vermemek (süre tümleciyle): üç yıl sustuktan sonrasında yeni romanıyla büyük bir ilgi topladı.
6. Ed. Ölmek: O insan sevgisiyle çarpan yürek artık sustu.
7. Sus!, konuşma, gürültü etme. || Sus oranı, bir kimsenin konuşmaması, susması için ona verilen şey; susmalık. || Sen sus!, söze karışma, senin konuşmaya hakkın yok.
* susturmak ettirg. f.
1. Bir kimseyi susturmak, onun ses çıkarmasını, gürültü yapmasını önlemek; ona konuşmamasını söylemek; onu susmaya zorlamak: Ağlayan bir evladı susturmak. Şu evlatları sustur lütfen. İsteklerimizi dile getirmek istiyordum, fakat daha ilk cümlede beni susturdu.
2. Bir topluluğu susturmak, karşıt görüşteki bir grubu konuşamaz, duygu ve düşüncelerini söylemesi imkansız duruma sokmak: Muhalefeti, sendikaları, aydınları susturmak.
3. Bir kimseyi (bir şeyle) susturmak, söylenen bir sözle ya da meydana getirilen bir hareketle karşısındakini artık söz söyleyemeyecek, cevap veremeyecek bir duruma getirmek; ağzını kapatmak; ilzam etmek: Kanıtlarıyla hasımlarını susturmak.
4. Bir şeyi susturmak, sesini, gürültüsünü engellemek, sesle gösterim meydana getiren bir aygıtı kapptmak: Sustur şu makineyi, şu radyoyu, çalışamıyorum.
5. Bir şeyi (soyut) susturmak, ortaya çıkmasını engellemek; bastırmak: Kalbinin sesini susturmak, içindeki isyanı susturmak.
6. Arg. Bir kimseyi susturmak, öldürmek.
* susturulmak edilg. f.
1. Ses çıkarması, gürültüsü engellenmek; hitabı, duygu ve düşüncesini dile getirmesi engellenmek, susmaya zorlanmak: Toplar susturuldu. Zorla susturulan halk.
2. Arg. Öldürülmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR