Sıvılı termometreler nasıl böyle gelişmiştir hangi aşamalardan geçilmiştir? Termometre kelimesi,"ısı" anlamına "th...
Sıvılı termometreler nasıl böyle gelişmiştir hangi aşamalardan geçilmiştir?
Termometre kelimesi,"ısı" anlamına "thermo" ve "ölçü" karşılığı "meter metre" kelimelerinden meydana gelmiştir. Yani bileşik bir kelimedir. İnce cam borudan yapılır. Borunun alt ucu şişkincedir, buraya alkol ya da civa doldurulur.
Bir termometrenin yapı ve görevindeki esas,aynı ısıda, daima aynı dereceyi göstermesidir. Bu alandaki ilk çalışmalar da,Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden 100 yıl sonra, 1592 yılında Galileo (Galile) adındaki bilgin tarafından yapılmıştır.Galile,gerçekte bir "hava termoskopu" diye tanımlanması gereken bir tür termometrenin yapımını tasarlamış ve bunu başarıyla gerçekleştirmiştir. Galile'nin yaptığı termoskop (ısı gösterici),bir ucunda oyuk bir ampulcük bulunan cam bir tüptü. Dar bir boru görünüşündeki cam tüpün içinde hava vardı. Tüp ve ampulcük,içindeki havanın genleşmesi için ısıtılıyordu. Sonra açık olan uç, su gibi bir sıvının içine sokuluyordu.
Tüpteki hava soğuyunca hacmi büzüşüyor, küçülüyor ve onun yerine, açık uçtan giren su yükseliyordu.Kısacası, ısı değişikliği tüpün içindeki sıvının (suyun) yükselip alçalmasıyla fark ediliyordu. Ancak, burada sadece havanın genleşip büzülüşü sayesinde ısı değişiklikleri görülüyor,fakat ısının ölçülmesi mümkün olmuyordu. Gene de,ısı değişimlerinin atmosfer basıncıyla ilişkisi esası ortaya çıkarılmıştı.
Günümüzde kullanılan modern termometrelerde,ısıyı ölçmek için,hava değişimlerine göre genleşip büzülen bir sıvı kullanılır. Söz konusu sıvı,ince cam boruya titiz bir dikkatle bağlantılı camdan ve çok küçük bir yuvarlağın içindedir. Yüksek ısıyla (sıcakla),sıvı genleşir. Cam boruda yükselir. Alçak ısıyla (soğukla), büzüşür, aşağı doğru çekilir. Cam borunun üstündeki taksimetre (dereceleme),bize ısının ne olduğunu belirtir. Bugün kullanmakta olduğumuz termometreler, 1742 yılında Andres Celsius tarafından bulunmuştur.
Termometreler, genel olarak, ince bir cam tüp halindedirler. Bu tüpün alt tarafında şişkince olan bölümde, cıva deposu vardır. Sıcaklık karşısında genişlemeye uğrayan cava, bir sütun halinde, cam tüp içinde yükselir, önceden tespit edilmiş derece miktarlarına göre, civanın bu yükselmesine sebep olan sıcaklık, tespit edilmiş olur.
Genel olarak Santigrat, Fahrenheit, Reomür olmak üzere üç çeşit termometre vardır. Bunlar, genel yapı bakımından birbirlerinin aynıdır. Değişik olan, üzerlerinde bulunan rakamlardır. Bu da, kaynama derecesinin, her üçünde değişik olarak alınmasından ileri gelmektedir. Suyun donma derecesi, her üç termometrede 0 olduğu halde, kaynama derecesi, Santigratta 100, Fahrenheltta 212, Reomürde 80 olarak kabul edilmiştir.Oiva termometrelerinden başka madensel ve alkollü termometreler de yapılmıştır.
üzerinde derece çizgileri bulunan ince uzun kısmın içindeki hava boşaltılır, sonra ağzı kapatılır. Böylece ısı arttığı zaman tüpün içindeki sıvı genleşir ve yavaş yavaş yükselir.
CELCİUS DERECELERİ
İsveçli fizikçi Anders Celcius (1701-1744), termometrenin derecelenmesinde «yüzlük» bir sistem önerdi; bugün birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye'de bu sistem kullanılmaktadır. Celcius, önce civalı termometre üzerinde iki nokta saptadı: buzun ergime noktasını 0, kaynama noktasını 100 olarak işaretledi. Sonra 0 ile 100 arasını 99 eşit parçaya böldü; bunlara Celcius dereceleri dendi. Daha sonra yazıcı termometre (sıcaklık değişimlerini otomatik olarak bir kâğıda kaydeder) ile maksimumlu ve minimumlu termometre (belli bir zaman aralığında en düşük ve en yüksek sıcaklıkları kaydeder) yapıldı.
CİVALI VE İSPİRTOLU TERMOMETRELER
Her zaman karşılaşılan sıcaklıkları ölçmek için yeterli olan civalı ve ispirtolu termometrelerin ölçme alanı çok dar ve sınırlıdır. Daha düşük sıcaklıkları ölçmek için tolüen ve pentan gibi değişik sıvılar kullanılır. Yüksek sıcaklıklar gazlı termometrelerle ölçülür. Çok incelik isteyen sıcaklık ölçümlerinde, laboratuvarlarda elektrik dirençli termometreler ve termoelektrik termometreler kullanılır.
AZOTLU TERMOMETRE
Azotlu termometre ile l 600 dereceye kadar olan sıcaklıklar ölçülebilir. Bunun üstündeki sıcaklıkları ölçmek için pirometrelerden yararlanılır. Bu âletin, sıcaklığı ölçülecek cisme değmesine gerek yoktur, yalnızca cismin ışımasını ölçmesi yeterlidir.
FAHRENHEİT'İN ESERİ
XVI. yy.da ısı, içi hava dolu bir balonla ölçülüyordu. Ancak atmosfer basıncındaki değişiklikler nedeniyle bunun verdiği bilgi yanlış oluyordu. XVII. yy.da Floransa'da ilk ispirtolu termometre yapıldı. 1721'de Alman fizikçisi Fahrenheit, civalı termometreyi gerçekleştirdi. Bugün Anglo-Saksonların kullandığı termometre derecesi onun adını taşır. Bu termometrede 32°F, buzun ergime noktasını; 212°F ise, suyun kaynama noktasını gösterir.
KELVİN
K harfi ile gösterilen ve birim aralığı Santigrat (Celsius) derecesiyle aynı olan, ancak sıfır noktası olarak mutlak sıfırı (-273.15°C) alan sıcaklık ölçüsü birimi. İsmini, termodinamikteki mutlak sıfır kavramını ilk kez gazlardan tüm Maddelere uygulayan İskoç asıllı bilim adamı Lord Kelvin'den (1824-1907) alır. 1954'teki onuncu ağırlık ve Ölçüler Genel Konferansı'nda (Conférence Générale des Poids et Mesures) suyun üçlü noktasının termodinamik sıcaklığının (mutlak sıfırla olan farkının) 273.16'da biri olarak tanımlanmıştır.
Santigrat derecesi sıfır noktasını suyun donma noktası olarak aldığından, 0°C 273.15K'e eşit olur. Benzeri şekilde Santigrat derece olarak ifade edilen herhangi bir sıcaklığı kelvine çevirmek için söz konusu değere 273.15 eklenir. Örneğin: 22°C=295.15K (22+273.15)
Kelvin sıcaklık birimi 1967'deki 13. Ağırlık ve Ölçüler Genel Konferansı'ndan beri "derece" sözcüğü kullanılmadan tanımlanmakta ve dolayısıyla derece işareti(°) olmadan yazılmaktadır.
İstanbul'un fethinin sonuçlarını kısaca anlatır mısınız?
Sıvılı termometrelerin çalışma prensibi nasıldır?
Hibritleşmeyi anlatır mısınız?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bir termometrenin yapı ve görevindeki esas,aynı ısıda, daima aynı dereceyi göstermesidir. Bu alandaki ilk çalışmalar da,Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden 100 yıl sonra, 1592 yılında Galileo (Galile) adındaki bilgin tarafından yapılmıştır.Galile,gerçekte bir "hava termoskopu" diye tanımlanması gereken bir tür termometrenin yapımını tasarlamış ve bunu başarıyla gerçekleştirmiştir. Galile'nin yaptığı termoskop (ısı gösterici),bir ucunda oyuk bir ampulcük bulunan cam bir tüptü. Dar bir boru görünüşündeki cam tüpün içinde hava vardı. Tüp ve ampulcük,içindeki havanın genleşmesi için ısıtılıyordu. Sonra açık olan uç, su gibi bir sıvının içine sokuluyordu.
Tüpteki hava soğuyunca hacmi büzüşüyor, küçülüyor ve onun yerine, açık uçtan giren su yükseliyordu.Kısacası, ısı değişikliği tüpün içindeki sıvının (suyun) yükselip alçalmasıyla fark ediliyordu. Ancak, burada sadece havanın genleşip büzülüşü sayesinde ısı değişiklikleri görülüyor,fakat ısının ölçülmesi mümkün olmuyordu. Gene de,ısı değişimlerinin atmosfer basıncıyla ilişkisi esası ortaya çıkarılmıştı.
Günümüzde kullanılan modern termometrelerde,ısıyı ölçmek için,hava değişimlerine göre genleşip büzülen bir sıvı kullanılır. Söz konusu sıvı,ince cam boruya titiz bir dikkatle bağlantılı camdan ve çok küçük bir yuvarlağın içindedir. Yüksek ısıyla (sıcakla),sıvı genleşir. Cam boruda yükselir. Alçak ısıyla (soğukla), büzüşür, aşağı doğru çekilir. Cam borunun üstündeki taksimetre (dereceleme),bize ısının ne olduğunu belirtir. Bugün kullanmakta olduğumuz termometreler, 1742 yılında Andres Celsius tarafından bulunmuştur.
Termometreler, genel olarak, ince bir cam tüp halindedirler. Bu tüpün alt tarafında şişkince olan bölümde, cıva deposu vardır. Sıcaklık karşısında genişlemeye uğrayan cava, bir sütun halinde, cam tüp içinde yükselir, önceden tespit edilmiş derece miktarlarına göre, civanın bu yükselmesine sebep olan sıcaklık, tespit edilmiş olur.
Genel olarak Santigrat, Fahrenheit, Reomür olmak üzere üç çeşit termometre vardır. Bunlar, genel yapı bakımından birbirlerinin aynıdır. Değişik olan, üzerlerinde bulunan rakamlardır. Bu da, kaynama derecesinin, her üçünde değişik olarak alınmasından ileri gelmektedir. Suyun donma derecesi, her üç termometrede 0 olduğu halde, kaynama derecesi, Santigratta 100, Fahrenheltta 212, Reomürde 80 olarak kabul edilmiştir.Oiva termometrelerinden başka madensel ve alkollü termometreler de yapılmıştır.
üzerinde derece çizgileri bulunan ince uzun kısmın içindeki hava boşaltılır, sonra ağzı kapatılır. Böylece ısı arttığı zaman tüpün içindeki sıvı genleşir ve yavaş yavaş yükselir.
CELCİUS DERECELERİ
İsveçli fizikçi Anders Celcius (1701-1744), termometrenin derecelenmesinde «yüzlük» bir sistem önerdi; bugün birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye'de bu sistem kullanılmaktadır. Celcius, önce civalı termometre üzerinde iki nokta saptadı: buzun ergime noktasını 0, kaynama noktasını 100 olarak işaretledi. Sonra 0 ile 100 arasını 99 eşit parçaya böldü; bunlara Celcius dereceleri dendi. Daha sonra yazıcı termometre (sıcaklık değişimlerini otomatik olarak bir kâğıda kaydeder) ile maksimumlu ve minimumlu termometre (belli bir zaman aralığında en düşük ve en yüksek sıcaklıkları kaydeder) yapıldı.
CİVALI VE İSPİRTOLU TERMOMETRELER
Her zaman karşılaşılan sıcaklıkları ölçmek için yeterli olan civalı ve ispirtolu termometrelerin ölçme alanı çok dar ve sınırlıdır. Daha düşük sıcaklıkları ölçmek için tolüen ve pentan gibi değişik sıvılar kullanılır. Yüksek sıcaklıklar gazlı termometrelerle ölçülür. Çok incelik isteyen sıcaklık ölçümlerinde, laboratuvarlarda elektrik dirençli termometreler ve termoelektrik termometreler kullanılır.
AZOTLU TERMOMETRE
Azotlu termometre ile l 600 dereceye kadar olan sıcaklıklar ölçülebilir. Bunun üstündeki sıcaklıkları ölçmek için pirometrelerden yararlanılır. Bu âletin, sıcaklığı ölçülecek cisme değmesine gerek yoktur, yalnızca cismin ışımasını ölçmesi yeterlidir.
FAHRENHEİT'İN ESERİ
XVI. yy.da ısı, içi hava dolu bir balonla ölçülüyordu. Ancak atmosfer basıncındaki değişiklikler nedeniyle bunun verdiği bilgi yanlış oluyordu. XVII. yy.da Floransa'da ilk ispirtolu termometre yapıldı. 1721'de Alman fizikçisi Fahrenheit, civalı termometreyi gerçekleştirdi. Bugün Anglo-Saksonların kullandığı termometre derecesi onun adını taşır. Bu termometrede 32°F, buzun ergime noktasını; 212°F ise, suyun kaynama noktasını gösterir.
KELVİN
K harfi ile gösterilen ve birim aralığı Santigrat (Celsius) derecesiyle aynı olan, ancak sıfır noktası olarak mutlak sıfırı (-273.15°C) alan sıcaklık ölçüsü birimi. İsmini, termodinamikteki mutlak sıfır kavramını ilk kez gazlardan tüm Maddelere uygulayan İskoç asıllı bilim adamı Lord Kelvin'den (1824-1907) alır. 1954'teki onuncu ağırlık ve Ölçüler Genel Konferansı'nda (Conférence Générale des Poids et Mesures) suyun üçlü noktasının termodinamik sıcaklığının (mutlak sıfırla olan farkının) 273.16'da biri olarak tanımlanmıştır.
Santigrat derecesi sıfır noktasını suyun donma noktası olarak aldığından, 0°C 273.15K'e eşit olur. Benzeri şekilde Santigrat derece olarak ifade edilen herhangi bir sıcaklığı kelvine çevirmek için söz konusu değere 273.15 eklenir. Örneğin: 22°C=295.15K (22+273.15)
Kelvin sıcaklık birimi 1967'deki 13. Ağırlık ve Ölçüler Genel Konferansı'ndan beri "derece" sözcüğü kullanılmadan tanımlanmakta ve dolayısıyla derece işareti(°) olmadan yazılmaktadır.
Termometre
Termometre, (Latince'den: thermos kütle ve métron ölçü; eski dilde: mizanül-harâre) sıcaklığı ölçmek için kullanılan alet.
Meteorolojide Celsius, Fahrenheit veya Kelvin gibi değişik ölçekler termometrelerde kullanılmaktadır. Termometreler, değişen sıcaklık karşısında sıvıların hacim değiştirmesi mantığına dayanır. En fazla kullanılan termometreler civalı termometrelerdir. Sıcaklığın çok düşük olduğu yerlerde ise donma sıcaklığı daha düşük olan alkollü termometreler tercih edilir.
En sık rastlananı cıvalı termometredir. Bu çok küçük kesite sahip ve üst ucu kapalı bir tüpten ibarettir. Alt ucundaysa içinde cıva bulunan küresel veya silindirik bir hazne bulunur. Isıtılmasıyla, civa genişler ve tüpte yükselir.
Termometre, (Latince'den: thermos kütle ve métron ölçü; eski dilde: mizanül-harâre) sıcaklığı ölçmek için kullanılan alet.
Meteorolojide Celsius, Fahrenheit veya Kelvin gibi değişik ölçekler termometrelerde kullanılmaktadır. Termometreler, değişen sıcaklık karşısında sıvıların hacim değiştirmesi mantığına dayanır. En fazla kullanılan termometreler civalı termometrelerdir. Sıcaklığın çok düşük olduğu yerlerde ise donma sıcaklığı daha düşük olan alkollü termometreler tercih edilir.
En sık rastlananı cıvalı termometredir. Bu çok küçük kesite sahip ve üst ucu kapalı bir tüpten ibarettir. Alt ucundaysa içinde cıva bulunan küresel veya silindirik bir hazne bulunur. Isıtılmasıyla, civa genişler ve tüpte yükselir.
DEVAMI :
İstanbul'un fethinin sonuçlarını kısaca anlatır mısınız?
Sıvılı termometrelerin çalışma prensibi nasıldır?
Hibritleşmeyi anlatır mısınız?
YORUMLAR