Tabiat isim Arapça µab³¤at 1 . Doğa: "İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir."- ...
Tabiat
isim Arapça µab³¤at
1 . Doğa:
2 . Doğal özellik:
3 . Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni:
4 . İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu.
5 . Huy, karakter:
isim Arapça µab³¤at
1 . Doğa:
"İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir."- A. Haşim.
2 . Doğal özellik:
"Arazinin tabiatı."- .
3 . Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni:
"Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan."- A. İlhan.
4 . İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu.
5 . Huy, karakter:
"Mağrur, bazen zalim olacak kadar hiddetli, bazen çok müşfik ve hassas bir tabiattadır."- A. H. Çelebi.
Birleşik Sözler
- tabiat bilgisi
- tabiat bilimleri
- tabiatüstü
TABİAT, -tı a. (ar tabi'at).
1. Fiziksel dünya, evren, varlıkların ve nesnelerin tümü; doğa: Bir tabiat mucizesi, insanoğlunun tabiattaki yeri.
2. Dünyada var olanların, dünyanın, varlığın kökeninde bulunduğu düşünülen güçlerin bütünü; ilke, doğa: Tabiat kanunları.
3. Dış dünyada (özellikle kente karşıt olarak) insan tarafından (çok fazla) değiştirilmemiş olan ve hayranlıkla ele alınan şeylerin tümü; doğa: Tabiatı sevmek.
4. Canlıları, kendine özgü kılan özelliklerin, niteliklerin tümü; doğa: insan, hayvan tabiatını incelemek.
5. Bir kimsenin temel kişiliğini oluşturan özellikler, eğilimler bütünü; huy, karakter: Bu tür davranışlar onun tabiatına aykırıdır.
6. Cinsel yaşam, içgüdü, cinsel çekim; doğa: Tabiatın çağrısına uymak.
7. Bir şeyin iç zorunluluğu; doğa: Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır.
8. Güzeli ayırma yetisi, zevk, beğeni: Tabiat sahibi bir insan.
9. Bir kimsenin dışkı çıkarabilmedeki kolaylığı ya da zorluğu.
*Esk. Tabiatı beşeriye, insan tabiatı. || Cısni tabiat -> HüSüN. || Kanunı tabiat, doğa yasası.
*Fels. - DOĞA.
*Ûğr. Tabiat bilgisi, ortaokullarda doğayı ve doğa olaylarını öğretmek için okutulan dersin adı. (Konusu canlı ve cansız doğa: hayvan, bitki ve insan bedenidir Günümüzde fizik, kimya dersleri ile birlikte Fen ve tabiat bilgisi adıyla okutulmaktadır.)
*Tıp. tar. Hipokrat tıbbında YAPl'nın eşanlamlısı. (Dört suyuğun karışımından oluşur Galenos'a göre dört suyuğun [kan, sümük, atrabil ve safra] dengesi kişinin yapısını ve karakterini belirler.)
Tabiat tarihi müzesi, Ankara'da MTA' nın, Ortadoğu teknik üniversitesi yakınındaki yapılarında kurulan müze (1968); paleontoloji ve petrografi bölümlerinden oluşur ve 3 500 m2'lik bir alanı kaplar. Müzede, Anadolu ile ilgili çok çeşitli minerallerin ve fosil örneklerinin yanı sıra, Fransa'dan armağan edilen Mastodon mulajı, ABD'den satın alınan Allosaurus (Antrodemus) mulajı, Ankara yakınlarında bulunmuş Mastodon ve dev kara kaplumbağası fosili, Manisa yakınlarında Kula'da yanardağ tüfleri içinde saptanmış 25 000 yıllık insan ayağı izleri sergilenmektedir.
1. Fiziksel dünya, evren, varlıkların ve nesnelerin tümü; doğa: Bir tabiat mucizesi, insanoğlunun tabiattaki yeri.
2. Dünyada var olanların, dünyanın, varlığın kökeninde bulunduğu düşünülen güçlerin bütünü; ilke, doğa: Tabiat kanunları.
3. Dış dünyada (özellikle kente karşıt olarak) insan tarafından (çok fazla) değiştirilmemiş olan ve hayranlıkla ele alınan şeylerin tümü; doğa: Tabiatı sevmek.
4. Canlıları, kendine özgü kılan özelliklerin, niteliklerin tümü; doğa: insan, hayvan tabiatını incelemek.
5. Bir kimsenin temel kişiliğini oluşturan özellikler, eğilimler bütünü; huy, karakter: Bu tür davranışlar onun tabiatına aykırıdır.
6. Cinsel yaşam, içgüdü, cinsel çekim; doğa: Tabiatın çağrısına uymak.
7. Bir şeyin iç zorunluluğu; doğa: Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır.
8. Güzeli ayırma yetisi, zevk, beğeni: Tabiat sahibi bir insan.
9. Bir kimsenin dışkı çıkarabilmedeki kolaylığı ya da zorluğu.
*Esk. Tabiatı beşeriye, insan tabiatı. || Cısni tabiat -> HüSüN. || Kanunı tabiat, doğa yasası.
*Fels. - DOĞA.
*Ûğr. Tabiat bilgisi, ortaokullarda doğayı ve doğa olaylarını öğretmek için okutulan dersin adı. (Konusu canlı ve cansız doğa: hayvan, bitki ve insan bedenidir Günümüzde fizik, kimya dersleri ile birlikte Fen ve tabiat bilgisi adıyla okutulmaktadır.)
*Tıp. tar. Hipokrat tıbbında YAPl'nın eşanlamlısı. (Dört suyuğun karışımından oluşur Galenos'a göre dört suyuğun [kan, sümük, atrabil ve safra] dengesi kişinin yapısını ve karakterini belirler.)
Tabiat tarihi müzesi, Ankara'da MTA' nın, Ortadoğu teknik üniversitesi yakınındaki yapılarında kurulan müze (1968); paleontoloji ve petrografi bölümlerinden oluşur ve 3 500 m2'lik bir alanı kaplar. Müzede, Anadolu ile ilgili çok çeşitli minerallerin ve fosil örneklerinin yanı sıra, Fransa'dan armağan edilen Mastodon mulajı, ABD'den satın alınan Allosaurus (Antrodemus) mulajı, Ankara yakınlarında bulunmuş Mastodon ve dev kara kaplumbağası fosili, Manisa yakınlarında Kula'da yanardağ tüfleri içinde saptanmış 25 000 yıllık insan ayağı izleri sergilenmektedir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR