tane isim (ta:ne) Farsça dÂ¥ne 1 . Herhangi bir sayıda olan şey, adet. 2 . Bazı bitkilerin tohumu: "İşçiler buğdayı savu...
tane
isim (ta:ne) Farsça dÂ¥ne
1 . Herhangi bir sayıda olan şey, adet.
2 . Bazı bitkilerin tohumu:
3 . bitki bilimi Çekirdekli küçük meyve:
"üzüm tanesi. Nar tanesi."- .
TANE a. (fars. dsne'den).
1. Birim olarak kabul edilen nesnelerden her biri; adet: Tanesi 500 g. İki tane kalem.
2. Kimi baklagiller (bezelye, mercimek, bakla, fiğ vb.) ya da bazı bitkilerin meyvesi, tohumu: Mısır, buğday, zeytin tanesi. (Bk. ansikl. böl. Tarım , Tarım ve Zootekn.)
3. Kimi meyvelerin, kendilerine ait birer çekirdekleri olan küçük birimlerinden her biri: üzüm tanesi. Nar tanesi.
4. Tek olarak ele alınan, yuvarlakça küçük cisim: İnci tanesi. Kum taneleri. Kar tanesi.
5. Tane bağlamak, sözkonusu, buğday, arpa vb. ise, tohumları tane durumuna gelmek. || Tane tane, tek tek, bir bir. || Tane tane söylemek, konuşmak, yavaş yavaş, seslerin hakkını vererek herkesin izleyip anlayabileceği biçimde konuşmak: Acele etme, tane tane konuş.
*Esk.
1. Kuş yemi.
2. Kurşun, mermi.
3. Tane serpmek, tohum serpmek.
4. Tane yağdırmak, mermi yağdırmak.
5. Taneye gelmek, tohum haline gelmek, başak vermek.
6. Tane-çîn, tane toplayan, ufak şeylerden yararlanan. II Tane-riz, tane serpen; tohum saçan. || Tanei ateş, kor, ateş parçası. || Tane-i dam, tuzağa konulan yem. || Tane-i eşk, gözyaşı: "Hisabı var mı düşen hâke tânei eşkin" (Nedim, XVIII. yy.). || Dane-i hal, ben.
*Ask. Top mermisinin, barut hakkı ile kovan dışında kalan çelik dökümlü ve içi paralama hakkıyla doldurulmuş bölümü. (tane de denir.)
*Aşındc. Çok küçük madde öğesi: Tuz tanesi, toz tanesi. (Bk. ansikl. böl.)
*Biyol. Canlı yaratıklarda gerek çıplak gözle, gerekse mikroskopta, komşu organlardan ayrı ya da hemen hemen ayrı, ama özdeş organlarla yan yana görünen küçük katı küre biçiminde her çeşit organ.
*Bot. Aleurorıe tanesi, tohumlarda ya da çeşitli bitkisel hücrelerde yer alan yedek protein kütlesi. || Klorofil tanesi, kloroplast. || Nişasta tanesi, amiloplast. || Polen tanesi, kapalıtohumluların erkek protalı.
*Deric. Tane kırmak, derilerin üzerindeki küçük hava kabarcıklarını yok etmek.
*Ed. Divan şiirinde sevgilinin yüzündeki ben, gökteki yıldız vb için kullanılan benzetme öğesi. (Bk. ansikl. böl.)
*El sant. Tespihi oluşturan, çok çeşitli gereçlerden yapılmış, genellikle yuvarlak küçük parçacıklar.
*Fişekç. Barut tanesi, küçük boyutlu barut parçası.
*Kim. Asıltıların içinde dağınık olarak bulunan parçacıklara verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*Kur. tar. Tane usulü. Osmanlı devletinde mültezimlerin tahıl öşür*'ünü toplamada uyguladıkları yöntemlerden biri. (Bk. ansikl. böl.)
*Mad. oc. Birkaç mm boyutunda cevher parçası (kömürde 6 ile 10 mm arasında).
*Metalürj. Kristalleşmiş metal bir fazın kristal yönlenmesi, çevresindeki öğelerden farklı olan ve belirli bir kimyasal Bileşime sahip öğelerinden her biri. (Bk. ansikl. böl.) || Tane biçimi, tanelerin dış etkilere bağlı olarak aldığı biçim. || Tane büyüklüğü, tanelerin mikroskop altında ölçülebilen büyüklüğü. || Tane büyümesi, ısıl işlem sırasında tanelerin sınırlarını birleştirip büyüyerek yeni bir konuma girmeleri olayı. || Tane küçültme, bir metale tane küçültme tavı işlemi uygulama. || Tane küçültme tavı, döküm, ısıl işlem ya da mekanik biçim değiştirme yoluyla bir metal ya da alaşımın ortalama tane iriliğinin küçültülmesi sağlayan işlem. (Bk. ansikl. böl.) || Tane sınırı, taneleri birbirinden ayıran sınır.
*Nöroanat. Tane görsel yatağı, beyincikteki tane hücreleri bölgesi. (Bu bölge, beyincik kodeksinin en derin görsel yatağına [3. görsel yatak] karşılık düşer.) || Tane hücresi ya da tane görsel yatak hücresi, küçük beyincik hücresi. (üst üste yığılıp birbirini sıkıştıran tane hücreleri, beyincikteki tanelerin görsel yatak hücresini oluştururlar. Tane hücreleri aksonları, Purkinje hücrelerinin görsel yatağı içinden geçerek molekül görsel yatağında iki koşut lif biçiminde dallara ayrılır. Omurilik ve omurilik soğancığından gelen bilgiler, onlara yosunsu liflerle ulaşır.)
*Nümism. Değerli metallerin bir tahıl tanesinin (buğday ya da arpa) ağırlığına eşit ağırlık birimi; paraların değerlendirilmesinde uzun süre kullanıldı.
*Seram. Pişme sırasında, üst kasetten alttaki parçaların üzerine düşen, pişmiş küçük kil parçası.
*Tarım. Tane bağlama, bir bitkinin uzama, çiçek açma ve meyve ya da tohum yapma olgularının tümü.
*Taşoc. Bir taşın yapısını oluşturan öğelerin bir kırılma yüzeyi üzerindeki genel görünümü (bu öğelerin kalınlığı, biçimi ve konumu). [Eşanl. GREN.]
*Yerbil. Tortul, gevşek ya da sağlam ka- yaçlarda bulunan, küçük kırıntılı öğe. || Bir kayacın tanesi, bileşenlerinin ortalama boyutu.
*Kuyumc. Tane inci, yüzük, küpe, gerdanlık gibi takılarda kullanılan irice taneli, değerli inci.
*ANSİKL. Aşındc. Aşındırıcı tanesi. Yaygın olarak kullanılan doğal lı aşındırıcılar, giderek yerlerini sentetik lı aşındırıcılara bırakmaya başlamıştır. Doğal aşındırıcılar içinde silisli bileşikler (kuvars, çakmaktaşı, ponza, grena) ve alü- minli bileşikler (alüminyum oksit ya da korindon, zımpara) ayırt edilir Sentetik aşındırıcı olarak ise daha çok silisyum karbür ve sentetik korindon kullanılır.
Aşındırıcılar, önce öğütülüp sonra tane büyüklüklerine göre sınıflandırılmış taneler halinde kullanılır. Tane büyüklüğü, tanelerin geçişini veren birinci eleğinden ince elek) bir inch (25,4 mm) başına düşen göz sayısına denk gelen elek numaralarıyla belirtilir. Bu numaraların derecelendirilmesi 7'den 600'e kadar uzanır. Elek numarası ne kadar büyükse tane o kadar küçüktür. Uygulamada, iri taneler (no 7 ile 24 arası), orta taneler (no. 30 ile 60 arası), ince taneler (no. 70 ile 180 arası) ve çok ince taneler (no. 220 ile 600 arası) ayırt edilir. Bu sonuncu tür taneleri sınıflandırmak için elek sistemi yerine çökelme hızı kullanılır. Zımpara ve çakmaktaşı için özgül tane büyüklüğü kodları kullanılmaktadır. (“çok inceden çok iriye").
Genel olarak aşındırıcı tanelerin nitel ayııtedici özellikleri, sertlikleri, çoğunlukla biçimlerine bağlı olan görünür yoğunlukları, toklukları ve kırılma tiplerinden hareket edilerek belirlenir. Tanelerin aşındırdıklar malzemeye girme ve malzemeden küçük bir parça koparma yetenekleri arılıklarına, biçimlerine (örneğin, çokyüzlü) ve ayrıtlarına bağlıdır. Dayanıklılıkları, aşındırma işlemlerinin normal sonuçları olan darbelere ve körelmelere karşı dirençlerini ifade eder. Tanelerin görece kolay kırılabilir olması, kırılma sonucu yeni kesici ayrıtlar oluştuğu sürece (özbilenme) sakıncalı değildir.
Yukarıdaki tablo yaygın olarak kullanılan başlıca aşındırıcı tanelerin ortalama özelliklerini göstermektedir. Tabloda sertlikler Mohs ölçeğine göre gösterilmiştir. Bu ölçekteki her derece (sayı), bir öncekini çizmeden bir sonrakini çizebilen mineral tipi bileşiği tipine karşılık gelmektedir. Ölçeğin en yüksek sayısı 10 (elmas için), en küçük sayısı 1 'dir (talk için). Dayanıklılıklar önceden belirlenmiş öğütme işlemlerine dayanabilmiş olan taneyüzdesi olarak verilmiştir.
*Ed. Sevgilinin saçı tuzağa, âşığın gönlü kuşa benzetilir; böylece sevgilinin yüzündeki benler kuşu tuzağa çekecek buğday taneleri (sözcüğün fars. biçimi: dane) olur. Âşığın can harmanı aşk ateşiyle tutuştuğu için sevgilinin benleri, yanmış buğday tanelerine benzer. Karınca sevgilinin güzellik harmanından buğday taneleri taşıyan güçsüz bir yaratıktır; âşık da öyledir. Yıldızlar ay harmanına saçılmış tanelerdir vd.
*Kim. Asıltıların içinde, sıvıda dağınık olarak bulunan taneler, kuru durumdaki boyutlarını korurlar, yani şişmezler. Dağınık olarak bulunan katı ile sıvı arasında oluşan kimyasal bağlar tamamen yüzeyseldir; yüzde tutma olayından lanan bu bağlar, taneler tarafından kapılan elektrik yükünün de nedenini oluşturur. Oldukça kararlı bir asıltıda bulunan en iri tanelerin boyutları, en çok mikrometre düzeyindedir. Genel olarak çok küçük olduklarından ancak ültramikroskopta görülebilirler ve Brovvn hareketleri şeklinde titreşirler. Hem bu karmaşık hareketlerine, hem de yerçekimine bağlı olarak çökelirler. Taneler ne kadar iriyse çökelmeleri de o kadar hızlı olur. Kabın dibine çöken bu taneler, bu tortulaşma olayına yol açar.
*Kur. tar. Öşür, tane ya da demet olarak iki biçimde toplanırdı. Taneusutü'nde, harman dövüldükten sonra ürün ölçülerek öşürü ayrılırdı. Demet usulü'nde ise, harman dövülmeden ekin demetleri sayılır ve öşürü ayrıldıktan sonra harmanı çıkarılırdı.
*Metalürj. Tekkristaller dışında metal yapıların tümü, genellikle 0,01-0,1 mm arasında değişen farklı büyüklüklerdeki çok yapışkan tanelerin yan yana dizilmesi sonunda oluşur. Metal atomları her tanenin içinde hemen hemen düzgün bir biçimde sıralanır. Tanelerin ortak sınırları, yani ayrım yüzeyleri, çok düzgün biçimde dizilmiş atomlardan oluşur; bu da iki tane arasında yönlenme geçişini sağlar. Bu nedenle tane sınırlarının mekanik ve fizikokimyasal dönüşüm özellikleri (çekirdek- lenme, fazların çökelmesi, ayrışma-birik- me vb.) tane içlerinin özelliklerinden farklıdır.
Taneler, kendiliğinden oluşan ya da önceden var olan çekirdekler üzerinde akışkan bir fazın katılaşması ya da yoğuşma- sı ya da katı bir fazın yeniden kristallenmesi sonunda oluşur. Tek bir çekirdek varsa madde, kimi doğal kayaçlarda görüldüğü gibi santimetre ya da desimetre boyutlarında tekkristal denen yalnız bir kristal verir.
Belli fiziksel ya da metalsel özellikler üzerinde tane iriliğinin doğrudan bir etkisi vardır; özellikle esneklik sınırı, tane inceliğine bağlı olarak artar. Tane iriliğinin ölçümü, örnek tane ölçeğiyle karşılaştırılarak yapılır. Çok az miktarda titan ve zirkonyumun katılması, uygulanan ısıl işlem ne olursa olsun, alüminyum tanelerinin aşırı büyümelerini engeller.
Tanelerin seçimli olarak yönlenmesine (yönlenme dokusu) özellikle transformatör yapımında kullanılan manyetik saclarda (“yönlenmiş taneli†saclar) rastlanır.
*Tane küçültme tavı. Bir metal ya da alaşımın ortalama tane boyutunu küçültmek için çeşitli yöntemler uygulanır. Dökümcülükte, ergitme sırasında külçenin ya da parçanın katılaşması süresince tane boyutunun sınırlı kalmasını sağlamak için banyoya çeşitli katkı maddeleri eklenir. Örneğin çelik için vanadyum, titan ve niyobyum; alüminyum alaşımları için bor; bakır alaşımları için titan; dökme demir için nikel katılır. Bu elementlerin oranı genellikle % 0,2'nin altındadır.
*Isıl işlem yoluyla çeliğe uygulanan tane küçültme tavı, yani normalleştirme, parçanın tüm kütlesi için homojen bir sıcaklık elde edilinceye dek çeliğin dönüşüm sıcaklığının üzerindeki bir sıcaklıkta (yaklaşık 50 °C) ısıtılmasıyla yapılır; parça daha sonra ortam sıcaklığına düşünceye dek havaca soğumaya bırakılır. Bu önısıtma işlemiv menevişlemenin izlediği suverme işlemlerinden önce uygulanır.
*Mekanik biçim değiştirme yoluyla soğukta uygulanan tane küçültme tavı haddeleme, çekiçleme vb. yöntemlerle yapılır; ancak bu yöntemler sonunda ortaya çıkan işleme sertleşmesi, yeniden kristalleşmeyi sağlayan özel bir ısıtmayla giderilir.
*Tarım. Biryıllık bitkilerde tane bağlama ilk yılda, ikiyıllık bitkilerde ise ikinci yılda gerçekleşir. Bu sonuncular, tohum elde etmek için yetiştirildiği zaman (pancar, ıspanak, soğan) ancak ikinci yıl ürün alınabilir. Fakat tane bağlamadan kalması ve toplanması gereken bitkilerde (pancar, salata, havuç) beklenmedik zamanda tane ya da tohum oluşması verimi çok kötü etkiler. Bu gibi kazalar erken ya da soğuk bir baharda ekildiği için kışlama etkisinde kalan ya da istisnai olarak biryıl- lık döngüye uyan bitkilerde ortaya çıkar.
*Tarım ve Zootekn. Tahıl taneleri hayvanların, özellikle tek mideli olanların (kümes hayvanları, at, domuz), beslenmesinde başlıca enerji kaynağını oluşturur. Bunların enerji değerleri bir kilogram kuru madde için yaklaşık 1 yem birimi ölüp selüloz oranına göre değişir. Yetiştirilen tahıllar arasında enerji değeri en yüksek olan ve hayvan yemi olarak en fazla kullanılan taneler mısır ve arpa taneleridir.
Enerji bakımından zengin olan taneler, tersine, azotlu maddeler bakımından fakirdir. İçerdikleri proteinlerde gerekli ami- noasitler, özellikle lizin, çok azdır. Taneler her cins hayvan tarafından sevilerek yenir. Bütün olarak yutulabilirler, ama bu durumda daha zor sindirilirler. Çoğunlukla kırıldıktan, öğütüldükten sonra topak haline getirilerek (genellikle proteince zengin ürünlerle), yassıltılarak ya da lokma haline getirilerek (hidrotermik işlem) yedirilirler. Sığırlara ve domuzlara yediri- lecek yaş tanelerin silajı da yapılabilir.
1. Birim olarak kabul edilen nesnelerden her biri; adet: Tanesi 500 g. İki tane kalem.
2. Kimi baklagiller (bezelye, mercimek, bakla, fiğ vb.) ya da bazı bitkilerin meyvesi, tohumu: Mısır, buğday, zeytin tanesi. (Bk. ansikl. böl. Tarım , Tarım ve Zootekn.)
3. Kimi meyvelerin, kendilerine ait birer çekirdekleri olan küçük birimlerinden her biri: üzüm tanesi. Nar tanesi.
4. Tek olarak ele alınan, yuvarlakça küçük cisim: İnci tanesi. Kum taneleri. Kar tanesi.
5. Tane bağlamak, sözkonusu, buğday, arpa vb. ise, tohumları tane durumuna gelmek. || Tane tane, tek tek, bir bir. || Tane tane söylemek, konuşmak, yavaş yavaş, seslerin hakkını vererek herkesin izleyip anlayabileceği biçimde konuşmak: Acele etme, tane tane konuş.
*Esk.
1. Kuş yemi.
2. Kurşun, mermi.
3. Tane serpmek, tohum serpmek.
4. Tane yağdırmak, mermi yağdırmak.
5. Taneye gelmek, tohum haline gelmek, başak vermek.
6. Tane-çîn, tane toplayan, ufak şeylerden yararlanan. II Tane-riz, tane serpen; tohum saçan. || Tanei ateş, kor, ateş parçası. || Tane-i dam, tuzağa konulan yem. || Tane-i eşk, gözyaşı: "Hisabı var mı düşen hâke tânei eşkin" (Nedim, XVIII. yy.). || Dane-i hal, ben.
*Ask. Top mermisinin, barut hakkı ile kovan dışında kalan çelik dökümlü ve içi paralama hakkıyla doldurulmuş bölümü. (tane de denir.)
*Aşındc. Çok küçük madde öğesi: Tuz tanesi, toz tanesi. (Bk. ansikl. böl.)
*Biyol. Canlı yaratıklarda gerek çıplak gözle, gerekse mikroskopta, komşu organlardan ayrı ya da hemen hemen ayrı, ama özdeş organlarla yan yana görünen küçük katı küre biçiminde her çeşit organ.
*Bot. Aleurorıe tanesi, tohumlarda ya da çeşitli bitkisel hücrelerde yer alan yedek protein kütlesi. || Klorofil tanesi, kloroplast. || Nişasta tanesi, amiloplast. || Polen tanesi, kapalıtohumluların erkek protalı.
*Deric. Tane kırmak, derilerin üzerindeki küçük hava kabarcıklarını yok etmek.
*Ed. Divan şiirinde sevgilinin yüzündeki ben, gökteki yıldız vb için kullanılan benzetme öğesi. (Bk. ansikl. böl.)
*El sant. Tespihi oluşturan, çok çeşitli gereçlerden yapılmış, genellikle yuvarlak küçük parçacıklar.
*Fişekç. Barut tanesi, küçük boyutlu barut parçası.
*Kim. Asıltıların içinde dağınık olarak bulunan parçacıklara verilen ad. (Bk. ansikl. böl.)
*Kur. tar. Tane usulü. Osmanlı devletinde mültezimlerin tahıl öşür*'ünü toplamada uyguladıkları yöntemlerden biri. (Bk. ansikl. böl.)
*Mad. oc. Birkaç mm boyutunda cevher parçası (kömürde 6 ile 10 mm arasında).
*Metalürj. Kristalleşmiş metal bir fazın kristal yönlenmesi, çevresindeki öğelerden farklı olan ve belirli bir kimyasal Bileşime sahip öğelerinden her biri. (Bk. ansikl. böl.) || Tane biçimi, tanelerin dış etkilere bağlı olarak aldığı biçim. || Tane büyüklüğü, tanelerin mikroskop altında ölçülebilen büyüklüğü. || Tane büyümesi, ısıl işlem sırasında tanelerin sınırlarını birleştirip büyüyerek yeni bir konuma girmeleri olayı. || Tane küçültme, bir metale tane küçültme tavı işlemi uygulama. || Tane küçültme tavı, döküm, ısıl işlem ya da mekanik biçim değiştirme yoluyla bir metal ya da alaşımın ortalama tane iriliğinin küçültülmesi sağlayan işlem. (Bk. ansikl. böl.) || Tane sınırı, taneleri birbirinden ayıran sınır.
*Nöroanat. Tane görsel yatağı, beyincikteki tane hücreleri bölgesi. (Bu bölge, beyincik kodeksinin en derin görsel yatağına [3. görsel yatak] karşılık düşer.) || Tane hücresi ya da tane görsel yatak hücresi, küçük beyincik hücresi. (üst üste yığılıp birbirini sıkıştıran tane hücreleri, beyincikteki tanelerin görsel yatak hücresini oluştururlar. Tane hücreleri aksonları, Purkinje hücrelerinin görsel yatağı içinden geçerek molekül görsel yatağında iki koşut lif biçiminde dallara ayrılır. Omurilik ve omurilik soğancığından gelen bilgiler, onlara yosunsu liflerle ulaşır.)
*Nümism. Değerli metallerin bir tahıl tanesinin (buğday ya da arpa) ağırlığına eşit ağırlık birimi; paraların değerlendirilmesinde uzun süre kullanıldı.
*Seram. Pişme sırasında, üst kasetten alttaki parçaların üzerine düşen, pişmiş küçük kil parçası.
*Tarım. Tane bağlama, bir bitkinin uzama, çiçek açma ve meyve ya da tohum yapma olgularının tümü.
*Taşoc. Bir taşın yapısını oluşturan öğelerin bir kırılma yüzeyi üzerindeki genel görünümü (bu öğelerin kalınlığı, biçimi ve konumu). [Eşanl. GREN.]
*Yerbil. Tortul, gevşek ya da sağlam ka- yaçlarda bulunan, küçük kırıntılı öğe. || Bir kayacın tanesi, bileşenlerinin ortalama boyutu.
*Kuyumc. Tane inci, yüzük, küpe, gerdanlık gibi takılarda kullanılan irice taneli, değerli inci.
*ANSİKL. Aşındc. Aşındırıcı tanesi. Yaygın olarak kullanılan doğal lı aşındırıcılar, giderek yerlerini sentetik lı aşındırıcılara bırakmaya başlamıştır. Doğal aşındırıcılar içinde silisli bileşikler (kuvars, çakmaktaşı, ponza, grena) ve alü- minli bileşikler (alüminyum oksit ya da korindon, zımpara) ayırt edilir Sentetik aşındırıcı olarak ise daha çok silisyum karbür ve sentetik korindon kullanılır.
Aşındırıcılar, önce öğütülüp sonra tane büyüklüklerine göre sınıflandırılmış taneler halinde kullanılır. Tane büyüklüğü, tanelerin geçişini veren birinci eleğinden ince elek) bir inch (25,4 mm) başına düşen göz sayısına denk gelen elek numaralarıyla belirtilir. Bu numaraların derecelendirilmesi 7'den 600'e kadar uzanır. Elek numarası ne kadar büyükse tane o kadar küçüktür. Uygulamada, iri taneler (no 7 ile 24 arası), orta taneler (no. 30 ile 60 arası), ince taneler (no. 70 ile 180 arası) ve çok ince taneler (no. 220 ile 600 arası) ayırt edilir. Bu sonuncu tür taneleri sınıflandırmak için elek sistemi yerine çökelme hızı kullanılır. Zımpara ve çakmaktaşı için özgül tane büyüklüğü kodları kullanılmaktadır. (“çok inceden çok iriye").
Genel olarak aşındırıcı tanelerin nitel ayııtedici özellikleri, sertlikleri, çoğunlukla biçimlerine bağlı olan görünür yoğunlukları, toklukları ve kırılma tiplerinden hareket edilerek belirlenir. Tanelerin aşındırdıklar malzemeye girme ve malzemeden küçük bir parça koparma yetenekleri arılıklarına, biçimlerine (örneğin, çokyüzlü) ve ayrıtlarına bağlıdır. Dayanıklılıkları, aşındırma işlemlerinin normal sonuçları olan darbelere ve körelmelere karşı dirençlerini ifade eder. Tanelerin görece kolay kırılabilir olması, kırılma sonucu yeni kesici ayrıtlar oluştuğu sürece (özbilenme) sakıncalı değildir.
Yukarıdaki tablo yaygın olarak kullanılan başlıca aşındırıcı tanelerin ortalama özelliklerini göstermektedir. Tabloda sertlikler Mohs ölçeğine göre gösterilmiştir. Bu ölçekteki her derece (sayı), bir öncekini çizmeden bir sonrakini çizebilen mineral tipi bileşiği tipine karşılık gelmektedir. Ölçeğin en yüksek sayısı 10 (elmas için), en küçük sayısı 1 'dir (talk için). Dayanıklılıklar önceden belirlenmiş öğütme işlemlerine dayanabilmiş olan taneyüzdesi olarak verilmiştir.
*Ed. Sevgilinin saçı tuzağa, âşığın gönlü kuşa benzetilir; böylece sevgilinin yüzündeki benler kuşu tuzağa çekecek buğday taneleri (sözcüğün fars. biçimi: dane) olur. Âşığın can harmanı aşk ateşiyle tutuştuğu için sevgilinin benleri, yanmış buğday tanelerine benzer. Karınca sevgilinin güzellik harmanından buğday taneleri taşıyan güçsüz bir yaratıktır; âşık da öyledir. Yıldızlar ay harmanına saçılmış tanelerdir vd.
*Kim. Asıltıların içinde, sıvıda dağınık olarak bulunan taneler, kuru durumdaki boyutlarını korurlar, yani şişmezler. Dağınık olarak bulunan katı ile sıvı arasında oluşan kimyasal bağlar tamamen yüzeyseldir; yüzde tutma olayından lanan bu bağlar, taneler tarafından kapılan elektrik yükünün de nedenini oluşturur. Oldukça kararlı bir asıltıda bulunan en iri tanelerin boyutları, en çok mikrometre düzeyindedir. Genel olarak çok küçük olduklarından ancak ültramikroskopta görülebilirler ve Brovvn hareketleri şeklinde titreşirler. Hem bu karmaşık hareketlerine, hem de yerçekimine bağlı olarak çökelirler. Taneler ne kadar iriyse çökelmeleri de o kadar hızlı olur. Kabın dibine çöken bu taneler, bu tortulaşma olayına yol açar.
*Kur. tar. Öşür, tane ya da demet olarak iki biçimde toplanırdı. Taneusutü'nde, harman dövüldükten sonra ürün ölçülerek öşürü ayrılırdı. Demet usulü'nde ise, harman dövülmeden ekin demetleri sayılır ve öşürü ayrıldıktan sonra harmanı çıkarılırdı.
*Metalürj. Tekkristaller dışında metal yapıların tümü, genellikle 0,01-0,1 mm arasında değişen farklı büyüklüklerdeki çok yapışkan tanelerin yan yana dizilmesi sonunda oluşur. Metal atomları her tanenin içinde hemen hemen düzgün bir biçimde sıralanır. Tanelerin ortak sınırları, yani ayrım yüzeyleri, çok düzgün biçimde dizilmiş atomlardan oluşur; bu da iki tane arasında yönlenme geçişini sağlar. Bu nedenle tane sınırlarının mekanik ve fizikokimyasal dönüşüm özellikleri (çekirdek- lenme, fazların çökelmesi, ayrışma-birik- me vb.) tane içlerinin özelliklerinden farklıdır.
Taneler, kendiliğinden oluşan ya da önceden var olan çekirdekler üzerinde akışkan bir fazın katılaşması ya da yoğuşma- sı ya da katı bir fazın yeniden kristallenmesi sonunda oluşur. Tek bir çekirdek varsa madde, kimi doğal kayaçlarda görüldüğü gibi santimetre ya da desimetre boyutlarında tekkristal denen yalnız bir kristal verir.
Belli fiziksel ya da metalsel özellikler üzerinde tane iriliğinin doğrudan bir etkisi vardır; özellikle esneklik sınırı, tane inceliğine bağlı olarak artar. Tane iriliğinin ölçümü, örnek tane ölçeğiyle karşılaştırılarak yapılır. Çok az miktarda titan ve zirkonyumun katılması, uygulanan ısıl işlem ne olursa olsun, alüminyum tanelerinin aşırı büyümelerini engeller.
Tanelerin seçimli olarak yönlenmesine (yönlenme dokusu) özellikle transformatör yapımında kullanılan manyetik saclarda (“yönlenmiş taneli†saclar) rastlanır.
*Tane küçültme tavı. Bir metal ya da alaşımın ortalama tane boyutunu küçültmek için çeşitli yöntemler uygulanır. Dökümcülükte, ergitme sırasında külçenin ya da parçanın katılaşması süresince tane boyutunun sınırlı kalmasını sağlamak için banyoya çeşitli katkı maddeleri eklenir. Örneğin çelik için vanadyum, titan ve niyobyum; alüminyum alaşımları için bor; bakır alaşımları için titan; dökme demir için nikel katılır. Bu elementlerin oranı genellikle % 0,2'nin altındadır.
*Isıl işlem yoluyla çeliğe uygulanan tane küçültme tavı, yani normalleştirme, parçanın tüm kütlesi için homojen bir sıcaklık elde edilinceye dek çeliğin dönüşüm sıcaklığının üzerindeki bir sıcaklıkta (yaklaşık 50 °C) ısıtılmasıyla yapılır; parça daha sonra ortam sıcaklığına düşünceye dek havaca soğumaya bırakılır. Bu önısıtma işlemiv menevişlemenin izlediği suverme işlemlerinden önce uygulanır.
*Mekanik biçim değiştirme yoluyla soğukta uygulanan tane küçültme tavı haddeleme, çekiçleme vb. yöntemlerle yapılır; ancak bu yöntemler sonunda ortaya çıkan işleme sertleşmesi, yeniden kristalleşmeyi sağlayan özel bir ısıtmayla giderilir.
*Tarım. Biryıllık bitkilerde tane bağlama ilk yılda, ikiyıllık bitkilerde ise ikinci yılda gerçekleşir. Bu sonuncular, tohum elde etmek için yetiştirildiği zaman (pancar, ıspanak, soğan) ancak ikinci yıl ürün alınabilir. Fakat tane bağlamadan kalması ve toplanması gereken bitkilerde (pancar, salata, havuç) beklenmedik zamanda tane ya da tohum oluşması verimi çok kötü etkiler. Bu gibi kazalar erken ya da soğuk bir baharda ekildiği için kışlama etkisinde kalan ya da istisnai olarak biryıl- lık döngüye uyan bitkilerde ortaya çıkar.
*Tarım ve Zootekn. Tahıl taneleri hayvanların, özellikle tek mideli olanların (kümes hayvanları, at, domuz), beslenmesinde başlıca enerji kaynağını oluşturur. Bunların enerji değerleri bir kilogram kuru madde için yaklaşık 1 yem birimi ölüp selüloz oranına göre değişir. Yetiştirilen tahıllar arasında enerji değeri en yüksek olan ve hayvan yemi olarak en fazla kullanılan taneler mısır ve arpa taneleridir.
Enerji bakımından zengin olan taneler, tersine, azotlu maddeler bakımından fakirdir. İçerdikleri proteinlerde gerekli ami- noasitler, özellikle lizin, çok azdır. Taneler her cins hayvan tarafından sevilerek yenir. Bütün olarak yutulabilirler, ama bu durumda daha zor sindirilirler. Çoğunlukla kırıldıktan, öğütüldükten sonra topak haline getirilerek (genellikle proteince zengin ürünlerle), yassıltılarak ya da lokma haline getirilerek (hidrotermik işlem) yedirilirler. Sığırlara ve domuzlara yediri- lecek yaş tanelerin silajı da yapılabilir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR