Drogların Hazırlanması Tıbbi bitkilerin drog olarak kullanılan kısımları yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk v.s. içlerindeki etkili bi...
Drogların Hazırlanması
Tıbbi bitkilerin drog olarak kullanılan kısımları yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk v.s. içlerindeki etkili bileşikler sebebiyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır. Bitkilerdeki etkili bileşikler bitkilerde belli başlı devrelerinde etkin miktarları en yüksek düzeye erişmektedirler. Şu demek oluyor ki her bir bitkide içindeki etkin maddenin en yüksek olduğu bir dönem vardır.Buda her drog için hususi bir toplama zamanı bulunduğunu göstermektedir.
Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için uygun şartlarda kurutulması gereklidir. Kurutulmuş drogların tedavi özellikleri 1 sene kadardır. Bir yıldan sonrasında drogdaki etkin madde bozulmaya ve sonuçta tesiri azalmaya başlar. Bu yüzden toplama tarihinden 1 sene sonrasında kullanılmasının hiçbir faydası yoktur.
Bir yıldan fazla tesirinin devamını sağlamak için drog hususi şartlarda saklanmalıdır.
Bu sebeple;
Toplama
Bu sebeple;
Toplama
Genel anlamda elle toplama yapılmakla beraber tarımını meydana getiren ülkelerde hususi ziraat ekipmanlarıyla toplama işlemini yapmaktadırlar.
Drog hazırlanmasında kullanılacak materyal genel olarak alt tarafta belirtilen zamanlarda yapılmalıdır.
Yapraklar: Nebat çiçek açmış olduğu süre.
Çiçekler: Tamamen açılmadan evvel yada tomurcuk halinde.
Kabuklar: Nebat yapraklarını döktükten sonrasında.
Meyve ve tohumlar: Hususi kayıtlar yoksa olgunlaştıktan sonrasında.
Yaprak çiçek ve otlar hiçbir süre yağmurlu bir günde ya da üstünde çiğ ya da rutubet varken toplanmamalıdır. Çünkü bu şekilde şartlarda toplanan üründen kaliteli drog elde etmek mümkün değildir. Kabuklar ise yağmurlu günden sonrasında toplanmalıdır.
Kurutma
Taze materyal çok kısa zamanda bozulur. Bu sebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır. Kurutma esnasında % 75 kısmınnı kaybeder. Başka bir ifadeyle 1000 Kilogram. yaş herbadan 250 Kilogram. kuru drog elde edilir.
Kurutma şu usullerden birisi takip edilerek yapılır. Seçilecek yol kurutulacak materyalin cinsine ve taşımış olduğu etkin maddelerin durumuna gore yapılır. Yalnız enzimlerin en etkili olduğu ısının 35-50 C içinde bulunduğunu düşünerek kurutma esnasında materyalin bu ısıda çok az bir süre kalmasına çok dikkat edilmeli ve kurutmanın bu derecenin altına ya da üzerine çıkılmamalı. Bugün bilhassa tecih edilen açık havada ve gölgede meydana getirilen kurutmadır.
Güneşte kurutma: Yeşil drog için bu yöntem kullanılabilir, fakat çiçek için uygun değildir. Çünkü güneş çiçeklerin rengini soldurur. Etkin maddelerin azalmasına niçin olur.
Gölgede kurutma: Malzemenin üstü kapalı ve yanları açık çardak,sundurma ya da hangarlar içinde kurutulması yöntemidir. Burada araç-gereç direkt güneşle temas etmeden açık havada kurutulması esasına dayanır. Araç-gereç demetler halinde asılır ya da çok ince bir katman halinde yere ya da kurutma rafları üstüne serilir. Küflenmeyi önlemek ve kurutmayı hızlandırmak için araç-gereç sık sık alt üst edilmelidir.
Cam mekan içinde kurutma: Yukarda bahsedilen kurutma sistemlerinde-,metotlarında kurutma uzun süre alır. Kurutma ısısı yeterince yüksek olmadığı için enzimlerin ve etkili maddelerin bir bölümü parçalanır. Bu sebeple cam sera şeklinde bir mekanda demetler halinde ya da raf sistemlerinde çok ince serilerek kurutma işlemi yapılır. Vitrin içine yerleştirilen bir aspiratörle içerideki rutubet dışarı atılırsa epey kaliteli drog elde edilir.
Sıcak hava ile kurutma: Masraflı olmasına karşılık çok kaliteli drog elde edilir. Kurutulacak malzemenin miktar ve cinsine gore hemen aşağıdaki usullerden birisi seçilir.
Kurutma dolabı: Minik miktarların kurutulmasında seçilen uygun bir yoldur. Araç-gereç kurutma dolabının rafları üstüne ince bir katman halinde serilir ve bunların üstüne sıcak hava yollanır. Kurutma dolaplarında sıcak hava elde eden radyatörler, su buharı ya da elektrik enerjisi ile olur.
Kurutma odası: Çok malzemenin kurutulmasında kullanılır. Sıcak hava kurutma odasının girişine konan bir soba ile sağlanır. Su buharı ile doymuş havanın dışarı atılması için odanın yanlarında içinde güçlü bir aspiratör olan iki pencere mevcuttur. Araç-gereç kurutma odası içine yerleştirilmiş olan kurutma raflarının üstüne ince bir katman halinde serilir. Malzemenin ara sıra alt üst edilmelidir.
Kurutma tüneli: Büyük miktarlardaki malzemeyi kurutmak için kullanılan hususi olarak yapılmış kurutma tünelleri kullanılmaktadır. Kurutulacak materyaller vagonlar içinde kurutma tüneline yollanır ve tünel içinde vagonların geliş yönünün ters istikametinde sıcak hava akımı sağlanır. Böyle sıcak hava materyal ile iyi bir biçimde temas eder ve kurutma kısa bir zamanda yapılır.
Gizleme
Kurutulmuş olan materyalin özelliklerini kaybetmeden muhafaza edebilmesi için bir takım şartlara uyulması zorunludur. Gizleme esnasında drogun bozulmasına sebep olan RUTUBET, SICAKLIK VE IŞIK' tır. Bu sebeple drogların serin, kuru ve karanlık bir mekanda saklanmaları gerekir. Kese kağıdı, bez poşet, mukavva kutu, teneke kutu ya da cam kavanozlarda saklanabilir. Plastik kap, poşet saklamak için uygun değildir.
Tıbbi Bitkilerin Bileşimi
Tıbbi bitkiler üstünde meydana getirilen deneysel araştırmalar bitkisel droglarda bulunan bileşikler hakkında bilgilerimizi arttırmamızı elde etmiştir.
Droglarda SELLüLOZ, NİŞASTA, PEKTİN, PROTEİN, ŞEKER şeklinde tedavi yönünden etkisiz maddeler yanında çok az miktarlarda dahi farmakolojik etkilere haiz bileşiklerde mevcuttur. Bu madellere etkili maddeler denilmektedir. Droglara tedavi hususi durumunu veren bu maddeler kimyasal yapılarına gore hemen aşağıdaki şekilde gruplandırılmaktadırlar.
1- Glikozidler: Enzim ve seyreltik asitler etkisiyle şeker olmayan bir kısım ile bir ya da daha çok şeker molekülüne ayrılan bileşiklerdir.
3- Tanenler: Fenol yapısında katı bileşiklerdir. Suda çözünürler. Özellikle kabuk aksamında bulunurlar. Meşe mazısı ve meşe palamudu tanence çok zengindirler. Tedavi ve ten sanayisinde kullanılan tanen bu droglardan elde edilir. Tanenler antiseptik ve kabız etkilere haizdir.
4- Alkaloidler: Yapılarında azot bulunan bazik karakterli bileşiklerdir. Katı ve genel anlamda renksiz maddelerdir. Asitler ile tuz meydana getirirler. Baz halde suda çözülmedikleri halde tuzları suda çözülür. Alkaloitler minik dozlarda güçlü tesir gösteren bileşiklerdir. Morfin, kodein, cafein, atropin, kokain şeklinde.
5- Durağan yağlar: Gliserin ile yağ asitlerinin esterleşmesi sonucu meydana gelmiş bileşiklerdir. Sıvı ya da katı halde olup suda çözünmez. Organik çözücülerle rahatlıkla çözünürler. Özellikle meyve ve tohumlarda bulunurlar. Sıkma ya da organik çözücülerle elde edilirler.
6- Uçucu yağlar: Esas olarak TERPEN'lerden yapılmış karışımlardır. Genel anlamda sıvı olup, güçlü kokulu ve uçucu maddelerdir. Su buharı ile sürüklenir. Suda çözünmez. Organik çözücülerde rahatlıkla çözünürler. Özellikle çiçek ve meyvalarda daha çoktur. Su buharı disyilasyonu,organik çözücüler ile elde edilirler.
vatanımızda halen DEFNE, ACIELMA, GüL, KEKİK, LAVANTA, LİMON, MERSİN, NANE VE PORTAKAL'dan uçucu yağ elde edilip piyasada satılmaktadır.
7- Reçineli bileşikler: Karmaşık kimyasal yapılı katı ya da sıvı maddelerdir .Suda çözünmezler, fakat organik çözücülerde rahatlıkla çözünürler.
8- Vitaminler: Çoğu zaman insan vücudunda yapılmayan fakat insanoğlunun sıhhatli yaşaması için lüzumlu olan bileşiklerdir. Bitkisel ya da hayvansal organlardan temin edilir. Suda çözünenler (B grubu, C, P vitaminleri) ve yağda eriyenler (A grubu, D grubu, E, F, K vitaminleri) olmak suretiyle iki gruba ayrılırlar.
9- Antibiyotikler: Canlılar tarafınca meydana getirilen ve çok seyreltik çözeltilerde dahi bir takım mikroorganizmaların üremelerini durduran ya da onları öldüren bileşiklerdir.
Tıbbi Bitkilerin Tesir ve Kullanılışları
Tıbbi bitkilerin hastalıklara karşı etkilerini ve kullanma imkanları hakkında bir düşünce verebilmek için bir takım farmakolojik bilgiler aşağıya çıkartılmıştır.
Drog (Droque): Bilimsel yayınlarda drogların adı Latince olarak yazılır.Örneğin Ihlamur çiçeği "Flos tiliae" dir.İlk isim ikinci kısım ise hangi bitkiye ait bulunduğunu gösterir.
İlaç: Hastalıkları yok etmek için kullanılan hastalar tarafınca alınabilir şekle getirilmiş drog ya da drog karışımlarına ilaç denilmektedir.
Droglar ve ekranda görülen pencereden hazırlanan ilaçların sınıflandırılması hemen aşağıdaki üç özellik dikkate alınarak yapılmaktadır:
- Kimyasal yapı
- Tesir yeri
- Kullanma gayesi
Veriliş yolları: Veriliş yolları çok değişiktir. Hastalığın cinsine ve istenilen etkiye gore değişik yollar kullanılır. Sindirim yöntemiyle, İnjeksiyon tarzında, haricen kullanma yöntemiyle verilebilir.
Etkili Madde: Droglar taşıdıkları etkili maddeler sebebiyle tedavi faaliyetinde kullanılmaktadırlar.
Tesir düzeni: Etkili madde dokulardaki hücrelere girerek tesir gösterir.
Atılma: Dışkı ya da idrarla atılır.
Tanı: Hastalığı kesinlikle bir doktor teşhis etmeli ve hekimin önerisi çerçevesinde drog alınmalıdır. Tıbbi bitkilerle tedavide minimum 1 hafta kullanılmalı. Kronik hastalıklarda ise bu süre üç haftayı bulur. Tıbbi bitkilerin tesirleri nispeten daha yavaş uzun sürelidir.
Tıbbi Bitkilerin Kullanış Şekilleri
Toz (Pulveres): Nebat parçalarının bir havanda dövülerek elde eilir.Elde edilmiş tozun en kolay kullanım yolu bir miktar suya karıştırıp içmektir.
Hap (Pilulac): İnce toz halindeki tozun bir destek madde ile hap haline getirilmesidir.Destek maddeler; bal, şeker şurubu, nişasta, leblebi unu meyan balı şeklinde maddeler olmalıdır.
İnfuzyon (İnfusa): Drogların ilaç olarak kullanılmasında en sık kullanılan bir şekildir. İnfüzyon hazırlamak için ufalanmış drog parçaları üstüne kaynar su dökülür ve karışım kapalı bir kapta sık sık karıştırılarak çok hafifçe bir ateş üstünde 5 dakika tutulur. Soğuduktan sonrasında tülbentten süzülür. 100 gr. suya 2-3 gr drog yeterlidir.
Dekoksisyon (Decocta): Ufalanmış nebatlar soğuk suya karıştırılıp 30 dk. kadar karıştırılarak hafifçe ateşte bekletmek ve ince tülbentten süzme ile oluşur.
Merhem (Ungoenta): Katı yağ, sıvı yağ (zeytin yağı, badem yağı) lanolin ve vazelin şeklinde sıvağlar ile meydana getirilen ve haricen kullanılan ilaçlardır.
Tıbbi yağ (Olea medicata): Genel anlamda haricen kullanılır. 10 kısım kuru drogun 100 kısım zeytin yağı ya da haşhaş yağı içinde 1-2 hafta güneşte tutularak sonrasında da bezden eleyerek elde edilir. Kantaron yağı, sedefotu yağı, papatya yağı, kudretnarı yağı bu yol ile elde edilir.
Kokulu yağ (Olea aromatica): Kokulu çiçek ya da nebat parçalarının 1-3 gün zeytinyağı ya da susam yağı içinde tutulması ve sonrasında süzülmesi ile elde edilir. 500 gr. kuru ya da taze çiçek 2000 gr yağ içine oda ısısında 1-3 gün bekletilir. Sonrasında bezden süzülür. 500 gr. Kuru ya da taze çiçek 2000 gr yağ içinde 1-3 gün oda ısısnda bekletilir,tülbentten geçirilir. Sıvı kısım içine yeniden 500 gr çiçek konur, 3 gün sonrasında yeniden süzülür. Böyle hazırlanan yağlar çok güçlü kokuludur.
Tentür (Tincturae): Bitkisel materyalin su alkol ya da eter şeklinde çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilmiş sıvı preparatlardır.1 kısım kurutulmuş ve toz haline getirilmiş drog 5 kısım alkol ile çalkalanarak 10 gün tutulur ve sonrasında süzülür. Beklemeye alma karanlık bir odada ve oda ısısında yapılmalıdır. Tesiri güçlü olan droglar için 1 kısım droga 10 kısım alkol hesap edilmelidir.
Hülasa (Extracta): Bitkisel materyalin su alkol,ya da eter şeklinde çözücüler ile tüketilmesi ile elde edilmiş sıvı preparatlardır. Bu tür durumlar genel anlamda bal ya da toz kıvamındadır.
Uçucu yağlar: Bitkilerin yaprak, çiçek, kabuk, tohum ve köklerinden su buharı distilasyonu ya da ekstraksiyon yöntemi ile elde edilmiş uçucu özellikte eterik yağlar,nebat esanlarıdır. İlaç ve kozmetik sanayiinde yaygın olarak kullanılır. Seçenek bitkisel tedavileren ana etken maddelerindendir. Çağıl teknolojilerle, tazyik altında fraksiyonal damıtmaya doğal olarak tutulduklarında her bir tür uçucu yağdan ortalama 20 tür kokusu ayrı, rengi ayrı, molekül dizini ayrı ve kullanım özellikleri ayrı uçucu maddeler elde edilir. Bu tür durumlar pahalı nebat özleridirler.
Niçin bir takım bitkilerin çok tohumu, bir takım bitkilerin de az tohumu vardır?
Tıbbi Bitkilerin Tarihçesi
Bilimin yanlış kullanılması hakkında yazı örneği verir misiniz?
Bitkilerin Kullanım Şekilleri
Çay Hazırlamak
Haşlayarak Demleme: Belirtilmiş oranda taze ya da kurutulmuş nebat bir cam kaba ya da metal olmayan bir başka kaba konur, kaynamaya başlamış olan su ocaktan alınır ve hazırlanmış olan bitkilerin üstüne dökülür. Taze bitkilerin demlenmesi için fazla beklemeye gerek kalmamıştır (Birbuçuk-iki dakika yeterlidir). Çay açık renkli olmalıdır: Açık sarı ya da açık yeşil. Kurutulmuş bitkilerin demlenmesi ise birazcık daha uzun sürer (3-6 dakika kadar). Bu yöntemle hazırlanmış bir çay hem daha yararlıdır hem de daha güzel görünür.
Belirtilmiş oranda kök, lüzumlu görülen süre süresince soğuk suda bekletildikten sonrasında, kısa süre kaynatılır ve 3 dakika kadar demlenmeye bırakılır. Günlük çay miktarı bir termosa konur ve gün süresince ağır ağır yudumlayarak içilir.
Genel olarak, dolu bir çay kaşığı (yarım tatlı kaşığı) ince kıyılmış nebat, orta boy bir su bardağı (200 cc) dolusu suya yeterlidir. Değişik durumlarda ve bitkilerde, bu miktarlar reçetelere gore değişebilirler.
Soğuk Suda Yumuşatma
Bir takım bitkiler (Mesela ebegümeci, ökseotu ve eğir kökü), sıcaklığın tesiri ile şifalı güçlerini yitirebilecekleri için, kaynatılmamalı ve haşlanmamalıdır. Söz konusu bitkilerden elde edilmiş çaylar soğuk su ile hazırlanmış olur. Belirtilen seviyede nebat,soğuk suda 8-12 saat süre ile bekletilir (Çoğu zaman geceleri). Süre dolduktan sonrasında içilebilecek derecede ısıtılarak, evvelde kaynar suyla çalkalanmış bir termosa doldurulur.
Soğuk suda beklemeye alma ve haşlama karışımından oluşan çay türü ise, şifalı bitkilerden en iyi yararlanma şekli olarak belirtilebilir. Bitkiler belirtilmiş su miktarının yarısının içinde gece süresince bekletilir ve sabahleyin süzülür. Suyu süzülmüş olan bitkiler, belli başlı su miktarının diğer yarısı ile haşlanır (kaynatılmaz) ve tekrardan süzüldükten sonrasında, soğuk ve sıcak çay karıştırılır. Bu yöntemle hazırlanan çaylarla, yalnızca soğuk ya da sıcak suda eriyebilen maddeleri kazanabilme olanağını elde edebiliriz.
Tentür Hazırlamak
Tentürler, 35-40 aşama alkol içerikli damıtılmış içkilerin ya da aynı derecede etil alkol, kanyak ya da elma sirkesi kullanımı ile elde edilirler. Bir şişe ya da ağzı kapanabilir bir kavanoz, ince kıyılmış bitkilerle gevşekce doldurulur (Kuru bitkiler için kavanozun 1/5' i, taze bitkiler için kavanozun 2/5' i) ve üzerine alkollü, etil alkol, kanyak ya da elma sirkesi eklenmiş olur. Sıvı, bitkilerin üzerine çıkmalı ve kavanozun çalkalanacak kadarlık bir bölümü boş kalmalıdır. Ağzı iyice kapatılan şişe ya da kavanoz, 14 gün güneşte bekletilir ve her gün 2-3 kez çalkalanır. Süre sonunda ince delikli bir süzgeç ya da tülbentle bir çok kez süzülür ve nebat posasının suyu sıkılır. 1-2 gün durduktan sonrasında bir kez daha süzülür ve koyu renkli şişelere aktarılır. Elde edilmiş bu başlangıç tentürü, serin bir ortamda saklandığında, kullanım süresi 2-3 yıl civarındadır. Tentürler, içten direkt ya da çaya ve suya ilave edildikten sonra, dıştan da kompres ya da friksiyon (sürülme) şeklinde kullanılırlar. Örnek: İsveç iksiri
Tentürün İnceltilerek GüçlendirilmesiBir takım nebat tentürlerinin kullanımında yukarıda açıklanan başlangıç tentürü tercih edilir. Ama tentürler çoğu zaman inceltilip-güçlendirilerek kullanılr.
İnceltme-Güçlendirme Yöntemi:
1 ölçü başlangıç tentürü, 9 ölçü 30-35 derecelik etil alkol-su karışımı, kanyak ya da elma sirkesi ile koyu renkli minik bir şişede inceltilir ve iyice çalkalanır. Elde edilmiş tentür, desimal ölçüye gore; D1' dir ve şişenin üzerine, kullanılan bitkinin ismi, tentür yapımının zamanı ve incelti derecesi (D1) bilgilerini içeren bir etiket yapıştırılır. D1 inceltisinden alınan 1 ölçü, tıpkı yukarıdaki şeklinde 9 ölçü etil alkol-su, kanyak ya da elma sirkesi karışımıyla inceltilirse D2 inceltisi elde edilir. Böylelikle devam edilerek, kullanımı tavsiye edilen incelti derecesine ulaşılır. (D3, D4, D5, D6... şeklinde)
Homeopaty biliminde (tentür ile tedavi) 2 yüzyıl süresince meydana getirilen devamlı araştırmalar ve insan üstünde meydana getirilen deneylerle, hangi hastalıklara karşı hangi bitkisel, hayvansal ya da mineral tentürün, hangi incelti derecesinde, hiçbir yan tesir yapmadan başarıya ulaşmış olabileceği kesinlikle saptanmıştır. Homeopaty (Homeopathic- Homeopathie-Homöopathi) yöntemleriyle yapılacak tedavilerde, mevzu literatüründe yerini almış olan bu incelti derecelerine ve kullanım dozajlarına kesinlikle uyulmalıdır. Bir takım hastalıklara karşı devasa yükseklikte incelti dereceleri (Örnek: D30 şeklinde) önerildiğinde, mevzunun yabancısı olan kişiler şaşkınlığa kapılabilirler, ama bu tespitler kesinlikle doğrudur çünkü tentürlerin faaliyetleri genel anlamda inceldikçe artar!
Tentürler, kullanım miktarları göz önüne alındığında, nebat çaylarından epey etkilidirler. Alkol alabilmek istemeyen ya da kati alkol yasağı altında olan kişiler için sıcak su karışımı idealdir, çünkü alkol sıcak suyun içerinde kısa bir sürede uçar ve geriye yalnızca bitkisel etken maddeler kalır. Tentürler bununla birlikte, tam ya da yarım banyolara ilave edildikten sonra de kullanılabilir.
Özsu Çıkarmak
Bitkilerin taze özsuları, damla şeklinde kullanılmaya ya da hasta organları nemlendirmeye uygundur. Bu özsular, evlerde kullanılan meyva sıkma aleti ile de elde edilebilirler. Bitkilerin özsuyu her gün taze olarak sıkılabilir. Ağzı iyice kapalı minik renkli şişelerin içinde, buzdolabında bir kaç gün saklanabilir.
Nebat Lapası
Saplar ve yapraklar, bir tahta tabla üstünde, bir nebat lapası haline gelene kadar merdane ile ezilir. Elde edilmiş lapa, bir keten bezin üzerine yayılarak, hasta organın üzerine yatırılır, sargı bezi ile sarılmış olur ve sıcak tutulur. Bu lapa kompresi gece süresince etkilemeye bırakılabilir.
Nebat-Buğu Kompresi
İçinde su kaynayan bir kabın üzerine yerleştirilen süzgecin içine taze ya da kurutulmuş bitkiler konduktan sonrasında, süzgecin üstü kapanır. Bir süre sonrasında , yumuşamış olan bu sıcak bitkiler bir bezin üzerine yerleştirilerek, hasta organın üzerine yatırılır. Hepsi, bir yünlü kumaşla örtülür ve başka bezlerle sıkıca sarılmış olur. Hasta şahıs üşümemelidir.Mesela: Atkuyruğu buhar kompresleri çok etkilidir. Buhar kompresleri, iki saat ya da gece süresince hasta organın üstünde kalabilirler.
Merhem ve Yağ Hazırlamak
İki avuç taze nebat ince kıyılır. 500 gr içyağı ya da bir tabii margarin, sanki kızartma yapılacakmış şeklinde, bir kabın içinde kızdırılır. Bitkiler bu kızgın yağın içine atılarak karıştırılır, 1-2 dakika sonrasında ateş söndürülür, kabın kapağı kapatılır ve soğumaya bırakılır. Soğuduktan sonrasında buzdolabına koyulur. Ertesi gün, kap gene ısıtılır (kızartılmaz) ve bir tülbentten geçirilerek süzülür ve hazırlanmış olan merhem kaplarına dağıtılır.
Nebat yağı hazırlamak için, çiçekler ya da yapraklar gevşek şekilde bir şişeye doldurulur ve bitkilerin iki parmak üzerine çıkacak oranda, sızma zeytinyağı eklenmiş olur. 14 gün süresince güneşte ya da sıcak bir ortamda bekletildikten sonrasında tülbentten geçirilerek süzülür.
Oturma Banyosu
Tam banyo için, lüzumlu bitkiler geceden soğuk suya koyulur. Bir banyo için bir kova dolusu (6-8 litre) taze nebat ya da 200 gr kurutulmuş nebat gereklidir. Ertesi gün bu miktar ısıtılır (kaynatılmaz) ve süzüldükten sonrasında banyo suyuna eklenmiş olur (küvet). Banyo süresi 20 dakikadır. Kalp ve göğüs bölgesi suyun haricinde kalmalıdır. Ilık ya da sıcak su ile belirtilen sınırları aşmayacak şekilde doldurulmuş küvete nebat suyunu süzüp boşalttıktan sonrasında 20 dakika süreyle oturmalısınız. Bu esnada ilgili sayfalarda belirtilen nebat çayını da yudum yudum içebilirsiniz. Banyodan sonrasında kurulanılmaz ve durulanılmaz. Bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir.
Yarım banyo için, yarım kova (3-4 litre) taze nebat ya da 100 gr kurutulmuş nebat gereklidir. Yarım banyonun hazırlanışı ve uygulanışı da aynı tam banyo gibidir. Fakat, banyo suyu böbreklerin üzerine kadar çıkmalıdır. Yarım banyo süresi de 20 dakikadır. Banyodan sonrasında kurulanılmaz ve bir bornozun içinde, sıcak yatakta bir saat kadar yatarak dinlenilir. İlgili sayfalardaki nebat özelliklerine uygun önerilere dikkat edilmesi gerekir.
Şifalı Bitkilerin Toplanması ve Kurutulması
Yanlışlıkla zehirli bir nebat toplamamak için, toplanmadan ilkin, söz mevzusu bitkinin kati olarak teşhis edilmesi gerekir! Mesela maydanozgiller ailesine ait bitkilerin içinde zehirli türler de vardır. Bu sebeple, çok dikkatli olmak gerekir. Bitkiler hakkında verilen teferruatlı bilgiler ve resimler bu mevzuda aydınlatıcı olacaktır. Bitkiler, hiçbir süre, yağmurlu, sisli ve rutubetli havalarda toplanmamalıdır! toplama için en uygun saat ise, 10-16 arasıdır. Bu saate kadar güneş yükselmiş ve sabah kırağısı ile nemlenmiş olan bitkileri kurutmuş olacaktır. Yalnızca temiz ve lekesiz olan bitkiler kullanılmalıdır. Kurutulmak suretiyle toplanan bitkiler, kökler hariç, kesinlikle yıkanmamalıdır! Nebat toplanan yerlerin, çevre kirliliği etkisine girmemiş olması gerekir. Şifalı bitkiler, otoyol kıyılarından kesinlikle toplanmamalıdır. Bu bitkiler, motor egzostlarından çıkan dumanların ihtiva ettiği kurşunla kirlenmiş olduklarından, zehirli sayılmalıdır! Nebat toplanan bahçelerin, tarlaların, çayırların yakınında ya da uzağında haşerata karşı ilaçlama yapılmamış olması gerekir, çünkü rüzgar o zehirli ilaçları çevreye taşıyabilir.
Nebat yaprakları genç, ama tam gelişmiş olduklarında, çiçekler ise tam olarak açtıklarında, genç ve tazeyken toplanmalıdır. Toprağın üstündeki bitkinin tümü, çiçeklenme aşamasında, meyveler ise tam olgunlaştıklarında toplanır. Kökler, fakat gelişmelerini tamamladıklarında, çoğu zaman ilkbaharda ve sonbaharda toplanmalıdır. Ağaç kabukları ilkbaharda, genç dallardan soyulmalıdır. Dallar bu mevsimde hemen hemen kurumamış olduğundan, kabuklar daldan kolayca ayrılacaktır.
Şifalı bitkilerin kurutulması, içerdikleri etkin maddelerin farklılıklara uğramasını ya da yok olmasını önler. Bununla birlikte, mantarların ve bakterilerin yaşam alanları da bu şekilde kurutulmuş olur. Bitkilerin kurutulmasının, konserve etmek anlamında algılanılması gerekir ve toplamanın derhal peşinden gerçekleştirilmelidir. Kurutma için en uygun ortam, havadar ve gölgeli bir yer olacaktır. Güneş altında kurutulmak istenen bitkiler, çiçek, yaprak ve meyvelerinde bulunan uçucu yağları yitirirler. En ideali, bitkilerin büyücek bir elek üzerine yayılarak ya da demet halinde saplarından bağlanıp, yüksek bir yere asılarak kurutulmasıdır. Bitkilerin tam anlamıyla kurumasına çok dikkat edilmelidir. Kuruma aşaması sona erdiğinde, bitkiler ince ince kıyılarak, hava almayan kaplarda, kullanıma hazır şekilde saklanmalıdır.
Bitkiler suni ısıda da kurutulabilir, ama ısı derecesine uyanık olmak gerekir. Aromatik kokulu bitkilerin tümü, uçucu yağ içerdikleri için, fakat 35 dereceye kadar dayanabilirler. Diğeri bitkilerin genel anlamda 60 dereceye kadar dayanabildikleri söylenebilir. Ama, fermantasyon oluşmaması için, hava akımı yaratılması şarttır. Çok ince olmayan kökler, fırçalanarak iyice yıkandıktan sonrasında, havadar bir ortamda kurutulmalıdır.
Nebat organları tam anlamıyla kuruduktan sonrasında, rutubet ve ışıktan korunacakları, hava almayan kaplara doldurulur. Saydam cam kaplar ışık geçireceği için, loş ortamda saklanmalıdır. Bitkilerin saklandığı kapların üzerine, toplama zamanı ve içerik hakkında bilgilendiren etiketler yapıştırılmalıdır. Çünkü bitkiler, kuruyup ince kıyıldıktan sonrasında, birbirlerinden kolayca ayırt edilemezler. Bitkilerin saklanması için, teneke ya da tahta kutular, renkli cam kavanozlar kullanılabillir.
Şifalı Bitkiler Toplama Kuralları :
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin, en azından temel botanik bilgilerine haiz olması gerekir. Bu bilgilere haiz olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bu sebeple kendine şu soruları sormalıdır :
- Aradığım bitkiyi tabiatta, hiçbir sual işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
- Bir takım bitkilerin zehirli ikizleri bulunduğunu biliyor muyum?
- Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam icap ettiğini biliyor muyum?
- Hangi ortamlardan nebat toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
- Etkin maddelerinin en yoğun olduğu zamanda biriktirerek, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam icap ettiğini biliyor muyum?
- Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog yapmaya elverişli bulunduğunu(çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk ya da bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkileri toplama esnasında genel olarak itina gösterilmesi ihtiyaç duyulan konuların başlangıcında, doğayı koruma terimi yer almalıdır. Bitkileri planlı bir şekilde toplayınız. Rastladığınız bir nebat kümesinin tümünü toplamayınız ki, daha sonraki mevsimde orada aynı bitkileri gene bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını ya da meyvelerini topladığınız ağaçları ya da çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden, özenle girin. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya itina gösterin. Drog olarak kökünden yararlanılan bitkilerin soylarının kurutulmasına katkıda bulunabileceğinizi hiçbir süre unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen şahıs, bilgisizlik ya da yanlışlıkla zehirli nebat kullanarak büyük bir mesuliyet altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Nebat toplamaya yardım eden evlatların devamlı denetim altında tutulmaları gerekir. Kati olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı nebat satıcısından, kim bilir kullanıma epey elverişli durumda satın satın alabilirsiniz!...
Yanlışlıkla zehirli bir nebat toplamamak için, toplanmadan ilkin, söz mevzusu bitkinin kati olarak teşhis edilmesi gerekir! Mesela maydanozgiller ailesine ait bitkilerin içinde zehirli türler de vardır. Bu sebeple, çok dikkatli olmak gerekir. Bitkiler hakkında verilen teferruatlı bilgiler ve resimler bu mevzuda aydınlatıcı olacaktır. Bitkiler, hiçbir süre, yağmurlu, sisli ve rutubetli havalarda toplanmamalıdır! toplama için en uygun saat ise, 10-16 arasıdır. Bu saate kadar güneş yükselmiş ve sabah kırağısı ile nemlenmiş olan bitkileri kurutmuş olacaktır. Yalnızca temiz ve lekesiz olan bitkiler kullanılmalıdır. Kurutulmak suretiyle toplanan bitkiler, kökler hariç, kesinlikle yıkanmamalıdır! Nebat toplanan yerlerin, çevre kirliliği etkisine girmemiş olması gerekir. Şifalı bitkiler, otoyol kıyılarından kesinlikle toplanmamalıdır. Bu bitkiler, motor egzostlarından çıkan dumanların ihtiva ettiği kurşunla kirlenmiş olduklarından, zehirli sayılmalıdır! Nebat toplanan bahçelerin, tarlaların, çayırların yakınında ya da uzağında haşerata karşı ilaçlama yapılmamış olması gerekir, çünkü rüzgar o zehirli ilaçları çevreye taşıyabilir.
Nebat yaprakları genç, ama tam gelişmiş olduklarında, çiçekler ise tam olarak açtıklarında, genç ve tazeyken toplanmalıdır. Toprağın üstündeki bitkinin tümü, çiçeklenme aşamasında, meyveler ise tam olgunlaştıklarında toplanır. Kökler, fakat gelişmelerini tamamladıklarında, çoğu zaman ilkbaharda ve sonbaharda toplanmalıdır. Ağaç kabukları ilkbaharda, genç dallardan soyulmalıdır. Dallar bu mevsimde hemen hemen kurumamış olduğundan, kabuklar daldan kolayca ayrılacaktır.
Şifalı bitkilerin kurutulması, içerdikleri etkin maddelerin farklılıklara uğramasını ya da yok olmasını önler. Bununla birlikte, mantarların ve bakterilerin yaşam alanları da bu şekilde kurutulmuş olur. Bitkilerin kurutulmasının, konserve etmek anlamında algılanılması gerekir ve toplamanın derhal peşinden gerçekleştirilmelidir. Kurutma için en uygun ortam, havadar ve gölgeli bir yer olacaktır. Güneş altında kurutulmak istenen bitkiler, çiçek, yaprak ve meyvelerinde bulunan uçucu yağları yitirirler. En ideali, bitkilerin büyücek bir elek üzerine yayılarak ya da demet halinde saplarından bağlanıp, yüksek bir yere asılarak kurutulmasıdır. Bitkilerin tam anlamıyla kurumasına çok dikkat edilmelidir. Kuruma aşaması sona erdiğinde, bitkiler ince ince kıyılarak, hava almayan kaplarda, kullanıma hazır şekilde saklanmalıdır.
Bitkiler suni ısıda da kurutulabilir, ama ısı derecesine uyanık olmak gerekir. Aromatik kokulu bitkilerin tümü, uçucu yağ içerdikleri için, fakat 35 dereceye kadar dayanabilirler. Diğeri bitkilerin genel anlamda 60 dereceye kadar dayanabildikleri söylenebilir. Ama, fermantasyon oluşmaması için, hava akımı yaratılması şarttır. Çok ince olmayan kökler, fırçalanarak iyice yıkandıktan sonrasında, havadar bir ortamda kurutulmalıdır.
Nebat organları tam anlamıyla kuruduktan sonrasında, rutubet ve ışıktan korunacakları, hava almayan kaplara doldurulur. Saydam cam kaplar ışık geçireceği için, loş ortamda saklanmalıdır. Bitkilerin saklandığı kapların üzerine, toplama zamanı ve içerik hakkında bilgilendiren etiketler yapıştırılmalıdır. Çünkü bitkiler, kuruyup ince kıyıldıktan sonrasında, birbirlerinden kolayca ayırt edilemezler. Bitkilerin saklanması için, teneke ya da tahta kutular, renkli cam kavanozlar kullanılabillir.
Şifalı Bitkiler Toplama Kuralları :
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin, en azından temel botanik bilgilerine haiz olması gerekir. Bu bilgilere haiz olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bu sebeple kendine şu soruları sormalıdır :
- Aradığım bitkiyi tabiatta, hiçbir sual işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
- Bir takım bitkilerin zehirli ikizleri bulunduğunu biliyor muyum?
- Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam icap ettiğini biliyor muyum?
- Hangi ortamlardan nebat toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
- Etkin maddelerinin en yoğun olduğu zamanda biriktirerek, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam icap ettiğini biliyor muyum?
- Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog yapmaya elverişli bulunduğunu(çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk ya da bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkileri toplama esnasında genel olarak itina gösterilmesi ihtiyaç duyulan konuların başlangıcında, doğayı koruma terimi yer almalıdır. Bitkileri planlı bir şekilde toplayınız. Rastladığınız bir nebat kümesinin tümünü toplamayınız ki, daha sonraki mevsimde orada aynı bitkileri gene bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını ya da meyvelerini topladığınız ağaçları ya da çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden, özenle girin. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya itina gösterin. Drog olarak kökünden yararlanılan bitkilerin soylarının kurutulmasına katkıda bulunabileceğinizi hiçbir süre unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen şahıs, bilgisizlik ya da yanlışlıkla zehirli nebat kullanarak büyük bir mesuliyet altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Nebat toplamaya yardım eden evlatların devamlı denetim altında tutulmaları gerekir. Kati olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı nebat satıcısından, kim bilir kullanıma epey elverişli durumda satın satın alabilirsiniz!...
Doğayı Koru!
Bitkileri kökleri ile birlikte çekip koparmayın ve zarara yol açmayın. Çiçekleri ve yaprakları toplarken bitkileri ezmeyin ve topladığınız bitkileri naylon poşetlere ya da cebinize koymayın. Bu durumda bitkiler terlemeye başlar ve kurutulurken kararırlar.
Kurutma ve Gizleme
Bitkiler, kurutulmadan ilkin yıkanmazlar (Kökler hariç).Bu sebeple Toplama bölümündeki özelliklere uyulması bir zorunluluktur. Eğer bitkileri kendiniz toplamıyor ve hazır kurutulmuş olarak bir yerlerden alıyorsanız yukardaki koşullarda toplanarak kurutulup kurutulmadığından güvenli olmalısınız. Kurallara uygun olarak toplanan bitkiler ince ince kıyılır temiz bezlerin ya da baskısız ve boyasız kağıtların üstüne serpiştirilir ve gölgeli, havadar ve sıcak yerlerde elden geldiğince acele kurumaya bırakılır. Köklerde, kabuklarda ve çok sulu nebat bölümlerinde, kurutma için bazen suni ısı da kullanılabilir. Fakat sıcaklığın 35 dereceyi aşmaması gerekir. Özenle yıkanan köklerin kurutulmaya bırakılmadan ilkin kıyılmaları daha doğru olur.
Ancak, tam anlamı ile kurutulmuş bitkiler kış için saklanabilir. Bu vazife için cam kaplar ya da ağzı kapanabilir karton kutular idealdir. Plastik kaplar ve teneke kutular kullanılmamalıdır. Kurutulmuş bitkiler ışıktan korunmalıdır. Renkli cam kaplar, mesela yeşil renkliler en uygun olanlarıdır. Hazırladığınız yığın yalnızca bir kış için olmalıdır. Kurutulmuş bitkiler şifalı güçlerini zaman içinde yitirirler. Her yeni yıl, bizlere taze bitkiler hediye edecektir.
Bitkilerin ilaç olarak kullanilmasinin negatif tesirleri olabilir mi?
Bitkilerden elde edilmiş çesitli ürünlerin kullanilisiyla ilgili olarak "bu ürünler dogal maddeler oldugu için asla zararli tesirleri yoktur" şeklinde bilimsel olmayan bir görüs ileri sürülmektedir. Bu görüs kesinlikle dogru degildir. "Dietary supplement" basligi altinda eczanelerin disinda çesitli marketlerde ve satis magazalarinda satilan, bazilari bitkisel olabilen gida katki maddelerinin bir kisminin samimi yan etkisinde bırakır yaptigi, hatta ölümlere niçin oldugu bildirilmistir (8,9). Gene son zamanlarda zayiflama çaylariyla ilgili ortaya çikan istenmeyen etkilerden bahsedilmektedir. vatanımızda bu mevzuda veri olmamasina karsin, saglik kayitlarinin tertipli oldugu ülkelerde, bu mevzuda bildirimler bulunmaktadir. Bu yüzden, bu ürünler için kullanilan "çok faydasi olmasa dahi, en azindan zarari olmaz" degerlendirmesinin dogru bir yaklasim olmadigini vurgulamak gerekir.
Kaynak: Prof. Dr. Mehmet Melli Türk Tabipleri Birligi Bursa
Şifalı bitkilerin kullanımına dikkat!
Aktarlar tarafınca satılan bir sürü şifalı bitkinin kullanım miktarı aşıldığında zehirlenmelere sebep olduğu açıklandı.
Şifalı bitkilerin belirgin bir ölçüye gore kullanılması icap ettiğini belirten uzmanlar, daha çok yarar sağlaması amacıyla daha çok tüketilen bitkilerin zehirlenmelere, hatta ölümlere yol açabileceğini bildirdi. Şifalı bitkilerin kullanımı sonrasında zehirlenme emareleri görüldüğünde ilk olarak sindirim sisteminden zehrin bertaraf edilmesi icap ettiğini ifade eden uzmanlar, şu tavsiyelerde bulundu:
"Hastada kendiliğinden kusma eğer olmazsa, yapay olarak kusturulur. Bundan sonrasında bir çok kez mide, yüzde 0.50,1 potasyum permanganat, yüzde 0.2 tanen ya da tıbbi kömür mahlulü ile yıkanmalıdır. Hatta zehirlenmeden sonrasında bir çok saat dahi geçmiş olsa da, midenin yıkanması dikkatsizlik edilmemelidir. Sonradan kimyasal çözümleme yapılmak suretiyle kusmukların hepsi muhafaza edilmelidir. Umumiyetle bitkilerden zehirlenmelere karşı kullanılan en iyi araç tıbbi kömür (50 gram) ve oksimagnezyum (25 gram) karışımıdır. Oksimagnezyum bulunmadığında, daha çok oranda tıbbi kömür ya da tanen yüzde 23, sulu mahlulü (200-300 gram su) bir defada verilir. Zehirlenmeye karşı kullanılan mahlul, alkaloidler ve glikozidleri çökertir, uçucu maddeleri yok eder. Zehirli asit ve esansları tesirsiz bırakır. Zehirlenmeye karşı kullanılan bu ilaçlar kısa bir süre için etkilidir. 20-30 dakika sonrasında mide tekrardan yıkanmalı, bundan sonrasında müshil verilmelidir. Zehirlenen kimse yatırılmalı ve taze hava akımı temin edilmelidir. Vücudun sıcak tutulması için önlem alınmalı, çay ya da kahve verilmeli. İlk yardımdan sonrasında derhal bir hekim aranmalı ve muayene edilmesine çalışılmalıdır. Zehirli maddelerin cilde teması vakalarında ise dokunulan yer bir çok kez sabunla yıkanmalı, bir süre sonra yüzde 2 permanganat mahlulü ile silinmelidir. Bu şeklinde vakalarda doktorun yardımı temin edilmelidir."
Şifalı olan fakat belirgin bir ölçüye uyulmadan kullanıldığında zehirlenmelere neden olabilen bitkiler ise şu şekilde:
"Güzel Avratotu: Kireçli topraklarda yetişen 180 santimetre kadar uzunlukta, bir çok yıl yaşayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz şeklinde yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru şeklinde, koyu kırmızımsı ya da sarımtıraktır. Ağrı-sancı kesici ilaç yapımında kullanılır. Mide, bağırsak, astım, kalp, sinir, beynimiz hastalıkları tedavisi için meydana getirilen ilaçların yapısında da mevcuttur. Fakat yapısında bir tür zehir olan 'Atropin' vardır. Yalnız tıbbi maksatla kullanılır. Bir doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Baldıran: Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre uzunlukta, saplarının altı erguvani renkli bir bitkidir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Tıpta bilhassa dişçilik faaliyetinde kullanılır. Ağrı-sancı kesici, spazm çözücü ve teskin edici özelliği var ise da çok zehirli bir nebat olup, 6 gramı bir insanı öldürmeye yeter. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Adasoğanı: Pek çok yerde yetişebilen, yaprakları uzun ve şerit şeklinde bir bitkidir. Çiçekleri yeşil, ak ve damarlıdır. 2 kilo kadar olan soğan kısmı yapraklarının altındadır. İdrar söktürür. Kalp hastalıklarında vücutta biriken suyu boşaltır. Pek çok faydası olan bu bitkinin 7.5 gramı, bir insanoğlunun ölümüne sebep olabilir. Tazeyken kullanılmaz. Ters halde zehirlenme ve kusmalara neden olur. Hekim tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
Çifitotu: Çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri minik ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kalp çarpıntılarını giderir, mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonrasında çıbanın üstüne konulursa, çıbanı olgunlaştırır. Kullanılırken tavsiye edilen doz sınırı aşılmış olduğu takdirde ölüme varan sonuçlar doğurabilir.
İtüzümü: Ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri ak, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanılır. Romatizmal ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı-âdet düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir. Yaralara lapa halinde de kullanılır. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir. Fazla alındığı takdirde ölümlere niçin olabilir.
Nergiz: 20-60 santimetre uzunlukta soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri güçlü kokulu, sarı ya da ak renkli, tek tek ya da birkaçı birarada bulunurlar. Müshil, ateş düşürücü, nezle, rahim ve mesane ağrılarında-sancılarında çay olarak kullanılır. Nebat, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Bu sebeple bir doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yabanyasemini: Rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir. Haziran-eylül ayları içinde mor renkli çiçekler açan, meyveleri sarımsı kırmızı renklidir. Ağrı-sancı kesici, ten hastalıklarında kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere haizdir. Bununla birlikte spazmodik öksürükler, frengi, romatizma, gut, sedef, sıraca, kanser hastalıklarında da kullanılır. Tüm bu faydalarına karşın nebat, gliko-alkaloitler taşır. Yüksek doz alımı bulantı, kusma, ishal, zehirlenmeye niçin olur."
Aktarlar tarafınca satılan bir sürü şifalı bitkinin kullanım miktarı aşıldığında zehirlenmelere sebep olduğu açıklandı.
Şifalı bitkilerin belirgin bir ölçüye gore kullanılması icap ettiğini belirten uzmanlar, daha çok yarar sağlaması amacıyla daha çok tüketilen bitkilerin zehirlenmelere, hatta ölümlere yol açabileceğini bildirdi. Şifalı bitkilerin kullanımı sonrasında zehirlenme emareleri görüldüğünde ilk olarak sindirim sisteminden zehrin bertaraf edilmesi icap ettiğini ifade eden uzmanlar, şu tavsiyelerde bulundu:
"Hastada kendiliğinden kusma eğer olmazsa, yapay olarak kusturulur. Bundan sonrasında bir çok kez mide, yüzde 0.50,1 potasyum permanganat, yüzde 0.2 tanen ya da tıbbi kömür mahlulü ile yıkanmalıdır. Hatta zehirlenmeden sonrasında bir çok saat dahi geçmiş olsa da, midenin yıkanması dikkatsizlik edilmemelidir. Sonradan kimyasal çözümleme yapılmak suretiyle kusmukların hepsi muhafaza edilmelidir. Umumiyetle bitkilerden zehirlenmelere karşı kullanılan en iyi araç tıbbi kömür (50 gram) ve oksimagnezyum (25 gram) karışımıdır. Oksimagnezyum bulunmadığında, daha çok oranda tıbbi kömür ya da tanen yüzde 23, sulu mahlulü (200-300 gram su) bir defada verilir. Zehirlenmeye karşı kullanılan mahlul, alkaloidler ve glikozidleri çökertir, uçucu maddeleri yok eder. Zehirli asit ve esansları tesirsiz bırakır. Zehirlenmeye karşı kullanılan bu ilaçlar kısa bir süre için etkilidir. 20-30 dakika sonrasında mide tekrardan yıkanmalı, bundan sonrasında müshil verilmelidir. Zehirlenen kimse yatırılmalı ve taze hava akımı temin edilmelidir. Vücudun sıcak tutulması için önlem alınmalı, çay ya da kahve verilmeli. İlk yardımdan sonrasında derhal bir hekim aranmalı ve muayene edilmesine çalışılmalıdır. Zehirli maddelerin cilde teması vakalarında ise dokunulan yer bir çok kez sabunla yıkanmalı, bir süre sonra yüzde 2 permanganat mahlulü ile silinmelidir. Bu şeklinde vakalarda doktorun yardımı temin edilmelidir."
Şifalı olan fakat belirgin bir ölçüye uyulmadan kullanıldığında zehirlenmelere neden olabilen bitkiler ise şu şekilde:
"Güzel Avratotu: Kireçli topraklarda yetişen 180 santimetre kadar uzunlukta, bir çok yıl yaşayan nahoş kokulu bir bitkidir. Meyveleri kiraz şeklinde yuvarlak ve siyah renktedir. Çiçekleri boru şeklinde, koyu kırmızımsı ya da sarımtıraktır. Ağrı-sancı kesici ilaç yapımında kullanılır. Mide, bağırsak, astım, kalp, sinir, beynimiz hastalıkları tedavisi için meydana getirilen ilaçların yapısında da mevcuttur. Fakat yapısında bir tür zehir olan 'Atropin' vardır. Yalnız tıbbi maksatla kullanılır. Bir doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Baldıran: Nemli yerlerde yetişen, 1-2 metre uzunlukta, saplarının altı erguvani renkli bir bitkidir. Yaprakları büyük, çiçekleri yayvan ve küçüktür. Tıpta bilhassa dişçilik faaliyetinde kullanılır. Ağrı-sancı kesici, spazm çözücü ve teskin edici özelliği var ise da çok zehirli bir nebat olup, 6 gramı bir insanı öldürmeye yeter. Ev ilaçlarında kesinlikle kullanılmaması gerekir.
Adasoğanı: Pek çok yerde yetişebilen, yaprakları uzun ve şerit şeklinde bir bitkidir. Çiçekleri yeşil, ak ve damarlıdır. 2 kilo kadar olan soğan kısmı yapraklarının altındadır. İdrar söktürür. Kalp hastalıklarında vücutta biriken suyu boşaltır. Pek çok faydası olan bu bitkinin 7.5 gramı, bir insanoğlunun ölümüne sebep olabilir. Tazeyken kullanılmaz. Ters halde zehirlenme ve kusmalara neden olur. Hekim tavsiyesiyle kullanılmalıdır.
Çifitotu: Çayırlarda ve hendek kenarlarında yetişen, zehirli bir bitkidir. Yaprakları geniş, çiçekleri minik ve sarı renklidir. Çiçekleri dalların dışına taşmış demetler halindedir. Keskin bir kokusu vardır. Kalp çarpıntılarını giderir, mide ağrılarını dindirir. Zeytinyağı ile kavrulduktan sonrasında çıbanın üstüne konulursa, çıbanı olgunlaştırır. Kullanılırken tavsiye edilen doz sınırı aşılmış olduğu takdirde ölüme varan sonuçlar doğurabilir.
İtüzümü: Ormanlarda yetişen bir bitkidir. Çiçekleri ak, meyveleri parlak beyazdır. Meyvesi, yaprakları ve çiçekleri kullanılır. Romatizmal ve mafsal ağrılarını keser. Aybaşı-âdet düzensizliğini ve rahim hastalıklarını giderir. Yaralara lapa halinde de kullanılır. Bir uzman tavsiyesi olmadan, ev ilaçlarında kullanılmaması gerekir. Fazla alındığı takdirde ölümlere niçin olabilir.
Nergiz: 20-60 santimetre uzunlukta soğanlı bitkilerdir. İlkbaharda çok güzel kokulu çiçekleriyle baharın müjdecisi olarak bilinirler. Çiçekleri güçlü kokulu, sarı ya da ak renkli, tek tek ya da birkaçı birarada bulunurlar. Müshil, ateş düşürücü, nezle, rahim ve mesane ağrılarında-sancılarında çay olarak kullanılır. Nebat, zehirli alkaloitler taşır. Kusturucu ve ishal etkilidir. Bu sebeple bir doktor tavsiyesi olmadan kesinlikle kullanılmamalıdır.
Yabanyasemini: Rutubetli, nemli ve gölgelik yerlerde, dere kenarlarında ve çitlerde yetişir. Haziran-eylül ayları içinde mor renkli çiçekler açan, meyveleri sarımsı kırmızı renklidir. Ağrı-sancı kesici, ten hastalıklarında kan temizleyici, uyutucu, idrar arttırıcı ve müshil etkilere haizdir. Bununla birlikte spazmodik öksürükler, frengi, romatizma, gut, sedef, sıraca, kanser hastalıklarında da kullanılır. Tüm bu faydalarına karşın nebat, gliko-alkaloitler taşır. Yüksek doz alımı bulantı, kusma, ishal, zehirlenmeye niçin olur."
Toplama Kuralları
Şifalı bitkileri doğadan kendisi toplamak isteyen kişinin en azından, temel botanik bilgilerine haiz olması gerekir. Bu bilgilere haiz olup olmadığını kişinin kendisi de saptayabilir. Bu sebeple kendine şu soruları sormalıdır:
Aradığım bitkiyi tabiatta, hiçbir sual işaretine yer bırakmayacak kesinlikle bulabilir miyim?
Bazı bitkilerin zehirli ikizleri bulunduğunu biliyor muyum?
Zehirli oldukları için ölüm tehlikesine yol açabilecek bitkilerle kendimi tedavi etmeye kalkışmamam icap ettiğini biliyor muyum?
Hangi ortamlardan nebat toplayabileceğime, hangi çayırların, tarlaların, orman kıyılarının çevre kirliliğinden etkilenip etkilenmediğine karar verebilir miyim?
Etkin maddelerin en yoğun olduğu zamanda biriktirerek, bitkilerin şifalı gücünden en fazla yararı sağlayabilmek için, onları hangi mevsimde, ve günün hangi saatlerinde toplamam icap ettiğini biliyor muyum?
Çay hazırlayabilmek için bitkinin hangi organının drog yapmaya elverişli bulunduğunu (çiçek, meyve, tohum, kök, kabuk ya da bitkinin tümü) biliyor muyum?
Şifalı bitkileri toplama esnasında genel olarak itina gösterilmesi ihtiyaç duyulan konuların başlangıcında, doğayı koruma terimi yer almalıdır. Bitkileri planlı bir şekilde toplayınız. Rastladığınız bir nebat kümesinin tümünü toplamayınız ki, daha sonraki mevsimde orada aynı bitkileri gene bulabilesiniz. Çiçeklerini, yapraklarını ya da meyvelerini topladığınız ağaçları ya da çalı türü bodur bitkileri hırpalamayınız, dallarını kırmayınız. Çayırlara, çimenliklere, çiğneyip ezmeden özenle giriniz. İhtiyacınızdan fazla bitkiyi toplamamaya itina gösteriniz. Drog olarak köklerinden yararlanılan bitkilerin soylarının tükenmesine negatif katkıda bulunabileceğinizi hiçbir süre unutmayınız.
Şifalı bitkileri kendisi toplamak isteyen şahıs, bilgisizlik ya da yanlışlıkla zehirli nebat kullanarak büyük bir mesuliyet altına girebileceğinin bilincinde olmalıdır. Nebat toplamaya yardım eden evlatların devamlı denetim altında tutulmaları gerekir. Kati olarak teşhis edemediğiniz bitkileri toplamayınız. Onları, eğer rastlayabilirseniz, güvenebileceğiniz bir şifalı nebat satıcısından, kim bilir kullanıma epey elverişli durumda satın satın alabilirsiniz!
Şifalı bitkileri toplayabilmek için, onları tanımak gerekir. Eğer onları tanıyorsanız, dikkat etmeniz ihtiyaç duyulan mevzular, doğru zamanda, uygun yerde ve gerektiği şekilde toplamaya itina göstermektir. Kazanılmış deneyimlere gore, en başarıya ulaşmış tedavileri, yeni toplanmış taze bitkiler sağlar. Taze bitkiler Şubat sonundan başlayarak Kasım sonuna kadar toplanabilir. Kış için kurutulmuş bitkilerden, pek büyük olmayan bir yığın hazırlamak yeterlidir. Bu sebeple onları en etkili oldukları zamanda toplamaya itina göstermelisiniz.
- Çiçeklerde en etkili süre, çiçeklenme başlangıcında
- Yapraklarda en etkili süre, çiçeklenmeden ilkin ve çiçeklenme zamanında
- Köklerde en etkili süre, ilkbahar başlangıcında ve sonbaharda
- Meyvelerde en etkili süre, olgunluk zamanıdır.
Toplama Yapılamayacak Bölgeler:
- Kimyasal gübre kullanılmış ya da ilaçlama meydana getirilen bahçeler, tarlalar, çayırlar
- Kirli ve mikroplu suların kıyıları, tren yolları, karayolları ve sanayi alanları civarları
Doğayı Koru!
Bitkileri kökleri ile birlikte çekip koparmayın ve zarara yol açmayın. Çiçekleri ve yaprakları toplarken bitkileri ezmeyin ve topladığınız bitkileri naylon poşetlere ya da cebinize koymayın. Bu durumda bitkiler terlemeye başlar ve kurutulurken kararırlar.
Kurutma ve Gizleme
Bitkiler, kurutulmadan ilkin yıkanmazlar (Kökler hariç).Bu sebeple Toplama bölümündeki özelliklere uyulması bir zorunluluktur. Eğer bitkileri kendiniz toplamıyor ve hazır kurutulmuş olarak bir yerlerden alıyorsanız yukardaki koşullarda toplanarak kurutulup kurutulmadığından güvenli olmalısınız. Kurallara uygun olarak toplanan bitkiler ince ince kıyılır temiz bezlerin ya da baskısız ve boyasız kağıtların üstüne serpiştirilir ve gölgeli, havadar ve sıcak yerlerde elden geldiğince acele kurumaya bırakılır. Köklerde, kabuklarda ve çok sulu nebat bölümlerinde, kurutma için bazen suni ısı da kullanılabilir. Fakat sıcaklığın 35 dereceyi aşmaması gerekir. Özenle yıkanan köklerin kurutulmaya bırakılmadan ilkin kıyılmaları daha doğru olur.
Ancak, tam anlamı ile kurutulmuş bitkiler kış için saklanabilir. Bu vazife için cam kaplar ya da ağzı kapanabilir karton kutular idealdir. Plastik kaplar ve teneke kutular kullanılmamalıdır. Kurutulmuş bitkiler ışıktan korunmalıdır. Renkli cam kaplar, mesela yeşil renkliler en uygun olanlarıdır. Hazırladığınız yığın yalnızca bir kış için olmalıdır. Kurutulmuş bitkiler şifalı güçlerini zaman içinde yitirirler. Her yeni yıl, bizlere taze bitkiler hediye edecektir.
şifalı bitkilerde kullanma süresi en fazla 3 aydır. 3 aydan sonrasında o nebat daha yarar vermez.
Niçin bir takım bitkilerin çok tohumu, bir takım bitkilerin de az tohumu vardır?
Tıbbi Bitkilerin Tarihçesi
Bilimin yanlış kullanılması hakkında yazı örneği verir misiniz?
YORUMLAR