TEDBİR a, (ar. dübür'dan tedbir). 1. Bir şeyi sağlayacak ya da olası bir tehlikeyi önleyecek yol, çare; önlem: Hastalığın yayıl...
TEDBİR a, (ar. dübür'dan tedbir).
1. Bir şeyi sağlayacak ya da olası bir tehlikeyi önleyecek yol, çare; önlem: Hastalığın yayılmasını önlemek için gerekli tedbirler.
2. Tedbir almak, kötü ya da yanlış bir sonuç doğurabilecek bir şeyi önlemek ya da bir şeyi sağlamak için gerekli hazırlıkları yapmak; önlem almak. || Tedbirde kusur etmemek, gereken her türlü önlemi düşünüp gereğini yerine getirmek.
*Esk. Tedbir ehli, öğüt veren kimse, akıllı, bilgili, zeki kimse. || Tedbir ittihaz etmek, tedbir almak, önlem almak. || Tedbir-şinas, tedbirli, ihtiyatlı. || Tedbiri menzil, ev ekonomisi. (XIX. yy.'da fr. öconomie domestique karşılığı olarak kullanılmıştır.) || Tedbiri mülk, devlet yönetimi.
*isi. huk. Bir kişinin, kendinin ölümünden sonra kölesinin hür olacağını bildirmesi. || Tedbiri muallak, bir şarta bağlı tedbir. (Örneğin, "şu işi yaparsan, ben ölünce hürsün†denilmesi gibi.) || Tedbiri mukayyet, bir kimsenin belirttiği şart ya da biçimde ölmesi durumunda geçerli olan tedbir. (Örneğin, "ben bu yolculuğumda ya da hastalığımda ölürsem hürsün†denilmesi gibi.) || Tedbiri mutlak, başka bir şart olmadan köle sahibinin ölümüne bağlı olan tedbir. ("Ben öldüğüm zaman sen hürsün†denilmesi gibi.)
*Med. huk. Tedbir nafakası - NAFAKA.
1. Bir şeyi sağlayacak ya da olası bir tehlikeyi önleyecek yol, çare; önlem: Hastalığın yayılmasını önlemek için gerekli tedbirler.
2. Tedbir almak, kötü ya da yanlış bir sonuç doğurabilecek bir şeyi önlemek ya da bir şeyi sağlamak için gerekli hazırlıkları yapmak; önlem almak. || Tedbirde kusur etmemek, gereken her türlü önlemi düşünüp gereğini yerine getirmek.
*Esk. Tedbir ehli, öğüt veren kimse, akıllı, bilgili, zeki kimse. || Tedbir ittihaz etmek, tedbir almak, önlem almak. || Tedbir-şinas, tedbirli, ihtiyatlı. || Tedbiri menzil, ev ekonomisi. (XIX. yy.'da fr. öconomie domestique karşılığı olarak kullanılmıştır.) || Tedbiri mülk, devlet yönetimi.
*isi. huk. Bir kişinin, kendinin ölümünden sonra kölesinin hür olacağını bildirmesi. || Tedbiri muallak, bir şarta bağlı tedbir. (Örneğin, "şu işi yaparsan, ben ölünce hürsün†denilmesi gibi.) || Tedbiri mukayyet, bir kimsenin belirttiği şart ya da biçimde ölmesi durumunda geçerli olan tedbir. (Örneğin, "ben bu yolculuğumda ya da hastalığımda ölürsem hürsün†denilmesi gibi.) || Tedbiri mutlak, başka bir şart olmadan köle sahibinin ölümüne bağlı olan tedbir. ("Ben öldüğüm zaman sen hürsün†denilmesi gibi.)
*Med. huk. Tedbir nafakası - NAFAKA.
Kaynak: Büyük Larousse
6T (Tedbir, Tanı, Tedavi, Telekominikasyon, Triyaj, Transport)
Tedbir nafakasının ödenmemesi durumunda ne olur?
Tedbir nafakasında yetki nedir?
YORUMLAR