bu sorunun bulunmasını istiyorum Teknolojinin insan üzerindeki etkileri İnsanlar yaşamları boyunca birçok engelle karşılaşır Parası...
bu sorunun bulunmasını istiyorum
Teknolojinin insan üzerindeki etkileri
İnsanlar yaşamları boyunca birçok engelle karşılaşır Parasızlık ve onun sağladığı zor yaşam koşulları değişik deneyimler ve değişik insanlar Hepsi hayatımızı tamamlayan ve yenmek için uğraştığımız unsurlar Peki ya Sağlık? Sağlık olmadan bütün bunlarla savaşmak mümkün mü? Tabi ki hayır Bütün bu yaşam savaşı yanında sağlık problemleri ile de savaşmak insanların en önemli uğraşlarından biri olmuştur Gelişen dünyamızda birçok yenilik ve de birçok hayat kolaylaştırıcı şey var
Bunların çoğu hızla ilerleyen teknoloji sayesinde hayatımıza girmeye başlamıştır Televizyonlar bilgisayarlar, fakslar ve bunun gibi birçok cihaz günümüz hayatında olmazsa olmazların başında gelmektedirler Son yıllarda hayatımıza giren cep Telefon ları bu “olmazsa olmazlar†listesinde baş sıraya gelmek üzereler ülke nüfusumuzun neredeyse yarısı cep telefonu olmadan hayatlarını sürdüremeyeceklerini söylüyorlar Kimi iş adamları, mankenler ve birçok iş alanında insanlar işlerini cep telefonu üzerine kurmuşlar
Cep telefonunun yokluğu çoğu insan için bir panik meselesi haline gelmiştir. Peki, hiç düşünmeden sarıldığımız bu cep telefonlarının bize sağladığı yararlar zararlarından daha mı etkili Kesinlikle hayır Cep telefonları birçok yararı ve birçok kolaylığı olmasına rağmen sağlığımıza olan olumsuz etkileri yüzünden kullanılmaması gereken bir cihazdır.
Cep telefonlarının hayatımızda gözle görülür birçok olumlu etkisi vardır Günümüzde kullanımı çok yaygınlaşmış olan cep telefonları sadece telefon değil iletişim konusunda birçok ihtiyacımızı giderecek teknolojiye sahipler GPRS ve WAP gibi sunulan servisler, sadece evde veya internet kafelerde kullanabildiğimiz interneti cebimize taşıyor Buradan, her türlü hizmete ulaşmak çok kolay. Elektronik postalar, bankacılık işlemleri veri gönderimi ve alımı ve bunlar gibi daha birçok hizmet cep telefonlarıyla çok daha kolay hale gelmiştir. Faks özellikli olan cep telefonları bütün bu özelliklerin üzerine faks hizmetini de cebiniz kadar yakın bir mesafeye taşımaktadır.
Cep telefonları sadece bu özellikleriyle değil çok acil durumlarda imdadınıza koşmasıyla da insanların gönlünü fethediyor. Çok ıssız bir yolda arabayla gittiğinizi ve lastiğin patladığını bir hayal edin hele bir de lastik değiştirmek konusunda bilginiz olmadığını Yapmanız gereken sadece bir iki tuşa basıp yardım çağırmak Panik yapmadan gayet kolay bir şekilde hallettiğimiz birçok iş cep telefonlarının bize getirdiği güven ve kolaylık sayesinde gerçekleşmektedir Her güzel şeyin olduğu gibi cep telefonlarının da kötü yanları vardır bunları da unutmamak gerekir
Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda cep telefonlarının hayatı kolaylaştırdığı kadar faydalı nesneler olmadığını da açıkça görüyoruz Evet hayatımızı kolaylaştırdığı apaçık ortada fakat sağlığımıza verdiği zararla bir katil bile olabiliyor Bu konuda yapılmış birçok araştırma bunu açıkça ortaya koyuyor Mesela Oxford üniversitesi'nde yapılmış bir çalışmaya göre düşük doz radyasyonun bile hücre ve dokular üzerinde olumsuz etki gösterdiği vurgulanıp ve önlem alınması gerekliliği önemle belirtilmiştir Örnek olarak çocukların gösterildiği çalışmada çocuk beyinlerinin küçük ve henüz gelişmekte olduğu kafatası kemiklerinin ince olduğu ve telefonlardan yayılan radyasyonun onlar için büyük tehlike teşkil ettiğinin ve başta çocuklar olmak üzere insanların cep telefonu kullanımından kesinlikle vazgeçmeleri gerektiğinin altı çizildi
Cep telefonları bu örnekte de belirtildiği üzere insanları direkt olarak etkilediği gibi dolaylı olarak da hayatımıza kötü anlamda yol çizmesi mümkün Son yayınlanan Amerikan lı bir raporda telefona bağlı 699 kaza bildiriliyor Telefonla konuşurken frene basmada 0,5 sn. gecikme olduğu ve bunu da kaza riskini belirgin olarak arttırdığı gösterilmiş ve bu nedenle halen 4 Avrupa ülkesi ve 3 Asya ülkesinde arabada cep telefonuyla konuşmak yasak durumda Görüldüğü gibi cep telefonları bize çok güzel şeyler çağrıştırmıyor. Hayatı hızla kolaylaştıran cep telefonları aynı hızla yaşamlarımızdan parçalar koparıyor.
Son olarak insan hayatını kolalaştıran teknolojinin aynı zamanda hayatımızla oynadığı apaçık ortada Cep telefonu kullanımının hızla yaygınlaştığı ve teknoloji üzerine kurulu bir hal alan dünyamızda insan hayatı büyük tehlike altına girmektedir Hiç düşünmeden kullandığımız cep telefonları da bu tehdidin başında gelen unsurlardan biri ve en tehlikelisi Yapılan araştırmalar ve deneyler cep telefonlarının insan hayatıyla oynayan katiller olduğunu gösteriyor Küçücük insanların ellerine tutuşturulan telefonun gözle görülmeyen zararları, seneler geçtikçe ortaya çıkar ve bunu engellemek için de bayağı geç olacaktır Bütün toplumların bazı teknolojik aletleri kullanma konusunda bilinçlendirilmesi ve özellikle de cep telefonlarının gözle görülmeyen uzun vadede ortaya çıkan zararları anlatılmalıdır
Aksi takdirde insanlık teknolojinin esirliğinden kurtulamayıp kendi sonunu hazırlama yolunda ilerleyecektir Her geçen gün ömrümüzden biraz daha alıp götürüyor Evet teknoloji hayatımızın çok önemli bir parçası her şeyimiz ona bağlı hayatımız bile Teknolojisiz bir hayatın düşünülemeyeceği kesin fakat biz sağlıklı olmadığımız sürece teknolojiyi kullanmamız imkansız
İletişimin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Ulaşım araçlarının olumlu olumsuz yönleri nelerdir?
Geçmişten günümüze aydınlatma araçlarının olumlu olumsuz yönleri nelerdir?
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İnsanlar yaşamları boyunca birçok engelle karşılaşır Parasızlık ve onun sağladığı zor yaşam koşulları değişik deneyimler ve değişik insanlar Hepsi hayatımızı tamamlayan ve yenmek için uğraştığımız unsurlar Peki ya Sağlık? Sağlık olmadan bütün bunlarla savaşmak mümkün mü? Tabi ki hayır Bütün bu yaşam savaşı yanında sağlık problemleri ile de savaşmak insanların en önemli uğraşlarından biri olmuştur Gelişen dünyamızda birçok yenilik ve de birçok hayat kolaylaştırıcı şey var
Bunların çoğu hızla ilerleyen teknoloji sayesinde hayatımıza girmeye başlamıştır Televizyonlar bilgisayarlar, fakslar ve bunun gibi birçok cihaz günümüz hayatında olmazsa olmazların başında gelmektedirler Son yıllarda hayatımıza giren cep Telefon ları bu “olmazsa olmazlar†listesinde baş sıraya gelmek üzereler ülke nüfusumuzun neredeyse yarısı cep telefonu olmadan hayatlarını sürdüremeyeceklerini söylüyorlar Kimi iş adamları, mankenler ve birçok iş alanında insanlar işlerini cep telefonu üzerine kurmuşlar
Cep telefonunun yokluğu çoğu insan için bir panik meselesi haline gelmiştir. Peki, hiç düşünmeden sarıldığımız bu cep telefonlarının bize sağladığı yararlar zararlarından daha mı etkili Kesinlikle hayır Cep telefonları birçok yararı ve birçok kolaylığı olmasına rağmen sağlığımıza olan olumsuz etkileri yüzünden kullanılmaması gereken bir cihazdır.
Cep telefonlarının hayatımızda gözle görülür birçok olumlu etkisi vardır Günümüzde kullanımı çok yaygınlaşmış olan cep telefonları sadece telefon değil iletişim konusunda birçok ihtiyacımızı giderecek teknolojiye sahipler GPRS ve WAP gibi sunulan servisler, sadece evde veya internet kafelerde kullanabildiğimiz interneti cebimize taşıyor Buradan, her türlü hizmete ulaşmak çok kolay. Elektronik postalar, bankacılık işlemleri veri gönderimi ve alımı ve bunlar gibi daha birçok hizmet cep telefonlarıyla çok daha kolay hale gelmiştir. Faks özellikli olan cep telefonları bütün bu özelliklerin üzerine faks hizmetini de cebiniz kadar yakın bir mesafeye taşımaktadır.
Cep telefonları sadece bu özellikleriyle değil çok acil durumlarda imdadınıza koşmasıyla da insanların gönlünü fethediyor. Çok ıssız bir yolda arabayla gittiğinizi ve lastiğin patladığını bir hayal edin hele bir de lastik değiştirmek konusunda bilginiz olmadığını Yapmanız gereken sadece bir iki tuşa basıp yardım çağırmak Panik yapmadan gayet kolay bir şekilde hallettiğimiz birçok iş cep telefonlarının bize getirdiği güven ve kolaylık sayesinde gerçekleşmektedir Her güzel şeyin olduğu gibi cep telefonlarının da kötü yanları vardır bunları da unutmamak gerekir
Madalyonun diğer yüzüne baktığımızda cep telefonlarının hayatı kolaylaştırdığı kadar faydalı nesneler olmadığını da açıkça görüyoruz Evet hayatımızı kolaylaştırdığı apaçık ortada fakat sağlığımıza verdiği zararla bir katil bile olabiliyor Bu konuda yapılmış birçok araştırma bunu açıkça ortaya koyuyor Mesela Oxford üniversitesi'nde yapılmış bir çalışmaya göre düşük doz radyasyonun bile hücre ve dokular üzerinde olumsuz etki gösterdiği vurgulanıp ve önlem alınması gerekliliği önemle belirtilmiştir Örnek olarak çocukların gösterildiği çalışmada çocuk beyinlerinin küçük ve henüz gelişmekte olduğu kafatası kemiklerinin ince olduğu ve telefonlardan yayılan radyasyonun onlar için büyük tehlike teşkil ettiğinin ve başta çocuklar olmak üzere insanların cep telefonu kullanımından kesinlikle vazgeçmeleri gerektiğinin altı çizildi
Cep telefonları bu örnekte de belirtildiği üzere insanları direkt olarak etkilediği gibi dolaylı olarak da hayatımıza kötü anlamda yol çizmesi mümkün Son yayınlanan Amerikan lı bir raporda telefona bağlı 699 kaza bildiriliyor Telefonla konuşurken frene basmada 0,5 sn. gecikme olduğu ve bunu da kaza riskini belirgin olarak arttırdığı gösterilmiş ve bu nedenle halen 4 Avrupa ülkesi ve 3 Asya ülkesinde arabada cep telefonuyla konuşmak yasak durumda Görüldüğü gibi cep telefonları bize çok güzel şeyler çağrıştırmıyor. Hayatı hızla kolaylaştıran cep telefonları aynı hızla yaşamlarımızdan parçalar koparıyor.
Son olarak insan hayatını kolalaştıran teknolojinin aynı zamanda hayatımızla oynadığı apaçık ortada Cep telefonu kullanımının hızla yaygınlaştığı ve teknoloji üzerine kurulu bir hal alan dünyamızda insan hayatı büyük tehlike altına girmektedir Hiç düşünmeden kullandığımız cep telefonları da bu tehdidin başında gelen unsurlardan biri ve en tehlikelisi Yapılan araştırmalar ve deneyler cep telefonlarının insan hayatıyla oynayan katiller olduğunu gösteriyor Küçücük insanların ellerine tutuşturulan telefonun gözle görülmeyen zararları, seneler geçtikçe ortaya çıkar ve bunu engellemek için de bayağı geç olacaktır Bütün toplumların bazı teknolojik aletleri kullanma konusunda bilinçlendirilmesi ve özellikle de cep telefonlarının gözle görülmeyen uzun vadede ortaya çıkan zararları anlatılmalıdır
Aksi takdirde insanlık teknolojinin esirliğinden kurtulamayıp kendi sonunu hazırlama yolunda ilerleyecektir Her geçen gün ömrümüzden biraz daha alıp götürüyor Evet teknoloji hayatımızın çok önemli bir parçası her şeyimiz ona bağlı hayatımız bile Teknolojisiz bir hayatın düşünülemeyeceği kesin fakat biz sağlıklı olmadığımız sürece teknolojiyi kullanmamız imkansız
Teknoloji ve İnsan
İnsanlığın Bilinen Geçmişi
İnsan olarak anılan canlı varlık, üzerinde yaşadığımız Dünya gezegeninin ve güneş sistemimizi oluşturan tüm gezegenlerin en akıllı canlısıdır. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliği aklı ve yetenekleridir.
İnsan, bilinen geçmişi süresince çevresinde oluşan hareketleÂri ve bunların nedenlerini, üzerinde yaşadığı dünyayı, güneş sisÂtemini, kendi galaksisini ve tüm evreni algılama yolunda sürekÂli çaba sarf etmiştir. Et ve kemikten oluşan vücudu ile yapamaÂyacağı işleri, yarattığı âletlerle yapabilmek için çalışmıştır. Bir bakış açısı ile sanki yapısının derinliklerinde, yani genetik enforÂmasyonunda, "Varoluşunun Keşfedilmesi" görevi yatmaktadır.
Bilinen ya da tahmin edilen insanlık tarihi MÖ 50.000 yılıÂna kadar uzanır. Bu döneme ilişkin fosil kalıntılar, yazılı yapıtÂlar ve efsaneler günümüze kadar gelmiştir. Bilindiği gibi canÂlıların ve insanların yeryüzünde varoluşlarına ilişkin çeşitli yaklaşımlar ve dogmatik inanışlar vardır. Skolâstik yaklaşıma göre tüm canlılar sembolik bir anlatımla ilâhi bir güçle bir günde yaratılmışlardır. Evrim teorisine ve genel bulgulara göÂre ise Homo Erectus günümüzden 200 ile 500 bin yıl önce deÂnizlerden karalara çıkarak iki ayağı üzerinde dikilmiş, sürecin devamında ise düşünebilen insan yani Homo Sapiens oluşmuşÂtur. Günümüzden 200 bin yıl önce düşünebildiği varsayılan inÂsan, günümüzden sadece 6.000 yıl önce dev adımlar atmaya başlamış ve yeryüzünde geçmişi bilinen bir insanlık tarihi oluşmuştur. İnsanlığın son 6.000 yıllık geçmişinden önceki döÂneme ilişkin ise çeşitli düşünceler vardır. Bu düşüncelerin teÂmelinde, tüm kutsal kitaplarda ve semavî dinlerin ortaya çıkıÂşından önceki dönemlere ilişkin tarih kitapları ve sanatsal yaÂpıtlarda anlatılan olaylar yatmaktadır. Bunlardan "Büyük Tufan Efsânesi", "Kıyamet Tanımlanışı" geçmişe yönelik düşünÂcelerin ve insanlığın varoluşu olgusunun büyük bir merakla araştırılmasına neden olmaktadırlar. Bir diğer yaklaşıma göre tüm canlıların yeryüzüne içinde yaşadığımız galaksinin kıyamet sonucu yok olan bir gezegeninÂden gelmiş oldukları da düşünülmektedir.
Bilindiği gibi dünya gezegeni Samanyolu olarak adlandırıÂlan gezegenler topluluğu içinde bulunmaktadır. Samanyolu gaÂlaksisi Evrende bulunan milyarlarca galaksiden sadece biridir. Samanyolu galaksisi de kendi içinde milyarlarca güneş sisteÂminden oluşmaktadır. İçinde bulunduğumuz güneş sistemi belÂki de Samanyolu galaksisinin en ücra köşesinde kalmış, belki de en unutulmuş parçalarından biridir.
İnsan, bizim bildiğimiz kendini tanıma ve bilme zamanından bu yana sürekli olarak varoluşunu irdelemiş, yaşadığı günün gaÂilelerinden bir an uzaklaşıp tefekküre dalarak "nereden gelip neÂreye gidiyoruz" sorusunu kendi kendine sürekli sormuştur. DuÂvarları ve sınırları olmayan bir uzayda ara sıra sanki bir tefekÂkür hücresine girmiştir. Bu sorgulamayı aklını bildiğimiz anlamÂda kullanmaya başladığı dönemlerde sembolik anlamda da gerÂçekleştirmeye devam etmiştir. Naacal tabletlerinden öğrendiğiÂmiz kadarı ile Mu uygarlığında bu sorgulamayı tefekkür hücreÂlerinde kendi kendine yapmıştır. Mu uygarlığının devamı olarak kabul edilen Mısır uygarlığının yarattığı Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinin (MÖ 3000) altında bulunan hücrelerde de ara sıra tefekküre dalarak çözemediği bu soruya cevap bulmak için çaba sarf etmiştir. Binlerce yıl sonra da keşfedilen onca biÂlinmeyen olmasına rağmen halâ aynı soruyu kendi kendine sorÂmakta ve sembolik anlamda tefekkür hücresine girmektedir.
İnsan bu araştırma sürecinde, hedefine ulaşabilmek için yaÂşamını kolaylaştıracak âletleri yaratma, icat etme yolunda ilerÂlemektedir. Geçen binlerce yıllık süre içinde sarf edilen sürekli çabalar nicel birikimler oluşturmuş, bu birikimler bazı zamanÂlarda parlatılan kıvılcımlarda nitel dönüşümler yaratmışlardır.
Yeryüzündeki insan yaşamını tümü ile etkileyen bu büyük dönüşümler çağ olarak adlandırılmışlardır. Çağ kavramı insanÂlık tarihinde yaşanan kültürel gelişmelerde elde edilen büyük aşamaları belirlemektedir. İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ derken, "çağ" kavramı bu anlamda kullanılmaktadır.
Yaşamın bilinen ilk çağında insan dünyanın zor doğal koşulÂları içinde yaşam mücadelesi vermekteydi. Bu döneme ilişkin bulgular yaşanılan dönemleri Taş ve Maden devirleri olarak adlandırmamıza neden olmaktadır. Yontma Taş ve Cilâlı Taş dönemlerinde insan dünya üzerindeki yaşam mücadelesini sürdürebilmek için yararlanabileceği diğer canlıları öldürebilmek amacı ile taştan silâhlar yapmıştır. Sürecin devamında ateşi kullanarak madenleri işlemiş, gelişimini ve doğa ile mücadeleÂsini sürdürmüştür.
Âlet yapma yeteneği, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biridir. İnsan, bildiğimiz başlangıç döneÂminden bu yana teknoloji üreten bir varlıktır. Bu bakış açısı ile de teknolojinin tarihi insanlığın tüm evrimini içerir. Teknoloji insanlığın ilk dönemlerinde zanaatkarlar tarafından üretilmekÂtedir. Eski Yunanlılar teknoloji kavramım "Techno" yani "zanaat" ve "logos" yani "söz" sözcüklerinden oluşan bir tanımlama ile ifade etmekteydiler.
İnsanlık tarihi içinde doğanın zor koşullarına karşı verilen yaşam mücadelesi binlerce yıl sürmüştür. Yapılan âletlerin yaÂşamı kolaylaştırıcı özelliklerinin kullanılması ve bu sürecin arÂtarak hızlanması ile teknolojik ilerlemeler yaşamı belirlemeye başlamıştır.
İnsanın evrim süreci içinde, bilginin, bunu değerlendirerek ve yargılayarak sonuç elde eden aklın, akıl ve mantığın sonucu ortaya çıkan teknolojinin, birbirini etkileyen ve ilerleme kaydeÂden bir süreç olduğu görülür. Bilgi bir süreç ve birikim ile elde edilmiş,akıl ile değerlendirilmiş, elde edilen sonuç yeni keşif ve icatların yani yeni âletlerin yapılmasını sağlamıştır. Bunların kullanımı ile yeni güzellikler ve yeni bilgiler elde edilmiştir.
RÖNESANS
Bilinen tarihte ilkçağ, insanın doğa ile yoğun mücadelesi ile geçmiştir. Bu çağın devamındaki antik çağ olarak adlandırılan MÖ 700 - MS 500 yılları arasında araştırıcılık, felsefe, keşifler ve icatlar ön plândadır.
Tarih boyunca insanların sürekli sorguladığı "Varoluş" olguÂsu antik çağda da yoğun bir şekilde araştırılmıştır. Gerçek biliÂmin henüz varolmadığı bu dönemde düşsel tasarımlara bilim denilmektedir. Tanrıların, Evrenin ve insanın yaratılışı üzerinde felsefî anlamda düşünce üretilmektedir. Yunan filozofları EvreÂnin oluşumunu tabiat olayları ile araştırmışlardır. Evreni oluşÂturan ana maddeyi Thales "Su" olarak tanımlamıştır. Anaximenes buna "Hava", Herakleitos "Ateş" Anaximandros "Sınırsız ve Vasıfsız Bir Madde" demiştir. Demokritos ise Evreni "Boş Uzaydaki Atomlar" olarak tanımlamıştır. Antik çağ boyunca araştırılan "Nereden Geliyoruz" sorusuna tek tanrılı dinlerin orÂtaya çıkması ile bir cevap bulunmuştur. Bu olgu belki de araşÂtırmaktan yorgun düşen insanın bir teslimiyeti olmuş ve ortaçağ boyunca düşünce, yerini inanışa bırakmıştır.
Ortaçağ, bireysellik bilincinin bastırıldığı, insanların din birÂliği içinde toplumsal bir kimlikle yaşadığı bir dönemdir. ÖzelÂlikle batı ülkelerinde yaşamın ve devlet yönetiminin temel unÂsuru kilise teşkilâtıdır. Kilisenin dogmalarına dayalı yönetimi altındaki halk, yaratma özgürlüğünün tanrılara özgü bir etkinÂlik olduğuna inanmakta ve bu dünyadaki yaşamını öteki dünyaÂya hazırlık için sürdürmektedir. Dogmalara dayalı bu karanlık yaşam uzun sürmemiştir. Kilise dışında etkin bir güç olan derebeyleri barutun Çin'de icadı, batıya gelmesi ve teknolojinin geÂlişmesi sonucu etkinliklerini kaybetmeye başlamışlardır. TekÂnolojik gelişme ile batı toplumunda bireysellik bilinci de uyanÂmaya başlamış, atölyeler bazında yapılmaya başlayan üretim, zamanla, sermaye birikiminin oluşmasını da beraberinde getirmiştir. 15. yy'ın sonlarında yani Dünyada büyük coğrafya keşifÂlerinin yapılmaya başlandığı sırada önce İtalya'da başlayan sonra da diğer Avrupa ülkelerine yayılan edebiyat ve sanat alaÂnındaki yeniliklere Rönesans denilmektedir. Ortaçağın din topÂlumuna dayanan toplumsallık bilincinden bireysellik bilincinin filizlenmesi Rönesans'la birlikte olmuştur. Bilindiği gibi bu döÂnemde özellikle sanatçıların bireysel çabaları ile dogmalara dayalı düzen çökmüş ve dünya bugünkü medeniyetin başlangıcı olan aydınlanma çağını yaşamaya başlamıştır.
İnsanlığın Bilinen Geçmişi
İnsan olarak anılan canlı varlık, üzerinde yaşadığımız Dünya gezegeninin ve güneş sistemimizi oluşturan tüm gezegenlerin en akıllı canlısıdır. İnsanı diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliği aklı ve yetenekleridir.
İnsan, bilinen geçmişi süresince çevresinde oluşan hareketleÂri ve bunların nedenlerini, üzerinde yaşadığı dünyayı, güneş sisÂtemini, kendi galaksisini ve tüm evreni algılama yolunda sürekÂli çaba sarf etmiştir. Et ve kemikten oluşan vücudu ile yapamaÂyacağı işleri, yarattığı âletlerle yapabilmek için çalışmıştır. Bir bakış açısı ile sanki yapısının derinliklerinde, yani genetik enforÂmasyonunda, "Varoluşunun Keşfedilmesi" görevi yatmaktadır.
Bilinen ya da tahmin edilen insanlık tarihi MÖ 50.000 yılıÂna kadar uzanır. Bu döneme ilişkin fosil kalıntılar, yazılı yapıtÂlar ve efsaneler günümüze kadar gelmiştir. Bilindiği gibi canÂlıların ve insanların yeryüzünde varoluşlarına ilişkin çeşitli yaklaşımlar ve dogmatik inanışlar vardır. Skolâstik yaklaşıma göre tüm canlılar sembolik bir anlatımla ilâhi bir güçle bir günde yaratılmışlardır. Evrim teorisine ve genel bulgulara göÂre ise Homo Erectus günümüzden 200 ile 500 bin yıl önce deÂnizlerden karalara çıkarak iki ayağı üzerinde dikilmiş, sürecin devamında ise düşünebilen insan yani Homo Sapiens oluşmuşÂtur. Günümüzden 200 bin yıl önce düşünebildiği varsayılan inÂsan, günümüzden sadece 6.000 yıl önce dev adımlar atmaya başlamış ve yeryüzünde geçmişi bilinen bir insanlık tarihi oluşmuştur. İnsanlığın son 6.000 yıllık geçmişinden önceki döÂneme ilişkin ise çeşitli düşünceler vardır. Bu düşüncelerin teÂmelinde, tüm kutsal kitaplarda ve semavî dinlerin ortaya çıkıÂşından önceki dönemlere ilişkin tarih kitapları ve sanatsal yaÂpıtlarda anlatılan olaylar yatmaktadır. Bunlardan "Büyük Tufan Efsânesi", "Kıyamet Tanımlanışı" geçmişe yönelik düşünÂcelerin ve insanlığın varoluşu olgusunun büyük bir merakla araştırılmasına neden olmaktadırlar. Bir diğer yaklaşıma göre tüm canlıların yeryüzüne içinde yaşadığımız galaksinin kıyamet sonucu yok olan bir gezegeninÂden gelmiş oldukları da düşünülmektedir.
Bilindiği gibi dünya gezegeni Samanyolu olarak adlandırıÂlan gezegenler topluluğu içinde bulunmaktadır. Samanyolu gaÂlaksisi Evrende bulunan milyarlarca galaksiden sadece biridir. Samanyolu galaksisi de kendi içinde milyarlarca güneş sisteÂminden oluşmaktadır. İçinde bulunduğumuz güneş sistemi belÂki de Samanyolu galaksisinin en ücra köşesinde kalmış, belki de en unutulmuş parçalarından biridir.
İnsan, bizim bildiğimiz kendini tanıma ve bilme zamanından bu yana sürekli olarak varoluşunu irdelemiş, yaşadığı günün gaÂilelerinden bir an uzaklaşıp tefekküre dalarak "nereden gelip neÂreye gidiyoruz" sorusunu kendi kendine sürekli sormuştur. DuÂvarları ve sınırları olmayan bir uzayda ara sıra sanki bir tefekÂkür hücresine girmiştir. Bu sorgulamayı aklını bildiğimiz anlamÂda kullanmaya başladığı dönemlerde sembolik anlamda da gerÂçekleştirmeye devam etmiştir. Naacal tabletlerinden öğrendiğiÂmiz kadarı ile Mu uygarlığında bu sorgulamayı tefekkür hücreÂlerinde kendi kendine yapmıştır. Mu uygarlığının devamı olarak kabul edilen Mısır uygarlığının yarattığı Keops, Kefren ve Mikerinos piramitlerinin (MÖ 3000) altında bulunan hücrelerde de ara sıra tefekküre dalarak çözemediği bu soruya cevap bulmak için çaba sarf etmiştir. Binlerce yıl sonra da keşfedilen onca biÂlinmeyen olmasına rağmen halâ aynı soruyu kendi kendine sorÂmakta ve sembolik anlamda tefekkür hücresine girmektedir.
İnsan bu araştırma sürecinde, hedefine ulaşabilmek için yaÂşamını kolaylaştıracak âletleri yaratma, icat etme yolunda ilerÂlemektedir. Geçen binlerce yıllık süre içinde sarf edilen sürekli çabalar nicel birikimler oluşturmuş, bu birikimler bazı zamanÂlarda parlatılan kıvılcımlarda nitel dönüşümler yaratmışlardır.
Yeryüzündeki insan yaşamını tümü ile etkileyen bu büyük dönüşümler çağ olarak adlandırılmışlardır. Çağ kavramı insanÂlık tarihinde yaşanan kültürel gelişmelerde elde edilen büyük aşamaları belirlemektedir. İlkçağ, Ortaçağ, Yeniçağ derken, "çağ" kavramı bu anlamda kullanılmaktadır.
Yaşamın bilinen ilk çağında insan dünyanın zor doğal koşulÂları içinde yaşam mücadelesi vermekteydi. Bu döneme ilişkin bulgular yaşanılan dönemleri Taş ve Maden devirleri olarak adlandırmamıza neden olmaktadır. Yontma Taş ve Cilâlı Taş dönemlerinde insan dünya üzerindeki yaşam mücadelesini sürdürebilmek için yararlanabileceği diğer canlıları öldürebilmek amacı ile taştan silâhlar yapmıştır. Sürecin devamında ateşi kullanarak madenleri işlemiş, gelişimini ve doğa ile mücadeleÂsini sürdürmüştür.
Âlet yapma yeteneği, insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biridir. İnsan, bildiğimiz başlangıç döneÂminden bu yana teknoloji üreten bir varlıktır. Bu bakış açısı ile de teknolojinin tarihi insanlığın tüm evrimini içerir. Teknoloji insanlığın ilk dönemlerinde zanaatkarlar tarafından üretilmekÂtedir. Eski Yunanlılar teknoloji kavramım "Techno" yani "zanaat" ve "logos" yani "söz" sözcüklerinden oluşan bir tanımlama ile ifade etmekteydiler.
İnsanlık tarihi içinde doğanın zor koşullarına karşı verilen yaşam mücadelesi binlerce yıl sürmüştür. Yapılan âletlerin yaÂşamı kolaylaştırıcı özelliklerinin kullanılması ve bu sürecin arÂtarak hızlanması ile teknolojik ilerlemeler yaşamı belirlemeye başlamıştır.
İnsanın evrim süreci içinde, bilginin, bunu değerlendirerek ve yargılayarak sonuç elde eden aklın, akıl ve mantığın sonucu ortaya çıkan teknolojinin, birbirini etkileyen ve ilerleme kaydeÂden bir süreç olduğu görülür. Bilgi bir süreç ve birikim ile elde edilmiş,akıl ile değerlendirilmiş, elde edilen sonuç yeni keşif ve icatların yani yeni âletlerin yapılmasını sağlamıştır. Bunların kullanımı ile yeni güzellikler ve yeni bilgiler elde edilmiştir.
RÖNESANS
Bilinen tarihte ilkçağ, insanın doğa ile yoğun mücadelesi ile geçmiştir. Bu çağın devamındaki antik çağ olarak adlandırılan MÖ 700 - MS 500 yılları arasında araştırıcılık, felsefe, keşifler ve icatlar ön plândadır.
Tarih boyunca insanların sürekli sorguladığı "Varoluş" olguÂsu antik çağda da yoğun bir şekilde araştırılmıştır. Gerçek biliÂmin henüz varolmadığı bu dönemde düşsel tasarımlara bilim denilmektedir. Tanrıların, Evrenin ve insanın yaratılışı üzerinde felsefî anlamda düşünce üretilmektedir. Yunan filozofları EvreÂnin oluşumunu tabiat olayları ile araştırmışlardır. Evreni oluşÂturan ana maddeyi Thales "Su" olarak tanımlamıştır. Anaximenes buna "Hava", Herakleitos "Ateş" Anaximandros "Sınırsız ve Vasıfsız Bir Madde" demiştir. Demokritos ise Evreni "Boş Uzaydaki Atomlar" olarak tanımlamıştır. Antik çağ boyunca araştırılan "Nereden Geliyoruz" sorusuna tek tanrılı dinlerin orÂtaya çıkması ile bir cevap bulunmuştur. Bu olgu belki de araşÂtırmaktan yorgun düşen insanın bir teslimiyeti olmuş ve ortaçağ boyunca düşünce, yerini inanışa bırakmıştır.
Ortaçağ, bireysellik bilincinin bastırıldığı, insanların din birÂliği içinde toplumsal bir kimlikle yaşadığı bir dönemdir. ÖzelÂlikle batı ülkelerinde yaşamın ve devlet yönetiminin temel unÂsuru kilise teşkilâtıdır. Kilisenin dogmalarına dayalı yönetimi altındaki halk, yaratma özgürlüğünün tanrılara özgü bir etkinÂlik olduğuna inanmakta ve bu dünyadaki yaşamını öteki dünyaÂya hazırlık için sürdürmektedir. Dogmalara dayalı bu karanlık yaşam uzun sürmemiştir. Kilise dışında etkin bir güç olan derebeyleri barutun Çin'de icadı, batıya gelmesi ve teknolojinin geÂlişmesi sonucu etkinliklerini kaybetmeye başlamışlardır. TekÂnolojik gelişme ile batı toplumunda bireysellik bilinci de uyanÂmaya başlamış, atölyeler bazında yapılmaya başlayan üretim, zamanla, sermaye birikiminin oluşmasını da beraberinde getirmiştir. 15. yy'ın sonlarında yani Dünyada büyük coğrafya keşifÂlerinin yapılmaya başlandığı sırada önce İtalya'da başlayan sonra da diğer Avrupa ülkelerine yayılan edebiyat ve sanat alaÂnındaki yeniliklere Rönesans denilmektedir. Ortaçağın din topÂlumuna dayanan toplumsallık bilincinden bireysellik bilincinin filizlenmesi Rönesans'la birlikte olmuştur. Bilindiği gibi bu döÂnemde özellikle sanatçıların bireysel çabaları ile dogmalara dayalı düzen çökmüş ve dünya bugünkü medeniyetin başlangıcı olan aydınlanma çağını yaşamaya başlamıştır.
Sosyalleştirme Araçları
Teknoloji dediğimiz şey öncelikle yeniliklerin ve gelişimlerin insan hayatını kolaylaştıracak biçimde uygulanması anlamını içeren genel bir kavramdır. Peki teknoloji gelişirken ve gün geçtikçe insan hayatında daha çok yer edinip, işleri kolaylaştırırken yani bütün bunları yaparken hiç zararı olmuyor mu? Tabiki oluyor.
Doğanın temel fiziksel unsurları olan, hava, su ve toprak üzerinde olumsuz etkilerin oluşması ile ortaya çıkan ve canlı öğelerin hayati aktivitelerini olumsuz önde etkileyen çevre sorunlarına “Çevre Kirliliği†adı verilir.
Teknolojinin neden olduğu çevre kirliliğinin sebepleri ve yol açtığı sorunlar şöyledir:
Çevre Kirliliğinin Sebepleri:
Çevre Kirliliğinin İnsan üzerindeki Etkileri:
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmaktadır. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler. Örneğin cep telefonu ile bize en az zarar verecek şekildeki konuşma süresi doktorlarca günlük azami 5dk olarak açıklanmıştır. Tabiki bu 5dk süresince telefonun yaydığı elektromanyetik dalga miktarı maksimum seviyesine çıkar ve insanın beyin ısısının artmasına neden olur. Beyindeki bu manyetik düzensizlik, uzun vadede beyin hücrelerinin ölmesine ve özellikle kulaktaki birtakım organların görevini yitirmesine yol açmaktadır. Bu da duyu kaybı ve denge bozuklukları gibi etkilere neden olabilmektedir.
Elektromanyetik alan konusunda en çarpıcı ve tehlikeli örnek olarak cep telefonunu verdik. Fakat günlük yaşamımızda kullandığımız bluetooth cihazlar, kablosuz ürünler(modemler, fareler, klavyeler, oyun kumandaları vs.), televizyonlar, crt ve lcd monitörler gibi birçok alet oluşturdukları manyetik alan miktarlarına göre insan vücudunu ve kimyasını olumsuz etkilemektedir.
Benzer şekilde yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda Amerikan Bilimler Akademisi tarafından yapılan incelemeye göre lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokuları olarak açıklanmıştır. Yani gün içinde teknolojiden yararlandığımız ölçüde giderek artan oranlarda zarar görmekteyiz.
Baz istasyonlarına veya büyük çanak antenlere yakın yerler de manyetik kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdir.
Bu nedenle teknolojiyi mümkün olduğunca ve sadece olmazsa olmaz önemdeki ihtiyaçlarımız için kullanıp, özellikle cep telefonu görüşmelerimizi kısa tutmaya ve cihazı mümkün olduğunca vücudumuzdan uzakta bulundurmaya özen gösterelim.
Alıntıdır...
Teknoloji dediğimiz şey öncelikle yeniliklerin ve gelişimlerin insan hayatını kolaylaştıracak biçimde uygulanması anlamını içeren genel bir kavramdır. Peki teknoloji gelişirken ve gün geçtikçe insan hayatında daha çok yer edinip, işleri kolaylaştırırken yani bütün bunları yaparken hiç zararı olmuyor mu? Tabiki oluyor.
Doğanın temel fiziksel unsurları olan, hava, su ve toprak üzerinde olumsuz etkilerin oluşması ile ortaya çıkan ve canlı öğelerin hayati aktivitelerini olumsuz önde etkileyen çevre sorunlarına “Çevre Kirliliği†adı verilir.
Teknolojinin neden olduğu çevre kirliliğinin sebepleri ve yol açtığı sorunlar şöyledir:
Çevre Kirliliğinin Sebepleri:
- Trafiğe her yıl daha fazla sayıda araç çıkmakta ve bu araçların yaydıkları egsoz dumanları ozon tabakasının incelmesine sebep olmaktadır.
- Ormanların kağıt üretimi, toprak genişletilmesi, hayvancılık alanı oluşturmak gibi sebeplerle denetimsizce kesilmesi, ağaçların gündüzleri oksijenli solunum yaparak ortama oksijen salınımı yapmasını kısıtlıyor.
- Fabrika bacalarından çıkan zehirli gazla atmosferi kirleterek, havadaki oksijen oranını azaltmaktadır. Ayrıca havanın bu denli kirlenmesi asit yağmuru olarak inerek toprağı da etkilemektedir.
- Hastalık taşıyan hayvanlarla ortama geçen bakteri ve virüslerin sulara veya havaya karışması.
- Fabrikalardan atılan arsenik, siyanür, fenol gibi toksik endüstri atılarının sulara karışması.
- Tankerler veya borularla taşınan petrolün kaza sonucu sulara karışması.
- İnorganik tuzlar, zirai mücadele ilaçları ve yapay organik kimyasal maddelerin sulara karışması.
- Radyoaktivitenin etkisi yani: Nükleer enerji santralleri, çeşitli nükleer denemeler, tıbbi içerikli üretimler ve çeşitli endüstri tipi üretimleri, radyoaktif maddeye sahip hayvansal ürünler (et, balık, süt, vb.) ve bitkiler, bu zararlı maddeyi besin zinciri ile insanlara ve diğer canlılara taşır. Böylece bağışıklık mekanizmasını felce uğratmak ve kansere neden olmak gibi sorunlara yol açar.
Çevre Kirliliğinin İnsan üzerindeki Etkileri:
- Hava kirliliğinde en çok açığa çıkan gazlardan biri olan sülfürdioksit, solunum yolu problemlerine yol açıyor; üstelik akciğer dokusunu da zedeliyor. Monoksit, sinir sisteminin çalışmasını etkiliyor. Kurşun ise çocuklarda beyin zararlarına yol açıyor. Yine bol miktarda bulunan nitrojendioksit, nefes almayı güçleştirirken astıma da neden oluyor.
- Sulara karışan bakteri, virüs ve çeşitli kimyasal yapılar insan vücuduna girerek her çeşit hastalığa yol açabilmektedir.
- Radyasyonun insan vücudunu etkilemesiyle bağışıklık mekanizması felce uğrar ve insan vücudunda kanserli hücrelerin oluşumu ve yayılımı gözlenir.
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmaktadır. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler. Örneğin cep telefonu ile bize en az zarar verecek şekildeki konuşma süresi doktorlarca günlük azami 5dk olarak açıklanmıştır. Tabiki bu 5dk süresince telefonun yaydığı elektromanyetik dalga miktarı maksimum seviyesine çıkar ve insanın beyin ısısının artmasına neden olur. Beyindeki bu manyetik düzensizlik, uzun vadede beyin hücrelerinin ölmesine ve özellikle kulaktaki birtakım organların görevini yitirmesine yol açmaktadır. Bu da duyu kaybı ve denge bozuklukları gibi etkilere neden olabilmektedir.
Elektromanyetik alan konusunda en çarpıcı ve tehlikeli örnek olarak cep telefonunu verdik. Fakat günlük yaşamımızda kullandığımız bluetooth cihazlar, kablosuz ürünler(modemler, fareler, klavyeler, oyun kumandaları vs.), televizyonlar, crt ve lcd monitörler gibi birçok alet oluşturdukları manyetik alan miktarlarına göre insan vücudunu ve kimyasını olumsuz etkilemektedir.
Benzer şekilde yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda Amerikan Bilimler Akademisi tarafından yapılan incelemeye göre lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokuları olarak açıklanmıştır. Yani gün içinde teknolojiden yararlandığımız ölçüde giderek artan oranlarda zarar görmekteyiz.
Baz istasyonlarına veya büyük çanak antenlere yakın yerler de manyetik kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdir.
Bu nedenle teknolojiyi mümkün olduğunca ve sadece olmazsa olmaz önemdeki ihtiyaçlarımız için kullanıp, özellikle cep telefonu görüşmelerimizi kısa tutmaya ve cihazı mümkün olduğunca vücudumuzdan uzakta bulundurmaya özen gösterelim.
Alıntıdır...
Teknolojinin Zararları:
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmaktadır. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler. Örneğin cep telefonu ile bize en az zarar verecek şekildeki konuşma süresi doktorlarca günlük azami 5dk olarak açıklanmıştır. Tabiki bu 5dk süresince telefonun yaydığı elektromanyetik dalga miktarı maksimum seviyesine çıkar ve insanın beyin ısısının artmasına neden olur. Beyindeki bu manyetik düzensizlik, uzun vadede beyin hücrelerinin ölmesine ve özellikle kulaktaki birtakım organların görevini yitirmesine yol açmaktadır. Bu da duyu kaybı ve denge bozuklukları gibi etkilere neden olabilmektedir.
Elektromanyetik alan konusunda en çarpıcı ve tehlikeli örnek olarak cep telefonunu verdik. Fakat günlük yaşamımızda kullandığımız bluetooth cihazlar, kablosuz ürünler(modemler, fareler, klavyeler, oyun kumandaları vs.), televizyonlar, crt ve lcd monitörler gibi birçok alet oluşturdukları manyetik alan miktarlarına göre insan vücudunu ve kimyasını olumsuz etkilemektedir.
Benzer şekilde yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda Amerikan Bilimler Akademisi tarafından yapılan incelemeye göre lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokuları olarak açıklanmıştır. Yani gün içinde teknolojiden yararlandığımız ölçüde giderek artan oranlarda zarar görmekteyiz.
Baz istasyonlarına veya büyük çanak antenlere yakın yerler de manyetik kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdir.
Bu nedenle teknolojiyi mümkün olduğunca ve sadece olmazsa olmaz önemdeki ihtiyaçlarımız için kullanıp, özellikle cep telefonu görüşmelerimizi kısa tutmaya ve cihazı mümkün olduğunca vücudumuzdan uzakta bulundurmaya özen gösterelim.
Teknoloji ürünlerinin neredeyse tamamı elektrikle çalışmaktadır. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler. Örneğin cep telefonu ile bize en az zarar verecek şekildeki konuşma süresi doktorlarca günlük azami 5dk olarak açıklanmıştır. Tabiki bu 5dk süresince telefonun yaydığı elektromanyetik dalga miktarı maksimum seviyesine çıkar ve insanın beyin ısısının artmasına neden olur. Beyindeki bu manyetik düzensizlik, uzun vadede beyin hücrelerinin ölmesine ve özellikle kulaktaki birtakım organların görevini yitirmesine yol açmaktadır. Bu da duyu kaybı ve denge bozuklukları gibi etkilere neden olabilmektedir.
Elektromanyetik alan konusunda en çarpıcı ve tehlikeli örnek olarak cep telefonunu verdik. Fakat günlük yaşamımızda kullandığımız bluetooth cihazlar, kablosuz ürünler(modemler, fareler, klavyeler, oyun kumandaları vs.), televizyonlar, crt ve lcd monitörler gibi birçok alet oluşturdukları manyetik alan miktarlarına göre insan vücudunu ve kimyasını olumsuz etkilemektedir.
Benzer şekilde yüksek gerilim hatları yakınındaki evlerde yaşayan çocuklarda Amerikan Bilimler Akademisi tarafından yapılan incelemeye göre lösemi görülme riskinin diğerlerine göre 1.5 katı fazla olduğu tespit edilmiştir. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar yüksek gerilim hatları ve elektrikli aletlerin kanser riskini artırdığını göstermektedir. 0-300 Hz frekanslı alanlardan iletkenlik özellikleri nedeniyle en çok etkilenen dokular beyin sıvısı ve kan, ikincil derecede etkilenen dokular ise göz, göz sıvısı, troid, kas, gastrointestinal sistem, prostat ve testis dokuları olarak açıklanmıştır. Yani gün içinde teknolojiden yararlandığımız ölçüde giderek artan oranlarda zarar görmekteyiz.
Baz istasyonlarına veya büyük çanak antenlere yakın yerler de manyetik kirlenmenin fazla olduğu bölgelerdir.
Bu nedenle teknolojiyi mümkün olduğunca ve sadece olmazsa olmaz önemdeki ihtiyaçlarımız için kullanıp, özellikle cep telefonu görüşmelerimizi kısa tutmaya ve cihazı mümkün olduğunca vücudumuzdan uzakta bulundurmaya özen gösterelim.
Teknolojinin Yararları
Teknolojinin geçmişten günümüze kadar insan yaşamına birçok olumlu etkisi olmuştur.İnsanlar bilimsel araştırmaları insanların doğası gereği merak edip sorgulamaları sonucu yaptıkları çalışmalarla meydana getirirler.'technoslogos' teknolojinin Latince karşılığıdır.'techne'yapmak,‘logos' bilmek anlamına gelmektedir.Alet ve edevatın yapılması için gerekli olan bilgi ve yetenektir.
Sanayinin en belirgin ögesi teknoloji üretebilmektir.Uluslar teknoloji üretip,bilgiyi ürün tasarlamada kullanabildiği ölçüde ticarette rekabet üstünlüğünü,savunmada da caydırıcılığı sağlayabilir.Bu yüzden ülkelerin teknoloji üretmesi gelişmişlikleriyle doğrudan ilgilidir.
Günümüz dünyasında bir ülkenin diğer ülkeler üzerindeki saygınlığı ve dünya ülkeleri arasındaki konumu teknolojisinin gelişimiyle yakından ilgilidir.Teknolojik gelişmelerin sağlığa ,eğitime,haberleşmeye ve her alana olumlu katkısı mutlaka ama mutlaka vardır.
Teknolojik gelişmelerin eğitim üzerine etkisinin 19.yy'a kadar pek fazla değiştiği söylenemez.19.yy'a kadar eğitimde hep klasik uygulamalar kullanılmıştır.tahta;sıra,tebeşir vb gibi…uygulamalar varken 19.yüzyılda bu durum değişime uğramıştır.Günümüzde bir kütüphane dolusu kitabın içinde bulunan bilgi bir diskin içine sığabilmektedir.Uydu ve internet teknolojisi sayesinde dünyanın bir ucundaki kütüphanede bulunan bilgilere ulaşabilmekteyiz.
1-) internet ağı sayesinde Dünya'nın bir ucundaki bilgiye ulaşıyoruz.
Teknolojinin gelişimi yaşam standartlarını artırmakta ve insana daha rahat bir yaşam sunmaktadır.Milattan öce 5000 yılında saatte 2-3 km hız yapabilen kızaklarla taşımacılık yapılırken 20.yy'da jet motorlarının yapılmasıyla saatte 1000 km'lik hızın üzerine çıkılmıştır.
2-)Teknoloji sayesinde insanlar daha rahat yaşam koşullarına sahip olurlar ve işlerini daha çabuk ve daha rahat yaparlar böylece ömürleri uzar.Evlerimizde kullandığımız çamaşır bulaşık makinelerinden tüm teknolojik aletler işlerimizi daha rahat yapmamıza olanak sağlar.
Evlerimizde kullandığımız teknoloji ürünü araçlar sayesinde işlerimizi daha kısa sürede,daha rahat ve daha az enerji harcayarak yapabilmekteyiz.
3-)Teknoloji tıp alanında da çığır açan ürünlerle insanların hayatına olumlu etki etmektedir.
Sinirbilim alanında kullanılan son teknolojiler (fonksiyonel beyin görüntülemesi, ruhsal durum ve beyin fonksiyonları üzerinde etkili ilaçlar, beyin yapısı, fonksiyonu ve düzeni ile ilgili araçlar) bir çok etik sorunun tartısılmasına neden olmaktadır. Bu sorunlardan en önemlisi; bu teknolojilerin herhangi bir tıbbi endikasyon olmadan, bireylerin zihinsel ve beyinsel yetenek ve kapasitelerinin gelistirilmesi veya güçlendirilmesi amacıyla kullanılmasıdır.
Vücut üzerinde standard noktalara yerleştirilmiş elektrodlar arasındaki kalbe ait voltaj-zaman fonksiyonunu kaydeden elektronik cihazlara elektrokardiograf denir. Bu cihazlar kayıt yapılacak elektrod çiftlerinin seçildiği bir devre, kalbe ait olmayan elektriksel potansiyel değişikliklerinin süzüldüğü bir filtre devresi, amplifikatör (yükseltici) ve kayıt ünitelerinden oluşur. Voltaj-zaman fonksiyonu kağıt üzerine yazdırılabildiği gibi, bir monitörden de izlenmesi mümkündür.
Ekg ve Defibrilatör
Mamografi ; yoğunlukları ve atom numaraları birbirine yakın olan kas , yağ ve memenin glandüler yapılarını incelemek amacıyla kullanılan bir yumuşak doku radyografisi yöntemidir.
İlk olarak Albert Solomon 1913'te mastektomi spesimenlerinde tümörün aksiller lenf nodlarına yayılımının gösterilmesinde radyografilerin yararlı olabileceğini bildirmiştir.Daha sonraki dönemde, 1930 yılında L. Warren Stanford in vivo mamografi uygulamasını gerçekleştirmiştir.
Mamografi
Voltametri, bir indikatör veya çalışma elektrodunun polarize olduğu şartlarda uygulanan potansiyelin fonksiyonu olarak akımın ölçümüne dayanır. Voltametride kullanılan mikroelektrot iç çapı 0,03 - 0,05 mm olan cam bir kapiler borudan akarak büyüyen ve belli bir büyüklüğe geldiği zaman koparak düşen bir civa damlasıysa, yöntemin adı Polarografi ve elde edilen akım-gerilim eğrisinin adı ise polarogram olur. Civa damlaları kapiler borudan sabit bir hızla ve dakikada 10-60 kez olmak üzere düşer. Civanın damlama hızı kapiler borunun bağlı olduğu civa haznesinin yüksekliği ile ayarlanır.
Voltametri cihazı
Görüldüğü gibi teknolojinin gelişiminin tıbba yararı büyüktür.
4-)Eğitimde de teknolojinin yararı vardır.Episkop,projeksiyon makinesi,televizyon,dvd-vcd,video oynatıcı gibi cihazlar okullarda kolaylık sağlamaktadır.
opak baskıları yansıtmak için projektör
Episkop
Tepegöz projeksiyon cihazı
5-)Günümüzde teknolojinin olumlu bir sonucu da bilgilerin,düşüncelerin,duyguların geniş insan kitlelerine daha kolay aktarılabilmesidir.Matbaayla birlikte Avrupada birçok kitab basılmış ve aydınlanma çağı başlamıştır.Günümüzde internet,gazete,televizyon,radyo ve çeşitli iletişim araçları sayesinde daha çok insana duygularımızı,düşüncelerimizi,yapmak istediklerimizi aktarabilmekte dünyadaki insanların fikirlerinden de haberdar olmaktayız.Ayrıca teknoloji ulaşımda da çok işimize yaramaktadır.Uzun yollara kısa sürelerde gidebilmekteyiz.
Matbaa makinesi kitapların,gazetelerin,dergilerin vb… hızlı basılmasını sağlayarak toplumu aydınlatmakta yardımcı olmaktadır.
Teknolojinin ürünü olan ulaşım araçları sayesinde uzun mesafelere kısa zamanda ulaşabiliyoruz.
Teknolojinin geçmişten günümüze kadar insan yaşamına birçok olumlu etkisi olmuştur.İnsanlar bilimsel araştırmaları insanların doğası gereği merak edip sorgulamaları sonucu yaptıkları çalışmalarla meydana getirirler.'technoslogos' teknolojinin Latince karşılığıdır.'techne'yapmak,‘logos' bilmek anlamına gelmektedir.Alet ve edevatın yapılması için gerekli olan bilgi ve yetenektir.
Sanayinin en belirgin ögesi teknoloji üretebilmektir.Uluslar teknoloji üretip,bilgiyi ürün tasarlamada kullanabildiği ölçüde ticarette rekabet üstünlüğünü,savunmada da caydırıcılığı sağlayabilir.Bu yüzden ülkelerin teknoloji üretmesi gelişmişlikleriyle doğrudan ilgilidir.
Günümüz dünyasında bir ülkenin diğer ülkeler üzerindeki saygınlığı ve dünya ülkeleri arasındaki konumu teknolojisinin gelişimiyle yakından ilgilidir.Teknolojik gelişmelerin sağlığa ,eğitime,haberleşmeye ve her alana olumlu katkısı mutlaka ama mutlaka vardır.
Teknolojik gelişmelerin eğitim üzerine etkisinin 19.yy'a kadar pek fazla değiştiği söylenemez.19.yy'a kadar eğitimde hep klasik uygulamalar kullanılmıştır.tahta;sıra,tebeşir vb gibi…uygulamalar varken 19.yüzyılda bu durum değişime uğramıştır.Günümüzde bir kütüphane dolusu kitabın içinde bulunan bilgi bir diskin içine sığabilmektedir.Uydu ve internet teknolojisi sayesinde dünyanın bir ucundaki kütüphanede bulunan bilgilere ulaşabilmekteyiz.
1-) internet ağı sayesinde Dünya'nın bir ucundaki bilgiye ulaşıyoruz.
Teknolojinin gelişimi yaşam standartlarını artırmakta ve insana daha rahat bir yaşam sunmaktadır.Milattan öce 5000 yılında saatte 2-3 km hız yapabilen kızaklarla taşımacılık yapılırken 20.yy'da jet motorlarının yapılmasıyla saatte 1000 km'lik hızın üzerine çıkılmıştır.
2-)Teknoloji sayesinde insanlar daha rahat yaşam koşullarına sahip olurlar ve işlerini daha çabuk ve daha rahat yaparlar böylece ömürleri uzar.Evlerimizde kullandığımız çamaşır bulaşık makinelerinden tüm teknolojik aletler işlerimizi daha rahat yapmamıza olanak sağlar.
Evlerimizde kullandığımız teknoloji ürünü araçlar sayesinde işlerimizi daha kısa sürede,daha rahat ve daha az enerji harcayarak yapabilmekteyiz.
3-)Teknoloji tıp alanında da çığır açan ürünlerle insanların hayatına olumlu etki etmektedir.
Sinirbilim alanında kullanılan son teknolojiler (fonksiyonel beyin görüntülemesi, ruhsal durum ve beyin fonksiyonları üzerinde etkili ilaçlar, beyin yapısı, fonksiyonu ve düzeni ile ilgili araçlar) bir çok etik sorunun tartısılmasına neden olmaktadır. Bu sorunlardan en önemlisi; bu teknolojilerin herhangi bir tıbbi endikasyon olmadan, bireylerin zihinsel ve beyinsel yetenek ve kapasitelerinin gelistirilmesi veya güçlendirilmesi amacıyla kullanılmasıdır.
Vücut üzerinde standard noktalara yerleştirilmiş elektrodlar arasındaki kalbe ait voltaj-zaman fonksiyonunu kaydeden elektronik cihazlara elektrokardiograf denir. Bu cihazlar kayıt yapılacak elektrod çiftlerinin seçildiği bir devre, kalbe ait olmayan elektriksel potansiyel değişikliklerinin süzüldüğü bir filtre devresi, amplifikatör (yükseltici) ve kayıt ünitelerinden oluşur. Voltaj-zaman fonksiyonu kağıt üzerine yazdırılabildiği gibi, bir monitörden de izlenmesi mümkündür.
Ekg ve Defibrilatör
Mamografi ; yoğunlukları ve atom numaraları birbirine yakın olan kas , yağ ve memenin glandüler yapılarını incelemek amacıyla kullanılan bir yumuşak doku radyografisi yöntemidir.
İlk olarak Albert Solomon 1913'te mastektomi spesimenlerinde tümörün aksiller lenf nodlarına yayılımının gösterilmesinde radyografilerin yararlı olabileceğini bildirmiştir.Daha sonraki dönemde, 1930 yılında L. Warren Stanford in vivo mamografi uygulamasını gerçekleştirmiştir.
Mamografi
Voltametri, bir indikatör veya çalışma elektrodunun polarize olduğu şartlarda uygulanan potansiyelin fonksiyonu olarak akımın ölçümüne dayanır. Voltametride kullanılan mikroelektrot iç çapı 0,03 - 0,05 mm olan cam bir kapiler borudan akarak büyüyen ve belli bir büyüklüğe geldiği zaman koparak düşen bir civa damlasıysa, yöntemin adı Polarografi ve elde edilen akım-gerilim eğrisinin adı ise polarogram olur. Civa damlaları kapiler borudan sabit bir hızla ve dakikada 10-60 kez olmak üzere düşer. Civanın damlama hızı kapiler borunun bağlı olduğu civa haznesinin yüksekliği ile ayarlanır.
Voltametri cihazı
Görüldüğü gibi teknolojinin gelişiminin tıbba yararı büyüktür.
4-)Eğitimde de teknolojinin yararı vardır.Episkop,projeksiyon makinesi,televizyon,dvd-vcd,video oynatıcı gibi cihazlar okullarda kolaylık sağlamaktadır.
opak baskıları yansıtmak için projektör
Episkop
Tepegöz projeksiyon cihazı
5-)Günümüzde teknolojinin olumlu bir sonucu da bilgilerin,düşüncelerin,duyguların geniş insan kitlelerine daha kolay aktarılabilmesidir.Matbaayla birlikte Avrupada birçok kitab basılmış ve aydınlanma çağı başlamıştır.Günümüzde internet,gazete,televizyon,radyo ve çeşitli iletişim araçları sayesinde daha çok insana duygularımızı,düşüncelerimizi,yapmak istediklerimizi aktarabilmekte dünyadaki insanların fikirlerinden de haberdar olmaktayız.Ayrıca teknoloji ulaşımda da çok işimize yaramaktadır.Uzun yollara kısa sürelerde gidebilmekteyiz.
Matbaa makinesi kitapların,gazetelerin,dergilerin vb… hızlı basılmasını sağlayarak toplumu aydınlatmakta yardımcı olmaktadır.
Teknolojinin ürünü olan ulaşım araçları sayesinde uzun mesafelere kısa zamanda ulaşabiliyoruz.
Teknolojinin zararları
1) Teknolojik aletlerin bir kısmının zararlarının yanında yararları da vardır ancak; Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının hala bir yararı bulunamamıştır. Şu an bile dünyada 27000 nükleer silah var ve bunlardan 4000'i her an harekete geçebilir.
2) Çernobil kazası, radyasyon yayan cep telefonları, teknolojinin büyük icatlarından biri olan sigara nedeniyle teknoloji, kurbanlarını tedavi etmekle zaten yükümlüdür. Ancak günümüzde uygulanan kemoterapi bir çok tedavi yöntemi hastalığın kendisinden daha kötüdür.
3) Bir çok çocuk ve yetişkin bilgisayar karşısında fazlasıyla zaman geçirmektedir. Bunun sonucunda da bel fıtığı, boyun fıtığı, bel ve boyun ağrıları, obezite gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Teknoloji bu hastalıkları tedavi edebilse de hastaların çektiği acıların bedeli asla ödenemez.
4) Çıkan bir çok yeni ürün bize kültürümüzü unutmuştur. Fast food adı verilen hızlı yemekler yüzünden, Türk mutfak kültürü büyük zararlar görmüştür. Teknoloji sayesinde dilimize yeni giren, ve MSN'ce konuşulan sözcükler Türkçe'mizi bozmaktadır.
5) Teknoloji yüzünden fabrikalarda çalışan bir çok insan işsiz kalmıştır. Ayrıca yine teknoloji yüzünden, nalburluk, kabavçılık, kunduracılık gibi bir çok meslek unutulmuştur.
6) Gezegenimizin en büyük sorunu olan Küresel ısınma felaketine teknoloji sebep olmuştur.
1) Teknolojik aletlerin bir kısmının zararlarının yanında yararları da vardır ancak; Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının hala bir yararı bulunamamıştır. Şu an bile dünyada 27000 nükleer silah var ve bunlardan 4000'i her an harekete geçebilir.
2) Çernobil kazası, radyasyon yayan cep telefonları, teknolojinin büyük icatlarından biri olan sigara nedeniyle teknoloji, kurbanlarını tedavi etmekle zaten yükümlüdür. Ancak günümüzde uygulanan kemoterapi bir çok tedavi yöntemi hastalığın kendisinden daha kötüdür.
3) Bir çok çocuk ve yetişkin bilgisayar karşısında fazlasıyla zaman geçirmektedir. Bunun sonucunda da bel fıtığı, boyun fıtığı, bel ve boyun ağrıları, obezite gibi hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Teknoloji bu hastalıkları tedavi edebilse de hastaların çektiği acıların bedeli asla ödenemez.
4) Çıkan bir çok yeni ürün bize kültürümüzü unutmuştur. Fast food adı verilen hızlı yemekler yüzünden, Türk mutfak kültürü büyük zararlar görmüştür. Teknoloji sayesinde dilimize yeni giren, ve MSN'ce konuşulan sözcükler Türkçe'mizi bozmaktadır.
5) Teknoloji yüzünden fabrikalarda çalışan bir çok insan işsiz kalmıştır. Ayrıca yine teknoloji yüzünden, nalburluk, kabavçılık, kunduracılık gibi bir çok meslek unutulmuştur.
6) Gezegenimizin en büyük sorunu olan Küresel ısınma felaketine teknoloji sebep olmuştur.
Teknoloji geliştikçe herşey kolaylaşıyor. Tüm gelişmeler teknolojinin nimetlerinden faydalanarak geliştiriliyor. Teknoloji hayatımızı kolaylaştırarak ilerıye dönük temelller kurar. Teknoloji hayatımızı kolaylaştırmak ve iletişimimizi güçlendirmek için gerekli olan bütün olayları içeren bir yenileşimdir.
Kısa kısa maddeler halinde faydalarını açıklayalım;
1) İnternetin iyice gelişerek her yere girmesiyle çok uzak noktalardaki insanlarla bile sesli görüntülü iletişim kurma imkanı, bilgilerin kısa zamanda yayılması gerçekleşti.
2) Teknoloji sayesinde insanlar çok daha basit hayat olanaklarına sahip olurlar. Örneğin evlerde kullanılan çamaşır makinaları, bulaşık makinaları sayesinde kolayca ve kısa sürede elbiselerimiz yemek tabaklarımız temiz şekilde yıkanır. Buzdolaplarında uzun süre yiyeceklerimizi saklayabiliriz. Önceden bunun yerine kilerler vardı ama bu kadar soğuk değildi ve herşey uzun süreli saklanamıyordu. Enerjimizi az kullanmış oluruz.
3) Teknoloji sağlık alanındada çok büyük gelişmeler göstermiştir. Hastalıklar önceden teşhis edilerek, doğru ve yerinde tedavi uygulanır. Bunların önceden bilinmeside yine teknolojik tıp aletleri sayesinde yapılır.
4) Eğitim-Öğretim alanında kitapların defterlerin kısa sürede basılması için teknolojinin faydaları kullanılır. Projeksiyon ve televizyon ürünleriyle sayesinde görsel eğitim verilir ve öğrencilerin daha güzel şekilde konuları anlaması sağlanır.
5) Teklojinin en önemli faydalarından biride. Bir insanın bilgilerinin, söylediklerinin, düşüncelerinin birçok kesime ulaşması televizyon, radyo, internet, gazete sayesinde olur. Bu aletler yine teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan icadlardır.
6) Ulaşımın en rahat şekilde yapılması ve bir yerden bir yere daha kısa sürede varılması için teknolojinin ürünleri kullanılmaktadır. Yollar yapılırken teklonijik iş makinaları, uçakların yapılması aşamasında da yine aynı gelişmeler kullanılmaktadır.
cep telefonu akraba,arkadaş dostlarımızı aramak açıdan olumlu ama olumsuz etkileri de var cep telefonu 12 yaşından once kullananlara zarar verir gözlerimizi bozabilir bilgisayarda öyle ders bulmak olumlu gibiysede internette fazla durmak gözlere zarar verir
KISA VADELI ZARARLARI (24 saat)
- Görüş alanında daralma.
- Kalp rahatsızlıkları.
- Kalp pilinin bozulma riski.
- Hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski
- Yoğun stres ve yorgunluk hissi.
- Kalıcı işitme bozuklukları.
- Konsantrasyon ve dikkat bozulması.
- Embriyo gelişiminin zarar görmesi.
- Kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma
- Kadınlarda düşük riskinin artması.
- Işitmede geçici aksaklıklar oluşması.
- Kan hücrelerinin bozulması.
- Bas ağrıları ve sersemleme
- Bağışıklık sisteminin bozulması.
UZUN VADELI ZARARLARI (10 yıl)
- Yüksek tansiyon.
- Genetik yapının bozulması.
- Sperm sayısının azalması.
- Beyaz kan hücresi (lenfoma) kanseri.
- Cilt kanseri.
- Kan beyin bariyerinin zedelenmesi.
- Görüş alanında daralma.
- Kalp rahatsızlıkları.
- Kalp pilinin bozulma riski.
- Hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski
- Yoğun stres ve yorgunluk hissi.
- Kalıcı işitme bozuklukları.
- Konsantrasyon ve dikkat bozulması.
- Embriyo gelişiminin zarar görmesi.
- Kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma
- Kadınlarda düşük riskinin artması.
- Işitmede geçici aksaklıklar oluşması.
- Kan hücrelerinin bozulması.
- Bas ağrıları ve sersemleme
- Bağışıklık sisteminin bozulması.
UZUN VADELI ZARARLARI (10 yıl)
- Yüksek tansiyon.
- Genetik yapının bozulması.
- Sperm sayısının azalması.
- Beyaz kan hücresi (lenfoma) kanseri.
- Cilt kanseri.
- Kan beyin bariyerinin zedelenmesi.
yararları:
cebin yoksa bittin sen!
Cep telefonları o kadar çok hayatımıza girdi ki 'cebimiz yoksa bittik'. O kadar çok marifetleri var ki!
İşte telefon görüşmesi ve yazılı mesaj yollama dışında, bugünün cep telefonlarının marifetleri:
E-posta, fotoğraf, sesli mesaj gönderme ve alma.
Yaklaşık 2 saatlik hareketli görüntü kaydı.
Yüksek çözünürlüklü, profesyonel fotoğraf makineleri kalitesinde fotoğraf çekme.
Ses kaydı yapma, metni sese, sesi metne çevirme.
Ajanda hizmeti, TV ve radyo yayınlarını takip etme.
1,5 GB'lık hard diski sayesinde yüzlerce MP3 formatında ses dosyası saklayabilme ve çalabilme.
Oyun oynayabilme, DVD kalitesinde film izleme.
üzerindeki kamerası ve hafızasındaki fotoğrafı sayesinde sahibini tanıyıp sadece sahibi tarafından kullanılma imkânı.
Tansiyonu, kalp atışını ve mide asidini ölçme, bu ölçümleri veriler ve grafikler olarak uzmana ulaştırma.
Kullanıcının yerinin detaylı bir şekilde tespit edilmesine imkan sağlayarak denetleme ve kontrol hizmeti.
İnternette gezinti ve chat yapabilme, haberleri öğrenebilme.
Finans, hava durumu, etkinlik, nöbetçi eczane gibi rehberlik hizmetleri verme.
Görsel radyo sayesinde, yayın akışı ve dinlenen parça ile ilgili bilgilendirme.
Banka hesap hareketliliklerini, borsayı takip etme ve işlem gerçekleştirme.
Uyarı ve alarm cihazlarına uyumu ile sesli ve yazılı alarm ve uyarı bildirimi.
Otel, restoran ve uçak rezervasyonu.
Toplu ulaşım araçlarında bilet, alışverişlerde kredi kartı olarak kullanabilme, her türlü sabit faturayı ödeyebilme.
Ağız kokusunu belirleyip sahibini uyarma.
Bir milimetreden küçük çipi sayesinde istenmeyen kokuları tespit etme, alkol ölçümü gerçekleştirme ve atmosferdeki gazları ölçme.
Hava sıcaklığını, rakımı ve havadaki nem oranını ölçme vs vs vs...
İletişimin olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Ulaşım araçlarının olumlu olumsuz yönleri nelerdir?
Geçmişten günümüze aydınlatma araçlarının olumlu olumsuz yönleri nelerdir?
YORUMLAR