TELAŞLANMAK gçz. f. 1. Herhangi bir nedenden dolayı kaygı, kaygı duymak, telaşa düşmek: Oğlunu evde bulamayınca telaşlandı. Telaşlan...
TELAŞLANMAK gçz. f.
1. Herhangi bir nedenden dolayı kaygı, kaygı duymak, telaşa düşmek: Oğlunu evde bulamayınca telaşlandı. Telaşlanacak bir şey yok, sakin olun.
2. Çabuk etmek, sabırsızlık göstermek: Haberi arkadaşına biran ilkin iletebilmek için telaşlanıyordu.
* telaşlandırmak ettirg. f. Bir kimseyi telaşlandırmak, onun telaşa düşmesine, kaygılanıp endişelenmesine yol açmak: Telefon edip gelemeyeceğini büdirseydin, onları da telaşlandırmazsım.
1. Herhangi bir nedenden dolayı kaygı, kaygı duymak, telaşa düşmek: Oğlunu evde bulamayınca telaşlandı. Telaşlanacak bir şey yok, sakin olun.
2. Çabuk etmek, sabırsızlık göstermek: Haberi arkadaşına biran ilkin iletebilmek için telaşlanıyordu.
* telaşlandırmak ettirg. f. Bir kimseyi telaşlandırmak, onun telaşa düşmesine, kaygılanıp endişelenmesine yol açmak: Telefon edip gelemeyeceğini büdirseydin, onları da telaşlandırmazsım.
Kaynak: Büyük Larousse
Rüyada Telaşa Düşmek/Telaşlanmak
YORUMLAR