TEMBELLİK a. 1. Çalışmaktan, çabalamaktan, etkin olmaktan hoşlanmayan bir kimsenin tutumu; boş durmaktan, aylaklıktan zevk alma; uy...
TEMBELLİK a.
1. Çalışmaktan, çabalamaktan, etkin olmaktan hoşlanmayan bir kimsenin tutumu; boş durmaktan, aylaklıktan zevk alma; uyuşukluk, miskinlik: Tembellik onun ruhuna işlemiş
2. Bir işi yapmak için gerekli enerjiden yoksunluk, isteksizlik: Bu gün bir tembelliğim var, canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
3. Hiçbir şey yapmadan boş oturma: Bu kadar tembellik yeter, herkes işinin başına.
4. Biyolojik işlevlerde aşırı yavaşlık: Bağırsak tembelliği.
5. Tembellik etmek, uyuşukluk içinde vakit geçirmek ya da cyalaiYnak; boş boş dolaşmak, boş oturmak: Bu kadar tembellik edersen, projeyi zamanında bitiremezsin.
1. Çalışmaktan, çabalamaktan, etkin olmaktan hoşlanmayan bir kimsenin tutumu; boş durmaktan, aylaklıktan zevk alma; uyuşukluk, miskinlik: Tembellik onun ruhuna işlemiş
2. Bir işi yapmak için gerekli enerjiden yoksunluk, isteksizlik: Bu gün bir tembelliğim var, canım hiçbir şey yapmak istemiyor.
3. Hiçbir şey yapmadan boş oturma: Bu kadar tembellik yeter, herkes işinin başına.
4. Biyolojik işlevlerde aşırı yavaşlık: Bağırsak tembelliği.
5. Tembellik etmek, uyuşukluk içinde vakit geçirmek ya da cyalaiYnak; boş boş dolaşmak, boş oturmak: Bu kadar tembellik edersen, projeyi zamanında bitiremezsin.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR