Teşvik TDK, Türk Dil Kurumu isim (teşvi:ki) Arapça teşv³® 1 . İsteklendirme, özendirme: "O vakitler, bu kadarcık ümit v...
Teşvik
TDK, Türk Dil Kurumu
isim (teşvi:ki) Arapça teşv³®
1 . İsteklendirme, özendirme:
2 . (mecaz) Bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtma.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
TDK, Türk Dil Kurumu
1 . İsteklendirme, özendirme:
"O vakitler, bu kadarcık ümit ve teşvik, bizi heyecanlandırmaya yeterdi."- F. R. Atay.
2 . (mecaz) Bir kimseyi kötü bir iş yapması için kışkırtma.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- teşvik etmek
Atatürk Devrimleri / Ekonomik Devrimler - Sanayi Teşvik Kanunu
Sporda Şike ve Teşvik Primi
Alışverişe teşvik ile ilgili sloganlar nelerdir?
TEŞVİK, -kİ a. (ar. şevkten teşvik).
1. Bir kimseyi, bir şey yapması, bir şeyi başarması için yüreklendirmek, işleklendirmek eylemi; özendirme: Teşvik sözleri. Ailesinin teşvikiyle lisans eğitimine başlamak. Sanatın ve araştırmalar n teşviki için harcanan para.
2. Yüreklendiren, işleklen diren, özendiren eylem, söz: Teşvike ihtiyacı olmak.
3. Bir kimseyi kışkırtma, ayartma: Birinin teşvikiyle zimmetine para geçirmek.
4. Bir kimseyi, bir şeye, bir şey yapmaya teşvik etmek, bir şeyi yapması, başarması için onu yüreklendirmek, isteklendirmek, belli bir biçimde davranmaya itmek; özendirmek: Arkadaşlarım beni teşvik etmeselerdi bu işe girişemezdim. Çocukları resim yapmaya teşvik etmek; kınanacak bir eylemi yapması için kışkırtmak, bu eyleme itmek: Bu tür yazılarla insanları hırsızlığa teşvik ediyorsunuz.
*ida. huk. Teşvik tedbiri, hükümetin izlediği ekonomik ve sosyal politika uyarınca, kimi iş ve yatırım alanlarına tanıdığı mali, iktisadi ve idari kolaylık ve ayrıcalık,
*işi. İşçiyi teşvik, işçilerin çalışma sonuçlarına ve işletmenin kârlılık derecesine göre ücretlerinin dışında bir bedelle ya da terfi ettirilerek ödüllendirilmesi. (Uygulamada en olumlu sonuç, çalışanlara satışlardan ya da kârdan bir prim [teşvik primi] vermekle elde edilir. Böylece, bir yandan verim artışı sağlanır, bir yandan da işçiye gelirini artırmak olanağı verilir.)
1. Bir kimseyi, bir şey yapması, bir şeyi başarması için yüreklendirmek, işleklendirmek eylemi; özendirme: Teşvik sözleri. Ailesinin teşvikiyle lisans eğitimine başlamak. Sanatın ve araştırmalar n teşviki için harcanan para.
2. Yüreklendiren, işleklen diren, özendiren eylem, söz: Teşvike ihtiyacı olmak.
3. Bir kimseyi kışkırtma, ayartma: Birinin teşvikiyle zimmetine para geçirmek.
4. Bir kimseyi, bir şeye, bir şey yapmaya teşvik etmek, bir şeyi yapması, başarması için onu yüreklendirmek, isteklendirmek, belli bir biçimde davranmaya itmek; özendirmek: Arkadaşlarım beni teşvik etmeselerdi bu işe girişemezdim. Çocukları resim yapmaya teşvik etmek; kınanacak bir eylemi yapması için kışkırtmak, bu eyleme itmek: Bu tür yazılarla insanları hırsızlığa teşvik ediyorsunuz.
*ida. huk. Teşvik tedbiri, hükümetin izlediği ekonomik ve sosyal politika uyarınca, kimi iş ve yatırım alanlarına tanıdığı mali, iktisadi ve idari kolaylık ve ayrıcalık,
*işi. İşçiyi teşvik, işçilerin çalışma sonuçlarına ve işletmenin kârlılık derecesine göre ücretlerinin dışında bir bedelle ya da terfi ettirilerek ödüllendirilmesi. (Uygulamada en olumlu sonuç, çalışanlara satışlardan ya da kârdan bir prim [teşvik primi] vermekle elde edilir. Böylece, bir yandan verim artışı sağlanır, bir yandan da işçiye gelirini artırmak olanağı verilir.)
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR