TORBALAMAK g. f. Şeyleri torbalamak. torbaya koymak; torba haline getirmek. *Ağ. yet. Bir fidanın kök kısmını toprağı ile birlikte...
TORBALAMAK g. f. Şeyleri torbalamak. torbaya koymak; torba haline getirmek.
*Ağ. yet. Bir fidanın kök kısmını toprağı ile birlikte torbaya koymak.
* torbalanmak dönşl. f. Bir şeyden söz ederken, gevşeyip sarkmak: Göz altları, gerdanı torbalanmak. Etekliğinin arkası torbalanmış.
*Denize. Bir yelkenden söz ederken, iyice gerilmemesi ya da direğe bağlanan rüzgâr üstü yakasının rüzgâr altı yakasından uzun olması nedeniyle rüzgârla şişmek.
* torbalanmak edilg. f. Torbaya konmak; torba haline getirilmek.
*Ağ. yet. Bir fidanın kök kısmını toprağı ile birlikte torbaya koymak.
* torbalanmak dönşl. f. Bir şeyden söz ederken, gevşeyip sarkmak: Göz altları, gerdanı torbalanmak. Etekliğinin arkası torbalanmış.
*Denize. Bir yelkenden söz ederken, iyice gerilmemesi ya da direğe bağlanan rüzgâr üstü yakasının rüzgâr altı yakasından uzun olması nedeniyle rüzgârla şişmek.
* torbalanmak edilg. f. Torbaya konmak; torba haline getirilmek.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR