1 . Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi. 2 . Gövdes...
1 . Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi.
2 . Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda:
"Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin."- O. C. Kaygılı.
5 . sıfat, mecaz Şişman, tombul:
"Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!"- H. E. Adıvar.
2 . Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda:
5 . sıfat, mecaz Şişman, tombul:
"Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!"- H. E. Adıvar.
Nefesli Çalgılar - Tulum
Rüyada Tulum Görmek
tulum
isim
1 . Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi.
2 . Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda:
"Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin."- O. C. Kaygılı.
3 . Tüp.
4 . Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi:
"Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu."- S. F. Abasıyanık.
5 . sıfat, mecaz Şişman, tombul:
"Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!"- H. E. Adıvar.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller:tulum çıkarmak,(bir işte) tulum çıkmak,tulum gibi
Birleşik Sözler:tulum peyniri,uyku tulumu,yağ tulumu
isim
2 . Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda:
"Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin."- O. C. Kaygılı.
3 . Tüp.
4 . Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi:
"Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu."- S. F. Abasıyanık.
5 . sıfat, mecaz Şişman, tombul:
"Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya!"- H. E. Adıvar.
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller:tulum çıkarmak,(bir işte) tulum çıkmak,tulum gibi
Birleşik Sözler:tulum peyniri,uyku tulumu,yağ tulumu
TULUM a.
1. Kimi yiyecek ve içecekleri korumak için kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş ya da torba biçiminde dikilmiş hayvan derisi.
2. Macun, ilaç vb. konulan madeni tüp.
3. Tulum çıkarmak, hayvanın derisini, yarmadan, bir bütün olarak çıkarmak; bir parti ya da ekip sözkonusuysa, seçimi fire vermeksizin kazanmak (arg.). || (Bir işte) tulum çıkmak, hiçbir zarara uğramadan amacını eksiksizce gerçekleştirmek. || Tulum gibi, etli, tombul, şişman kimseler için kullanılır.
*Bes. san. Tulum peyniri -PEYNİR
*Giy. Önlük gibi göğsü örten bölümü pantolona bitişik ve askılı ya da pantolon ve gömleği bitişik dikilmiş giysi: işçi tulumu. || Esnek kumaştan yapılan ve bacak kısmı patik biçiminde sona eren bebek giysisi.
*Havc. Rüzgâr tulumu, bir direğin tepesine asılan ve iniş hazırlığı yapan bir pilota yerdeki rüzgârın doğrultusunu gösteren, bezden bir tür boru.
*Müz. Deriden hava deposu bulunan üflemeli çalgı. (Çeşitli ulusların halk müziklerinde kullanıldığı gibi Anadolu'nun kimi bölgelerinde de kullanılır.)
* sıf. Say. sıt. + tulum, belirtilen sayıda tulumun alacağı miktarı belirtir: iki tulum peynir.
*Tekst. Tulum masura, ortasında hiçbir taşımalığı olmayan ve doğrudan doğruya tulum masura tezgâhının iği üzerinde, atkı ipliği yerine kullanılacak jüt ipliğinin sarılmasıyla oluşturulan büyük mekanik masurası. || Tulum masura sarmak, atkı ipliğini tulum masura biçiminde yerleştirmek. || Tulum masura tezgâhı, iplikleri doğrudan metal bir iğ üzerine sararak içi boş tulum masuralar oluşturan ve masura tezgâhına benzeyen makine. (Tulum masura tezgâhı, jüt dokuma sanayisinde kullanılır.)
1. Kimi yiyecek ve içecekleri korumak için kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş ya da torba biçiminde dikilmiş hayvan derisi.
2. Macun, ilaç vb. konulan madeni tüp.
3. Tulum çıkarmak, hayvanın derisini, yarmadan, bir bütün olarak çıkarmak; bir parti ya da ekip sözkonusuysa, seçimi fire vermeksizin kazanmak (arg.). || (Bir işte) tulum çıkmak, hiçbir zarara uğramadan amacını eksiksizce gerçekleştirmek. || Tulum gibi, etli, tombul, şişman kimseler için kullanılır.
*Bes. san. Tulum peyniri -PEYNİR
*Giy. Önlük gibi göğsü örten bölümü pantolona bitişik ve askılı ya da pantolon ve gömleği bitişik dikilmiş giysi: işçi tulumu. || Esnek kumaştan yapılan ve bacak kısmı patik biçiminde sona eren bebek giysisi.
*Havc. Rüzgâr tulumu, bir direğin tepesine asılan ve iniş hazırlığı yapan bir pilota yerdeki rüzgârın doğrultusunu gösteren, bezden bir tür boru.
*Müz. Deriden hava deposu bulunan üflemeli çalgı. (Çeşitli ulusların halk müziklerinde kullanıldığı gibi Anadolu'nun kimi bölgelerinde de kullanılır.)
* sıf. Say. sıt. + tulum, belirtilen sayıda tulumun alacağı miktarı belirtir: iki tulum peynir.
*Tekst. Tulum masura, ortasında hiçbir taşımalığı olmayan ve doğrudan doğruya tulum masura tezgâhının iği üzerinde, atkı ipliği yerine kullanılacak jüt ipliğinin sarılmasıyla oluşturulan büyük mekanik masurası. || Tulum masura sarmak, atkı ipliğini tulum masura biçiminde yerleştirmek. || Tulum masura tezgâhı, iplikleri doğrudan metal bir iğ üzerine sararak içi boş tulum masuralar oluşturan ve masura tezgâhına benzeyen makine. (Tulum masura tezgâhı, jüt dokuma sanayisinde kullanılır.)
Kaynak: Büyük Larousse
Bazı yiyecek ve içecekler için koruyucu kap olarak kullanılan, önü yarılmadan bütün olarak yüzülmüş hayvan derisi.
Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
Örnek: Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin. O. C. Kaygılı
Tüp.
Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
Örnek: Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu. S. F. Abasıyanık
Şişman, tombul
Örnek: Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya! H. E. Adıvar
Pekmez, peynir, yağ vb. gibi şeyler koymaya yara-yan ya da yayık olarak kullanılan deri.
Dik kafalılık, şımarıklık, çalım.
Gövdesi bu deriden yapılmış üflemeli çalgı, gayda
Örnek: Ben zatınıza tulum şişirmesini öğreteyim, siz de bana kemançeyi öğretin. O. C. Kaygılı
Tüp.
Göğüs ve pantolon bölümü bitişik giysi
Örnek: Zayıf vücuduna tulum bol geliyordu. S. F. Abasıyanık
Şişman, tombul
Örnek: Bir şeyim yok doktor, bu yaşta annem gibi tulum olacak değilim ya! H. E. Adıvar
Pekmez, peynir, yağ vb. gibi şeyler koymaya yara-yan ya da yayık olarak kullanılan deri.
Dik kafalılık, şımarıklık, çalım.
Nefesli Çalgılar - Tulum
Rüyada Tulum Görmek
YORUMLAR