Tutuk sıfat 1 . Akıcı, rahat konuşamayan: "Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız b...
 Tutuk 
sıfat
1 . Akıcı, rahat konuşamayan:
2 . Eski işlevini göremez duruma gelmiş:
3 . Bir organ hareket edemez olmuş:
4 . Kısılmış, kesik:
5 . hukuk Tutuklu.
6 . Kapalı, tıkalı.
7 . Sıkıntılı:
8 . mecaz Durgun, çekingen, sıkılgan:
 sıfat
1 . Akıcı, rahat konuşamayan:
"Önce benim sonra kardeşimin elini avuçlarının arasına alıp tutuk ama heyecansız bir sesle yakında yeniden evleneceğini söyledi."- E. Şafak.
2 . Eski işlevini göremez duruma gelmiş:
"Ne var ki banyo kapısının sürgüsü tutuk, kilidi de kırık olduğundan, kolu indirerek dışarı çıkmayı başarmıştı her seferinde."- E. Şafak.
3 . Bir organ hareket edemez olmuş:
"Geçen gün beni dövdüler. Boynum, omuzlarım hâlâ tutuk."- A. İlhan.
4 . Kısılmış, kesik:
"Ağır ağır ve tahtalar arasında boğulan tutuk akislerle yükseliyordu."- P. Safa.
5 . hukuk Tutuklu.
6 . Kapalı, tıkalı.
7 . Sıkıntılı:
"Bu tutuk hava içinde saat ona doğru Meclisin zili uzun uzun çaldı."- R. E. ünaydın.
8 . mecaz Durgun, çekingen, sıkılgan:
"Bu babadan geçme derviş huyum, hoşgörüm yüzünden tutuk oluşumu anlamıyorlar."- N. Meriç.
Birleşik Sözler
- tutukevi
 - dili tutuk
 
 TUTUK sıf. 
1. Konuşması akıcı ve rahat olmayan kimse için kullanılır: Konu güzeldi, ama konuşmacı çok tutuktu.
2. Duygularını, düşüncelerini özgürce ortaya koyamayan, çekingen, durgun, sıkılgan bir kimse için kullanılır:
3. Bedenin tutularak eski işlevini yerine getiremez duruma gelmiş bölümü için kullanılır; Belim hâlâ tutuk.
4. Kısılmış, tutulmuş şey için kullanılır: Bu tutuk sesle o koca salonda konuşamazsın.
5. Tikalı, kapalı: Tutuk yol.
* sıf. ve a. Tutuklu.
 1. Konuşması akıcı ve rahat olmayan kimse için kullanılır: Konu güzeldi, ama konuşmacı çok tutuktu.
2. Duygularını, düşüncelerini özgürce ortaya koyamayan, çekingen, durgun, sıkılgan bir kimse için kullanılır:
3. Bedenin tutularak eski işlevini yerine getiremez duruma gelmiş bölümü için kullanılır; Belim hâlâ tutuk.
4. Kısılmış, tutulmuş şey için kullanılır: Bu tutuk sesle o koca salonda konuşamazsın.
5. Tikalı, kapalı: Tutuk yol.
* sıf. ve a. Tutuklu.
a. Esk. Yüzü örten şey, yaşmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR