VÂSIL sıf. (ar. vuşüTden vasıl). Esk. 1. Erişen, kavuşan, ulaşan. 2. Bir yere vâsıl olmak, ulaşmak, erişmek: Sonunda İstanbul'...
VÂSIL sıf. (ar. vuşüTden vasıl). Esk.
1. Erişen, kavuşan, ulaşan.
2. Bir yere vâsıl olmak, ulaşmak, erişmek: Sonunda İstanbul'a vâsıl olduk.
3. Bir şeye (soyut) vâsıl olmak, onu elde etmek: Bir amaca vâsıl olmak.
*Ed. -* ULAŞMA. || Sözcüklerin, söz gruplarının, cümlelerin edatlarla (ti, vü vb.) birbirine bağlanması: örn, nan ü nemek (ekmek ve tuz).
*Tasav. Vâsılı hak, tarikatta öngörülen bütün aşamalardan geçerek Tanrı'ya ulaşan salik. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Salikin bu yolla Tanrı'ya ulaşmasına vuslat ya da visal denir. Bu aşamanın bir öteki adı da tevhit menzilidir. Çünkü bu aşamada salik kişisel benliğini Tanrı özünde eriterek Tanrı'nın birliğine ulaşmıştır. Ancak sufilerin çoğu, bunun insan varlığının Tanrı varlığı ile birleşmesi anlamında düşünülmemesi gerektiğini belirtirler. Sufilere göre kulun vâsılı hak olabilmesi için Tanrı dışındaki her şeyden ilgisini kesmesi gerekir. Bu nedenle sufiler “Ayrılmayan buluşamaz†der ve bunu bir ilke olarak kabul ederler. Vuslatın ilk de recesi kalp gözü ile Tanrı 'yı görmedir. Elundan sonra salikin kalbinden perdeler açıldıkça tanrısal tecelliler de yoğunlaşır ve "artık salik vasıl oldu" denir.
1. Erişen, kavuşan, ulaşan.
2. Bir yere vâsıl olmak, ulaşmak, erişmek: Sonunda İstanbul'a vâsıl olduk.
3. Bir şeye (soyut) vâsıl olmak, onu elde etmek: Bir amaca vâsıl olmak.
*Ed. -* ULAŞMA. || Sözcüklerin, söz gruplarının, cümlelerin edatlarla (ti, vü vb.) birbirine bağlanması: örn, nan ü nemek (ekmek ve tuz).
*Tasav. Vâsılı hak, tarikatta öngörülen bütün aşamalardan geçerek Tanrı'ya ulaşan salik. (Bk. ansikl. böl.)
*ANSİKL. Salikin bu yolla Tanrı'ya ulaşmasına vuslat ya da visal denir. Bu aşamanın bir öteki adı da tevhit menzilidir. Çünkü bu aşamada salik kişisel benliğini Tanrı özünde eriterek Tanrı'nın birliğine ulaşmıştır. Ancak sufilerin çoğu, bunun insan varlığının Tanrı varlığı ile birleşmesi anlamında düşünülmemesi gerektiğini belirtirler. Sufilere göre kulun vâsılı hak olabilmesi için Tanrı dışındaki her şeyden ilgisini kesmesi gerekir. Bu nedenle sufiler “Ayrılmayan buluşamaz†der ve bunu bir ilke olarak kabul ederler. Vuslatın ilk de recesi kalp gözü ile Tanrı 'yı görmedir. Elundan sonra salikin kalbinden perdeler açıldıkça tanrısal tecelliler de yoğunlaşır ve "artık salik vasıl oldu" denir.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR