Vaziyet TDK, Türk Dil Kurumu (I) a. 1. Durum, tavır, hâl: “Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi...
Vaziyet
TDK, Türk Dil Kurumu
(I) a. 1. Durum, tavır, hâl: “Çocuklarının vaziyeti, istikbali seni alakadar ediyorsa biraz kendi âleminden çıkar, onlarla meşgul olursun, anladın mı?†-A. M. Dranas.
2. Konum: Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur.
(II) a. El koyma
(III)
İng. position
Doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranyalisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon.
BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
TDK, Türk Dil Kurumu
2. Konum: Kasaba coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur.
(II) a. El koyma
(III)
İng. position
Doğum sırasında yavrunun belirli bir noktasıyla apertura pelvis kranyalisin belirli noktaları arasındaki ilişki, pozisyon.
BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
VAZİYET, -ti a.
1. Konum: Arsanızın vaziyeti plana göre yeniden düzenlenecek.
2. Durum, hal: Vaziyetine bakılırsa iyi bir adama benziyor.
3. Vaziyet almak, bir olay ya da durum karşısında belli bir tavır takınmak: iş böyle gelişirse onların nasıl bir vaziyet alacaklarını bilmiyoruz; bir olay ya da duruma karşı çıkmak. || Vaziyet ne merkezde? "ne var, ne yok, durum nasıl†anlamında kullanılan kalıp söz (tkz.).
*Mim. ve Şehirc. Vaziyet planı, KüTLE PLANI'nın eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Konum: Arsanızın vaziyeti plana göre yeniden düzenlenecek.
2. Durum, hal: Vaziyetine bakılırsa iyi bir adama benziyor.
3. Vaziyet almak, bir olay ya da durum karşısında belli bir tavır takınmak: iş böyle gelişirse onların nasıl bir vaziyet alacaklarını bilmiyoruz; bir olay ya da duruma karşı çıkmak. || Vaziyet ne merkezde? "ne var, ne yok, durum nasıl†anlamında kullanılan kalıp söz (tkz.).
*Mim. ve Şehirc. Vaziyet planı, KüTLE PLANI'nın eşanlamlısı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR