Yahudi Nedir?

YAHUDİ a. ve sıf. (Yahuda ve ar. -/'den yahudi). 1. Tar. Yuda krallığı halkından olan. 2. İsrail'in oğlu. 3. İsrail dinsel ...

YAHUDİ a. ve sıf. (Yahuda ve ar. -/'den yahudi).

1. Tar. Yuda krallığı halkından olan.

2. İsrail'in oğlu.




3. İsrail dinsel ve kültürel topluluğundan olan.

4. [Tamlayan olarak] Yahudiler'e ilişkin olanı belirtir: Yahudi kültürü.

5. Küçümseme. Korkak.

6. Tefeci, cimri (küçümseme yollu).


*îyfahudi pazarlığı, alıcının çok ucuza almak, satanınsa çok pahalıya satmak için yaptıktan çekişmeli pazarlık. || Yahudi yaygarası, önemli bir nedenden lanmayan, aşırı biçimde bağırıp çağırma.


*Sey. oy. Bir karagöz oyunu tiplemesi. (Ticarete yatkın, pazarlıkçı ve inatçı bir kişiliği simgeler. Türkçeyi iyi konuşamama- sının ardına sığınarak Karagözle alay etmesi, güldürücü öğelerden birini oluşturur. Perdeye çoğu kez omuzunda torba, elinde def ile gelir. Adı Mişon, Zaharya ya da Samuel'dir. Çoğunlukla sarraflık, eskicilik ya da tefecilik yapar.)


*Siyas. bil. Yahudi düşmanı, yahudi karşıtı örgütler, bunlann aldıkları önlemler ve bu örgütlerin Yahudiler'e karşı giriştikleri eylemler için kullanılır.


*ANSİKL. MüZ. Yahudi müziği, İ.S. 70 yılında Tapınak'ın tahribinden sonra ortaya çıkan sinagog şarkılarından doğdu. Temel müziksel biçimleri (Kutsal Kitap'ı bazı ez- gisel formüllere uyarak okumaya dayanan) ilahi ve cantus planus'ta da sürdürülecek olan serbest ritimli şarkıydı. Ezgiler eşliksiz geliştirildi ve sözlü gelenekle kuşaktan kuşağa iletildi. Yahudi müziğinin ayırıcı özelliklerinden biri dinsel şarkının karakteristik bir ıskaladan oluşan makamlara göre düzenlenmesiydi. Iskala, motiflerden oluşan özgül bir temele dayanırdı: bu yapısal ilke doğu makam'ları ve raga' ları ile büyük benzerlik gösterir.

Bu tür müziğin özelliği, sözleri ve anlamlarını açık bir biçimde belirgin kılma- sıydı. X. yy.'da bu ezgilere, arap şiirindeki düzenli ve nicel veznin uygulanmasında güçlük çekildi: serbest prozodi ritmi periyot yapısının düzenine, tinsel anlatım ise biçimsel güzellik zevkine aykırı düşüyordu. Bu karşıt ilkeler yahudi müziği tarihi boyunca birbirleriyle çelişti.

Ortaçağda yeni yahudi şarkı türleri doğdu. Gizemci akımlar, ruhun Tanrı ile birleşmesi isteğini dile getirmeyi amaçlayan, hece sayıları sınırlı, bol ezgili bir şarkı türü getirdiler Bu şarkılar sinagog okuyucularınca çok tutulan koloratürlerin kökenini oluşturdu. Dindışı alanda halk ozanları ve gezgin şarkıcılar yerli dillerdeki şarkıları yaydılar, yahudi lehçesinde Kutsal Kitap'a değin bir destan yarattılar ve düğünlerde, bayramlarda çalgılar da çaldılar. Elverişli bir ortam oluştuğunda müzik kuramı ibranice yazılan incelemelerin konusunu oluşturdu ve yahudi besteciler dönemin modasına uygun yapıtlar yazdılar. Bu hareket arap dünyasında ve Rönesans İtalya'sında da görüldü. Mantova'da Rabbi Juda Moscato (1530'a doğr. 1590'a doğr.) ve bilgin Abraham Portaleone (öl. 1612) sanat müziğinin yahudi geleneğindeki meşruluğunu kanıtlamaya giriştiler. Gonzaga düklerinin sarayında ve başka yerlerde müzikçiler, besteciler, oyuncular ve dans öğretmenlerinin arasında Yahu- diler vardı ve bazıları madrigaller yayımladı. En önemlilerinden biri olan Salomone Rossi (1570'e doğr. - 1628'den sonra) sinagog için korolar besteledi (Aşirim aşerli Şlomo, Venedik, 1622-23). Ayrıca Yakındoğu'da ve yahudi müzikçilerin Endülüs'e özgü mağrib sanat müziğini sürdürdükleri Kuzey Arika'da da dindışı şarkı üslupları sinagoga girdi; divan'daki makamların kalıbına uygun dinsel ilahiler bestelendi. XVIII. yy.'da Amsterdam'daki Portekiz sinagogu (marranoların soyundan gelen aydın ve zengin bir topluluk) barok müziğin bazı özelliklerini benimsedi. Bu müzik tarzından Fransa ve Almanya'daki sinagog şarkıları da etkilendi, ancak yatay ezgisel çizgiye uyarak seslendirildiler.


XIX. yy.'da bağımsızlık savaşımı sinagog şarkılarının (bazı bölgelerde org eşiğinde söylenerek) dönemin koro müziği ile bütünleşmesine neden oldu. Paris'te ünlü hazan israel Lovy (1773 - 1832) 1822'de 4 seslik karma bir koro kurdu; onu Samuel Naumbourg (1815-1880) izledi. Viyanalı hazan ve besteci Salomon Sulzer (1804-1890) müzik reformunun özünü benimsedi ve o dönemden başlayarak sinagog müziğinin önemli bir bölümü çağdaş Avrupa üsluplarında bestelendi; ancak bu üslupların geleneklere bağlanması sürekli bir sorunsal olarak kaldı.


Günümüzün yahudi müziğinde başlıca iki üslup görülür: Kuzey Fransa'yı da içeren, Doğu ve Orta Avrupa'ya özgü aşke- nazi üslubu ve Güney Fransa'ya, İtalya' ya ve eskiden Osmanlı imparatorluğu'na ait tüm bölgelere yayılan ispanya kökenli sefarad üslubu. Yemen, İran ve başka yerlerde de başka üsluplar doğmuştur. Yahudi geleneğinin değişik kollarının belli bir ortak ezgileri yoktur, ancak tümünün şarkıları yukarıda belirtilen yapısal türlere uyarlar. Hasidimlerin gizemci akımına özgü sözsüz ezgileri, özgün nitelikleriyle aş- kenazi şarkılarını etkilemiştir. Yiddiş ve la- dino dillerindeki dindışı şarkılardan değerli bir hazine toplanmıştır. Dinsel ve dindışı geleneksel müzikler derlenip yayımla n- mış, halk ya da sanat müziği tarzındaki birçok derlemeye konu olmuş (Bruch, Ra- vel, Prokofyev), hatta senfonik müziğe bile dönüştürülmüştür (Darius Milhaud, A. Schönberg, Ernest Bloch, Leonard Bern- steirff. Yahudi müziği sonunda İsrail'de birçok geleneğin buluşup yorumlanması ve eski üslupların korunması ve geliştirilmesi için harcanan çabalar sonucunda yeni bir boyut kazanmıştır.


*Tar. *Tapınak'ın yıkılmasından sonra Yahudiler'in tarihi. Yahudiler'in tarihi, Kudüs' ün yıkılması (İ.S. 70) üzerine dünyanın dört bir yanır;, dağıldıktan sonra, inancını, yasalarını ve anlayışını koruyarak ayakta kalmış bir halkın tarihidir. Raban Yoha- nan ben Zakay kuşatma altındaki Kudüs' ten çıkmayı başararak Titus'a başvurdu ve kıyıya yakın Yabne'ye yerleşme izni aldı; burada daha sonra Romalılar'ın da tanıdığı büyük bir ulusal merkez olan bir okul açtı. Raban Yohanan'ın "ata" unvanı verilen ardılları, üç yüzyıl boyunca Filistin' deki yahudi toplumunun önderleri olarak kabul edildiler. Bu dönem bir yeniden kuruluş ve yoğun düşünsel etkinlik dönemi oldu. Yıkılan Tapınak'ın yerini sinagog, kurban kesmenin yerini dua ve okuma aldı. Kutsal metinleri öğrenme herkes için zorunlu oldu. Ama çok geçmeden Roma baskısı yeni düşmanlıklar uyandırdı, yalnız Filistin'de değil, en önemlileri Babylo- nia ve İskenderiye'de bulunan öbür Akdeniz bölgesi yahudi topluluklarını da sarsan karışıklıklara neden oldu.


Kudüs'ün düşüşünün üzerinden 35 yıl geçmeden bütün bu merkezler Roma'ya karşı ayaklandılar; Yahudiler yenildi, ancak ayaklanmaları Romalılar'ın Mezopotamya'yı ele geçirmelerine engel olduğu gibi Babylonia cemaatlerini de kurtardı. 132' de Filistin'de imparator Hadrianus'a karşı başka bir ayaklanma patlak verdi. Si- mon Bar Koziba (ya da Bar-Kohba) tarafından yönetilen ve hahamlar tarafından desteklenen bu ayaklanma Romalılar'ı zor durumda bıraktı. Başkaldıranlar birçok kenti kurtardılar, Yahudi devletinin yeniden kurulduğunu ilan ettiler, para bile bastılar. Fakat sonunda ayaklanma bastırıldı. Romalılar yahudi direnişinin son savunma noktası olan Bethar'ı ele geçirdiler (135). İmparator, Kudüs'ü pagan bir kent durumuna getirerek Yahudiler'e yasakladı ve onları acımasızca ezdi. Hadrianus'un ar- dıllan döneminde kıyım sona erdi, atalar yeniden resmen tanındı ve hahamlar sözlü yasa üzerinde büyük ve titiz çalışmalar yaptılar. (-» YAHUDİLİK)

325'te Constantinus hıristiyanlığı Roma imparatorluğu'nun dini yaptı. Romalılar' ın otoritesi altındaki her yerde yeni dini benimsemeyen Yahudiler ezildi, kıyıldı. 425' te atalığa son verildi. Bizans inıparatorluğu'nda da Yahudiler'in durumu çok zorlaştı. Yahudiler ancak Saray'da önemli bir yeri olan bir reş galutanın otoritesi altında bulunduklan Mezopotamya'da iyi durumdaydı. Burada büyük okullar kuruldu ve gelişti. Bu okullarda, Mişna'nın tüm maddeleri inceden inceye elden geçirildi, bundan dinsel sonuçlar ortaya çıkarıldı,yasayı oluşturan kuralların tümü karşılaştırılıp değerlendirildi. Bu çalışmalar 'Musa yasasının okunması" anlamına gelen "talmud Torah"ı oluşturdu; kuşaktan kuşağa öğretilip aktarılması için V. yy.'da yazımına karar verildi. Fakat Pers Sasanileri de Yahudiler'i VII. yy.'da ezdiler.

Buna karşılık müslüman egemenliği sırasında, Babylonia cemaati dört yüzyıl boyunca yeni bir parlak dönem yaşadı. Bu dönemde hep reş galutanın otoritesi yanında gaon denen yeni din görevlilerinin de halk üzerinde önemli ölçüde etkili olduğu anlaşılmaktadır. Gaonlar en ünlü okulun başkanıydı. Gaonlar'ın en ünlüsü de Karaimler"'e karşı mücadele eden Sadiye bin Yusuf el-Fe/yumi'ydi (882-942).


*Iber yarımadasındaki Yahudiler. Müslü- manlann gelişiyle (VII. yy.) ezilmekten kurtulan Ispanya yahudi cemaati, uzun bir ferahlık dönemi yaşadı: müslümanlarla Yahudiler'in ortak yaşamları dikkate değer. Her türlü kısıtlamadan bağışık olarak yaşayan Yahudiler, arap halifelerin hizmetinde sık sık yüksek görevlere atandılar, arap kültürüne katkıda bulundular ve bütün bilim dallannda ün kazandılar Kurtuba (Cör- doba) halifesi Abdurrahman lll'ün veziri Hasday ibn Şaprut (905'e doğr. - 975'e doğr.) bunlar arasında sayılabilir. Gırnata (Granada) halifeliği şiirler de yazan, Şemuelanagit (993'e doğr. - 1056) gibi birçok yahudi devlet adamından yararlandı. Toledo'dan Zaragoza'ya, Mâlaga'dan Sevilla'ya kadar bütün yahudi cemaatleri son derece parlak bir dönem yaşadılar. Sinagog ayin düzenini şiirlerle zenginleştiren filozof Şelomo ibn Gabirol (1021'e doğr. - 1058'e doğr.) Mâlaga'da doğdu; bu şiirlerin en ünlüsü "Kral taefdır ve bugün bile Yom Kippur'da okunur. Şelomo İbn Gabirol özellikle Fons vitae (Yaşamın kaynağı) adlı büyük bir felsefi kitabın yazarıdır.

Toledo'nun 1085'te hıristiyanların eline geçmesi Ispanya'daki yahudi yaşamının gelişmesine engel olmadı. Bu dönemde iki büyük adam dikkati çekti: XII. yy.'ın ilk yarısında şair ve filozof Yuda Ha Levi ve Ibni Meymun.


XIII. yy.'ın ortalarına doğru hıristiyanlar Granada dışında Ispanya'nın hemen hemen tümünü ele geçirdiler, fakat 1391'e kadar sivil makamlar ya da Kilise tarafın

dan Yahudiler'e karşı alınan kararlar kâğıt üzerinde kaldı. O donemde Yahudiler' in düşünsel etkinliği Talmud'un incelenmesi üzerinde yoğunlaştı; Almanya'dan kaçarak Ispanya'ya gelen ve Toledo'da haham olan Aşer ben Yehiel (öl. 1327) gibi ustalar bu dönemde sivrildiler. Gene bu dönemde kabala gelişti ve ZohaYın yazımı gerçekleştirildi. 1391'de soylularla din adamları tarafından kışkırtılan korkunç bir kıyım hareketi başladı, birçok cemaat ezildi, binlerce insan öldürüldü ve birçok Yahudi hıristiyanlığı kabul etti. Bu dönmeler yani "marranolar" arasında yahudiliği gizlice sürdürenler pek çoktu.


Engizisyon böyle davrananlara karşı çok katı bir tutum takındı. Hıristiyanlığı kabul etmeyen Yahudiler özel bir işaret takmak ve Hıristiyan vaizler tarafından verilen vaazları dinlemek zorunda bırakıldı. Birçok mesleği yapmaları yasaklandı. Engizisyon marranoları ortaya çıkarmakla uğraştı. 1483'to yahudiliğe bağlı kalanları ortadan kaldırmaya kararlı olan domi- niken papazı Tomâs de Torquemada Engizisyon başkanı oldu. 1492'de Aragönlu Fernaııdo ve Castillalı isabel Araplar'ı Granada'dan kovunca Torquemada onları Yahudiler'i do ispanyadan kovmaları gerektiğine inandırdı. 1492 temmuzunda 300 000 Yahudi .ülkeden ayrıldı. Portekiz de hemen ispanya'yı izledi.


Birçok Yahudi yollarda öldü. Bazılan Afrika'nın kuzeyine ya da İtalya'ya gitti. Büyük çoğunluğu osmanlı sultanına sığındı ve sultan tarafından iyi karşılandı, Yunanistan'a, Avrupa ve Asya'daki osmanlı topraklarına, Ege adalarına ve Filistin'e yerleşmelerine izin verildi. Bunlar ispanya kökenli Yahudiler'e (Selaradlar) özgü dillerini (ladino) ve İspanyol soylularına özgü davranışları da birlikte getirdiler. Daha sonra, Ispanya ve Portekiz'de saklanmayı başaranlardan bazıları 1512'ye doğru Bordeaux ve Bayonne bölgesine ve bazı fransız limanlarına geçip yerleştiler. Bazılan da Hollanda'ya vardılar -/e Crormvell'in izniyle buradan Ingiltere'ye geçip yerleştiler ya da Yeni Dünya'daki sömürgelere gittiler.



*Batı Avrupa Yahudiieri. Roma döneminden beri Galya ve Almanya'da, ilk zamanlar ayrılıkçılıkla karşılaşmadan, tüm haklardan yararlanan Yahudiler bulunmaktaydı. Hıristiyanlığın yerleşmesi onları bu haklardan yoksun bıraktı. Özellikle feodalitenin yerleşmesi ile özgürlükleri kısıtlandı: artık toprak sahibi olmaya ve loncaların vesayetini gerektiren işleri yapmaya hakları kalmadı. Geçimlerini ancak büyük tehlikelere atılıp ve büyük vergiler ödeyerek, üstelik borçlularınca küçümsenerek faizcilikle sağladılar. Özellikle Philippe Augus- te, Louis IX ve Güzel Philippe IV Yahudiler'i fazlasıyla sömürdüler ve aşağıladılar; önce ülkeden kovularak mallanna elkonul- du, sonra ağır vergiler karşılığında geri dönmelerine izin verildi. IV. Laterano konsili'nden (1215) ve albililerin Haçlı seferinden sonra Yahudiler bir işaret (küçük sarı yuvarlak) takmak zorunda kaldılar. Kilise' nin etkisiyle halkın kafasında büyücüler, cüzamlılar ve iblislerle işbirliği yapan şeytani bir tefeci, iğrenç ve ürkütücü yahudi imgesi yaratıldı. "Ayin cinayetleri"yle, kutsal olana karşı saygısızlıkla, özellikle de kutsal ayin ekmeklerini delerek İsa'nın kişiliğine karşı saldırıda bulunmakla suçlandılar. XV. yy.'da Venaissin kontluğundan başka yerde Yahudi kalmadı.

Almanya'da Yahudiler'e karşı genel önlemler alınmadı, ama özellikle Haçlı seferleri sırasında birtakım şiddet hareketlerine uğradılar.

Fatih William'ın tahta çıkışından (1066) sonra bu ülkeye yerleşmiş olan İngiltere Yahudiieri, Aslan Yürekli Richard'ın tahta çıkışına kadar bir ölçüde rahat yaşadılar. Yüz yıl zulüm gördükten sonra, 1290'da ülkeden kovuldular. Birçok küçük devlete bölünmüş olan İtalya'da Yahudiler'e daha az kötü davranıldı (çünkü bir yerde karışıklık çıktı mı Ya

hudiler başka bir devlete geçiyorlardı). Bundan dolayı yahudi bilimi bu ülkede çok iyi gelişme gösterdi: Venedik'e yerleşen büyük devlet adamı izak Abravanel (1437-1508) ve oğulları bu bakımdan anılmaya değer. 1348'de Avrupa'yı kırıp geçiren veba salgını, Yahudiler'in cüzamlılarla birlikte büyük bir komplo hazırlayarak pınarlan ve kuyuları zehirlemekle suçlanmasına ve bir yahudi kıyımı fırtınasına yol açtı.


*Hoşgörüye doğru. Buna karşılık, OsmanlI Imparatorluğu'nda yaşayan Yahudiler geniş bir özgürlükten yararlandılar: İstanbul, Selanik, İzmir ve Edirne büyük cemaatlerin toplandığı kentler oldu. Buralarda Yahudiler zengin İbrani kurum'an ve basımevleri kurdular. Kudüs ve Safed büyük manevi merkezler durumuna geldi. Safed'de yaşayan Yosef Karo (1488 -1575) günümüzde de geçerli olan dinsel kurallar kitabı Şulhan Aruh'u yazdı, Yits- hak luria (1534-1592) ise en büyük kabalacılardan biri oldu.

Protestan Hollanda da portekizli dönmeler için bir kurtuluş limanı oldu; dönmeler ilk dinlerine açıkça dönebildiler ve Almanya'dan kaçan Yahudiler de onların yanına sığındılar. Özellikle Amsterdam'da büyük cemaatler oluştu. Hollanda yahu- diliğinin ünlü kişileri haham Manasse ben israel (1604-1657) ve Spinoza'dır.

Fransa'nın güney-batı'sına yerleşen dönmeler Henri ll'nin verdiği ve XVIII. yy.'a kadar birçok kez yenilenen "fermanâ€larla korundular. Sonuçta hem dinlerini nerdeyse açıkça uygular duruma geldiler, hem de Amerika'daki sömürgelerle ticarette büyük bir etkinlik kazandılar.

Fransa 1559'da Trois-EvSchös (Metz, Toul ve Verdun) bölgesini eline geçirince burada yaşayan Yahudiler'i de kendilerine bağlamış oldu. 1648'de VVestfalen antlaşmaları Alsace'ı Fransa'ya bıraktı, bu kentte de binlerce Yahudi oturmaktaydı. Louis Xl'in tahta geçmesinden sonra Alsace, Lorraine, Bordeaux ya da Avignon Yahudiieri Paris'e yerleşmeye başladılar ve kısa sürede sinagoglarını kurdular.

XIII. yy.'dan itibaren kıyımdan kaçan Almanya Yahudiieri Polonya'da çok büyük bir yahudi topluluğu oluşturdular. Polonya kralları VWadysfaw I (1305-1333) ve Büyük Kazimierz III (1333-1370) onlara birtakım haklar tanıdı. Kendileriyle getirdikleri ortaçağ almancası, ibranice ve Slavca sözcüklerle kanşarak yiddiş dilini oluşturdu. Bu dil Orta ve Doğu Avrupa Yahudilerinin (Aşkenazi) çoğu tarafından konuşulan bir dil oldu.

XVII. yy.'da Ortodoks Kazaklar Polonya ve Litvanya Yahudileri'ni kırıp geçirdiler; bu kıyımlardan kurtulanlar XVIII. yy.'da batıya göç etti. Bu koşullar altında sahte me- sihlerin saygınlık kazanması kolayca açıklanabilir. Gene bu dönemde hasidim ha- reti doğdu: bu hareket hahamların ente- lektüalizminden usanan ve kendilerine gerçek bir yaşama sevinci ve büyük mistik bir coşkuyla her kişinin Tanriya karşı görevlerini kendi olanaklan içinde gerçekleştirebileceği öğretilen büyük kitlelerce benimsendi. 1795'te Polonya Yahudiieri' nin çoğu çarın uyruğu oldular ve bir ''yahudi yerleşim alanı"na kapatıldılar. Özellikle Aleksandr ll'nin öldürülmesinden (1881) sonra, nihilistler ve devrimcilerle suç ortağı sayılan Rus Yahudiieri, Birinci Dünya savaşı'na kadar "pogrom"ların kurbanı olup kıyıma uğradılar, bu kıyım Britanya imparatorluğu'na, Amerika ve Fransa'ya doğru büyük çapta bir yahudi göçüne neden oldu.


Filistin'de yahudi ulusunun yeniden diriltilme düşüncesi hem Rusya'da, hem de Romanya'da ve Avusturya işgalindeki Polonya'da giderek yaygınlaştı. Romanya' da Yahudiler korumasız yabancı statüsüne bağlı bulunmaktaydı; Filistin'de İsrail' in kurulmasını isteyenlerin görüşleri kongrelerde ve kitaplarda dile getirildi. Bu görüşler, görevli bulunduğu Paris'te, yüzbaşı Dreyfus'un rütbesinin geri alınmasına tanık otan viyanalı gazeteci Theodor Herzl' in yazılarında en iyi anlatımını buldu. Onun 1896'da yayımlanan Der Judenstaaf (Yahudi devleti) adlı kitabı siyasi siyonizmin* ilkelerini açıkladı. Rusya ve Polonya'da ise başka bazı Yahudiler başka formüller benimseyerek kendi ülkelerindeki devrimci hareketlere katıldılar.


* Batı'da Yahudiler'in özgürlüğe kavuşması. XVIII. yy.'da Yahudiler'i özgürlüğe kavuşturma kök salmaya başladı ve çoğu zaman asimilasyon süreçleri buna eşlik etti. Bu görüşün öncülerinden biri alman ya- hudisi filozof Moses Mendelsshon (1729 -1786) oldu ve ezilen din kardeşleri arasında alman kültürünü yaymaya ve yahu- diliği hıristiyan çağdaşlarının karşısına geçerli biçimde çıkabilecek bir sistem durumuna getirmeye çalıştı.

Fransa'da filozoflar ve ansiklopediciler tüm insanların eşitliğinden söz etmeye başladılar. Rahip Grögoire, Mirabeau ve başka birkaç kişi Yahudiler'i koruyarak “canlandırmaya†çalıştılar. Louis XVI döneminde bir komisyon Alsace Yahudileri1 nin durumunu düzeltmekle görevlendirildi. Devrim patladığı zaman Yahudiler'in yakınmaları krallığın öbür yurttaşlarının yakınmalarına katıldı. Fakat Fransız Yahudileri öbür vatandaşlar gibi tam bir eşitliğe, ancak 27 eylül 1791'de kavuşabildiler.


Fransız Cumhuriyeti'nin orduları yeni statüyü Hollanda'ya götürdü. Ancak yeni statü her şeye çözüm getiremediği gibi özellikle Alsace'ta bazı hıristiyanların düşmanlığına da son vermedi. Fransız Yahudileri'nin yurtseverliği karşısında duygulanan Napolöon I yahudi ileri gelenlerinden bir meclis topladı; bundan beklenen transız yahudiliğine gerçek bir öğreti sağlamaktı.imparator bu öğretiye, önce büyük bir sanhedrin (yahudi mahkemesi) oluşturarak dinsel yasama görüntüsü verdi, sonra iktidar tarafından sıkı bir biçimde denetlenen bir hahamlar meclisi kurdu, bu meclisin görevi Yahudiler'in tapınma düzenini denetlemek, askerlik yoklamalarını yaptırmalarını ve vergilerini zamanında ödemelerini sağlamaktı. Fakat imparator 1808'de utanç verici bir kararname çıkararak bazı bölgelerde Yahudiler'in oturma hakkını kısıtladı.

Restauration döneminde Yahudiler yavaş yavaş transız yaşamıyla bütünleştiler. Hatta Louis-Philippe zamanında haham- başının devlet tarafından aylığa bağlanmasını sağladılar (1831). Alman devletlerinde durum böyle olmadı, Yahudiler'in birçoğu ancak vaftiz olmak pahasına kamu görevlisi olabildi.

Büyük Britanya'da da eşit haklar için verilen savaş uzun sürdü. 1858'de Lionel Rothschild parlamento üyesi olarak ve dini inancına bağlı bir formül kullanarak ("bir hıristiyanın gerçek inancıyla†[on the true taith ot a Christian] formülü ile değil) ant içti. Ayrıca bu ülkede birçok Yahudi' ye soyluluk unvanı verildi ve Disraeli gibi birçok Yatıudi yüksek mevkilere çıktı.

Yahudiler'in Batı Avrupa'da resmen eşit haklara kavuşmaları 1871'de tamamlandı. Yahudiler avrupalılaştılar ve sanayi, ticaret, serbest meslek, eğitim, siyaset, askerlik gibi işlere serbestçe girebildiler. Ancak bu özgürlük inançlarının zayıflamasına neden oldu. Ayrıca Ortaçağdan kalma hoşgörüsüzlük canavarı Avrupa'da henüz tümüyle ölmemişti. Bu akım özellikle Dreyfus olayında ve sözde bilimsel ırk kuramı adı altında yeniden ortaya çıktı. Böylece yahudidüşmanlığı* (antisemitizm) terimi yaratıldı. Orta Avrupa Yahudileri en çok ABD' ye sığındı: 1914'te bu ülkede 3 500 000 Yahudi bulunmaktaydı ve burada tam bir özgürlükten yararlanıyorlardı.


* Gene kıyım. Birinci Dünya savaşı'ndan sonra -bu savaşta, dünyadaki nüfusları 14 milyonu bulan Yahudiler asker olarak çok kayıp vermişlerdi-, Avrupa'da yahudidüş- manlığı yaygınlaştı: aşırı sağ ulusçuluğunun hemen her yerde yahudidüşmanlığına büründüğü Batı Avrupa'da, özellikle de Doğu Avrupa'da: Polonya, Avusturya, SSCB, Macaristan'da. Fakat Yahudiler'e karşı girişilen kıyım en iğrenç biçimini 1933'ten başlayarak nazi Almanyası'n- da aldı. Burada Yahudiler toplum dışına itildiler, horlandılar, haraca kesildiler. Her türlü değerden yoksun aşağı insan katına indirilerek, Hitler iktidarının çılgın vahşiliğine oyuncak oldular Binlercesi Dachau, Buchenwald, Sachsenhausen gibi toplama* kamplarına kapatıldı. Hıristiyanlığı kabul eden Yahudiler'in çocukları da bu kıyımdan kurtulamadı, çünkü "Nürnberg yasaları" (1935) ırk ayrımcılığına dayanıyordu.

ikinci Dünya Savaşı, nazilerin eylem alanını genişleterek Yahudiler'in acılarını daha da artırdı. Ocak 1942'de naziler Wannsee'de Avrupa Yahudileri'nin yok edilmesi demek olan "son çözümâ€e karar verdiler. 8 mayıs 1945'te Almanya teslim olduğu zaman bu Yahudiler'in 6 milyonu yok edilmişti.

Savaştan hemen sonra, hayatta kalanlar başka acılarla karşılaşacaklarını düşündükleri için, geldikleri ülkelere dönmek istemediler. Filistin'in kendilerini kabul etmesini beklerken aynı kamplarda konakladılar. Fransa ve İtalya gibi bazı ülkelerin yardımıyla gizli bir göç örgütlendi, bu ülkelerden aralarından en sağlamları hafif bir askeri eğitimden geçirilen "maapilim†(gizli göçmenler) dolu gemiler kaldırıldı. Britanya donanması denizde onların izlerini sürdü, intelligence Service ise kanunsuz göç örgütlerine karşı araştırmalara başladı. 1947 yazında Exodus olayı dünyada büyük bir heyecan yarattı. Mayıs 1948'de İsrail* devletinin bağımsızlığı ilan edildi.

Yahudi ajansı, ing. Jewish Agency, ibranice a-Sohnut, dünya Siyonist örgütünün yürütme ve temsil kuruluşu. Bu yönetim 1948'e kadar Filistin'deki görüşmelerde sorumlu Siyonist organdı; İsrail devletinin kurulmasıyla görevlerinden çoğu İsrail hükümeti tarafından devralındı.

Kaynak: Büyük Larousse









YAHUDİLİK a.

1. Dinsel, toplumbilimsel ve kültürel bir özellikler topluluğuyla tanımlanan yahudi kimliği.

2. İsrail halkının dinsel düşünce ve kurumlannın tümü.





*ANSİKL. Yahudi dininin kurucusu İbrahim'dir. Kutsal Kitap'a göre Tanrı onu, çocuklarına ve soyundan gelenlere "adaletli ve erdemli davranarak Tanrı yolunu öğretsin" diye seçmiştir. İbrahim'in dini, oğlu is- hak ve ishak'ın oğlu Yakup'tan geçerek, israiloğulları'nın dini oldu (İsrail, Tanrı'nın Yakup'a verdiği addır). Bunlar, yani ibra- niler Mısır'a yerleştiler. Yakup'un oğullarından Yusuf orada firavunun veziri oldu, ibraniler orada çoğaldılar, ama köle durumuna düştüler. Musa, Tanrı'nın emriyle Mısır'a on âfet yağdırdı ve ibraniler'i salıvermesi için firavunu zorladı. Mısır'dan çıkışlarından az sonra (İ.Ö. 1400-1220) aynı adı taşıyan yarımadadaki Sina dağında Tanrı onlara On Emir'i gönderdi, ibra- niler Tanrı tarafından peygamberlere ve onların soyundan olanlara vaat edilen Kenan ülkesine (bugünkü İsrail) doğru yola çıktılar. Fakat oraya varmadan önce 40 yıl çölde kaldılar Bu süre içinde Musa onlara yahudi dininin inançlarını ve kurallarını öğretti.


Yahudiler "hâkim" denen şefler tarafından bir süre yönetildikten sonra kendilerine bir kral seçtiler: Şaul; Şaul'dan sonra Davut ve Davut'un oğlu Süleyman kral oldu. Süleyman'ın ölümü bir bölünmeye yol açtı (931). iki krallık oluştu. Yahuda ve İsrail krallıkları. Peygamberlerin soyundan gelenler çevrelerindeki kavimlerin putperest inançlarını benimsemeye başladılar. Tanrı'dan esinlenen kişiler olarak peygamberler orada Tanrı yasasını hatırlattılar. Bunların en ünlüleri ilyas, Elişa, işaya, Yeremya ve Ezehyel'dir.

İsrail krallığı İ.Ö. 721'de yıkıldı ve halkın büyük bir kısmı Asur'a götürüldü. Yahuda krallığı da İ.Ö. 587'de çöktü ve on binlerce Yahudi Babylonia'ya sürüldü. Kudüs tapınağı yakıldı. Keyhüsrev İ.Ö. 538'de sürgündeki Yahudiler'in yurtlarına dönmelerine izin verdi, 40 000'den fazla Yahudi geri döndü. İ.Ö. 444'te vaiz Ezra, Musa yasasına sadakat akdini resmen ilan etti. Kudüs'te inşa edilen ikinci Tapınak İ.Ö. 70'te Romalılar tarafından yıkıldı. O tarihten başlayarak tapınak ibadetinin (kurbanlar) yerini sinagog ibadeti (dualar) aldı; bu değişim Yahuda krallığı'nın yıkılmasından sonra Babylonia'da iken başlamıştı.
lar
Yahudiler'in kutsal kitabı yalnız İbrani kitaplarını kapsar; bunlar hıristiyanların Eski Ahit dedikleri kısımdır. Eski Ahit üç bölüme ayrılır: Musa yasası ya da Tevrat (To- rah), Peygamberler (Nebiim), Hajiyograflar (Ketubim). Bunların birincisi, yani Tevrat öğreti anlamına gelir ve en önemlisidir. Tevrat ve öteki dinsel kitaplar yazılı yasayı meydana getirir. Tevrat, sayıca çok olan dinsel buyrukların hepsi için uygulamaya yönelik açıklama getirmediğinden, yazılı yasanın yanında geleneğe göre Musa'dan beri süregelen bir de "sözlü" yasa vardır. Bu yasa sözlü olarak kuşaktan kuşağa aktarıldıktan sonra, İ.S. 200'e doğru haham Rabi Yuda Hanassi tarafından yazıya döküldü ve Mişna adını aldı. Mişna da Babylonia ve Filistin haham okullarında açıklanıp yorumlandı. Gema- ra adı verilen bu yorumlar Mişna'yla birlikte Talmud'u oluşturur. Bu ise son yazılı biçimini V. yy.'da Babylonia'da aldı.


*Dogmalar
. En büyük yahudi ilahiyatçısı ibni Meymun (1135 - 1204) yahudi inancını on üç maddede topladı:

1. Tanrı dünyanın yaratıcısı ve koruyucusudur;

2. Tanrı birdir ve tektir;

3. Tanrı ruhtur ve hiçbir şekilde temsil edilemez;

4. Tanrı ölümsüzdür;

5. yalnız Tanrı'ya dua edilmelidir;

6. İsrail peygamberlerinin bütün sözleri gerçektir;

7. Musa, peygamberlerin en büyüğüdür;

8. Yahudiier'in benimsediği yasa Tanrı tarafından Musa'ya verilmiştir;

9. hiç kimsenin onu değiştirmeye ya da onun yerine başkasını koymaya hakkı yoktur;

10. Tanrı insanların bütün eylemlerini ve düşüncelerini bilir;

11. Tanrı emirlerini yerine getirenleri ödüllendirir, emirlerine karşı gelenleri cezalandırır;

12. Tanrı peygamberlerin müjdelediği Mesih'i gönderecektir;

13. Tanrı ölüleri diriltecektir.

Yahudi inancını Musa'nın şu sözü açıklar: "Dinle İsrail, rabbimiz Tanrı'dır, Tanrı birdirâ€. Tektanrıcılığın temeli bu bildiridir.

Tanrısal tözü göremeyiz. Musa Tanrı' dan kendisini göstermesini isteyince Tanrı şöyle yanıt verdi: "Benim yüzümü göremezsin, çünkü hiçbir insan beni görüp yaşayamaz". Kutsal Kitap Tanrı'nın manevi niteliklerini belirtir: kutsallık, sevgi, lütuf, adalet, rahmet ve sabır.

Tanrı dünyayı lütuf eseri olarak yarattı. Fakat lütuf insan toplumunun devamını tek başına sağlayamayacağından, Kutsal Kitap adaletin gerekliliğinde ısrar eder, insanlık Tanrı'nın yarattığı Âdem ile Havva' dan gelen büyük bir ailedir. Tanrı Âdem'i topraktan yarattı ve ona hayat verdi. Talmud hahamları, her insanın kendini yurdunda hissetmesi için bu toprağın dünyanın değişik yerlerinden alındığını ileri sürerler, insan manevi bakımdan Tanrı imgesidir. Tanrı ona özgürce seçme gücü (cüzi irade) vermiştir, ama Tevrat gene de insanı hep iyi olanı yapmaya çağırır, insan günah işlerse, herhangi bir aracıya gerek kalmadan, yalnız içten pişmanlık duymakla, yaptığı kötülüğü onarmakla ve tutumunu düzeltmekle Tanrı'nın affına uğrayabilir. insanın eylemleri bu dünyada da ödüllendirilir ya da cezalandırılır. Ruh ölümsüzdür. Ebedi mutluluk tanrısal mükemmelliği gönül gözüyle görmektedir.

Dünyanın sonunda insanlık Mesih çağının mutluluğuna erecektir. Davut'un soyundan gelecek olan Mesih tanrısal bir varlık değil, "Tanrı ruhu, hikmet, zekâ, nasihat, kudret, bilim ve Tanrı korkusu ile dolu bir insanâ€dır. Tek tanrı inancında birleşen insanlar dirlik ve düzen içinde yaşayacaklardır. “Keskin kılıçlar saban demiri, mızraklaı'bağ bıçağı olacak ve bir daha savaş sanatı öğrenilmeyecektir.â€


*Tanrı'ya ve insanlara karşı görevler. Yahudi dini, Tanrı ile atalar ve onların soyundan gelenler arasında bir akit şeklinde belirir: Tanrı, peygamberleri ve onların soyundan gelenleri tanrı inancını haklar arasında yaysınlar diye seçmiştir ve bu ittifakın sonucu olarak israiloğulları Tanrı'ya ve yasasına sadık olmakla yükümlüdürler.

Yahudi dini eyleme, Tanrı'nın iradesini yerine getirmeye yöneliktir. Tanrı'nın en önemli buyrukları On* Emir'de ilan edilmiştir.

Tanrı'ya karşı görevler Tevrat'ın şu iki cümlesiyle özetlenebilir: “Rabbin Tanrı' yı bütün kalbinle, bütün ruhunla ve bütün gücünle seveceksin"; Erdemli olunuz, zira ben Rabbiniz, Tanrı, erdemliyim". Temizlik kuralları, sünnet, yiyecek buyrukları buradan lanır.

insanlara karşı görevler Tevrat'ın ayetlerinde yazılıdır: “Komşunu kendin gibi seveceksin", "komşu†sözcüğü Tevrat'ın aynı bölümündeki başka bir ayetin belirttiği gibi yabancıyı da ifade eder: “Yabancıyı kendin gibi seveceksinâ€. Bunun gibi, iyiliğe yönelik ve toplumsal daha birçok buyruk vardır. Yardıma koşma, hasat zamanı tarlanın bir köşesini yoksullara bırakma, dökülen başakları toplamaları için biçicileri izlemelerine izin verme ödevi vb.

Fakat Tevrat yalnız bir dini ve ahlaki öğütler derlemesi değildir, aynı zamanda, Mısır egemenliğinden kurtularak yeni oluşan ve bütün kurumlarını yaratmak zorunda olan bir ulusa gerekli bir yasa derlemesidir.
bayramlar ve perhizler
Yahudiliğin kutsal günleri şunlardır: Şabbat (cumartesi), hac (ziyaret) bayramları, Paskalya (Pesah), Hamsin (Şabuot) ve Tabernaculum (Sukot), Bunların her biri bir tarihi hatırayı canlandırır (Paskalya, Mısır'dan çıkış; Hamsin, On Emir'in Sina dağında ilanı; Tabernaculum, Mısır'dan çıkıştan sonra çölde kırk yıl yaşama); ciddiyetin ağır bastığı bayram günleri yılbaşı (Roş Aşana) ve Büyük Kefaret günüdür (Yom Kipur) bu İkincisi bütünüyle duaya ve perhize adanmıştır. Şabbat ve bayram günleri çalışmak yasaktır.

Yahudiler'de ayrıca iki küçük bayram daha vardır: Azar bayramı (Purim), İran Yahudilerinin kraliçe Esther sayesinde mucize kabilinden kıyımdan kurtulmalarının (İ.Ö. I.V. yy.) anısına kutlanır; Açılış bayramı (Hanuka)'Yuda Makabi'nin Anti- okhos Epiphanes'in naibi Lysias'ı yenerek zafer kazanmasından (İ.Ö. 165-164) sonra Kudüs tapınağının yeniden ibadete açılarak arınmasının yıldönümü olarak kutlanır, bu bayrama “Işıklar bayrami'da denir Yahudi dininde yahudi tarihinin trajik olaylarını belirtmek üzere konmuş perhiz günleri de vardır. Bu perhizlerin en önemlileri Kudüs tapınağının birinci ve ikinci yıkılışı için konanlardır (Tişa be-av).

Şabbatlar ve bayramlar akşam başlar ve ertesi akşam sona erer. Tevrat'ın Tev- kin bölümünde evrenin yaratıldığı günlerin her biri için şöyle yazılıdır: “Ve akşam oldu ve sabah olduâ€.
tapınma
Yahudi ayin düzeninde iş günleri için üç dua öngörülmüştür: sabah (şaarit), ikinci (minha) ve akşam (arbit) duaları. Şabbat günleri, bayram günleri ve dini ayin günleri şaarit'in ardından ek bir dua (musaf) okunur, istisnai olarak Kefaret günü, minha'dan sonra okunan beşinci bir dua (neyla) ayini resmen sona erdirir.

Her ayin töreni sonunda Alenu ve Kadiş duaları okunarak İsrail'in umudu dile getirilir: Alenu duasında Zekeriya'nın bütün insanlığın tek tanrıya döneceğini müjdeleyen sözleri yer alır: O gün Tanrı bir olacak ve Adı da bir olacakâ€; öte yandan kadiş duası ile de Tanrı'dan bir an önce yeryüzünde saltanatını kurması istenir.
Kaynak: Büyük Larousse








 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Yahudi Nedir?
Yahudi Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/yahudi-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/05/yahudi-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content