yitmek -er (nsz) 1 . Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak. 2 . Görünmez olmak. 3 . Sahip olunan bir şey elden çıkmak. ...
yitmek -er
(nsz) 1 . Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak. 2 . Görünmez olmak. 3 . Sahip olunan bir şey elden çıkmak.
(nsz) 1 . Yok olmak, ortadan kalkmak, kaybolmak. 2 . Görünmez olmak. 3 . Sahip olunan bir şey elden çıkmak.
YİTMEK gçz. f.
1. Nerde olduğu bilinmemek, bulunmamak; kaybolmak: Sürüden aynlıp yiten bir kuzu.
2. Görünmez, fark edilmez olmak: Dağların ardında yiten güneş Açıklara doğru yüzüp dalga lann arasında yitti.
3. İzi, belirtisi bile kalmamak; yok olmak: Zamanla yiten âdetler.
4. Elden çıkmak: Yiten mal varlığımız.
5. Boşa harcanmak, değerlendirilememek: Yiten yıllar.
6. Yitip gitmek, görünmez olmak.
* yitirmek ettırg
1. Bir eşyayı, bir hayvanı. bir kimseyi yitirmek, ne olduğunu, nerede olduğunu bilememek, onları bulamamak; kaybetmek Okulda kitabını yitirmek. Parkta köpeğini yitirmek, Kalaba lıkta annesini yitiren bir çocuk.
2. Bir şeyi (somut ya da soyut) yitirmek, bir özelli ğini, bir niteliğini yitirmek, herhangi bir ne denle artık onlara sahip olmamak, onlardan yoksun kalmak: kaybetmek: Savaşta evini yitirmek. Makamını, işini yitirmek. Bir kazada gözünü yitirmek. Yaşlandıkça gü cûnü, umudunu yitirmek. Tadını yitiren bir içki.
3. Bir kimseyi yitirmek, herhangi bir nedenle, özellikle de ölüm nedeniyle ondan aynlmak; kaybetmek Bencilliği yûzünden bütün arkadaşlarını yitirdi Bir kazada tüm ailesini yitirdi.
4. Bir süreyi yitirmek, onu iyi kullanamamak, iyi değerlendirememek, boşa harcamak: Yıllarını boş bir düş uğruna yitirmek Çok çalışarak. yitirdiği zamanı telafi etmeye çalışmak.
5. Yblunu yitirmek, yanlış yola girmek; kaybolmak.
6. Yitirecek zamanı olmamak, zamanı çok değerli olmak || Yitirecek şeyi olmamak, bir işe girişirken (maddi ya da manevi) değerli gördüğü şeyi olmamak.
* yitirilmek edllg. Yitirmek eylemine konu olmak, eylemi yapılmak.
1. Nerde olduğu bilinmemek, bulunmamak; kaybolmak: Sürüden aynlıp yiten bir kuzu.
2. Görünmez, fark edilmez olmak: Dağların ardında yiten güneş Açıklara doğru yüzüp dalga lann arasında yitti.
3. İzi, belirtisi bile kalmamak; yok olmak: Zamanla yiten âdetler.
4. Elden çıkmak: Yiten mal varlığımız.
5. Boşa harcanmak, değerlendirilememek: Yiten yıllar.
6. Yitip gitmek, görünmez olmak.
* yitirmek ettırg
1. Bir eşyayı, bir hayvanı. bir kimseyi yitirmek, ne olduğunu, nerede olduğunu bilememek, onları bulamamak; kaybetmek Okulda kitabını yitirmek. Parkta köpeğini yitirmek, Kalaba lıkta annesini yitiren bir çocuk.
2. Bir şeyi (somut ya da soyut) yitirmek, bir özelli ğini, bir niteliğini yitirmek, herhangi bir ne denle artık onlara sahip olmamak, onlardan yoksun kalmak: kaybetmek: Savaşta evini yitirmek. Makamını, işini yitirmek. Bir kazada gözünü yitirmek. Yaşlandıkça gü cûnü, umudunu yitirmek. Tadını yitiren bir içki.
3. Bir kimseyi yitirmek, herhangi bir nedenle, özellikle de ölüm nedeniyle ondan aynlmak; kaybetmek Bencilliği yûzünden bütün arkadaşlarını yitirdi Bir kazada tüm ailesini yitirdi.
4. Bir süreyi yitirmek, onu iyi kullanamamak, iyi değerlendirememek, boşa harcamak: Yıllarını boş bir düş uğruna yitirmek Çok çalışarak. yitirdiği zamanı telafi etmeye çalışmak.
5. Yblunu yitirmek, yanlış yola girmek; kaybolmak.
6. Yitirecek zamanı olmamak, zamanı çok değerli olmak || Yitirecek şeyi olmamak, bir işe girişirken (maddi ya da manevi) değerli gördüğü şeyi olmamak.
* yitirilmek edllg. Yitirmek eylemine konu olmak, eylemi yapılmak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR