yıllanmak (nsz) 1 . üzerinden bir veya daha çok yıl geçmek: "Set üstünde yıllanmış iki çınarın altında oturulur, kahve içili...
yıllanmak
(nsz)
1 . üzerinden bir veya daha çok yıl geçmek:
"Set üstünde yıllanmış iki çınarın altında oturulur, kahve içilir, konuşulur."- M. Ş. Esendal.
2 . Bir yılını doldurmak.
(nsz)
1 . üzerinden bir veya daha çok yıl geçmek:
"Set üstünde yıllanmış iki çınarın altında oturulur, kahve içilir, konuşulur."- M. Ş. Esendal.
2 . Bir yılını doldurmak.
YILLANMAK gçz. t
1. Bir yılını doldurmak.
2. üzerinde uzun bir süre geçmek; eskimek: Yıllanmış giysiler. Yıllanmış bir çınar.
3. Bir yiyecek, bir içki vb. söz konusuysa, uzun bir saklanma, dinlenme süresinden sonra özel bir tat, özel bir nitelik kazanmak: Yıllanmış bir şarap.
*Şarapç. Yıllanmış içki, bir şarap ya da alkolün, az ya da çok uzun bir süre dinlen- dirilmesiyle kazandığı nitelik, özellikle büke dolayısıyla bu gibi içkilere denir. (Yıllanmış şaraplar genellikle 5-15 yaşındadır.)
* yıllatmak g. f. Bir yiyeceği, bir içkiyi, vb. uzun süre bekleterek yıllanmasını sağlamak.
Kaynak: Büyük Larousse
1. Bir yılını doldurmak.
2. üzerinde uzun bir süre geçmek; eskimek: Yıllanmış giysiler. Yıllanmış bir çınar.
3. Bir yiyecek, bir içki vb. söz konusuysa, uzun bir saklanma, dinlenme süresinden sonra özel bir tat, özel bir nitelik kazanmak: Yıllanmış bir şarap.
*Şarapç. Yıllanmış içki, bir şarap ya da alkolün, az ya da çok uzun bir süre dinlen- dirilmesiyle kazandığı nitelik, özellikle büke dolayısıyla bu gibi içkilere denir. (Yıllanmış şaraplar genellikle 5-15 yaşındadır.)
* yıllatmak g. f. Bir yiyeceği, bir içkiyi, vb. uzun süre bekleterek yıllanmasını sağlamak.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR