yolcu İsim . 1 . Yolculuğa çıkmış kimse. 2 . Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: “Gişelerin önünde işsiz güçsüzler, erken gelen y...
yolcu
İsim. 1. Yolculuğa çıkmış kimse.
2. Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: “Gişelerin önünde işsiz güçsüzler, erken gelen yolcular dolanıyordu.†-N. Cumalı.
3. mecaz. Doğması beklenen çocuk.
4. mecaz. İyileşmesi umutsuz hasta.
5. mecaz. İşten çıkarılması beklenen kimse.
yolcu
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü Pazartesi. Çerçi. Göze inen perde, boz. Ölümü yakın.
Kaynak >> TDK
İsim. 1. Yolculuğa çıkmış kimse.
2. Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: “Gişelerin önünde işsiz güçsüzler, erken gelen yolcular dolanıyordu.†-N. Cumalı.
4. mecaz. İyileşmesi umutsuz hasta.
5. mecaz. İşten çıkarılması beklenen kimse.
yolcu
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü Pazartesi. Çerçi. Göze inen perde, boz. Ölümü yakın.
Kaynak >> TDK
YOLCU a
1.Yolculukyapan.özelliklede bir taşıtla bir yerden bir yere giden (ve araç görevlileri dışındaki) kimse: Tren değiştiren yolcular. Yolcuların pasaportlarını göstermeleri rica olunur. Yolcuların şoförle konuşmaları yasaktır.
2. Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: Biletimizi aldık, yarın yolcuyuz.
3. Doğması beklenen bebek: Yolcunuz ne zaman geliyor?
4. iyileşmesi umutsuz, ölmek üzere olan hasta.
5. Bir kimseyi yolcu etmek, yola çıkacak kimseyi uğurlamak, geçirmek. || Yolcu salonu, istasyon, liman, otogar gibi yerlerde yolcuların taşıt bekledikleri, oturup dinlendikleri yer. || Abbas yolcu, yolcu olacak, yola çıkacak kimse anlamında söylenir.
*Denize. Yolcu gemisi, on ikiden fazla yolcu taşıyabilen gemi. ( -> GEMİ.) || Yolcu motoru, altıdan fazla yolcu taşıyabilen motor.
*AnsİKL. Deniz huk. Yolcu armatöre bir sözleşmeyle bağlıdır. Gemi disiplinine uymak zorunda olan yolcu, “batma, çatışma, karaya oturma, patlama, yangın vb.†gibi kazalar sözkonusu olduğunda armatör tarafından tazmin edilir. Buna karşılık, kaza yukardaki sebeplerin dışında bir sebepten lanmışsa armatörün yolcuyu tazmin etmesi sözkonusu olamaz.
1.Yolculukyapan.özelliklede bir taşıtla bir yerden bir yere giden (ve araç görevlileri dışındaki) kimse: Tren değiştiren yolcular. Yolcuların pasaportlarını göstermeleri rica olunur. Yolcuların şoförle konuşmaları yasaktır.
2. Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: Biletimizi aldık, yarın yolcuyuz.
3. Doğması beklenen bebek: Yolcunuz ne zaman geliyor?
4. iyileşmesi umutsuz, ölmek üzere olan hasta.
5. Bir kimseyi yolcu etmek, yola çıkacak kimseyi uğurlamak, geçirmek. || Yolcu salonu, istasyon, liman, otogar gibi yerlerde yolcuların taşıt bekledikleri, oturup dinlendikleri yer. || Abbas yolcu, yolcu olacak, yola çıkacak kimse anlamında söylenir.
*Denize. Yolcu gemisi, on ikiden fazla yolcu taşıyabilen gemi. ( -> GEMİ.) || Yolcu motoru, altıdan fazla yolcu taşıyabilen motor.
*AnsİKL. Deniz huk. Yolcu armatöre bir sözleşmeyle bağlıdır. Gemi disiplinine uymak zorunda olan yolcu, “batma, çatışma, karaya oturma, patlama, yangın vb.†gibi kazalar sözkonusu olduğunda armatör tarafından tazmin edilir. Buna karşılık, kaza yukardaki sebeplerin dışında bir sebepten lanmışsa armatörün yolcuyu tazmin etmesi sözkonusu olamaz.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR