Arnavutluk zamanı ile ilgili genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Arnavutlar kimdir? Hangi kökene aittirler. Tarih süresince Arnavutla...
Arnavutluk zamanı ile ilgili genel bilgilerin yer almış olduğu yazımız. Arnavutlar kimdir? Hangi kökene aittirler. Tarih süresince Arnavutların yaşadıkları.
Arnavutlar Hint-Avrupa kavimlerinden olan İlirler’den üremişlerdir. Meydana getirilen incelemeler İlirler’in de şimdiki Arnavutlar’a çok benzeyen bir yaşam sürdüklerini göstermiştir. İlk çağlarda ilkin bir İlir devleti kurulmuşsa da M.Ö. 168 senesinde bu devlet Roma’ya bağlanmıştır.
Fakat, Roma İmparatorluğu 395 senesinde ikiye bölününce Şark ve Garp Roma İmparatorlukları arasındaki sınır tam Arnavutluk bölgesinin ortasından geçmiş, bu bölünüş memleketin daha sonraki gelişmesi üstünde büyük etkisinde bırakır doğurmuştur. V. yüzyılda Gotlar’ın istilasına uğrayan Arnavutluk VI. yüzyılda İustinianus tarafınca işgal edildi. Daha sonraları Arnavutluk Sırplar’ın, Bulgarlar’ın, Bizanslılar’ın, nihayet Sicilyalı Normanlar’ın işgaline uğradı.
XIV. yüzyılda Arnavutluk’ta bağımsız bir yönetim kurulmak teşebbüsüne girişildi. Balşa adındaki bir Arnavut prensi, İşkodra’yı başkent yaparak, memleketin kuzeyinde bir prenslik kurdu. Dukagin Kanunu diye bugün de tanınan ve Arnavut geleneklerini kanunlaştıran Dukagin ailesi de Drin nehrinin doğusunda bir prenslik oluşturmayı başardı. Fakat, bu ayrı ayrı devlet kurma teşebbüsleri Türklerin memleketi işgali ile son buldu.
Osmanlı İdaresi: Arnavutluk’taki beyler XIV. yüzyılın sonundan itibaren Osmanlı padişahlarını kendilerine kafa olarak tanıdılar. Fakat, vergi vermeyi, asker göndermeyi kabul ettikleri halde, bir takım hallerde padişahın emrine uymuyorlardı. Arnavutluk üstünde aslolan Türk hakimiyeti ama 1394’te, Yıldırım Bayezit devrinde gerçekleşti. Bu tarihten itibaren Arnavutluk parça parça alınmaya başlandı. Balaban Bey, 1417-1419 yıllarında Gürtey Arnavutluk’ta bir takım şehirleri almış olduğu benzer biçimde Evrenosoğlu Ali Bey de 1423’te Arianites ailesine, Yuvan Kastriota’ya kafa eğdirdi.
Bununla birlikte, Arnavutlar Osmanlı hakimiyetini tamamen kabul etmiş değillerdi. Bu sebeple, XV. yüzyıl Arnavutlarla Türkler içinde sürekli mücadelelerle geçti.
İskender Bey: Ayrıca Arnavutlar’ın bir millî kahraman olarak tanıdıkları Yorgi Kastriota ( 1403-1468) Osmanlı devletini uzun müddet uğraştırdı.
Yorgi, rehine olarak girmiş olduğu sarayda İslamiyeti kabul edince kendisine İskender ismi, bir süre sonra da Bey sanı verilmişti. Fakat, II. Murat’ın Kastriotalar’ın idaresi alt kısmındaki prensliği kendisine vermemesi İskender Bey’in isyan etmesine yol açtı. İskender Bey, Kroya Kalesi’ni ele geçirerek (1443) yeniden Hıristiyanlığa döndü. Orada ölünceye kadar bir sürü Osmanlı hücumlarına göğüs gerdi. Osmanlılar’ın ilerlemesinden korkan Macarlar’la İtalyanlar da ona yardım ettiler.
Osmanlılar İskender Bey’in ölümünden sonrasında da Arnavutluk’un alınması işine devam ettiler. Nihayet, XVI. yüzyılın başlarında birden fazla kent hariç, tüm Arnavutluk ele geçirildi. Osmanlılar Arnavutlukta tam bir egemenlik kurunca ahalinin de büyük bir bölümü İslam dinini benimsedi. Memleket sekiz sancağa ayrıldı, sonradan buna beş sancak daha eklendi. Bu sancaklardan bir bölümü Rumeli Beylerbeyliğine, bir bölümü de Kaptan Paşa’ya bağlıydı. Bu vaziyet XIX. yüzyla kadar sürdü. 1867’de memleket İşkodra ve Yanya olmak suretiyle ikiye ayrıldı.
Balkan Savaşı: Arnavutlar, Osmanlı hakimiyetini benimsemekle birlikte, ara sıra bağımsızlık hevesine de kapılmışlar, ayrıca yer yer ayaklanmalar olmuştur. Türlü kargaşalıklara karşın, memleket XX. yüzyılın başlarına kadar Türk hakimiyeti altında kaldı.
Nihayet, oldukça güçlü bir birlik oluşturan Arnavutlar 1912’de, Osmanlı Devletine bağlı kalmakla birlikte, bir takım imtiyazlar elde ettiler. Fakat daha bu imtiyazların tatbikine başlanmadan 1912’de Balkan Devletlerinin Osmanlılara karşı isyanı patlak verdi. İstanbuldaki Arnavut milletvekili İsmail Kemal, bu konuyu fırsat bilerek, derhal memleketine döndü ve Arnavutluk’un bağımsızlığını duyuru etti (28 kasım 1912). Aradan bir ay geçmeden Londra Konferansında bu vaziyet kabul edildi. Fakat, memleketin gene de kısmen Osmanlı hakimiyeti altında kalması kabul ediliyordu. Nihayet, gene Londra Konferansı, 1913 senesinde, Osmanlı’nın Arnavutluk üstündeki tüm egemenlik bağlarının kesilmesine karar verdi.
1. Dünya Savaşı: Birinci Dünya Savaşı başlayınca Arnavutluk’ta gene türlü kargaşalıklar çıktı, memleket bölge bölge Yunan, Sırp ve İtalyan işgaline uğradı.
Arnavutluk’taki kaynaşma I. Dünya Savaşı’ndan sonrasında da devam etti. Türlü iç kargaşalıklardan sonrasında, 1913 sınırları esas kabul edildi, 1920’de Milletler Cemiyeti Arnavutluk’u üyeliğe kabul etti. 1921’de de seçim yapılarak bir parlamento kuruldu.
Bu kez da parti kavgaları başlamıştı. Başbakan Zogu kargaşalıkları bastıramayınca Yugoslavya’ya sığınmak mecburiyetinde bırakıldı (1924). Zogu, Yugoslavya’nın da yardımı ile, asker biriktirerek, yeniden Tirana’ya yürüdü, aynı yıl tekrardan duruma hakim oldu. Bir anayasa hazırlayarak Cumhuriyet duyuru etti. Fakat, 1928 senesinde toplanan Meclis Anayasayı değiştirerek, Zogu’yu kral duyuru etti (1 eylül 1928).
II. Dünya Savaşı: Kral Zogu bundan sonrasında İkinci Dünya Savaşına kadar memleketin idaresini elinde tuttu. Harp başlayınca, İtalyanların memleketi salgın etmesi üstüne, yurt dışına çıktı (1939).
İtalyanlar Arnâvutluk’u direkt doğruya memleketlerine kattılar. İtalya Kralını da bununla beraber Arnavutluk kralı duyuru ettiler. Arnavutlukta yerli bir parlamento bulunmakla birlikte, iki memleketin sınırları birleştirildi. 1943’te Mussolini’nin düşmesi üstüne Arnavutluk bu kez da Almanlar tarafınca işgal edildi. İkinci Dünya Savaşından sonrasında Arnavutlukta bir Halk Cumhuriyeti kuruldu.
YORUMLAR