Ünlü Fransız ressamı olan Auguste Renoir’in hayatı, sanat anlayışı ve başlıca eserleri hakkında bilgiler içeren yazımız. Auguste Renoir ( 2...
Ünlü Fransız ressamı olan Auguste Renoir’in hayatı, sanat anlayışı ve başlıca eserleri hakkında bilgiler içeren yazımız.
Auguste Renoir ( 25 Şubat 1841, Limoges, Fransa – 3 Aralık 1919, Cagnes-sur-Mer, Fransa)
Ünlü bir Fransız ressamıdır. Empresyonizm akımının öncülerindendir. Limoges’da doğdu. Bir terzinin oğluydu. Daha çok küçükken bir çömlekçinin yanında, porselen tabaklar üzerine çiçek demetleri yapmakla resim öğrenimine başladı. Sonra, aynı titizlikle, yelpazeler, perdeler üzerine süslemeler yaptı. İçinde gerçek bir sanat sevgisi yaşadığı için, eline geçen paraları biriktiriyordu. 1862’de, İsviçreli ressam Gleyre’in atelyesine yazıldı. Gleyre bu atelyeyi Güzel Sanatlar Okulu’ndan yetişenleri geliştirmek için açmıştı. Geleceğin empresyonist ressamlarından Monet, Bazille, Sisley de burada çalışıyorlardı.
Renoir, ertesi yıl, arkadaşları ile birlikte, doğadan resim yapmak için Fontainebleau Korusu’nda çalışmaya başladı. O sıralarda Courbet’nin etkisi altındaydı. 1868’de yaptığı «Sisley Ailesi» adındaki tablo bu etkiyi açıkça gösterir. Claude Monet’yle kurduğu arkadaşlık Renoir’ı, bazı eserlerinde, renkleri küçük tuşlar halinde bölmeye sevk etti. 1874’te, empresyonist ressamların açtıkları ilk sergiye Renoir da katıldı. «Locada» adında ki tablosu ile büyük bir ün kazandı. Çünkü bütün eleştirmeciler bu eserin aleyhinde bulundular. O devre, Renoir’ın en şaşırtıcı güzellikte eserler verdiği devredir. «Moulin de la Galette» gibi en güzel tabloları hep bu sıralarda yapılmıştır. Işığın gölgelikler arasındaki süzülüşlerini büyük bir başarı ile belirtebiliyordu.
Renoir’ın gerçekten empresyonist olan devresi gayet kısa sürdü. 1880’de, değişik eserler vermeye başladı. Empresyonist gruptan en önce ayrılan da o oldu. Arkadaşlarının içine düşmek üzere bulundukları belli bir sistemdeki kolaylık, reçete üzerine resim yapmak onu çok korkutuyordu. 1881’de İtalya’ya giderek, klasik resmi inceledi. 1895’ten sonra gerçek şaheserlerini vermeye başladı. Şimdi biçimden çok öze önem veriyordu. «Bence bir resim hoşa gitmeli, güzel olmalı. Hayatta o kadar can sıkıcı şey var ki, insan bir resme bakarken içi açılmalı» diyordu. Resmi bu işte yetersiz bulunca, heykeli denediyse de, romatizması, ellerini bu konuda kullanmasına engel oluyordu. Ömrünün son yıllarında, resim yapabilmek için, fırçalarını bileğine bağlatmak zorunda kaldı.
Renoir’ın eserleri, başta Louvre Müzesi olmak üzere, dünyanın hemen bütün müzelerine, özel koleksiyonlarına dağılmıştır. Ayrıca, çağındaki pek çok kadının portrelerini de yaptığı için, Fransa’da, özel koleksiyonlarda da eserleri bol miktarda bulunmaktadır.
YORUMLAR