Dil ile ilgili dili yazılı ve sözlü kullanımda iyi mi düzgün kullanmamız gerektiği ile ilgili bir öykü. Yazdığımız Kolay Anlaşılmalı Bilal...
Dil ile ilgili dili yazılı ve sözlü kullanımda iyi mi düzgün kullanmamız gerektiği ile ilgili bir öykü.
Yazdığımız Kolay Anlaşılmalı
Bilal’in babası bir iş için Rize’ye gitmişti. Beş gün sonrasında mektup geldi. Bilal’in anası, mektubu açarak, okumaya başladı. Bilal’le kardeşleri de merakla dinliyorlardı. Babaları mektubunda, şöyleki diyordu:
Perşembe günü saat 3’te rıhtımdan kalkan Deniz yollarının Karadeniz vapuruyla fırtınalı bir havada rüzgarın dalgaları köpürttüğü bir denizde, oldukça rahatsız bir yolculukla Rize’ye geldiğimizde hava daha da bozarak kar yağmaya ve soğuk sertliğini artırmaya başladıysa da ertesi gün hava açarak bulutlar içinde kalmış olan güneş yüzünü gösterdi…
Mektup bu şekilde sürüp gidiyor, Bilal’in babası Rize’de geçen ilk gününü, yapmış olduğu işleri anlatıyordu.
Mektubun okunması sonlandıktan sonrasında, Bilal’in kardeşi Metin: «Hiçbir şey anlamadım.» dedi.
Anası: «Evet, yavrum.» dedi. «Söylemek istediğimizi açıkça anlatabilmek için kısa cümleler kullanmalıyız; yoksa, cümleler birbirine karışır, ne demek istediğimiz pek iyi anlaşılmaz. Baban bu mektubu çabuk yazmış, besbelli. Bundan dolayı da bazı yanlışlara düşmüş. Bir örnek: «Saat 3’te rıhtımdan kalkan Denizyolları’nın…» diyor. Rıhtımdan kalkan sanki Denizyollarıymış şeklinde! Oysa, «Denizyolları’nın saat 3’te kalkan vapuru…» deseydi, daha iyi anlaşılırdı. Ondan sonrasında anlattıklarını da bir tek tümcede toplamış. Bundan dolayı, cümlenin sonu ulaştığında başını unutuyoruz. Bence bu mektup şöyleki yazılmalıydı:
Perşembe günü öğleden sonrasında saat 3’te, Denizyolları’nın «Karadeniz» vapuruyla rıhtımdan kalktık. Hava fırtınalıydı. Dalgalar rüzgârla köpürüyor, vapur sallanıyordu. Bundan dolayı çok rahatsız olduk. Rize’ye vardığımızda hava daha da bozdu, kar yağmaya başladı, soğuk daha da arttı. Her neyse, ertesi gün hava açtı. Bulutlar içinde kalmış olan güneş yüzünü gösterdi.
Bilal: «Tamam! Şimdi oldu işte!» dedi. «Ben de olsam bu şekilde yazardım.»
Sonrasında kardeşine döndü:
— «Hani sen bana bigün sormuştun da ne demiştim? Öğretmen sana «Bayramda neler yaptınız, anlatın.» diyerek, bir ev ödevi vermişti. «Iyi mi yazsam?» deye düşünüyordun. «Bundan kolay ne var! Karşında bir arkadaşın olsa iyi mi anlatırsan o şekilde yaz» demiştim.»
Metin: «Evet.» dedi. «Öyleki yazdım. O süre yazı yazmak o şekilde kolay, o şekilde zevkli oluyor ki!»
YORUMLAR