Dil ve Kültür Arasındaki İlişki • Dil, insanoğlu içinde iletişimi elde eden organik bir araçtır. Dil, öteki insanlarla tüm ilişkilerimizde b...
Dil ve Kültür Arasındaki İlişki
• Dil, insanoğlu içinde iletişimi elde eden organik bir araçtır. Dil, öteki insanlarla tüm ilişkilerimizde bizlere aracılık eden, toplumsal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her aşamasında vardır. Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde ve her yerde onunla birlikte yaşıyoruz. Kültür ise bir milletin tarih süresince ortaya koyduğu ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi birikimin adıdır. Kültür, bir toplumun duyuş, düşünüş ve yaşayış biçiminin bir sonucudur; toplumun kimliği, onu öteki toplumlardan ayıran değerler silsilesidir.
• Dil her şeyden ilkin toplumsal ve millî bir varlıktır. Dil bazı insanların ya da zümrelerin değil, tüm milletin ortak malıdır. Tüm bir milletin duygu ve fikir hâzinesini oluşturur. Bir milleti ayakta tutan, fertleri birbirine bağlayan, toplumsal yaşamı düzenleyen ve devam ettiren, millî şuuru besleyen bir unsur olarak dilin kültür yaşamında oynadığı rol çok büyüktür.
• Dil ilk olarak kültürel unsurların ortaya çıkması için ortam hazırlar. Kültür ve sanat etkinliklerinin bir çok dille meydana gelen etkinliklerdendir ve kültür öğeleri dil yardımıyla kayda geçirilir, dil kanalıyla yaygınlaştırılır. Dolayısıyla kültür, dil tarlasında biten, büyüyen ve meyve veren bir ağaca benzetilebilir.
• Dil, bir kültür aktarıcısı, başka bir deyişle kültür taşıyıcısıdır. Bir milletin zamanı, kıymet ölçüleri, folkloru, müziği, edebiyatı, bilimsel birikimi, dünya görüşü o milletin kültürünün birer parçasıdır. Tüm bu ortak değerler dil vasıtasıyla gelecek kuşaklara aktarılır. Kültürel değerler yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle kelimelerde, deyimlerde sembolleşerek hep dil hâzinesine akıtılmakta, özünü orada saklamakta ve gelecek kuşaklara dil kanalıyla aktarılmaktadır. Anane ve görenekler, dünya görüşü, din, sanat, tarih vb. dil yardımıyla gelecek kuşaklara ulaştırılmaktadır. Kültür, bu sayede kesintiye uğramadan varlığını devam ettirmektedir.
Toplumlar yüzyıllar boyu maddi ve manevi alanda, kültürel değere haiz olan çok sayıda yaratı üretmişlerdir. Bu eserler gelecek kuşaklara dil yardımıyla aktarılır. Mesela İslamiyet’ten önceki döneme ilişkin olan ve Türk kültürünün mühim bir parçası olan destan, koşuk, sagu, savlar, Orhun Yazıtları dil yardımıyla günümüze dek ulaşmıştır. Günümüz insanları o eserleri okuyarak o dönemle ilgili bilgi sahibi olabilmektedir. Bu bilgilenme dil yardımıyla olmaktadır. Bu bakımdan dil, mühim bir kültür taşıyıcısıdır.
Kişiyi iyi mi, inançları ayakta tutuyorsa bir milleti de dünya milletleri içinde ayakta tutan, ona canlılık veren kültür değerleridir. Kültüre dinamizm kazandıran unsur ise dildir. Dil eğer olmazsa kültür durağanlaşır, canlılığını yitirir. Bu bakımdan dil bir milletin ruhu gibidir.
Dil ile kültür arasındaki ilişkiyi şu şekilde özetleyebiliriz:
• Dil ile kültür birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütündür.
• Kültür ve dil bir milletin en mühim ortak özelliklerindendir.
• Kültür ve dil, toplumu oluşturan bireylerin iletişiminde mühim rol oynar.
• Bir toplumun oluşmasında ve ayakta kalmasında ortak dil ve kültürün mühim bir oranı vardır.
• Hem dilin hem de kültürün kendine özgü kuralları ve özellikleri vardır.
• Dil ve kültür geçmiş ile gelecek içinde bir köprü vazifesi görür.
• Kültür ve dil bir toplumun yaşayış biçiminden mühim izler taşır.
• Dil ve kültür bir toplumun oluşmasında ve varlığını sürdürmesinde mühim etkenlerdendir.
• Dil, insanoğlu içinde iletişimi elde eden organik bir araçtır. Dil, öteki insanlarla tüm ilişkilerimizde bizlere aracılık eden, toplumsal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her aşamasında vardır. Evde, okulda, sokakta, çarşıda, iş yerinde ve her yerde onunla birlikte yaşıyoruz. Kültür ise bir milletin tarih süresince ortaya koyduğu ve kuşaktan kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi birikimin adıdır. Kültür, bir toplumun duyuş, düşünüş ve yaşayış biçiminin bir sonucudur; toplumun kimliği, onu öteki toplumlardan ayıran değerler silsilesidir.
• Dil her şeyden ilkin toplumsal ve millî bir varlıktır. Dil bazı insanların ya da zümrelerin değil, tüm milletin ortak malıdır. Tüm bir milletin duygu ve fikir hâzinesini oluşturur. Bir milleti ayakta tutan, fertleri birbirine bağlayan, toplumsal yaşamı düzenleyen ve devam ettiren, millî şuuru besleyen bir unsur olarak dilin kültür yaşamında oynadığı rol çok büyüktür.
• Dil ilk olarak kültürel unsurların ortaya çıkması için ortam hazırlar. Kültür ve sanat etkinliklerinin bir çok dille meydana gelen etkinliklerdendir ve kültür öğeleri dil yardımıyla kayda geçirilir, dil kanalıyla yaygınlaştırılır. Dolayısıyla kültür, dil tarlasında biten, büyüyen ve meyve veren bir ağaca benzetilebilir.
• Dil, bir kültür aktarıcısı, başka bir deyişle kültür taşıyıcısıdır. Bir milletin zamanı, kıymet ölçüleri, folkloru, müziği, edebiyatı, bilimsel birikimi, dünya görüşü o milletin kültürünün birer parçasıdır. Tüm bu ortak değerler dil vasıtasıyla gelecek kuşaklara aktarılır. Kültürel değerler yüzyılların süzgecinden süzüle süzüle kelimelerde, deyimlerde sembolleşerek hep dil hâzinesine akıtılmakta, özünü orada saklamakta ve gelecek kuşaklara dil kanalıyla aktarılmaktadır. Anane ve görenekler, dünya görüşü, din, sanat, tarih vb. dil yardımıyla gelecek kuşaklara ulaştırılmaktadır. Kültür, bu sayede kesintiye uğramadan varlığını devam ettirmektedir.
Toplumlar yüzyıllar boyu maddi ve manevi alanda, kültürel değere haiz olan çok sayıda yaratı üretmişlerdir. Bu eserler gelecek kuşaklara dil yardımıyla aktarılır. Mesela İslamiyet’ten önceki döneme ilişkin olan ve Türk kültürünün mühim bir parçası olan destan, koşuk, sagu, savlar, Orhun Yazıtları dil yardımıyla günümüze dek ulaşmıştır. Günümüz insanları o eserleri okuyarak o dönemle ilgili bilgi sahibi olabilmektedir. Bu bilgilenme dil yardımıyla olmaktadır. Bu bakımdan dil, mühim bir kültür taşıyıcısıdır.
Kişiyi iyi mi, inançları ayakta tutuyorsa bir milleti de dünya milletleri içinde ayakta tutan, ona canlılık veren kültür değerleridir. Kültüre dinamizm kazandıran unsur ise dildir. Dil eğer olmazsa kültür durağanlaşır, canlılığını yitirir. Bu bakımdan dil bir milletin ruhu gibidir.
Dil ile kültür arasındaki ilişkiyi şu şekilde özetleyebiliriz:
• Dil ile kültür birbirini tamamlayan ayrılmaz bir bütündür.
• Kültür ve dil bir milletin en mühim ortak özelliklerindendir.
• Kültür ve dil, toplumu oluşturan bireylerin iletişiminde mühim rol oynar.
• Bir toplumun oluşmasında ve ayakta kalmasında ortak dil ve kültürün mühim bir oranı vardır.
• Hem dilin hem de kültürün kendine özgü kuralları ve özellikleri vardır.
• Dil ve kültür geçmiş ile gelecek içinde bir köprü vazifesi görür.
• Kültür ve dil bir toplumun yaşayış biçiminden mühim izler taşır.
• Dil ve kültür bir toplumun oluşmasında ve varlığını sürdürmesinde mühim etkenlerdendir.
YORUMLAR