Türk Dil Kurumu,telkini genel olarak ‘bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama' ruh bilimi açısından da ‘bilinç dışı bir sürecin ...
Türk Dil Kurumu,telkini genel olarak ‘bir duyguyu, bir düşünceyi aşılama'ruh bilimi açısından da ‘bilinç dışı bir sürecin aracılığıyla, kişinin ruhsal veya fizyolojik alanıyla ilgili bir düşüncenin gerçekleştirilmesi' olarak açıklıyor.
Telkin öyle bir fikir aktarılmasıdır ki,sonunda fikrin aktarıldığı kişi,mantıklı bir sebebi olmadan ve inançla kendisine aktarılmış olan fikri kabul eder.
Hemen hemen herkes kendi içine bakınca herhangi bir mantık sonucu değil,sadece başkasının veya dış tan gelen telkinin sonucu türlü türlü inanç,fikir ve düşünce sahibi olduğunu görür.
Ama çoğu zaman,örneğin kullandığı parfüm markasının en iyisi olduğu kanısının bir dost veya reklam sonucu olmayıp,kendi kararı olduğunu düşünür.
Telkin altında kalma eğilimini birçok faktör etkiler.
Çocuklar daha kolay telkin altında kalır.
Bir kişi bir konuda ne kadar çok şey bilirse,o konuda o kadar az telkin altında kalır.
Örneğin bir maliyeci bir hisse senedinin değer kazanacağına başkalarını inandırabilir,ama meslekdaşı için aynı derecede inandırıcı olamaz.
Telkin edilen fikir,bireyin duygu ve inançlarına karşı ise telkin eylemi oldukça zor gerçekleşir.
Telkin doğrudan,dolaylı,ikna,emir ve resim gibi muhtelif yollarla yapılır.
Telkin yapan birinin, karşısında bulunan kişi üzerinde bıraktığı izlenim de önemlidir.
Okulda,bizden aşağı sınıftaki bir öğrenciye kolay kolay inanmayız.
Bir kulak doktorunun kadın doğum üzerindeki fikirlerini pek kabul edemeyiz.
Ama herhangi bir malın reklamı ciddi bir gazetede yapılırsa onu doğru kabul etme eğilimimiz vardır.
Sevinç,hoşgörü ve iyimserlik gibi duygu yolu ile yapılan telkinler de vardır.
Ama bir doktor,kendisine güveni olmayan davranış gösterir ve çekingen hareketler yaparsa,ve bu şartlar altında telkinde bulunmaya kalkışırsa,hasta ona inanmaz.
Zira bu durumda telkin ile davranış arasında bir uyum yoktur.Hatta ters sonuç verir.
Aynı şekilde telkin sırasında yüz ifadesinin değişmesi veya yersiz bir şaka yapılması gibi durumlarda da telkin eylemi başarısız kalır.
İçinde yaşadığımız toplumun ekonomik sisteminde tüketim eğilimi fazla olduğu için reklamcılar telkinin gücünü etkin bir biçimde kullanırlar.
Ben de dahil olmak üzere reklamların etkisinde kalmadığını iddia eden kişiler gerçekten de öyle midirler?Örneğin herhangi basit bir malın reklamını okuduğu ciddi bir gazetede gören kişinin söylenenleri kabul etme eğilimi yok mudur?Yapılan kampanyalarda sevinç,hoşgörü,haz, umut veya iyimserlik gibi yaşamın olumlu yönleri ile kamufle ederek tanıttıkları ve telkin yönyemlerini ustaca kullanarak mallarını sunan kişilerin etkisinde kalmamak gerçekten çok zor.
Telkin öyle bir fikir aktarılmasıdır ki,sonunda fikrin aktarıldığı kişi,mantıklı bir sebebi olmadan ve inançla kendisine aktarılmış olan fikri kabul eder.
Hemen hemen herkes kendi içine bakınca herhangi bir mantık sonucu değil,sadece başkasının veya dış tan gelen telkinin sonucu türlü türlü inanç,fikir ve düşünce sahibi olduğunu görür.
Telkin altında kalma eğilimini birçok faktör etkiler.
Çocuklar daha kolay telkin altında kalır.
Bir kişi bir konuda ne kadar çok şey bilirse,o konuda o kadar az telkin altında kalır.
Örneğin bir maliyeci bir hisse senedinin değer kazanacağına başkalarını inandırabilir,ama meslekdaşı için aynı derecede inandırıcı olamaz.
Telkin edilen fikir,bireyin duygu ve inançlarına karşı ise telkin eylemi oldukça zor gerçekleşir.
Telkin doğrudan,dolaylı,ikna,emir ve resim gibi muhtelif yollarla yapılır.
Telkin yapan birinin, karşısında bulunan kişi üzerinde bıraktığı izlenim de önemlidir.
Okulda,bizden aşağı sınıftaki bir öğrenciye kolay kolay inanmayız.
Bir kulak doktorunun kadın doğum üzerindeki fikirlerini pek kabul edemeyiz.
Ama herhangi bir malın reklamı ciddi bir gazetede yapılırsa onu doğru kabul etme eğilimimiz vardır.
Sevinç,hoşgörü ve iyimserlik gibi duygu yolu ile yapılan telkinler de vardır.
Ama bir doktor,kendisine güveni olmayan davranış gösterir ve çekingen hareketler yaparsa,ve bu şartlar altında telkinde bulunmaya kalkışırsa,hasta ona inanmaz.
Zira bu durumda telkin ile davranış arasında bir uyum yoktur.Hatta ters sonuç verir.
Aynı şekilde telkin sırasında yüz ifadesinin değişmesi veya yersiz bir şaka yapılması gibi durumlarda da telkin eylemi başarısız kalır.
İçinde yaşadığımız toplumun ekonomik sisteminde tüketim eğilimi fazla olduğu için reklamcılar telkinin gücünü etkin bir biçimde kullanırlar.
Ben de dahil olmak üzere reklamların etkisinde kalmadığını iddia eden kişiler gerçekten de öyle midirler?Örneğin herhangi basit bir malın reklamını okuduğu ciddi bir gazetede gören kişinin söylenenleri kabul etme eğilimi yok mudur?Yapılan kampanyalarda sevinç,hoşgörü,haz, umut veya iyimserlik gibi yaşamın olumlu yönleri ile kamufle ederek tanıttıkları ve telkin yönyemlerini ustaca kullanarak mallarını sunan kişilerin etkisinde kalmamak gerçekten çok zor.
Aşılama Nedir? Aşılama Yöntemleri
İnsanlar duygu, düşünce ve isteklerini karşı tarafa hangi araçlarla iletirler?
Çanakkale Savaşı ile ilgili duygu ve düşünce belirten cümleler bulur musunuz?
Kaynak:msxlabs.org
YORUMLAR