Filizlenme: Ufak bir tohumun, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı iyi mi delip geçtiğini asla düşündünüz mü?Ufak bir tohumun, üs...
Filizlenme:
Ufak bir tohumun, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı iyi mi delip geçtiğini asla düşündünüz mü?Ufak bir tohumun, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı iyi mi delip geçtiğini asla düşündünüz mü? Tohumların çok mühim bir özelliği vardır. Tohumlar mensup oldukları bitkinin her dalına, her yaprağına, bu yaprakların sayısına, şekillerinin iyi mi olacağına, kabuğunun ne renkte ve hangi kalınlıkta olacağına, gıda ve su taşıyan borularının genişliğine, sayısına, bitkinin uzunluğuna, meyve verip vermeyeceğine, verecekse bu meyvelerin tatlarına, kokularına, şekillerine, renklerine dair tüm bilgilere sahiptirler. Tohumlar tüm bu detayları-bilgileri milyonlarca senedir saklamakta ve sonraki nesillerine eksiksiz olarak aktarmaktadırlar. Bu olağanüstü vakaya yakından tanık olmak için evlerimizde bulunan sebzeleri, meyveleri ve çiçekleri incelememiz yeterlidir. Mesela bir tohumdan karpuzun yetişmesi üstünde düşünelim. Karpuzun şekeri, hoş kokusu, rengi ve lezzeti bu meyvanın tohumlarında bilgi olarak bulunmaktadır. Ek olarak karpuzun kabuğundaki desenler, kabuğun kalınlığı, üstündeki mumlu yapı ve karpuz ile ilgili tüm bilgiler karpuz tohumlarında şifrelenmiştir. Toprağın Yarılması Başlı başına bir mucize olan tohumun yeryüzüne çıkışı filizlenme ile olur. Filizlenme ufacık bir tohum tanesinin toprağı yarması anlamına gelir. Tohumun, üstündeki ağır toprak kütlesini yararak filiz vermesi, insanoğlunun üstündeki yüzlerce kiloluk bir örtüyü asla zorluk çekmeden delip geçmesine benzer. Peki tohumun bu olağanüstü kalkışı iyi mi gerçekleşir? Ufacık bir tohum toprağı yaracak kuvveti nereden bulur? Olgunlaşan bir tohum derhal filizlenmez. Tohumun filizlenmesi için uygun ısı, rutubet ve oksijen benzer biçimde bir çok faktörün birarada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar biraraya ulaştığında, uyku halindeki tohum canlanmaya adım atar. Bir tohumun filizlenmesi için ilk olarak suya ihtiyacı vardır. Zira olgun tohumlardaki metabolizmanın etken hale gelmesi, kısaca gelişme işleminin başlayabilmesi için hücrede sulu bir ortamın olması gerekir. Bu gerekseme tohumların ıslanması ile karşılanır. Tohumdaki metabolizmanın harekete geçmesi ile beraber kök ve filiz de büyür ve hücre bölünmesi adım atar. Bu aşamada ise ne olursa olsun oksijene gerekseme vardır. Tohum, oksijenli solunumla enerji ve ısı üretimine adım atar. Zira yeni oluşan bitkinin büyüyebilmesi için enerjiye gerekseme vardır. Fakat tohumun hemen hemen kökleri yoktur. Dolayısıyla topraktaki mineralleri alacak durumda değildir. Peki bu durumda tohum, büyümesi için ihtiyaç duyulan besini iyi mi bulmaktadır? Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık, hakkaten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız. (Vakıa Suresi, 63-65) Tohumun İçindeki Olağanüstü Gıda Deposu Hemen hemen kök salmamış olan tohum topraktaki minarelleri alamaz. Herşeyi kusursuzca yaratan Tanrı, tohumun içine kökleri gelişene kadar onu besleyecek bir gıda deposu yerleştirmiştir. Bu gıda deposu tohumun tüm gereksinimlerini karşılar. Tohumlar bir nebat olarak kendi besinlerini üretir hale gelinceye kadar, bünyelerindeki bu yedek gıdaları kullanırlar. Tohum filizlenmeden ilkin uyku halindedir. Tohumun uyku halinde kalmasını elde eden bazı nebat hormonlarıdır. Tohum ıslatıldığında, embriyo hücrelerinde bulunan enzimler faaliyete geçerek yeni bir hormon salgılamaya başlarlar. Bu hormon uyku durumuna son verir ve gelişme enzimleri faaliyete geçer. Tohumun içinde şeker üretilir ve böylece tohumun filizlenmesi için ihtiyaç duyulan enerji sağlanmış olur. İnsanlar bir tohumu toprağa attıklarında çoğu zaman tüm bu detaylı gelişmelerden asla haberdar olmazlar. Birkaç gün sonrasında o tohumun filizlenmesine ve yavaş yavaş bir nebat haline dönüşmesine organik bir süreç olarak bakarlar. Oysa bir tohumun filizlenmesi için oldukça duyarlı işlemlerin büyük bir uyum içinde gerçekleşmesi gerekir. Ağırlığı "gram"larla ifade edilebilen bir tohum, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı delerek yukarı çıkarken asla zorlanmaz. Tohumun tek amacı toprağın üzerine çıkıp ışığa ulaşmaktır. Çimlenmeye başlamış olan bitkiler incecik gövdeleriyle sanki üzerlerinde toprağın ağırlığı yokmuşçasına kolaylıkla gün ışığına doğru yönelirler. Tohumdan çıkan her uzantı nereye gitmesi icap ettiğini bilir. Filizler toprağın üzerine, güneşe doğru ilerlerken, kökler de toprağın derinliklerine doğru yol alarak topraktaki mineralleri toplamaya koyulurlar. (Harun Yahya, Tohum Mucizesi) Tohumdaki bu bilgili hareketi sınamak suretiyle bazı deneyler yapılmıştır. Toprağın altındaki tohumun yüzeye çıkış yolu çeşitli yöntemlerle kapatılarak, gün ışığına yetişmesi engellenmeye çalışılmıştır. Deneyler sonucunda ortaya çıkan sonuçlar ise çok şaşırtıcı olmuştur. Tohum ya önüne çıkan her engelin etrafından dolaşacak kadar uzun filizler çıkararak ya da büyümüş olduğu yerde baskı oluşturarak gün ışığına ulaşmayı başarmıştır. Tohumların filizlenmesi hızlandırılmış görüntü şeklinde izlendiğinde, filizin kararlılığı ve yönünü şaşırmadan güneşe doğru yapmış olduğu hareket çok daha iyi anlaşılmaktadır. Tohumdaki bu kararlılık ve kendisinden beklenmeyecek derecedeki kuvvet, alemleri yaratan, üstün güç sahibi Tanrı ' ın eseridir.
Ufak bir tohumun, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı iyi mi delip geçtiğini asla düşündünüz mü?Ufak bir tohumun, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı iyi mi delip geçtiğini asla düşündünüz mü? Tohumların çok mühim bir özelliği vardır. Tohumlar mensup oldukları bitkinin her dalına, her yaprağına, bu yaprakların sayısına, şekillerinin iyi mi olacağına, kabuğunun ne renkte ve hangi kalınlıkta olacağına, gıda ve su taşıyan borularının genişliğine, sayısına, bitkinin uzunluğuna, meyve verip vermeyeceğine, verecekse bu meyvelerin tatlarına, kokularına, şekillerine, renklerine dair tüm bilgilere sahiptirler. Tohumlar tüm bu detayları-bilgileri milyonlarca senedir saklamakta ve sonraki nesillerine eksiksiz olarak aktarmaktadırlar. Bu olağanüstü vakaya yakından tanık olmak için evlerimizde bulunan sebzeleri, meyveleri ve çiçekleri incelememiz yeterlidir. Mesela bir tohumdan karpuzun yetişmesi üstünde düşünelim. Karpuzun şekeri, hoş kokusu, rengi ve lezzeti bu meyvanın tohumlarında bilgi olarak bulunmaktadır. Ek olarak karpuzun kabuğundaki desenler, kabuğun kalınlığı, üstündeki mumlu yapı ve karpuz ile ilgili tüm bilgiler karpuz tohumlarında şifrelenmiştir. Toprağın Yarılması Başlı başına bir mucize olan tohumun yeryüzüne çıkışı filizlenme ile olur. Filizlenme ufacık bir tohum tanesinin toprağı yarması anlamına gelir. Tohumun, üstündeki ağır toprak kütlesini yararak filiz vermesi, insanoğlunun üstündeki yüzlerce kiloluk bir örtüyü asla zorluk çekmeden delip geçmesine benzer. Peki tohumun bu olağanüstü kalkışı iyi mi gerçekleşir? Ufacık bir tohum toprağı yaracak kuvveti nereden bulur? Olgunlaşan bir tohum derhal filizlenmez. Tohumun filizlenmesi için uygun ısı, rutubet ve oksijen benzer biçimde bir çok faktörün birarada bulunması gerekmektedir. Bu şartlar biraraya ulaştığında, uyku halindeki tohum canlanmaya adım atar. Bir tohumun filizlenmesi için ilk olarak suya ihtiyacı vardır. Zira olgun tohumlardaki metabolizmanın etken hale gelmesi, kısaca gelişme işleminin başlayabilmesi için hücrede sulu bir ortamın olması gerekir. Bu gerekseme tohumların ıslanması ile karşılanır. Tohumdaki metabolizmanın harekete geçmesi ile beraber kök ve filiz de büyür ve hücre bölünmesi adım atar. Bu aşamada ise ne olursa olsun oksijene gerekseme vardır. Tohum, oksijenli solunumla enerji ve ısı üretimine adım atar. Zira yeni oluşan bitkinin büyüyebilmesi için enerjiye gerekseme vardır. Fakat tohumun hemen hemen kökleri yoktur. Dolayısıyla topraktaki mineralleri alacak durumda değildir. Peki bu durumda tohum, büyümesi için ihtiyaç duyulan besini iyi mi bulmaktadır? Şimdi ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz mü? Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz? Eğer dilemiş olsaydık, hakkaten onu bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız. (Vakıa Suresi, 63-65) Tohumun İçindeki Olağanüstü Gıda Deposu Hemen hemen kök salmamış olan tohum topraktaki minarelleri alamaz. Herşeyi kusursuzca yaratan Tanrı, tohumun içine kökleri gelişene kadar onu besleyecek bir gıda deposu yerleştirmiştir. Bu gıda deposu tohumun tüm gereksinimlerini karşılar. Tohumlar bir nebat olarak kendi besinlerini üretir hale gelinceye kadar, bünyelerindeki bu yedek gıdaları kullanırlar. Tohum filizlenmeden ilkin uyku halindedir. Tohumun uyku halinde kalmasını elde eden bazı nebat hormonlarıdır. Tohum ıslatıldığında, embriyo hücrelerinde bulunan enzimler faaliyete geçerek yeni bir hormon salgılamaya başlarlar. Bu hormon uyku durumuna son verir ve gelişme enzimleri faaliyete geçer. Tohumun içinde şeker üretilir ve böylece tohumun filizlenmesi için ihtiyaç duyulan enerji sağlanmış olur. İnsanlar bir tohumu toprağa attıklarında çoğu zaman tüm bu detaylı gelişmelerden asla haberdar olmazlar. Birkaç gün sonrasında o tohumun filizlenmesine ve yavaş yavaş bir nebat haline dönüşmesine organik bir süreç olarak bakarlar. Oysa bir tohumun filizlenmesi için oldukça duyarlı işlemlerin büyük bir uyum içinde gerçekleşmesi gerekir. Ağırlığı "gram"larla ifade edilebilen bir tohum, üstündeki kilolarca ağırlıktaki toprağı delerek yukarı çıkarken asla zorlanmaz. Tohumun tek amacı toprağın üzerine çıkıp ışığa ulaşmaktır. Çimlenmeye başlamış olan bitkiler incecik gövdeleriyle sanki üzerlerinde toprağın ağırlığı yokmuşçasına kolaylıkla gün ışığına doğru yönelirler. Tohumdan çıkan her uzantı nereye gitmesi icap ettiğini bilir. Filizler toprağın üzerine, güneşe doğru ilerlerken, kökler de toprağın derinliklerine doğru yol alarak topraktaki mineralleri toplamaya koyulurlar. (Harun Yahya, Tohum Mucizesi) Tohumdaki bu bilgili hareketi sınamak suretiyle bazı deneyler yapılmıştır. Toprağın altındaki tohumun yüzeye çıkış yolu çeşitli yöntemlerle kapatılarak, gün ışığına yetişmesi engellenmeye çalışılmıştır. Deneyler sonucunda ortaya çıkan sonuçlar ise çok şaşırtıcı olmuştur. Tohum ya önüne çıkan her engelin etrafından dolaşacak kadar uzun filizler çıkararak ya da büyümüş olduğu yerde baskı oluşturarak gün ışığına ulaşmayı başarmıştır. Tohumların filizlenmesi hızlandırılmış görüntü şeklinde izlendiğinde, filizin kararlılığı ve yönünü şaşırmadan güneşe doğru yapmış olduğu hareket çok daha iyi anlaşılmaktadır. Tohumdaki bu kararlılık ve kendisinden beklenmeyecek derecedeki kuvvet, alemleri yaratan, üstün güç sahibi Tanrı ' ın eseridir.
Filiz Taçbaş
Ece Filiz
Filiz Ahmet
filiz
isim Yunanca eliks
filiz benzer biçimde
filiz vermek
Birleşik Sözler
filizkıran
filiz (II)
isim, yerbilim Arapça filizz
isim Yunanca eliks
- Yeni sürmüş körpe ve minik dal ya da yaprak, sürgün: "Yeşil çeltik filizleri bir parmak uzunluktaydı."- Y. Kemal.
filiz benzer biçimde
filiz vermek
Birleşik Sözler
filizkıran
filiz (II)
isim, yerbilim Arapça filizz
- Ocaktan çıkarılan işlenmemiş, başka maddelerle karışık hâlde bulunan, ham maden birleşiği.
filiz ingilizcesi
- young shoot, sprout; bud; tendril; sucker, basal shoot (of a plant).
- -- benzer biçimde slender and beautiful (woman).
- -- sürmek to shoot, sprout.
Filiz Taçbaş
Ece Filiz
Filiz Ahmet
YORUMLAR