Osmanlı sürecinin en meşhur tiyatrocularından olan Güllü Agop Kimdir? Güllü Agop yaşamı, biyografisi, eserleri, tiyatro yaşamı hakkında bilg...
Osmanlı sürecinin en meşhur tiyatrocularından olan Güllü Agop Kimdir? Güllü Agop yaşamı, biyografisi, eserleri, tiyatro yaşamı hakkında bilgi.
GÜLLÜ AGOP (1840-1891 ), Türk tiyatrosunun kurucularından ve aktörlerindendir. Aslolan adı Agop Vartoviyan’dır. İstanbul’da dünyaya geldi. Ermeni Mektebi’nde okudu. Balıkhane’ye işgören oldu. Fotoğraf halletmeye, heykelciliğe kabiliyeti vardı, bir çok süre kendi kendine çalışırdı. En büyük zevki ise tiyatroya gitmekti.
O tarihlerde, İstanbul’da yalnız Ermenice oyunlar veren bir iki tiyatro vardı. Beyoğlu’ndaki Doğu Tiyatrosu da bunlardan biriydi. 1861’de, bu tiyatroda, Ermenice oynanan «İki Ahbap Çavuşlar» komedisinin bir sahnesinde, kendi aile hayatına benzerlikler görünce, Agop tiyatroya büsbütün bağlandı. Ertesi gün, o tiyatronun idaresine başvurdu, kabul edildi. Bu tiyatroda, Astı isminde bir İtalyan rejisörü vardı. Agop, uzun süre onun yanında çalıştı. Fikirlerinden faydalandı. Ara sıra sahneye de çıkıyordu. Balıkhanedeki işini bıraktı. Onun yerine, geçimini sağlamak için Kâğıthane’de işçilik etti. İki yıl sonrasında, Doğu Tiyatrosu’ndan ayrıldı, İzmir’e giderek orada amatörlerle bir kurul kurmaya çalıştı.
Güllü Agop kısa bir süre sonrasında gene İstanbul’a döndü. Doğu Tiyatrosu’nda Hekimyan Heyeti temsiller veriyordu. Agop onlarla çalışmaya koyuldu. Kurul azca süre sonrasında dağılınca Agop, kalıntılarını topladı, Gedikpaşa‘daki cambaz kumpanyasından kalma salaşın tiyatro binası haline getirilmesi üstüne, orada çalışmaya başladı. Haftada birkaç gece de Üsküdar ve Kadıköy’de temsiller veriyordu.
Ermenice temsiller yavaş yavaş izleyici bulamaz olmuştu. Bunun üstüne Agop Vartoviyan, Türkçe piyesler oynamaya karar verdi. Benliyan, Karakaşyan, Vergine Karakaşyan, Mağakyan, Mari Nvar, Araksiya şeklinde günün en tanınmış oyuncularını bir araya toplamıştı. 1868’de «Sezar Borciya» yı Türkçe oynayarak büyük bir başarı sağlamış oldu. Bunun üstüne, dönemin tanınmış edebiyatçılarından bir yazınsal kurul kuruldu. Ahmet Mithat, Namık Kemal, Ali Bey şeklinde kimseler bu tiyatro için yaratı yazdılar, tiyatronun edebî yönetimini de üstlerine aldılar. Agop, suflörle oyun oynamak imtiyazını aldı. 1873 nisanında, «Vatan-yahut-Silistre» piyesi öyleki bir gürültü kopardı ki, sonunda yazarını, Namık Kemal’i hükümet Magosa’ya, Kıbrıs’a sürdürdü.
Agop Vartoviyan’ın suflörle oyun vermek imtiyazını alması, bazı tiyatrocuları suflörsüz oynamaya götürdü. Tuluat tiyatrosu bu sayede dünyaya geldi. Bazıları da imtiyazda adı geçmemesinden faydalanarak operetler oynadılar. Bu hali gören Güllü Agop, derhal Fransa’dan usta bir rejisör getirtti. Dönemin en iyi Türk müziği bestecilerine operetler ısmarladı.
II. Abdülhamit tahta çıkınca, Gedikpaşa Tiyatrosu kapatıldı. Güllü Agop da padişah tarafınca saraya alınarak saray tiyatrosunun düzenlenmesine işgören edildi. Rütbesi mülâzım (teğmen) idi. Esasen dinîni değiştirmiş, Yakup Efendi olmuştu. Sonradan, Mınakyan da saraya alınınca Yakup Efendi’nin yıldızı söndü. 1891’de öldüğü süre, bir kenara atılmış durumdaydı.
Güllü Agop’a «Güllü» denilmesinin sebebi, soyadındaki «vartov» kelimesinin Ermenice’ de gül anlamına gelmesindendir.
YORUMLAR