Ziyâ Paşa'nın (ö. 1880) klasik Türk, Fars ve Arap şiiri için düzenlemiş olduğu antoloji. Ziyâ Paşa, seneler süresince seçip topladıÂğı ...
Ziyâ Paşa'nın (ö. 1880) klasik Türk, Fars ve Arap şiiri için düzenlemiş olduğu antoloji.
Ziyâ Paşa, seneler süresince seçip topladıÂğı İslâmî edebiyatın üç büyük diliyle yazılÂmış şiirleri kendisine tüm ikbal kapılaÂrının kapanmış olduğu, üzüntü ve hastalıkları ile bir köşeye çekilmiş bulunmuş olduğu bir zaÂmanda düzene sokarak üç ten halinde yaÂyımlamıştır (İstanbul 1291-1292). Eserin başına bununla birlikte edebî görüşlerini belirten mesnevi şeklinde 795 beyitlik bir manÂzum mukaddime ilâve etmiştir.
Bu geniş kapsamlı antolojide metinler nazım şekillerine bakılırsa düzen edildiğinÂden I. ten yalnız kasidelere ayrılmıştır. Burada yirmi iki şairin Türkçe, otuz sekiz şairin Farsça, otuz yedi şairin Arapça kaÂsideleri mevcuttur. Eserde şiirlerine yer verilen şairler mahlaslarına bakılırsa alfabetik olarak sıralanmıştır. Bir şairin birÂden fazla kasidesi alınmışsa birden fazla istisÂna hariç bunların kafiyelerine bakılırsa düzen edilmesi yoluna gidilmiştir. Arap şairleÂrinden bir bölümü adları, bir bölümü de künyeleriyle şöhret bulduğundan bunların sıralanmasında bazan kaçınılmaz tertipÂsizliklere düşülmüştür. I. ciltte Ziyâ PaÂşa'nın kendisiyle birlikte Hakkı, Nevres ve Kâzım Paşa'dan başka çağdaşı başka Türk şairlerinden örnek vermeyişi dikkat çekmektedir. II. Ten, kaside ve mesnevi haricinde kalan türlü nazım türlerindeki şiirlerden oluşmaktadır. Türkçe ve FarsÂça şiirler "terkîbât, tercîât, tesdîsât, tahmîsât, kıtaat, rubâiyyât, gazeliyyât, ebyât" olmak suretiyle sıralanmış, Arapça şiirÂler de "mukattaât, gazeliyyât, ebyât" başlıkları altında toplanmıştır. Burada 393'ü Türkçe, 374'ü Farsça, 345'i ArapÂça toplam 1112 şiir seçilmiş bulunmakÂtadır. Arapça şiirlerdeki istisnalar dışınÂda bu ciltte de ozan adına bakılırsa alfabetik sıralamaya uyulmuştur. Bu bölümde Ziyâ Paşa'nın kendilerinden örnekler almış olduğu çağdaşı şairler Şeyhülislâm Arif Hikmet, Cevdet Paşa, Hersekli Arif Hikmet, YeniÂşehirli Avni Bey, Leskofçalı Galib, Kâzım Paşa. Mahmud Nedim Paşa. Yûsuf Kâmil Paşa ve Osman Nevres Efendi'dir. Nâmık Kemal'den ise yalnız heveskârlık çağınÂda yazdığı üç beyitle bir gazele yer verilÂmiştir. Antolojinin III. teni, gene mahlasÂlara bakılırsa bir tertiple mesnevilerden yaÂpılmış seçmeleri ihtiva etmektedir. Bu ciltte on yedisi Türkçe, otuz altısı Farsça olmak suretiyle toplam elli üç eserden örÂnekler mevcuttur.
Hârâbat çift sütuna dizilmiş, büyük ebattaki toplam 1227 sayfalık hacmi ve Türk, Fars, Arap edebiyatlarından bir araÂya getirmiş olduğu seçkin örneklerle Tanzimat'Âtan sonraki yılların en geniş kapsamlı anÂtolojisidir. Ziyâ Paşa, yerine getirmiş olduğu bu hizmetle isminin ebedîleşeceğine ve eseÂrinin şiir heveslilerine yol göstereceğine inanır. Hârâbat'ın en mühim yönünü, bir bakıma edebiyat zamanı mahiyetini taşıÂyan, ufak bir yaratı kabul edilebilecek kaÂdar uzun mukaddimesi teşkil eder. Bu mukaddime şiir sanatı ve Türk edebiyatı hakkında devrine bakılırsa çok mühim ve dikÂkate kıymet görüşler taşımaktadır. Dokuz kısma ayrılan mukaddimede tevhid, münâcât ve na'ttan sonrasında "Sebeb-i Tertîb-i Hârâbat" kısmına Ziyâ Paşa eserini hazırlamaktaki gayesini, kendisinin şiire nasıl başlayıp bu yolda nasıl yetiştiğini, antolojisinde nasıl bir usul takip ettiğini ve eserine niçin Hârâbat ismini verdiÂğini anlatır. "Meşrut u Ahvâl-i Şâiri" böÂlümünde şiir ve şairlik hakkında düÂşüncelerini belirttikten sonrasında, "Ahvâl-i Eş'âr-ı Türkî" ve "Ahvâl-i Şuarâ-yı Rûm" bölümlerinde Osmanlı şiirinin vakit içinÂde geçirdiği merhaleler ve gelişme safÂhalarına dair görüşleriyle edebî zümreÂler ve zihniyetleri temsil eden türlü şairÂler hakkında tesbit ve değerlendirmeÂlerini ortaya koyar. Osmanlı Türkçesi ve edebiyatının Çağatay Türkçesi ile olan münasebetine işaret etmesi yanında ÇaÂğatay edebiyatından şiir örneklerine yer vermesi Harâbât'ın bununla birlikte dikkat çeken bir tarafıdır. Ziyâ Paşa, divan şiirindeki tekâmülü anlatırken Ahmed Paşa, Necâtî Bey. Zatî, Bakî, Fuzûlî, Nâbî, Nefî, ŞeyÂhülislâm Yahya, Şeyhülislâm Bahâî Mehmed Efendi, Nedîm, Şeyh Galib, Râgıb Paşa ve Keçecizâde İzzet Molla'ya kadar uzanan çizgi üstündeki şairleri överek yüceltir. Bununla birlikte divan şiirinin edebî dil, nazım tekniği, geçirdiği tekâmül devreÂleri ve edebî zümreler bakımından özet şeklinde bir tarihçesini yapar. Ziyâ Paşa'Ânın buradaki görüş ve değerlendirmeleri kendinden sonraki müellifler tarafınca uzun süre tekrarlana gelmiştir.
Ziyâ Paşa, 1860'lardan sonrasında Türk şiiÂrinde kendini gösteren yenileşme hareÂketinden mukaddimede asla bahsetmeÂdiği benzer biçimde antoloji kısmında bununla ilgili örneklere de yer vermemiştir. Bu sebepÂle Harâbât'ın gayesi eski şiirin diriltilmeÂsi olarak görülmüş ve Nâmık Kemal taÂrafından hem mukaddimesi hem de seÂçip almış olduğu örnekler yönünden şiddetle tenÂkide uğramıştır. Nâmık Kemal, Tahrîb-i Hârâbat (1291/1874) ve Ta'kib (1293/ 1876) adlı iki risâlesiyle esere ardarda hüÂcum eder (bu iki risalenin yazılış safhaÂları hakkında geniş bilgi için bk. Akün, NâÂmık Kemal'in Mektubları, tür.yer.). BüsÂtüm haksız olmamakla birlikte yeni neÂsilden şairlerin şiirlerinden ve kendi eserÂlerinden çocukluk çağlarında yazıp kıymet vermediğini belirttiği bir gazel haricinde hiçbir örneğe yer verilmemesi benzer biçimde hissî sebeplerle yazılan, etki ve yankıları güÂnümüze kadar gelmiş olan bu tenkitleÂrin büyük seviyede sübjektif özellikte olduÂğu göz ardı edilemez. Ziyâ Paşa, Nâmık Kemal'in bu suçlamalarına yetmiş dört beyitlik bir manzume ile yanıt vermişse de bu manzume yayımlanmamıştır (Bilgegil, Ziya Paşa, s. 204-205).
"Hârâbat Mukaddimesi" ile Ziyâ Paşa'Ânın bundan altı yıl ilkin yazdığı "Şiir ve İnşâ" adlı makalesini (Özgürlük, nr. 11, 20 Cemâziyelevvel 1285) karşılaştırma eden
Ahmed Hamdi Tanpınar, mukaddimeyi çabuk ile yazılmış sakat bir yaratı olarak göÂrür, içindeki hükümlerin önemli bir kısÂmını da yanlış bulur ve bu konuyu. Tanzimat'Âla beraber başlamış olan yeni şiir cereyanı karÂşısında eskinin diriltilmesi gayreti şeklinÂde yorumlar. Buna karşılık M. Kaya Bilgegil. Hârâbat Karşısında Nâmık KeÂmâl (İstanbul 1972) adlı kapsamlı araşÂtırması ile. Nâmık Kemal'in Harâbât'a yönelttiği tenkitleri inceleyerek haklı olÂduğu taraflar yanında çok haksız ve haÂtalı bulmuş olduğu yönleri tesbit etmiş, esasen son demlerini yaşayan divan edebiyatını yıkma amacıyla yazdığı yazılarda, bu edeÂbiyata güçlü bir vukufu olduğu sanılan Nâmık Kemal'in bu alandaki bilgi yeterÂsizliklerini ve düşmüş olduğu yanlışları gösterÂmiştir. Bilgegil'in tespitlerinden hareketÂle. Ziyâ Paşa'nın mukaddimede ileri sürÂdüğü devrine bakılırsa mühim ve dikkate deÂğer fikirler üstünde Nâmık Kemal'in lâÂyıkıyla durmadan tenkitlerde bulunmuş olduğu söylenebilir.
Hârâbat mukaddimesi. "Kitâbhâne-i Ebüzziyâ" serisi içinde Mukaddime-i HâÂrâbat ismi altında müstakil olarak basılÂmıştır (İstanbul 1311). Yeni harflerle yaÂpılan yayınında ise bir çok okuma hatası mevcuttur (Göçgün, s. 53-105). Ziyâ Paşa hakkında eserlerin yanı sıra çeşitÂli antolojilerde de mukaddimeden yeni harflerle verilmiş bir takım kısımlar yer almakÂtadır. Çaylak Tevfik, Harâbât'ta mevcut Osmanlı şairlerine ait şiirlerden seçtiği beyitleri kafiye sırasına bakılırsa düzenleyeÂrek Tahrîc-i Hârâbat adıyla bir antoloji oluşturmuştur (İstanbul 1300).
BİBLİYOGRAFYA:
Ziyâ Paşa, Hârâbat, 1-111, İstanbul 1291-92; Nâmık Kemal. Tahrîb-i Hârâbat, İstanbul 1303; a.mlf.. Ta'kib, İstanbul 1303; Ahmet Hamdi TanÂpınar. XIX. Asır Türk Edebiyatı Zamanı (İstanbul 1949). İstanbul 1985, s. 336-341; Kocatürk. Türk Edebiyatı Zamanı, s. 644-647; Nâmık KeÂmal'in Husûsi Mektupları (haz. Fevziye AbdulÂlah Tansel), Ankara 1967-86, bk. İndeks; M. KaÂya Bilgegil. Ziyâ Paşa Üstünde Bir Araştırma, Erzurum 1970, s. 202-205, 501; a.mlf.. Harabat Karşısında Nâmık Kemâl, İstanbul 1972, s. 125-174; Ömer Faruk Akün. Nâmık Kemal'in Mektubları, İstanbul 1972, tür.yer.; a.mlf.. "NâÂmık Kemâl", İA, IX, 69; Önder Göçgün. Ziya PaÂşa'nın Yaşamı, Eserleri, Edebi Şahsiyeti ve BüÂtün Şiirleri, Ankara 1987, s. 33-41, 53-105; TevÂfik Fikret, "Musâhabe-i Edebiyye: Harâbât'tan Bir Sahife", SF, sy. 395 (1314). s. 67 (aynı' yazı: Tevfik Fikret: Dil ve Edebiyat Yazıları [haz. İsmail Parlatır], Ankara 1993. s. 84-92), AbÂdullah Uçman. "Hârâbat", TDEA, IV, 100-101.
Cemal Kurnaz, DİA, 16.CİLT
YORUMLAR