Karanlık -ğı ödat 1 . Işığı olmayan, bütünü ya da bir parçası ışıktan yoksun olan. 2 . isim Işık olmama durumu: "Biz, karan...
Karanlık -ğı
ödat
1 . Işığı olmayan, bütünü ya da bir parçası ışıktan yoksun olan.
2 . isim
Işık olmama durumu:
3 . mecaz
Yasalara, töreye uygun olmayan:
4 . mecaz
Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, nasıl sonuçlanacağı, sonu belli olmayan (durum):
5 . mecaz
Karışık.
6 . isim, mecaz
üzüntü, sorun, perişanlık:
ödat
1 . Işığı olmayan, bütünü ya da bir parçası ışıktan yoksun olan.
2 . isim
Işık olmama durumu:
"Biz, karanlığın içinde ilerliyoruz."- H. Taner.
3 . mecaz
Yasalara, töreye uygun olmayan:
"Bu karanlık işlerin hesabını merak ederler."- M. Ş. Esendal.
4 . mecaz
Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, nasıl sonuçlanacağı, sonu belli olmayan (durum):
"Bu kadar karışık ve karanlık bir mevzuda neye istinaden, hangi ... teşhis konulabilir?"- A. Ş. Hisar.
5 . mecaz
Karışık.
6 . isim, mecaz
üzüntü, sorun, perişanlık:
"Demiştim ya; tüm memleketi bir yas karanlığı kaplamıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu
Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
- karanlığa gömülmek
- karanlığa kalmak
- karanlığı deşmek (ya da yırtmak)
- karanlık basmak (ya da çökmek)
- karanlık etmek
- karanlık kesilmek
- karanlıkta göz kırpmak
Karanlık Madde
Mavi Karanlık ne anlamına gelir?
Rüyada Karanlık Görmek
KARANLIK a.
1. Işık yokluğu, aydınlık almayan yerin durumu: Kış akşamlarının karanlığı. Elektrikler kesilince karanlık çöktü. Karanlıkta kalmak.
2. Karanlık basmak, hava kararmak, akşam olmak: Karanlık basarken eve döndük. || Karanlık etmek, bir şeyin önünde durarak görünmesini engellemek. || Karanlığa kalmak, gidilecek, varılacak yere ulaşmadan akşam olmak: Yola geç çıktık, karanlığa kaldık bu yüzden. || Karanlığa kurşun sıkmak, yapılacak iş ya da tutulacak yol mevzusunda kati bir bilgisi bulunmama yüzünden gelişigüzel davranışlar içinde olmak. || Karanlıkta göz kırpmak, bir şeyi, anlamasını istediği kimsenin bile anlayamayacağı halde anlatmaya çabalamak.
♦ sıt.
1. Işıktan yoksun bir yer için kullanılır: Karanlık bir koridor.
2. Yeterince ışık almayan ya da gün ışığının içeri giremediği bir yer için kullanılır: Karanlık sokaklar. Avluya bakan odalar çok karanlık.
3. Anlaşılması, kavranılması güç, kapalı: Karanlık bir metin.
4. Kuşkulu ya da tamamlanmamış olarak malum; belirsiz: Tarihin karanlık dönemleri. Bu olayın karanlık yönleri var.
5. Kaygı emaresi gösteren, mutsuzluk verici olayların izini taşıyan: Geleceği karanlık gözüküyor
6. Gizli saklı kapaklı, yasalara aykırı, karışık: Karanlık işler yapmak. Karanlık bir yaşam sürmek.
7. Gizli saklı kapaklı, iyice anlaşılamayan ya da yasalara aykırı bir yaşam devam eden kimse için kullanılır: Karanlık bir adam.
8. Karanlık gece, çok karanlık olan gece. || Karanlık görmek, bir işin, bir kimsenin geleceği mevzusunda iyimser olmamak, onu parlak bulmamak: Bu işin sonunu karanlık görüyorum.
—Foto. Karanlık oda, fotoğraf makinesinde duyarlı yüzeyin konduğu kapalı, karanlık bölüm -Fotoğraf makinesinde ya da bir laboratuvarda, fotoğrafların işlendiği ve basılmış olduğu karanlık bölüm.
1. Işık yokluğu, aydınlık almayan yerin durumu: Kış akşamlarının karanlığı. Elektrikler kesilince karanlık çöktü. Karanlıkta kalmak.
2. Karanlık basmak, hava kararmak, akşam olmak: Karanlık basarken eve döndük. || Karanlık etmek, bir şeyin önünde durarak görünmesini engellemek. || Karanlığa kalmak, gidilecek, varılacak yere ulaşmadan akşam olmak: Yola geç çıktık, karanlığa kaldık bu yüzden. || Karanlığa kurşun sıkmak, yapılacak iş ya da tutulacak yol mevzusunda kati bir bilgisi bulunmama yüzünden gelişigüzel davranışlar içinde olmak. || Karanlıkta göz kırpmak, bir şeyi, anlamasını istediği kimsenin bile anlayamayacağı halde anlatmaya çabalamak.
♦ sıt.
1. Işıktan yoksun bir yer için kullanılır: Karanlık bir koridor.
2. Yeterince ışık almayan ya da gün ışığının içeri giremediği bir yer için kullanılır: Karanlık sokaklar. Avluya bakan odalar çok karanlık.
3. Anlaşılması, kavranılması güç, kapalı: Karanlık bir metin.
4. Kuşkulu ya da tamamlanmamış olarak malum; belirsiz: Tarihin karanlık dönemleri. Bu olayın karanlık yönleri var.
5. Kaygı emaresi gösteren, mutsuzluk verici olayların izini taşıyan: Geleceği karanlık gözüküyor
6. Gizli saklı kapaklı, yasalara aykırı, karışık: Karanlık işler yapmak. Karanlık bir yaşam sürmek.
7. Gizli saklı kapaklı, iyice anlaşılamayan ya da yasalara aykırı bir yaşam devam eden kimse için kullanılır: Karanlık bir adam.
8. Karanlık gece, çok karanlık olan gece. || Karanlık görmek, bir işin, bir kimsenin geleceği mevzusunda iyimser olmamak, onu parlak bulmamak: Bu işin sonunu karanlık görüyorum.
—Foto. Karanlık oda, fotoğraf makinesinde duyarlı yüzeyin konduğu kapalı, karanlık bölüm -Fotoğraf makinesinde ya da bir laboratuvarda, fotoğrafların işlendiği ve basılmış olduğu karanlık bölüm.
Kaynak: Büyük Larousse
karanlık ingilizcesi
- dark, gloomy; obscure, murky, dreamy; the dark, darkness, gloom
Karanlık Madde
Mavi Karanlık ne anlamına gelir?
Rüyada Karanlık Görmek
YORUMLAR