KARARLAŞMAK gçz. f. Bir tarih, bir vaka, bir fiil vb. sözkonusuysa, seçilmiş, belirlenmiş olmak; kararlaştırılmak: Sınavların ne va...
KARARLAŞMAK gçz. f. Bir tarih, bir vaka, bir fiil vb. sözkonusuysa, seçilmiş, belirlenmiş olmak; kararlaştırılmak: Sınavların ne vakit yapılacağı kararlaştı mı?
♦ kararlaştırmak ettirg. f.
1. Bir şeyi (fiil) kararlaştırmak, bir şeyi halletmeye karar vermek: Hafta sonunda pikniğe gitmeyi kararlaştırdılar
2. Bir şeyi kararlaştırmak, kişiler, olasılıklar içinde bir da ha değiştirmemek suretiyle bir seçim yapmak: Alacağımız şeyi hemen hemen kararlaştırmadık. Tatilde nereye gideceğinizi kararlaştırdınız mı?
3. Bir şeyi (fiil, tarih) kararlaştırmak, hangi eylemin gerçekleştirileceğini, hangi tarihin seçileceğini, evvel, kati olarak, belirlemek: Beyaz perdeye mı, tiyatroya mı gideceğimizi kararlaştıralım. Bir tarih kararlaştıralım, izleyeceğimiz yolu kararlaştırdınız mı?
♦ kararlaştırılmak edilg. f. Bir tarih, bir vaka, bir fiil vb. sözkonusuysa, seçilmiş, belirlenmiş olmak: Seçim zamanı bugün kararlaştırılacak. Kararlaştırılan günde ve yerde gerçekleşmeyen bir toplantı.
♦ kararlaştırmak ettirg. f.
1. Bir şeyi (fiil) kararlaştırmak, bir şeyi halletmeye karar vermek: Hafta sonunda pikniğe gitmeyi kararlaştırdılar
2. Bir şeyi kararlaştırmak, kişiler, olasılıklar içinde bir da ha değiştirmemek suretiyle bir seçim yapmak: Alacağımız şeyi hemen hemen kararlaştırmadık. Tatilde nereye gideceğinizi kararlaştırdınız mı?
3. Bir şeyi (fiil, tarih) kararlaştırmak, hangi eylemin gerçekleştirileceğini, hangi tarihin seçileceğini, evvel, kati olarak, belirlemek: Beyaz perdeye mı, tiyatroya mı gideceğimizi kararlaştıralım. Bir tarih kararlaştıralım, izleyeceğimiz yolu kararlaştırdınız mı?
♦ kararlaştırılmak edilg. f. Bir tarih, bir vaka, bir fiil vb. sözkonusuysa, seçilmiş, belirlenmiş olmak: Seçim zamanı bugün kararlaştırılacak. Kararlaştırılan günde ve yerde gerçekleşmeyen bir toplantı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR