Yaşadığımız evren de birey-toplum ilişkisi her çağda değişik vaka gelmiştir,Kişinin ve bundan dolayı toplumun değişebilirliği,bu ilişkiyi di...
Yaşadığımız evren de birey-toplum ilişkisi her çağda değişik vaka gelmiştir,Kişinin ve bundan dolayı toplumun değişebilirliği,bu ilişkiyi diri tutmaktadır
İnsanoğlu,düşünebilmesi,dikkatli olması ve doğayı değiştirebilme kabiliyetine haiz olmasıyla başka diri varlıklardan ayrılır.insanoğlunun biyolojik,ruhsal ve toplumsal yönlerin toplumla,evrenler etken münasebeti vardır.Her üç yönü devamlı etkileşimi halindedir,Tıpkı birleşik kaplar şeklinde.
İnsanın dışa vuran en belirgin yönü sosyalliğidir.fakat toplumsal olması onun bireyselliğini ortadan kaldırmaz.Bireysel kimlik ve kişilik oluşmadan sıhhatli toplumsal uyum sağlanamaz.
Kişilik ve kimlik vakası insanı başka toplumlardan ayrıştıran özelliklerdir. Ebeveynden irsiyet yöntemiyle,nesilden nesile aktarıla biyolojik ve ruhsal öğeler;yaşanılan toplumda kendine bir yer edinmeye çalışır.çevreniz toplumsal kültürel normlarını öğrenmeye ve uymaya çalışır.Ailenin ferde kazandırdıklarıyla çevrenin dayattığı değerler çok değişik ise,şahısta çelişkiler oluşur.Belirgin bir noktaya ,doğrusu kişinin kendi benliğini kazanabilmesi için bu çelişki yaşanabilir.Fakat büyük çelişkiler kimlik bocalamasına niçin olur.
İnsanoğlu doğumundan ölümüne kadar devamlı yeni şeyler öğrenir.öğrenme süreci okumak ve gördüklerini öykünmek etmekle başlar.Çocuklarda ilk 7 yaşına kadar öykünmek(büyüklerine benzeme)"güdüsü" egemendir.okumaya başladıktan sonrasında çevreyi,eşyayı kavraması,ona dilini çok iyi öğretmesi ve kullanmasıyla orantılıdır.Bunun yanı sıra yaşanılan toplumun kıymet hükümlerinin de çağa uyarlanarak pratiğe yansıması gerekir.özden,kökten kapmadan "ona gövdeye"güçlendirici aşılarla dallar,yapraklar güçlendirilmelidir.
Tüm bunların olabilmesi için ,kişinin ona dilini-kültürünü-dinini-etnik yapısını bilmesi fakat bununla bir üstünlük taslamaması gerekir. İnsanın etnik yapısı,doğduğu coğrafya,ona dili iradesinde olan bir şey değildir:Allah'ın kendisine bahsetmiş olduğu özelliklerdir.Bu özellikler insanlara bireysel kimlik-kişilik katmış olduğu şeklinde, toplumsallaşması;başka insanlarla yardımlaşma,dayanışma,yakınlaşma araçlarıdır.Semavi hiçbir din ve mantıklı hiçbir beşeri ideoloji insanları dilinden, dininden ve ırkından dolayı ayırıma doğal olarak tutmamıştır.Rahat ve mutlu toplumlar bireylerine,kendi yargıları etrafında gelişim yenileşme imkanı elde eden toplumlardır.kendi kişiliğine ve kimliğine yabancılaştırılan fertler,başka kültürlerin kendisine
Dayattığı değerler altında kıvranıp durur.devamlı aşağılık kompleksi içinde bocalar.Bu şekilde fertlerden dengeli ve benzeşik bir cemiyet oluşturmak mümkün değildir.
Netice olarak bireysel ve toplumsal kimlik için toplumun mazisinden getirmiş olduğu kıymet yargılarını çağa uyarlayarak fertlerine enjekte etmesi gerekmektedir.Cemiyet diri bir organizmadır.fertten topluma,toplumdan ferde devamlı bir akış ve etkileşim söz mevzusudur.Kişinin ve toplumun ayakta kalabilmesi için onları ayakta tutan değerler korunmalıdır.
YORUMLAR