Kortizon Nedir?

Türk Dil Kurumu kortizon Fr. cortisone 1. tıp Yaralanmanın, korkunun ya da soğuğun yol açmış olduğu stresler sonucu, vücutta şeker y...

Türk Dil Kurumu


kortizon Fr. cortisone

1. tıp Yaralanmanın, korkunun ya da soğuğun yol açmış olduğu stresler sonucu, vücutta şeker yapımını hızlandıran böbrek üstü bezi kabuğunun salgıladığı hormon:

“Kortizonun verdiği kof şişlik dizlerimi mecalsizleştiriyordu.†-N. Eray.

2.Böbrek üstü bezinin korteksinden salgılanan ve çok yönlü tesir gösteren bir steroid hormon.

3. 11 -dehidro-17 -hidroksikortikosteron formülünde, karbohidrat ve protein metabolizmasını etkileyen, beyaz kristalli katı ve e.n. 220-224 °C olan, suda azca çözünen, eter benzen ve kloroformda birazcık çözünen, metanol, etanol ve asetonda ise kısmen çözünen,bir böbrek üstü bölgesi steroit hormonu.

• 
  Gebelikte kortizon kullanımı hakkında bilgi verir misiniz?

Kortizon, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesince salgılanan, iltihaplanma önleyici özellikleri olan hormondur.

Kortizon, hastalığın şiddetine nazaran, tabip tarafınca devamlı izlenilerek, yerinde ve belirli miktarlarda alınmadığında ciddi ve geri dönüşü olmayacak hastalıklara yol açabilmektedir. Protein, yağ ve karbonhidrat metabolizmalarını düzenler. Kortizon fazla kullanıldığında, aşırı kiloluluk (aşırı şişmanlık), kemik erimesi şeklinde hastalıklara yol açabildiği şeklinde vücudun hormonal dengesini de bozabilmektedir.


Kortizolün 1937'de E. Kendall ve Wintersteiner tarafınca keşfedilmesi ve ilk kez 1938'de T. Reichstein tarafınca sentezlenmesi, 1948'de Ph. S. Hench'nin bu maddeyi romatizmal eklem inflamasyonu olan bir hastayı tedavi etmek suretiyle ilk kez kullanmasına olanak elde etmiştir. Kortizol, kortikosteroidler olarak malum (günlük konuşmada basitçe kortizon olarak söz edilen) bir hormon sınıfına dahildir. Hormonlar vücudun kendi bildiri taşıyıcılarıdır. Kelime kökeni Yunanca'dan gelmektedir ve "harekete geçirmek" anlamını taşır. Hormonlar çoğu zaman bir uyarıya cevap olarak hususi bezlerden serbestleşirler ve vücuttaki hedeflerine kan içinde taşınırlar. Hemen sonra hormonlar hedef organlarında çeşitli metabolik süreçleri denetim altına alırlar. Kortikosteroidlerin kuvvetli ve süratli anti-inflamatuvar tesiri akut ve kronik inflamatuvar hastalıkların tedavisinde süratli bir ilerlemeye yol açmıştır ve üç kaşifine 1950'de "Nobel Ödülü" kazandırmıştır.


O vakit bile kortikosteroidlerin istenen aktivitelerine istenmeyen yan etkilerin eşlik etmiş olduğu saptanmıştır. Zaman içinde kişiler kortikosteroidlerin kullanımının hedefe yönelik olmasına çabalamış ve ek olarak kullanımlarını sınırlandırarak yan etkilerden olabildiğince iyi mi uzak kalınacağını öğrenmişlerdir.


Kortikosteroidler ile tedavi inflamatuvar bağırsak hastalığı olan hastalar için de mühim bir ilerleme elde etmiştir. 1950'lerde bu hastaların yaşam beklentisi oldukça azalmıştı, zira hastalığın ciddi akut alevlenmeleri için hiçbir etkili tedavi bulunmamaktaydı.


Bu yüzden, bir çok genç hasta hastalıkları sebebiyle ölmekteydiler. Kortikosteroidlerin kullanıma girmesi Crohn ve ülseratif kolit hastalarının yaşam beklentilerini neredeyse düzgüsel değerlere getirmiştir. Bugün için kortikosteroidlerle ana tedavi hedefi; bu ilaçları hastaların yüksek yaşam kalitesine haiz olacakları şekilde kullanmaktır.


"Kortizon korkusu" halkta ve bununla birlikte inflamatuar bağırsak hastalığı bulunan birçok hastada yetersiz bilgi varlığından lanan ciddi bir sorundur. Kortizon korkusu, kortizonun yan tesirleri sebebiyle insanların kortizon kullanımından kaçınmasıdır. Sadece uygun dozda kullanılırsa kortizonun yan tesirleri minimum düzeyde olur.

kortizon ingilizcesi

• cortisone

• 
  Gebelikte kortizon kullanımı hakkında bilgi verir misiniz?