KüTüK, -ğü TDK, Türk Dil Kurumu 1. Kalınca ağaç gövdesi: - “Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtul...
KüTüK, -ğü
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Kalınca ağaç gövdesi:
- “Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?” -H. E. Adıvar.
2. Kesilmiş ağaç gövdesi:
- “Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti.” -R. H. Karay.
3. Kesimden sonrasında ağaç gövdesinin toprakta kalan kısmı:
- “Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var.” -M. Ş. Esendal.
4. Asma fidanı:
- “Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi tekrar geçiyoruz.” -F. R. Atay.
5. Resmî kayıt defteri, ana defter.
6. Nüfus kütüğü.
7. bl. Bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü.
8. mdn. Kütük demir.
9. mec. Görgüsüz, kaba kimse:
- “Birazcık sonrasında bizim kütük kanepenin üzerine oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu.” -H. E. Adıvar.
TDK, Türk Dil Kurumu
- “Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur?” -H. E. Adıvar.
2. Kesilmiş ağaç gövdesi:
- “Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti.” -R. H. Karay.
3. Kesimden sonrasında ağaç gövdesinin toprakta kalan kısmı:
- “Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var.” -M. Ş. Esendal.
4. Asma fidanı:
- “Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi tekrar geçiyoruz.” -F. R. Atay.
5. Resmî kayıt defteri, ana defter.
6. Nüfus kütüğü.
7. bl. Bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü.
8. mdn. Kütük demir.
9. mec. Görgüsüz, kaba kimse:
- “Birazcık sonrasında bizim kütük kanepenin üzerine oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu.” -H. E. Adıvar.
Begüm Kütük
Rüyada Kütük Görmek
Kütük Ayaklılar (Onychophora)
kütük
- aynı soya mensub insanların kaydedildiği büyük defter.
kütük ingilizcesi
1. trunk (of a tree).
2. stump, stub (of a tree or bush).
3. log.
4. chopping block.
5. ledger, register.
- şeklinde
1. greatly swollen, all swollen up.
2. dead drunk, blind drunk, stinking drunk, stinko.
1. trunk (of a tree).
2. stump, stub (of a tree or bush).
3. log.
4. chopping block.
5. ledger, register.
- şeklinde
1. greatly swollen, all swollen up.
2. dead drunk, blind drunk, stinking drunk, stinko.
Begüm Kütük
Rüyada Kütük Görmek
Kütük Ayaklılar (Onychophora)
YORUMLAR