LAZIM a. (ar. lâzım). [Yüklem olarak kullanılır], 1. Bir zorunluluğu, gerekliliği, kaçınılmazlığı belirtir; gerek, lüzumlu: Bu işin...
LAZIM a. (ar. lâzım). [Yüklem olarak kullanılır],
1. Bir zorunluluğu, gerekliliği, kaçınılmazlığı belirtir; gerek, lüzumlu: Bu işin akşama kadar bitmesi lazım.
2. Varlığına gereksinim duyulan bir şeyi belirtir; gereklı: Bu kalemi veremem, bana lazım. Ne lazımsa, gidip edayım.
3. Lazım gelmek, gerekmek: Aslında bugün onun burada olması lazım gelirdi Lazım gelirse beni çağır. Emirlere uymak lazım gelir (esk.). || Lazım olmak, gerekmek: Yanına fazla para al, lazım olur.
—Esk. Lazım-ı gayri müfarık, çok lüzumlu, vazgeçilemeyen: "Rekabet ve kâr birbirinin lazım-ı gayri mûfârıkıdır" (Ahmet Muammer ve Şükrü Kaya). || Lazım melzum ya da lazım ve melzum, bir şart ya da durumda beraber bulunması mecburi olan, birinin varlığı ötekini de gerektiren.
—Esk. dilbilg. Geçişsiz eylem.
1. Bir zorunluluğu, gerekliliği, kaçınılmazlığı belirtir; gerek, lüzumlu: Bu işin akşama kadar bitmesi lazım.
2. Varlığına gereksinim duyulan bir şeyi belirtir; gereklı: Bu kalemi veremem, bana lazım. Ne lazımsa, gidip edayım.
3. Lazım gelmek, gerekmek: Aslında bugün onun burada olması lazım gelirdi Lazım gelirse beni çağır. Emirlere uymak lazım gelir (esk.). || Lazım olmak, gerekmek: Yanına fazla para al, lazım olur.
—Esk. Lazım-ı gayri müfarık, çok lüzumlu, vazgeçilemeyen: "Rekabet ve kâr birbirinin lazım-ı gayri mûfârıkıdır" (Ahmet Muammer ve Şükrü Kaya). || Lazım melzum ya da lazım ve melzum, bir şart ya da durumda beraber bulunması mecburi olan, birinin varlığı ötekini de gerektiren.
—Esk. dilbilg. Geçişsiz eylem.
Kaynak: Büyük Larousse
Hayata müzik lazım mıdır?
Yazıcım yazdırmıyorsa ne yapmam lazım?
Neler lazım?
lazım ingilizcesi
- necessary, required
YORUMLAR