LEVM a. (ar. levm). Esk. 1. Birinin arkasından konuşma, onu çekiştirme. 2. Azarlama, kınama. 3. Levm etmek, çekiştirmek, kınamak: ...
LEVM a. (ar. levm). Esk.
1. Birinin arkasından konuşma, onu çekiştirme.
2. Azarlama, kınama.
3. Levm etmek, çekiştirmek, kınamak: "Korktu da imana geldi diye levm ederler" (Cevdet Paşa, XIX. yy.). Nefsine levm etmek.
4. Levm-i hussad, kıskanç kimselerin çekiştirmesi: "Levm-i hussaddan âsibi nazardan daim / Eyleye zâtını mahfuz Hüdâyı zülminen" (Nedim, XVIII. yy.). || Levm-i laim, çekiştirenin, fena konuşanın kınayışı.
1. Birinin arkasından konuşma, onu çekiştirme.
2. Azarlama, kınama.
3. Levm etmek, çekiştirmek, kınamak: "Korktu da imana geldi diye levm ederler" (Cevdet Paşa, XIX. yy.). Nefsine levm etmek.
4. Levm-i hussad, kıskanç kimselerin çekiştirmesi: "Levm-i hussaddan âsibi nazardan daim / Eyleye zâtını mahfuz Hüdâyı zülminen" (Nedim, XVIII. yy.). || Levm-i laim, çekiştirenin, fena konuşanın kınayışı.
Kaynak: Büyük Larousse
LEVM
- Aleyhte konuşma; çekiştirme.
YORUMLAR