Mahreç TDK, Türk Dil Kurumu esk. 1. Çıkış yeri, çıkak. 2. db . Boğumlanma noktası. 3. mat. Payda. Tecvid ve Mahreç Dersler...
Mahreç
TDK, Türk Dil Kurumu
esk.
1. Çıkış yeri, çıkak.
2. db. Boğumlanma noktası.
3. mat. Payda.
TDK, Türk Dil Kurumu
1. Çıkış yeri, çıkak.
2. db. Boğumlanma noktası.
3. mat. Payda.
Tecvid ve Mahreç Dersleri
Mahreç - Şiddetsiz Geçimsizlik
Mahreç - Sorunluluk
MAHREÇ a. (ar. mahreç). Esk. Bir yerden, bir durumdan çıkış yeri: ".. dahili pazar gittikçe daha ziyade darlaşır ve endüstri dahi ecnebi pazarlarında mahreç aramaya gittikçe daha ziyade zorunlu olur" (Ahmet Muammer ve Şükrü Kaya).
*-*Esk. dilbil. Seslerin boğumlanma yeri.
*-*Esk. eğit. Osmanlılar'da ilmiye rütbelerinden İstanbul tarık-ı mevleviyetlerinin ilk payesi.
*-*Esk. mat. PAYDA'nın eşanlamlısı.
*-*Huk. - MENŞE VE MAHREÇ İŞARETLERİ.
*-*ikt. düş. tar. Mahreçler yasası, ürünlerin ürünlerle hizmetlerin hizmetlerle değişimine dayanan ekonomi yasası. (Bk. ansikl. böl.)
*-*isi. huk. Mirasın kaç paya ayrılacağını gösteren sayı.
*-*Kur. tar. Mahreç mevleviyeti, OsmanlIlar' da adalet sarayı teşkilatında bir aşama. (Bk. ansikl. böl.)
*-*Tic. Yurtiçinde üretilen malların yurtdışında satılmış olduğu yer; dış pazar, sürüm yeri.
*-*ANSİKL. ikt. düş. tar. Mahreçler yasası.
XVIII. yy.'da ilkin fizyokrat Le Trosne tarafınca ortaya atılan ("üretimler sadece üretimlerle ödenir") mahreçler yasası, J. -B. Say tarafınca açıklığa kavuşturuldu. Say'a nazaran işbölümü sebebiyle her insan kendisi için lüzumlu olan tüm mal ve hizmetleri üretmez; ürettiği mal ya da hizmet türü nicelik olarak kendi gereksiniminin boyutlarını aşar; bu üretim fazlasını, rahat bir vasıta sayılan para vasıtasıyla, başkaları tarafınca üretilen ve kendinin gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerle değiştirir. Pek rahat bir gerçeği dile getiren bu yasadan, Say, insanoğlunun, gereksinimlerinin üstünde ne kadar çok üretirse, kendi üretmediği ve gereksinim duyduğu mallardan o denli daha çok satın alabileceği sonucunu çıkarır. Bir mal üretilirken, bir başka malı satın alma olanağı yaratılır. Arz, kendi talebini yaratır; bu durumda, ne kadar çok çeşitli mal üretilirse, malların genel sürümü de o denli kolaylaşır. J.-B. Say'a nazaran, genel bir aşırı üretim bunalımı da dışlanmış olur; bu sebeple en gelişmiş ülkelerde bile "nüfusun sekizde yedisi, mütevazi bir geçim için lüzumlu sayılan birçok üründen yoksun†olduğuna nazaran, “kişiler kadar uluslar da zenginlikten rahatsız olmazlarâ€. Sadece tüketiciler için lüzumlu olmayan şeyler üretildiğinde, kısmi üretim fazlası krizleri olabilir. Bunların önlenebilmesi için, değişimler özgür olmalıdır. Ûte taraftan, üreticilerin, tüketicilerce neyin istendiğini bilerek, bu isteklere uygun mal üretebilmeleri için, fiyat mekanizmasının kendi başına işlemeye bırakılması gerekir. Say'ın düşüncesine nazaran, mahreçler yasası, devletin tutumsal etkinliğe karışmaması gereğini ve dolayısıyla özgür değişimciliği doğrular.
*-*Kur. tar. Bu rütbeye haiz olan kadılara, mahreç mevalisi denirdi. Derecesi, devriye mevalisinden büyük, biladı hamse mevalisinden küçüktü, imparatorlukta, önceleri Halep, Kudüs, Tirhala, Yenişehir, Galata, İzmir, Selanik kadılıkları bu adla anılırken, sonraları Sofya, Eyüp, üsküdar, Trabzon ve Girit kadılıkları da aynı adla anıldılar. Bu kadılıklar Süleymaniye darül-hadisi müderrisi, Süleymaniye medresesi'nin dört müderrisi, Hamisei Süleymaniye ve Musıla-ı Süleymaniye müderrisleri atanırlardı.
*-*Esk. dilbil. Seslerin boğumlanma yeri.
*-*Esk. eğit. Osmanlılar'da ilmiye rütbelerinden İstanbul tarık-ı mevleviyetlerinin ilk payesi.
*-*Esk. mat. PAYDA'nın eşanlamlısı.
*-*Huk. - MENŞE VE MAHREÇ İŞARETLERİ.
*-*ikt. düş. tar. Mahreçler yasası, ürünlerin ürünlerle hizmetlerin hizmetlerle değişimine dayanan ekonomi yasası. (Bk. ansikl. böl.)
*-*isi. huk. Mirasın kaç paya ayrılacağını gösteren sayı.
*-*Kur. tar. Mahreç mevleviyeti, OsmanlIlar' da adalet sarayı teşkilatında bir aşama. (Bk. ansikl. böl.)
*-*Tic. Yurtiçinde üretilen malların yurtdışında satılmış olduğu yer; dış pazar, sürüm yeri.
*-*ANSİKL. ikt. düş. tar. Mahreçler yasası.
XVIII. yy.'da ilkin fizyokrat Le Trosne tarafınca ortaya atılan ("üretimler sadece üretimlerle ödenir") mahreçler yasası, J. -B. Say tarafınca açıklığa kavuşturuldu. Say'a nazaran işbölümü sebebiyle her insan kendisi için lüzumlu olan tüm mal ve hizmetleri üretmez; ürettiği mal ya da hizmet türü nicelik olarak kendi gereksiniminin boyutlarını aşar; bu üretim fazlasını, rahat bir vasıta sayılan para vasıtasıyla, başkaları tarafınca üretilen ve kendinin gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerle değiştirir. Pek rahat bir gerçeği dile getiren bu yasadan, Say, insanoğlunun, gereksinimlerinin üstünde ne kadar çok üretirse, kendi üretmediği ve gereksinim duyduğu mallardan o denli daha çok satın alabileceği sonucunu çıkarır. Bir mal üretilirken, bir başka malı satın alma olanağı yaratılır. Arz, kendi talebini yaratır; bu durumda, ne kadar çok çeşitli mal üretilirse, malların genel sürümü de o denli kolaylaşır. J.-B. Say'a nazaran, genel bir aşırı üretim bunalımı da dışlanmış olur; bu sebeple en gelişmiş ülkelerde bile "nüfusun sekizde yedisi, mütevazi bir geçim için lüzumlu sayılan birçok üründen yoksun†olduğuna nazaran, “kişiler kadar uluslar da zenginlikten rahatsız olmazlarâ€. Sadece tüketiciler için lüzumlu olmayan şeyler üretildiğinde, kısmi üretim fazlası krizleri olabilir. Bunların önlenebilmesi için, değişimler özgür olmalıdır. Ûte taraftan, üreticilerin, tüketicilerce neyin istendiğini bilerek, bu isteklere uygun mal üretebilmeleri için, fiyat mekanizmasının kendi başına işlemeye bırakılması gerekir. Say'ın düşüncesine nazaran, mahreçler yasası, devletin tutumsal etkinliğe karışmaması gereğini ve dolayısıyla özgür değişimciliği doğrular.
*-*Kur. tar. Bu rütbeye haiz olan kadılara, mahreç mevalisi denirdi. Derecesi, devriye mevalisinden büyük, biladı hamse mevalisinden küçüktü, imparatorlukta, önceleri Halep, Kudüs, Tirhala, Yenişehir, Galata, İzmir, Selanik kadılıkları bu adla anılırken, sonraları Sofya, Eyüp, üsküdar, Trabzon ve Girit kadılıkları da aynı adla anıldılar. Bu kadılıklar Süleymaniye darül-hadisi müderrisi, Süleymaniye medresesi'nin dört müderrisi, Hamisei Süleymaniye ve Musıla-ı Süleymaniye müderrisleri atanırlardı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR