MEVCE a. (ar. mevce). Esk. 1. Tek bir dalga; dalga: "bilsen niçin o noktada levh-i musavverin / bir mevce-i sevad ile örtüldü n...
MEVCE a. (ar. mevce). Esk.
1. Tek bir dalga; dalga: "bilsen niçin o noktada levh-i musavverin / bir mevce-i sevad ile örtüldü nâ-gehan" (Tevfik Fikret).
2. Mevce mevce, dalga dalga: "Sancak o rengi âl ile fecri ezel şeklinde / firakı mehabetinde saçar mevce mevce ışık" (Tevfik Fikret). || Mevce-dar, dalgalı. || Mevce-nü- mud, dalgaya benzeyen, dalga şeklinde. || Mevce-i derya, deniz dalgası. || Mevcet -üş-şebab, gençlik çağı.
1. Tek bir dalga; dalga: "bilsen niçin o noktada levh-i musavverin / bir mevce-i sevad ile örtüldü nâ-gehan" (Tevfik Fikret).
2. Mevce mevce, dalga dalga: "Sancak o rengi âl ile fecri ezel şeklinde / firakı mehabetinde saçar mevce mevce ışık" (Tevfik Fikret). || Mevce-dar, dalgalı. || Mevce-nü- mud, dalgaya benzeyen, dalga şeklinde. || Mevce-i derya, deniz dalgası. || Mevcet -üş-şebab, gençlik çağı.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR