Meydan Nedir?

MEYDAN a. (ar. meydan). 1. Çevresi binalarla çevrili, geniş, açık, düzlük yer; alan: Kasaba meydanında kurulan pazar. Bölme meydanı....

MEYDAN a. (ar. meydan).

1. Çevresi binalarla çevrili, geniş, açık, düzlük yer; alan: Kasaba meydanında kurulan pazar. Bölme meydanı.

2. Bir yarışmanın, bir karşılaşmanın, bir savaşın yapıldığı alan: Erlik meydanı. Harp meydanında yüzlerce ölü.




3. Bir kimse ya da bir şeyin bulunması beklenen, kabul edilen yer; ortalık: Bizi çağıran o, fakat kendisi meydanda yok.

4. Fırsat, olanak, vakit: Çocuklardan meydan bulamıyor ki kitap okusun.

5. Esk. Bektaşi ve mevlevi tekkelerinde ayin meydana getirilen yer.

6. Meydan almak, belirmek, yayılmak, büyük seviyede ortaya çıkmak (esk.). || Meydan aramak, olanak ve fırsat gözetmeye çalışmak. || Meydan bulamamak, fırsat ve olanak bulamamak. || Meydan dayağı, bir meydanda, her insanın gözü önünde suçluyu cezalandırmak için atılan dayak. || Meydan dayağına çekmek, bir kimseyi her insanın içinde ya da aşırı seviyede dövmek: Bu tarz şeyleri meydan dayağına çekeceksin kı tekrar yapmasınlar. || Meydan (birine) kalmak, ortada engel olacak kimse ya da şey bulunmamak: işten anlayanlar öldü, meydan acemilere kaldı. Annem gitmiş meydan bizlere kalmıştı artık. || Meydan katmamak, bir şeyin yapılmasına fırsat olmamak ya da gerek kalmamak. || Meydan okumak, kendisinin daha üstün bulunduğunu öne sürerek başkasını karşılaşmaya çağırmak: Bilek güreşinde hepimize meydan okurdu; hiçbir şeyden ya da kimseden korkup çekinmediğini söz ya da davranışla belirtmek. || Meydan saati, her insanın yararlanması için büyük kentlerde kimi alanlara konan saat. || Meydan süpürgesi, avlu, sokak, meydan şeklinde bölgeleri süpürmekte kullanılan uzun saplı, çalı süpürge; cadde cadde gezip dolaşan, fena hanım (arg.). || Meydan vermemek, bırakmamak, negatif, fena bir durumun gerçekleşmesi ya da ortaya çıkması olasılığını önlemek: Büyük bir kavga olacaktı, fakat biz meydan vermedik. || Meydana atılmak, sözkonusu bir sorunsa, her insanın bilgisine sunulmak; bir kimsey- se, bir işi yapmak için kendini göstermek. || Meydana atmak, bir savı ya da düşünceyi her insanın tartışmasına, görüşüne sunmak. || Meydana çıkarmak, açıklığa kavuşturmak; arayıp bulmak. || Meydana çıkmak, belli olmak, kendini göstermek. || Meydana dökmek, hepsini, her insana göstermek amacıyla sergilemek, ortaya dökmek. || Meydana düşmek, bir iş yapmak için kendini ortaya atmak. || Meydana gelmek, olmak, oluşmak, yapılıp tamamlanmak: Bu şekilde bir iş kolayca meydana gelmez. || Meydana koymak, her insana göstermek, her insanın bilgisine sunmak; bir iş ürejmek, ortaya koymak, olmasını sağlamak. || Meydana sürmek, kendisi arkada kalıp başkalarını kışkırtmak. || Meydana vurmak, belli etmek, izah etmek, göstermek. || Meydanda, açıkta, ortada, belli. || Meydanda bırakmak, açıkta, ortada, evsiz barksız bırakmak. || Meydandan çekilmek, yok olmak, bulunmamak. || Meydandan kaldırmak, bir şeyi göz önünden kaldırma, ortada bırakmamak. || Meydanı birine bırakmak, savunduğu bir düşünceyi ya da katılmış olduğu bir yarışmadan caymak. || Meydanı boş bulmak, karşısında kendisini engelleyecek biri bulunmadığı için keyfince, dilediğince hareket etmek.


—Esk. Meydana girmek, muharebeye çıkmak. || Meydangâh, meydan yeri. || Meydan-ı ağber, yeryüzü, dünya. || Meydan-ı hamiyet, hamiyet meydanı. || Meydan-ı harb, cenk alanı. || Meydan-ı mahşer, mahşer yeri. || Meydan-ı politika, idam cezasının infaz edilmiş olduğu yer.


—Ask. Meydan savaşı, açık sahrada (kırsal alanda), büyük askeri kuvvetlerle meydana getirilen kati sonuçlu çarpışma. (Meydan muharebesi de denir.)


—Ask. tar. Meydan hizmeti, Yeniçeri ocağı'nda görevli bulunan seğirdim ustalarının ve aşçılarının yaptıkları hizmet.


—Bahç. Meydan bahçesi, genel olarak bir parmaklıkla çevrili ufak kamusal bahçe.


—Ed. Meydan etmek, halk şairlerinden söz ederken, âşık kahvesinde toplanıp saz eşliğinde karşılıklı şiir söylemek, atışmak, muamma asıp çözmek.


—Esk. sil. Meydan günü, ok meydanında menzil atılan, yarışma düzenlenen günlere verilen ad.


—Kur. tar. OsmanlI imparatorluğu'nda yeniçerilerin ok, tüfek, kılıç ve diğeri askeri eğitimlerini yaptıkları alan. || Meydanbaşı ya da meydan kethüdası, OsmanlIlarda Çömez ocağı'nın komutanlarından biri. (Görevi, kabahat işleyen çömez oğlanını yasalara ve yöntemlere uygun bir halde döverek ya da hapsederek cezalandırmaktı. Yükseldiklerinde sekban ya da zağarcı bölüklerinde vazife alırlardı.) || Meydan hizmeti, Yeniçeri ocağı'nda yeniçeri ortalarının et gereksinimini elde eden seğirdim ahçı ve ustalarının gördükleri hizmet. || Meydan-ı lahm -ETMEYDANI. || Meydan-ı politika, OsmanlI imparatorluğu'nda idam hükümlerinin yerine getirilmiş olduğu bölgelere verilen ad. (Bu hükmü tatbik eden cellatlara meydan-ı politika ustası denirdi.)


—Mim. Meydan odası, D. Karadeniz bölümünde, geleneksel konut mimarlığında, - ana konuttan bağımsız konuk odası, (içinde yüklük, sedir, ocak bulunur.)


—Müz. Meydan faslı, KüME FASLl'nın eşanlamlısı. || Meydan sazı —MEYDANSAZl.


—Sey. oy. Ortaoyununun sergilendiği daire biçimli alan, oyun yeri. (Meydanda, her insanın oyunu izleyebilmesi için en öndekiler yere çömelir, onun ardındakiler iskemleye oturur, en arkadakiler ayakta dururdu. Hanım ve adamların oyun izleyeceği bölgeler ayrıydı, arada kafes bulunurdu. Geleneksel olarak meydanda sergilenen ortaoyunu, daha sonraları sahnede de oynanmaya başladı.) || Meydan oyunu, Ortaoyunu" terimi yerleşmeden ilkin bu tür oyunlara verilen adlardan biri.


—Köy seyirlik oyunlarına bazı yörelerde verileni ad.


—Spor. Spor karşılaşmalarının yapıldığı yer, saha; alan. || Minder güreşinin dışındaki tüm güreş karşılaşmalarının (yağlı güreş, aba güreşi vb.) yapıldığı yer. || Meydan okumak, bilhassa ustalaşmış boksta, şampiyonu yarışmaya çağrı etmek. Maydan, Meydan gazetecilik ve neşrii- yat limited şirketi adına Safa Kılıçlıoğılu'nun ayrıcalık sahibi olduğu haftalık siyeiset ve düşünce dergisi. Yazı işleri müdürü Hakkı Devrim idi. 19 ocak 1965'te yayımlanmaya başlamış olan mecmua, ocak 1983'te piyasaya çıkan 613. sayıdan sonrasında kapanmış oldu] Meydan, Milliyet grubu tarafınca İstanbul'da piyasaya çıkan (12 aralık 199(5) günlük, bağımsız, siyasal gazete. Her gün 8'i renkli 16 sayfa olarak ofset tekniğiyle basılan gazete, pazar günleri Meydan-Pazar ekiyle beraber yayımlanır. Haktan ve halktan yana bir gösterim organı olan Meydan, türünün başarıya ulaşmış örneklerinden biridir (1993 başı ortalama günlük satış 225 000). Genel gösterim yönetmeni Rahmi Turan'la yazı işleri yönetmeni Akgün Tekin bununla birlikte gazetenin yazarlarıdır. Öteki başlıca yazarlar: Teoman Erel, Refik Erduran, Attila Ilhan, Necmi Tanyolaç, Behiç Kılıç.

Kaynak: Büyük Larousse







  • Sakarya Meydan Muharebesi'nin sebep ve neticeleri nedir?


  • Sakarya Meydan Muharebesi (Sakarya Meydan Savaşı)


  • Stallker - Hodri Meydan



meydan
isim Arapça meydĞn




1. Alan, saha

Örnek:
Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu. Ö. Seyfettin
2. Yarışma, eğlence ya da karşı karşıya gelme yeri

Örnek:
Kent kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu. A. H. Tanpınar
3. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
Örnek: Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. Ö. Seyfettin
4. Fırsat, imkân ya da zaman.5. Mevlevi tekkelerinde ayin meydana getirilen yer.
6. Kendisinin daha üstün olduğu savıyla başkasını karşılaşmaya çağırmak.
7. Çekinmediğini, korkmadığını açıkça bildirmek, göstermek.
8. (bir mevzu) her insanın bilgisine sunulmak, öne sürülmek.
9. (bir kimse) bir işi yapmak için kendini öne sürmek, ortaya çıkmak.
10. (bir mevzuyu) açıklığa kavuşturmak.
11. Ortaya çıkmak, ortada kendini göstermek, görünmek.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller

meydan açmak
meydan almak
meydan bırakmamak
meydan bulamamak
meydan kalmamak
meydan okumak
meydan vermemek
meydana atmak
meydana çıkarmak
meydana çıkmak
meydana dökmek
meydana düşmek
meydana gelmek
meydana getirmek
meydana koymak
meydana vurmak
meydanı (birine ya da bir şeye) bırakmak
meydanı boş bulmak
meydanı dar etmek


Birleşik Sözler

meydan dayağı
meydan korkusu
meydan muharebesi
meydan saati
meydan savaşı
meydan sazı
at meydanı
er meydanı
hava meydanı
köy meydanı
ok meydanı
politika meydanı
söz meydanı





 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Meydan Nedir?
Meydan Nedir?
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/meydan-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/meydan-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content