MüELLEF sıf. (ar. mü'ellef). Esk. 1. Bir yerde toplanıp birleştirilmiş, kitap haline getirilmiş. 2. Tasnif olunmuş, yazılmış, t...
MüELLEF sıf. (ar. mü'ellef). Esk.
1. Bir yerde toplanıp birleştirilmiş, kitap haline getirilmiş.
2. Tasnif olunmuş, yazılmış, toplanmış.
—Esk. mat. Harmonik. || Müellef huzme, harmonik demet. || Müellef bölme, uyumlu bölme.
—Hat Arap yazısında, harflerin birbirine benzeyen biçimleriyle oluşturulmuş, anlamlı bir görünüm taşıyan harf ve sözcük topluluğu. (Bir yazı karakteri olan müelle- fe, İranlIlar muamma yazısı derler.)
—isi. Müellefe-i kulub, yeni müslüman olmuş ve gönülleri İslam dinine ısındırılmak istenen kişiler. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Müellefei kulub deyimi, Kuran' da kendilerine zekât verilebileceklerin sıralandığı ayette (IX, 60) geçer. Hz. Muhammet, bu ayetin gereği olarak bütçenin bir bölümünü yeni müslüman olmuş kişilere ayırarak onların gönüllerini yeni dinlerine ısındırmak amacını güttü. Hanefi fıkıh bilginlerinden Ebu Yala el-Ferra müellefei kulubü, müslümanlığa sempati duymaları istenenler, müslümanlara zarar vermelerinden kaygı duyulanlar, yakınlarının İslam dinini benimsemesi amaçlananlar şeklinde değişik bölümlere ayırdı ve belirtilen niçin ve amaçlarla bunlara zekât verileceğini söylemiş oldu.
Hz. Ebubekir'in halifeliği döneminde (632-634) Hz. Ömer, artık müslümanların güçlendiğini, dolayısıyla bazı kişileri kazanmak amacıyla kendilerine zekâttan hisse ayrılmasına gerek kalmadığını savunarak bu sınıfa zekât verilmesine karşı çıktı; bu görüş halife ve diğeri ileri gelen müslümanlarca da benimsenerek müellefe-i kuluba zekât verme uygulaması kaldırıldı.
1. Bir yerde toplanıp birleştirilmiş, kitap haline getirilmiş.
2. Tasnif olunmuş, yazılmış, toplanmış.
—Esk. mat. Harmonik. || Müellef huzme, harmonik demet. || Müellef bölme, uyumlu bölme.
—Hat Arap yazısında, harflerin birbirine benzeyen biçimleriyle oluşturulmuş, anlamlı bir görünüm taşıyan harf ve sözcük topluluğu. (Bir yazı karakteri olan müelle- fe, İranlIlar muamma yazısı derler.)
—isi. Müellefe-i kulub, yeni müslüman olmuş ve gönülleri İslam dinine ısındırılmak istenen kişiler. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Müellefei kulub deyimi, Kuran' da kendilerine zekât verilebileceklerin sıralandığı ayette (IX, 60) geçer. Hz. Muhammet, bu ayetin gereği olarak bütçenin bir bölümünü yeni müslüman olmuş kişilere ayırarak onların gönüllerini yeni dinlerine ısındırmak amacını güttü. Hanefi fıkıh bilginlerinden Ebu Yala el-Ferra müellefei kulubü, müslümanlığa sempati duymaları istenenler, müslümanlara zarar vermelerinden kaygı duyulanlar, yakınlarının İslam dinini benimsemesi amaçlananlar şeklinde değişik bölümlere ayırdı ve belirtilen niçin ve amaçlarla bunlara zekât verileceğini söylemiş oldu.
Hz. Ebubekir'in halifeliği döneminde (632-634) Hz. Ömer, artık müslümanların güçlendiğini, dolayısıyla bazı kişileri kazanmak amacıyla kendilerine zekâttan hisse ayrılmasına gerek kalmadığını savunarak bu sınıfa zekât verilmesine karşı çıktı; bu görüş halife ve diğeri ileri gelen müslümanlarca da benimsenerek müellefe-i kuluba zekât verme uygulaması kaldırıldı.
Kaynak: Büyük Larousse
Müellef-i Kulüb Sınıfı
YORUMLAR