müstevli ödat, eskimiş (müstevli Arapça mustevl³ 1 . Bir yeri salgın eden, yönetimi altına alan (kimse, devlet, ordu vb.): ...
müstevli
ödat, eskimiş (müstevli Arapça mustevl³
1 . Bir yeri salgın eden, yönetimi altına alan (kimse, devlet, ordu vb.):
"Hatta bu iktidar sahipleri, kişisel menfaatlerini müstevlilerin siyasal emelleriyle birleştirme edebilirler."- Mustafa Kemal Atatürk.
MüSTEVLİ sıf. (ar. müstevli). Esk.
1. Tesiri altına alan, basan: “Ahmet Kerim sinirlerine müstevli bu kötü teessürlerden silkinerek gülmeğe çalıştı" (Y. K. Karaosmanoğlu).
2. Her tarafa yayılan, genişleyen
—Esk. tıp. Salgın: Marazı müstevli (salgın hastalık).
1. Tesiri altına alan, basan: “Ahmet Kerim sinirlerine müstevli bu kötü teessürlerden silkinerek gülmeğe çalıştı" (Y. K. Karaosmanoğlu).
2. Her tarafa yayılan, genişleyen
—Esk. tıp. Salgın: Marazı müstevli (salgın hastalık).
sıf. ve a. istilacı, bir yeri salgın eden ordu, devlet vb. için kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
YORUMLAR