Müthiş ödat Arapça mudhiş 1 . Korkuya düşüren, korkulu, dehşetli: "Müthiş bir fırtına çıktı."- . 2 . Çok rahatsız ede...
Müthiş
ödat Arapça mudhiş
1 . Korkuya düşüren, korkulu, dehşetli:
2 . Çok rahatsız eden, dayanılmaz:
3 . Şaşılacak kadar değişik:
4 . ünlem "Ne şaşırtıcı ve hayret verici şey" anlamında kullanılan bir söz.
ödat Arapça mudhiş
1 . Korkuya düşüren, korkulu, dehşetli:
"Müthiş bir fırtına çıktı."- .
2 . Çok rahatsız eden, dayanılmaz:
"Bu müthiş yokluğa, bu derin acıya tahammül edemiyordum."- Y. K. Beyatlı.
3 . Şaşılacak kadar değişik:
"Ansızın kendinde müthiş bir sükûnet, tarifsiz bir rahatlık hissetti."- Ş. Rado.
4 . ünlem "Ne şaşırtıcı ve hayret verici şey" anlamında kullanılan bir söz.
MüTHİŞ sıf. (ar. müdhiş).
1. Korku, dehşet veren, ürkütücü, ürpertici şey için kullanılır: Müthiş bir vaka.
2. Büyük bir güce, şiddete ulaşarak etkilerini yoğun halde duyuran şey için kullanılır: Müthiş bir zelzele. Müthiş bir kar fıdınası.
3. Büyük bir şaşkınlık yaratan şey için kullanılır; şaşırtıcı: Müthiş bir haber.
4. Herhangi bir yönüyle büyük bir hayranlık yaratan kimse, hayranlık uyandıracak nite likteki şey için kullanılır: Müthiş bir karı. Bu, müthiş bir başarı.
5. Büyük bir hastalık veren, dayanılmaz, korkulu: Müthiş bir başağrısı.
♦ be.
1. Bir niteliğin en aşırı boyutlara ulaştığını belirtir: Müthiş güzel bir karı. Müthiş parlak zeka bir genç. Müthiş acıklı bir hikâye.
2. En aşırı seviyede, oldukça fazla: Onu müthiş özlüyorum. Seni müthiş seviyor.
♦ ünl. Aşırı bir hayranlığı, şaşkınlığı vurgular: —Film nasıldı? —Müthiş!
1. Korku, dehşet veren, ürkütücü, ürpertici şey için kullanılır: Müthiş bir vaka.
2. Büyük bir güce, şiddete ulaşarak etkilerini yoğun halde duyuran şey için kullanılır: Müthiş bir zelzele. Müthiş bir kar fıdınası.
3. Büyük bir şaşkınlık yaratan şey için kullanılır; şaşırtıcı: Müthiş bir haber.
4. Herhangi bir yönüyle büyük bir hayranlık yaratan kimse, hayranlık uyandıracak nite likteki şey için kullanılır: Müthiş bir karı. Bu, müthiş bir başarı.
5. Büyük bir hastalık veren, dayanılmaz, korkulu: Müthiş bir başağrısı.
♦ be.
1. Bir niteliğin en aşırı boyutlara ulaştığını belirtir: Müthiş güzel bir karı. Müthiş parlak zeka bir genç. Müthiş acıklı bir hikâye.
2. En aşırı seviyede, oldukça fazla: Onu müthiş özlüyorum. Seni müthiş seviyor.
♦ ünl. Aşırı bir hayranlığı, şaşkınlığı vurgular: —Film nasıldı? —Müthiş!
Kaynak: Büyük Larousse
müthiş ingilizcesi
- terrible, horrible, awful, fearful; excessive; wonderful, great, terrific, super; sensational, out of this world, funky
YORUMLAR