Oyun Nedir?

Oyun TDK, Türk Dil Kurumu isim 1 . Beceri ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi zaman geçirmeye yarayan eğlence: "...

Oyun
TDK, Türk Dil Kurumu
Ad: oyun3.jpg






isim

1 .
Beceri ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi zaman geçirmeye yarayan eğlence:

"Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur."- .

2 . Tiyatro ya da beyaz perdede sanatçının rolünü yorumlama biçimi.

3 .
Müzik eşliğinde meydana getirilen hareketlerin bütünü:

"Zeybek oyunu."- .

4 . Seslendirilmek ya da sahnede oynanmak için hazırlanmış yapıt, temsil, piyes.

5 .
Bedence ve kafaca kabiliyetleri geliştirmek amacıyla meydana getirilen, çevikliğe dayanan her türlü yarışma:

"Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları."- .

6 . Şaşkınlık uyandırıcı hüner:

"Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu."- .

7 . Kumar:

"Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar."- P. Safa.

8 . (spor) Güreşte rakibini yenmek için meydana getirilen türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket.

9 .
(spor) Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilmiş netice.

10 .
(mecaz) Hile, seviye, desise, entrika:

"Mustafa Kemal Atatürk hiçbir vakit onların oyununa kanmış değildir."- H. Taner.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
  • oyuna çıkmak
  • oyuna gelmek
  • oyuna getirmek
  • oyuna kurban gitmek
  • oyun almak
  • oyun bağlamak
  • oyun bozmak
  • oyun
  • çıkarmak
  • oyun etmek
  • oyun oluşturmak
  • oyun oynamak
  • oyunu almak
  • oyunun kurallarını bilmek
  • oyun vermek
  • oyun yapmak
Birleşik Sözler

  • oyun alanı
  • oyunbozan
  • oyun ebesi
  • oyun havası
  • oyun kâğıdı
  • oyun kurucu
  • oyun masası
  • oyun sahası
  • oyun salonu
  • oyun yazarı
  • dürüst oyun
  • eğitici oyun
  • eğitsel oyun
  • orta oyunu
  • öncü oyun
  • pastoral oyun
  • seyirlik oyun
  • sözsüz oyun
  • aralık oyunu
  • ayak oyunu
  • Bizans oyunu
  • borsa oyunu
  • cirit oyunu
  • çocuk oyunu
  • fincan oyunu
  • gölge oyunu
  • hava oyunu
  • hayal oyunu
  • kâğıt oyunu
  • kaşık oyunu
  • kelime oyunu
  • kılıç oyunu
  • köy oyunu
  • kukla oyunu
  • lades oyunu
  • misket oyunu
  • orta oyunu
  • peri oyunu
  • radyo oyunu
  • talih oyunu
  • ekip oyunu
  • şans oyunu
  • tv oyunu
  • tuğla oyunu
  • yumruk oyunu
  • yüzük oyunu
  • halka oyunları






  • Oyun oynarken klavye ve oyun kolu aynı işlevi görüyor, iyi mi düzeltilir?


  • Oyun Hileleri ve Oyun Şifreleri Uygulaması (A'dan Z'ye)



Oyun, çocukta doğuştan gelen bir doğa ve Tanrı'ın onda yarattığı bir içgüdüdür. Bunun temelinde çocuğun fizyolojik gelişiminin muhteşem bir tarzda tamamlanması yatmaktır. Bu sebeple insan yavrusu, canlılar içinde en uzun süre içinde gelişimini tamamlayan bir varlıktır.
Ad: oyun5.jpg



Oyun, çocuğun ilerideki yaşamında yapacağı işlerin,yaşamında rahat bir misalidir.Yazılı lardan öğrenilmiştir ki, Hz. Süleyman (as.) çocukken, mahkeme kurup hükümler vermiş. Fatih Sultan Mehmet'te bahçe havuzunun iki yanına oyuncak gemiler yerleştirip bu tarz şeyleri top ve mermi atışıyla savaştırmış.





Oyun, çocuğun duygularını, özlemlerini, korkularını, özetlemek gerekirse iç dünyasını yansıttığı bir tiyatro sahnesidir. Onları uzaktan izleyin de, bir şeyden anlamaz zannettiğiniz o ufak yaramazların, çoktandır unuttuğunuz bir aile kavgasını ya da münakaşasını, iyi mi sahneye koyduklarını ve maharetle dramatize ettiklerini bir görün.


Oyun, çocuğun dünya ile alakalı bilgisini geliştiren başlıca araçtır.

Oyun, çocuğun en ciddi işidir.

Oyun, çocuğun dili ve etkin bir anlatma aracıdır.

Oyun, çocuğun gerçek dünyayla, hayal dünyası arasındaki köprüsüdür.

Oyun, çocuğun öğrenme sürecini attığı ilk adımdır.


Oyun
Ad: oyun4.jpg


Sahnede oynanmak suretiyle yazılmış yapıt; piyes. Başlıca iki ögeden oluşur: Vaka ve kişiler. Olayın gelişimine gore de kuruluşu bakımından bölümlere ayrılır. Mevzunun ana parçalarından her birine perde ya da bölüm, kişilerin sahneye girip çıkmasıyla oluşan ufak bölümlere de sahne ya da fıkra, meclis denir.

MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi


OYUN
Oyunun Tanımı: Oyun nedir denildiği vakit oyun kelimesinin birden çok tanımı vardır ve bunlardan bazıları şunlardır;

Oyun, çocuğa asla kimsenin öğretemeyeceği mevzuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yoludur.


Oyun, sonucu düşünülmeden eğlenmek amacıyla meydana getirilen hareketlerdir. Oyun ‘iş' in karşıtı olarak düşünülmektedir. Bu sebeple ‘iş'te belli bir netice söz mevzusudur.â€


Oyun, içsel olarak güdülenen belirli bir amacı olmayan, yetişkinler tarafınca değil, çocuğun koyduğu kurallara bağlı olarak kendiliğinden gelişen ve zevk unsuru taşıyan davranışlarda oluşan bir etkinliktir.


Oyun, evlatların kendi seçtikleri ya da gruptaki öteki evlatların seçtikleri ve kendilerine gore sağlam kuralları olan eylemlerdir.
Ad: oyun6.JPG


Oyunun Özellikleri:

Oyunda bazı kurallar ve özellikler bulunur. Oyunu garip ve mühim icra eden, bu kurallar ve özelliklerdir. Oyunun özellikleri aşağıdaki gibidir:


- Oyuncunun oyunda yer alması için herhangi bir zorunluluk yoktur. Oyun bu hususi durumunu kaybettiğinde çekici ve keyif verici olmaktan çıkar.

- Oyun kendiliğinden ortaya çıkar, mutluluk ve rahatlık verir.

- Oyunun vakit sınırları ve kuralları vardır.

- Gerçek yaşamdaki kuralların oyunda hiçbir geçerliliği yoktur, yalnız oyunun kuralları vardır.

- Oyunda deneyimler tekrarlanır, çevre öykünmek edilir ve yeni şeyler denenir.

- Kurallı bir oyunda yeni bir şey üretilmez.

- Oyunun iyi mi gelişeceği ve iyi mi sonuçlanacağı evvel belli değildir.

- Oyunda yaşamdan değişik bir konumda bulunma durumu söz mevzusudur.

- Oyun dinamik bir süreçtir.

Oyunun Eğitimdeki Yeri ve Önemi:

Oyun hangi çağda vei kültürde olursa olsun çocuğun olduğu her yerde oyun vardır. Bir çocuğun sevgiden sonrasında gelen en mühim ruhsal ihtiyacı oyundur. Oyun, çocuğun yaşamı anlama yoludur.


Oyun, evlatları gerçek hayata hazırladığı benzer biçimde iç dünyasının dışa vurumunda da etkin bir araçtır. Yaşadıklarını, isteklerini, duygularını oyunla dışa vurur. Oyun esnasında üstlendiği rollerle dünyayı algılamaya çalışır, özdeşim kurar ve böylece kişiliği oluşmaya ve gelişmeye adım atar. Oynarken edinmiş olduğu bilgiler daha kalıcı ve etkilidir. Oyun, çocuğun gözlem yolu ile düşünmesidir ve çoçuk deneyimlerini oyun yöntemiyle kazanır. Yaşamı için lüzumlu bilgi, beceri ve deneyimleri oyun içinde kendiliğinden öğrenir. Bu yüzden evlatların eğitiminde en etkin yol oyundur. Oyunlar, çocuğun eğlenerek öğrenmesinde ilk basamağı oluşturur.


Oyunlar, evlatları eylemsiz durumdan etken duruma geçirmeleri sebebiyle öteki öğrenme tekniklerine gore daha etkilidir. Günümüzde evlatların oyun ihtiyaçlarının en iyi karşılandığı bölgeler, erken çocukluk eğitimi kurumlarıdır. Kentleşmenin hızla artması, anne babaların yoğun iş temposu içinde çocuklarıyla yeterince ilgilenecek ve oynayacak zaman bulamaması, bilgisayarın evlatları tutsak etmesi benzer biçimde bir çok sebepten dolayı çocuklar diledikleri benzer biçimde oynayabilecekleri ortam bulamamaktadırlar. Çocuklar, evlerinde ve yakın çevrelerinde bulamadıkları oyun ortamını erken çocukluk eğitimi kurumlarında bulabilmektedirler. Gene de unutulmamalıdır ki bir çocuk için her şey oyuncak, her yer oyun alanı olarak kullanılabilir.


Oyunla eğitimde çocuk, yaparak ve yaşayarak öğrenir. Dokunur, görür, koklar, dinler, tadına bakar ve hisseder. Tüm duyularını kullanır. Böylece daha kalıcı ve naturel bir öğrenme gerçekleşir. Evlatların devamlı oynadığı ve oyun oynamayı ne kadar çok sevdikleri düşünülürse oyunun eğitimde kullanılmasının ne kadar etkili ve kolay olacağı anlaşılabilir.

Oyunun Çocuğun Gelişimine Olan Tesirleri:

Oyun oynamak, çocuğun eğlenmesinde ve eğitiminde olmasıyla birlikte onun gelişmesinde de mühim rol oynar. Çocuğun tüm gelişim alanlarına tesiri olan oyun, çocuğun bedenini tanımasını da sağlar. Oyun oynayan çocuklar, oynamayan çocuklardan daha sağlıklıdır ve daha acele gelişir.

Oyun esnasında çocuğun tüm bedeni hareket eder. Oyun esnasında çocuğun büyük ve ufak kasları kasılma, gevşeme ve esnemelerle devamlı emek verme halindedir. Bilhassa hareketli oyunlarda kalp atışı, kan dolaşım hızı ve solunum normalin üstüne çıkar. Bu sayede kana bolca oksijen geçer ve kan akışı yöntemiyle dokulara daha çok oksijen ve gıda göç eder. Vücut, oyunda terler. Böylece bedendeki zehirli atıklar dışarı atılır.


Oyun yöntemiyle enerjisini boşaltan çocuğun uykusu düzene girer ve iştahı açılır. Ek olarak açık havada oynan oyunlar, güneşten ve temiz havadan yararlanmasını sağlayarak bedensel gelişimini hızlandırır.
Ad: oyun2.jpg



Çocuğun yaşantısında bir de iç dünyası vardır. Çocuğun duyguları ile oyun arasındaki ilişkiyi “Çocuk oyunlarında şuur dışı talep ve zorluklarını yaşar†sözleriyle ilk kez Freud ortaya koymuştur.


Çocuk, oyunla duygusal açıdan güvenli bir çevrede hayal etmenin zevkini yaşar ve duygularını bu ortamda özgürce ifade eder. Mutluluk, luk, acı, üzüntü, itimat duyma benzer biçimde birçok duygusal tepkiyi oyun yöntemiyle öğrenebilir. Duygusal tepkilerin dramatize edilmesi, oyunlaştırılması çocuğun kendini tanımasına destek sunar. Çocuk, oynadığı oyun yöntemiyle benmerkezcilikten ayrılır. Kendine olan itimatı gelişir. Başkalarının duygularını anlamış olur.

Çocuk, kendisini ve çevresini oyun yöntemiyle tanır. Devamlı sorular sorarak bilgiler elde eder ve bilgilerini de çevresindekilere aktarır. Oyun, keşfederek öğrenmeyi ihtiva eder. Çocuk birçok terimi, vakası ve deneyimi oyun içinde öğrenir.

İletişimin en mühim sembollerinden kabul edilen dil; çocukta ilkin alıcı, sonrasında da ifade edici şekilde gelişir. Oyun çocuğun yaşamının büyük bir bölümünü kaplar ve gerçek yaşamda olduğu benzer biçimde oyun içinde de öteki insanlarla haberleşme-iletişim kurabilmek için dili kullanmak zorundadır.


Ad: oyun1.JPG
OYUN a.

1. Zorla yapılmayan, hiçbir yarar amacı gütgıeyen ve eğlenmek ya da bir tat almak için girişilen fizyolojik ya da zihinsel etkinlik: Çocuğun, yetişkinin oyunu. Oyuna ya da oyunlara katılmak. Bu oyunlar sizin yaşınıza gore değil. (Bk. ansikl. böl. Ruhbil.)

2. Duruma gore fizyolojik ya da zihinsel niteliklerin, kurnazlığın, becerikliliğin ve rastlantının rol oynadığı, yenenlerin ve yenilenlerin bulunmuş olduğu, uzlaşmalı kurallara dayanan eğlence etkinliği: Talih oyunu, iskambil oyunu. Bir oyunda en kuvvetli olmak. Oyunda hile yapmak.

3. Bilhassa para riskinin bulunmuş olduğu değişik talih oyunlarının tümü; kumar: Oyun tutkusu. Oyun salonu. Oyunda varını yoğunu yitirmek.

4. Toplu olarak oynanan bir oyunu düzenleyen kurallar bütünü: Oyunu bozmak. Oyuna uyum sağlayamamak.

5. iskambil, tavla vb. oyunlarda, el, parti: Sonucu, üçüncü oyun belirleyecek. Bir oyun daha oynayalım mı?

6. Bir oyuna başlama: Ben oynadım, şimdi oyun sırası sende.

7. Bir netice elde etmek amacıyla bilhassa fizyolojik kabiliyetlerini kullanan kimsenin hareketleri: Eskrimde kılıç oyunu. Güreşçilerin ayak oyunları.

8. Bir görevi yorumlamak eylemi, yorumlama biçimi: Dekor çok kötüydü fakat oyuncuların oyununa diyecek yok.

9. Toplu oynanan bir oyunu, bir sporu uygulamak, bir oyunu, bir maçı oynamak eylemi ya da biçimi: Kuvvetli ve kendinden güvenli bir oyunu var. Takımların her ikisi de güzel bir oyun sergilediler.

10. Bir kimsenin, bir şeyi elde etmek, bir isteğine ulaşmak için yararlandığı ustaca fakat dürüst ve yasal olmayan yol, yöntem; hile, dolap: Bu onun oyunlarından yalnızca biri. Onların bu oyununu bozmalıyız.

11. Kaprisli ya da çılgınca davranan bir kimsenin ciddiyetten uzak davranışı: Onun bu tür oyunlarına hâlâ alışmadın mı? Bu tür çocuksu oyunlardan vazgeç.

12. Oyun almak, oyunu almak, bir oyunu kazanmak. || Nit. sıf. + oyun çıkarmak, bir sporcu ya da bir ekip sözkonusuysa, oyunda, karşılaşmada belirtilen şekilde başarı düzeyini tutturmak: İyi, fena, güzel bir oyun çıkarmak. Takımımız mükemmel bir oyun çıkararak açık farkla galip geldi. || Oyun ebesi, çocuk oyunlarında oyunu yöneten kimse, oyunun başı. || Bir hiç kimseye oyun etmek, oyun oynamak, oyun yapmak, hile ve kurnazlıkla bir kimseyi aldatmak, dolap çevirmek: Dikkatli ol, sana bir oyun etmesinler. || Sıf. + bir oyun oynamak, amacına ulaşmak için belirtilen şekilde hareket etmek: Tehlikeli bir oyun oynamak. Fena bir oyun oynamak. || Oyun içinde oyun, bir iş içinde hile üzerine hile yapma ya da art arda dolap çevirme. || Oyun kâğıdı, iskambil kâğıdı. || Oyun oluşturmak, bir yarışmada belirli taktikler uygulayarak yarışmayı kazanmaya çalışmak. || Oyun, oyunu vermek, oyunda kaybetmek. || Oyuna çıkmak, oyunda rol almak, sahneye çıkmak. || Oyuna gelmek, hileyle ya da düzenle aldatılarak fena bir duruma düşmek. || Bir kimseyi oyuna getirmek, onu güzel sözlerle, hile ile aldatmak, kandırmak ya da beklemediği fena bir durumla karşı karşıya bırakmak. || Oyuna girmek, oyuna katılmak. || (Bir kimsenin) oyununu bozmak, onun yapmış olduğu hileyi boşa çıkarmak, bu yolla netice almasını engellemek: Lüzumlu girişimleri zamanında yaparak oyununu bozdular. || Oyunun kuralı, kuralları, herhangi bir duruma gelmek, herhangi bir etkinlik alanına girmek gerektiğinde sükunet içinde kabul edilmek zorunda kalınan antak kalma noktası ya da noktaları. || Oyunu kurallara gore oynamak, bir işe, bir eyleme, o iş ve eylemin gereklerine uyarak katılmak.


—Ed. Anlatımda güzellik sağlamak ya da tartışmayı kazanmak için başvurulan dolambaçlı ifade yolu: Söz oyunu.


—Ed. ve Tiyat. Trajik ve/ya da gosteri sanatıyla ilgili yapıt (Eşanl. PİYES); bu yapıtın sahnede, televizyonda ya da radyoda gerçekleştirilmesi (Eşanl. TEMSİL): Oyun yazarı. Başarıya ulaşmış bir oyun. Tiyatro, tv, radyo oyunu. Oyunun en gerilimli noktası.


—Etol. Davranış kütükleriyle ilgili devinim- sel eylemler bütünü. (Çoğu zaman, güdülenme bağlamıyla ilişkisi olmadan ve büyümekte olan bireylerce gerçekleştirilir.)


—Folk. Çocuk oyunları, çocuklar tarafınca eğlenmek ve oyalanmak amacıyla tek başına ya da topluca meydana getirilen, kurallı ya da kuralsız, belli bir oyun aracını gerektiren ya da gerektirmeyen; çoğunlukla hesap, öykünmek, tesadüf ya da maharete dayanan eylemler (Bk. ansikl. böl.) || Halk oyunları - HALK.


—Mat. Sıfır toplamlı oyun, oyuncuların bir kazanç elde ettikleri ve kazancın cebirsel toplamının sıfır olduğu oyun. || Oyunlar kuramı, karar verme kuralları ile taktik ve strateji soyut kavramlarından yararlanarak problemlerin çözümünü elde eden matematiksel yöntemlerin kümesi. (Bu kuramdan başlıca tutumsal ya da askeri problemleri yorumlamada yararlanılır.) [Bk. ansikl. böl. Mat.]


—Müz. Oyun havası, türk müziğinde, eşliğinde dans edilebilen, ritmik ve kıvrak melodilerle örülmüş enstrümantal parçaların genel adı. (Oyun havalarının bir çok, nim sofyan, sofyan, düyek, yürükaksak benzer biçimde ufak usullerle ölçülmüştür. Başlıca oyun havası türleri: çiftetelli', zeybek', horon‘ hora', bar', ağırlama', halay', köçekçe', tavşanca', tonga', sirto‘ vb.)


—Ruhbil. Oyunla tedavi, ruhsal tedavi amacıyla oyundan (ekip ya da beceri oyunları) yararlanma.


—Spor. Sporcuların fizyolojik, ruhsal ve sportif anlayışını geliştirmek amacıyla meydana getirilen hareketlerin tümü. || Teniste set'in kısmı. (Oyunu kazanmak için minimum dört puan kazanmak gerekir.)


—Tar telm. Karaman'm koynu, sonrasında çıkar oyunu - KARAMAN.
Kaynak: Büyük Larousse


Ad: teatr.jpg
—Tiyat. Oyun ağası, Anadolu'da köy seyirlik oyunlarının düzenlenmesinden görevli şahıs. (Oyun babası da denir) | Oyun alanı, bir oyunun seyircinin görebileceği şekilde oynanmasına elverişli yer: Topluluk, oyun alanı olarak yıkık bir köşkün giriş merdivenlerini seçmiş. || Oyun çıkarma, köy oyunlarını hazırlayıp seyirciye sunma anlamına gelen bir deyim. (Ek olarak, provaların son aşamasında,bir piyesin seyirciye sunulacak düzeye gelmesi anlamında da kullanılır: Oyunu, birkaç güne kadar çıkaracağız.) || Oyun düzeni, sahneye konulacak bir piyesle ilgili tüm çalışmaların ve teknik hazırlıkların eşgüdüm halinde gerçekleştirilmesi anlamına gelen bir deyim. (Yönetmen, oyunun iç ve dış eylemlerine ilişkin görüşlerini, dekor, elbise, ışık vb. mevzuları içeren ayrıntıları ve uygulayım planını, provalar esnasında görmüş olduğu eksikleri oyun düzeni defteri denilen bir deftere kaydeder.) || Oyun oluşturmak, belirli bir metne dayanmaksızın, daha çok doğaçlama yöntemiyle ve gruptaki oyuncuların önerilerini geliştirmek suretiyle bir oyunun iskeletini meydana getirmek. || Oyun seçici, çoğu zaman dramaturg anlamına kullanılan deyim. (Bir tiyatroda sahnelenecek ya da radyo, tv benzer biçimde kamu haberleşme-iletişim kuramlarında yayımlanacak piyesleri seçer.) || Çocuk oyunu - ÇOCUK. || Trajik oyun, tiyatro etkinliğine bağlı olarak oyuncuların özgür ifadelerine ve iletişime dayalı eğitici uygulama. || Ekip oyunu, bir tiyatro topluluğunda yer edinen sanatçılardan her birinin büyük rol, ufak rol ya da baş oyuncu, figüran oyuncu farkı olmaksızın, kimi vakit dönüşümlü olarak rolleri paylaşmaları. || Öğretici oyun, belli bir mevzuyu ele alan ve amacı tiyatro oyunu vesilesiyle o mevzuyu öğretmek olan oyun. (Daha çok okullarda başvurulan yöntemlerden biridir.) || Ön oyun, aslolan oyun başlamadan ilkin, seyirciyi ısındırmaya ve sahnelenecek piyesin daha iyi anlaşılmasına yönelik giriş kısmı. (Eski çağlarda bazı piyes yazarları kendilerini tanıtmak, yazdıklarının yanlış anlaşılmasını önlemek ya da bu şekilde bir oyunu yazmanın nedenlerini izah etmek için, kitapların başına konan önsöz benzer biçimde, bir ön oyunla giriş yapmayı yeğlerlerdi. Günümüzde de bazen bu şekilde bir uygulamaya gidildiği görülmektedir.)


♦ oyunlar çoğl. a. Çoğu zaman çeşitli ülkelerden gelen temsilcilerin bir araya toplanmasıyla meydana gelen birçok sportif daldaki yarışmaların tümü: Olimpiyat oyunları. üniversite oyunları. Akdeniz oyunları.


—Antik. Kalabalık bir seyirci topluluğu önünde meydana getirilen ve galiplerin ilanıyla sonuçlanan spor karşılaşmaları ya da tiyatro yarışmaları. (Bk. ansikl. böl.)


—ANSİKL. Malum en eski oyunların izleri Münbit hilal (Verimli hilal) yöresinde, Mısır' da ve Anadolu'da bulunmuş oldu. Mahasna (Yukarı Mısır) mezarlığt'nda, koni biçiminde on bir taşla beraber bulunan üç çarpı otuz altı hanelik oyun tahtası IV. binyıl'ın başlarına tarihlenir. Ur kral mezarlarında (III. binyıl), haneleri sedef kakmalı iki oyun tahtasının yanı sıra, siyah ve beyaz noktalarla işaretlenmiş on dört yuvarlak taş bulunmuştur. Büyük bir olasılıkla Münbit hilal'de yaşayan kavimler, kim bilir Çin vesilesiyle (bazı metinlerde oyunların bu ülkede II. binyıl' da bilinmiş olduğu belirtilir), dravid Hindistanı'yla oyun alışverişinde bulunmuşlardı. Bununla beraber zamanı kati olarak saptanabilmiş belgeler sadece Konfuçius dönemine (İ.Ö. V. yy.) kadar uzanmaktadır. Aynı dönemde Hindistan'da oynanan toplam 18 oyun Buddha'nın diyaloglarında özetlemek gerekirse betimlenir. Atina'da Yunanlılar, Platon'un Mısır' dan gelme bir tür oyun bulunduğunu belirttiği kybeia'ya merak sarmışlardı (İ.Ö. 500). Bu oyun İ.Ö. 100'e doğru Roma'da alea' ya, Roma askerlerince götürülmüş olduğu İran' da da narcfa dönüştü. Hindistan'da narcf dan satranca giden ilk aşamalardan kabul edilen aştapada dünyaya geldi. Lydialılar kumar oyunlarına çok düşkündü. Bunlar içinde zar ve aşık kemiği ile oynanan oyunlar başta geliyordu. Herodotos Lydia halkının bu oyunları uzun devam eden bir kıtlık sürecinin acısını unutmak için bulduklarını yazar. İ.S. I. yy.'ın başlarında tavlaya (tabuta) dönüşecek olan duodecim scripto- rum Romalılarda yaratıldığında, zar ve aşık çoktandır yaygındı. VI. yy.'da İran'da, bilhassa de Hindistan'da, caturanga benzer biçimde satrancı müjdeleyen oyunlar ortaya çıkarken, Avrupa'da XIII. yy.'a dek hiçbir yenilik görülmedi. Dama oyununun İspanyol kökenli atası alquerque, büyük bir olasılıkla XIII. yy.'da dünyaya geldi. Bugün bildiğimiz şekilde oyun kâğıtları Avrupa'da XIV. yy.'da ortaya çıktı. Reversi (XVI. yy.'a doğru) Fransa'da, whist ve boston (XVIII. yy.) İngiltere'de yaratıldı. Bu tarz şeyleri XIX. yy.'da malilla ve poker, XX. yy.'da briç, belot, ka- nasta ve remi benzer biçimde başka birçok oyun türü izledi. Briç ve satranç gittikçe yaygınlaşmaktadır. Strateji oyunları (Uzakdoğu kökenli go benzer biçimde) Avrupa'ya yayılıyor. Sözcük oyunları (Scrabble benzer biçimde) ve temalı oyunlar (Monopoli benzer biçimde) çoğalıyor; elektronik geçmişin oyunlarına yeni biçimler veriyor ya da yeni yeni oyunlar yaratılmasını sağlıyor.

Oyunlar kimi kez dinsel uygulamaların kültürel kalıntıları olarak kabul edilir: Afrika avele'sinde, yıldızların gökyüzündeki hareketi canlandırılırken, Meksika patolli'si güneş ve kehanetle ilgili bir çevrim canlandırır. Oyunun yapısı simgeleri yüklenmeye çok elverişlidir.


—Antik. Hititler'de de tanrılar için meydana getirilen şenliklerde yarışmalar düzenlenir, birinci gelene bir mina gümüş ve iki hususi ekmek ya da asker giysileri ödül olarak verilirdi. Kimi törenlerde rahiplerle Fırtına tanrısı savaşını simgeleyen oyunların yanı sıra, eğlendirici oyunlar da düzenlenirdi.

Homeros'un şiirlerinde sözü geçen kitle oyunları Yunanistan'da çok yaygındı. Devamlı bir tanrı onuruna düzenlenen bu oyunlarda başlangıçta yalnız güreş, koşu, boks, disk atma, otomobil yarışları vb. benzer biçimde atletizm gösterilerine yer verilirdi. Hemen sonra bunlara müzik ve şiir yarışmaları eklendi. En tanınmışları Ölympia, Delphoi, Nemea (Pythia oyunları), Isthmia oyunlarıydı.

Romalılar'da, şenlikler, yıldönümü kutlamaları, cenaze törenleri, vb. esnasında çoğu zaman forum, sirk, amfitiyatro ya da tiyatrolarda çeşitli oyunlar (otomobil yarışları, gladyatör dövüşleri, sahne gösterileri) düzenlenirdi. Oyunlar bireylerce ya da devlet adına düzenlenir, sadece, giderlerin büyük bir kısmı aedilisler, daha geç dönemde de praetortar tarafınca karşılanırdı. Oyunlar'ın Etruria'dan Roma'ya geçişi İ.Ö. IV. yy.'a rastlar. Bunların başlıcaları şunlardı: Apollon onuruna kısmen tiyatroda, kısmen sirkte meydana getirilen ludi Apollinares (5 ya da 6 temmuz-13 temmuz içinde); lupiter onuruna Capitolium oyunları; Flora onuruna mayıs başlangıcında düzenlenen açık saçık özellikte Floralia oyunları; tanrıların anası onuruna Büyük oyunlar (Megalenses); halkın Aventinus tepesine çekildikten sonrasında kazanılmış olduğu zaferin anısına kutlanan pleb oyunları; her yüz on yılda bir, görkemli törenlerle kutlanan saecularis oyunları. Oyunlar, Constantinus'un ardılları tarafınca kaldırıldı, sadece bu pek kolay olmadı.

Bizans döneminde Konstantinopolis'in meşhur Hipodrom'u mühim yarışmalara sahne oluyordu. Bunların bir kısmı siyasal içerikliydi ve otomobil yarışmacıları Maviler ve Yeşiller olarak iki grup oluşturuyordu. Yarışmalar quadriga denilen dört atlı, iki tekerlekli otomobillerle yapılıyordu. Hipodrom'daki yarışmalar esnasında ek olarak çeşitli eğlenceler düzenleniyordu.


—Etol. Günümüze kadar yalnızca yavru memeli hayvanların oyunları incelenmiş ve bunlara dayanarak evlatların oyunlarına ilişkin gözlemler yapılmıştır. Hayvanlar evreninde daha çok genç bireyler oyun oynarlar; bununla beraber erişkin kedi ve köpeklerde, hiçbir uyaran bulunmadan (aksi halde oyundan çok bir boş etkinlik sözkonusu olurdu), oyuna benzeyen soruşturma davranışlan taslakları gözlenmektedir; netice olarak, oyunun, kişinin davranışlarını olgunlaştırabilmesi için lüzumlu bir etkinlik olduğu anlaşılmaktadır. Oyun, eksiksiz ve sonlanmış diziler halinde vakaya karışan devinimsel öğelerin birbirinden ayrılmasını hem kolaylaştırma hem de gerçekleştirme olanağı verir. Ontogenez esnasında oyun etkinliklerinin iki amacı olabilir: bazı davranışları (cinsel, beslenmeyle ilgili, vb.) öğrenme; kişinin, yaşamış olduğu çevrede karşılaşacağı pozitif ve negatif etkenleri (avlar, türdeşler) tanıması.


—Folk. Çocuk oyunlarının eğlendirici ve oyalayıcı işlevi yanında, eğitici ve toplumsal ilişkileri geliştirici bir yönü de vardır. Anadolu'da çocuk oyunlarında kır-kent ayrımı oldukça belirgindir. Her iki kesimde de oynanan yaygın çocuk oyunlarının yanı sıra değişik yörelere özgü oyunlara ya da malum oyunların değişik oynanma biçimlerine de rastlanmaktadır. Kullanılan oyun gereçlerine ve oynanış biçimine gore kabaca bir gruplama yapılacak olursa, çocuk oyunları başlıca on gruba ayrılabilir:

1. Top oyunları değişik türde ve amaçtadır; buna gore topun niteliği de değişmiş olur. Meşin, lastik toplar yanında bazı oyunlarda bez, kâğıt, vb. malzemeden yapılmış toplar da kullanılır. Mesela Konya yöresinde oynanan çindilli oyununda, topun işlevini ebenin takkesi görür.

2. Bir başka grup, en yaygın türü çelik- çomak olan değnekli oyunlardır. Bunların biri hedefe değnekle nişan alınan oyunlar, diğeri top ve değnekle oynanan oyunlar olmak suretiyle iki türü vardır. Bu türlerin de yörelere gore bir çok çeşitlemesine rastlanır.

3. Taş ve gülle oyunları, tüm tehlikesine rağmen günümüzde de çok yaygın oyunlardır. Bilya, boncuk, ceviz, çeşitli sayıda taş vb. nesnelerle oynanan oyunlar da bu gruba girer. üç taş, altı taş, dokuz taş türü oyunların çok eski olduğu bilinmektedir. Taş oyunları içinde Tekirdağ'ın tayyare oyunu, çapraz oyunu vb. yere çizilmiş çizgiler üstünde oynanan kaydırağa benzer oyunlar da vardır. Taş ve gülle oyunları, yörelere gore farklılıklar göstermekle beraber Anadolu'nun derhal her kesiminde yaygındır.

4. Koşma, kovalama, kurtarma oyunları, hem kırsal kesimde hem de kentlerde yaygın oyunlardır Bu tür oyunların en yaygın olanları, "elim sende†türünden ebenin elini değdirerek ebaliği başkasına geçirdiği oyunlardır. İstanbul'un ebe çıldır. Niğde'nin ayağım naili, Kayseri'nin elim yağlı, Gaziantep'in darabil, Tekirdağ'ın ateşliyim oyunları bunlar içinde sayılabilir. Oyunların kimisi ekip halinde oynanır. Tekirdağ'ın körebe, Muğla'nın ula kör çepiş, Safranbolu'nun ebe kışkış, llgın'ın depmetura'sı bu türe giren körebe oyunlarıdır. Oynanışlarında, yörelere gore kimi farklılıklar görülür. Mesela, avşar oymaklarının yoğun olduğu yörelerde körebe oyunu türkülüdür.

5. Zor kullanma oyunları, bir oyuncuyu zorla almak, bir oyuncu sırasını kırmak, ya da gözetilen bir nesneyi kaçırmak temeline dayanır. Konya'nın alay tura oyunu, Burdur'un zincirkırma oyunu, Antalya türkmenlerinin davar kurt oyunu, Kayse- ri'nin dön kuyruğum'u bu tür oyunlardır. Bu tür hem kentlerde hem de kırsal kesimde yaygın bir oyun biçimidir.

6. Atlama, sıçrama, sekme oyunlarının en mühim iki türü birdirbir ve uzuneşektir. ip atlama da buna eklenebilir. Sekme oyunlarının en yaygınını da yere çizilen çizgiler üstünde yassı bir taşı gezdirerek oynanan kaydırak oyunları oluşturur.

7. Gizleme-saklanma oyunları, bir kişinin eylemin ya da fikrin saklanması temeline dayanır. Bu tür oyunların derhal tümü ekip oyunudur Saklambaç, nesi var, el el üstünde kimin eli var vb. bu tür oyunların en yaygınlarıdır.

8. Dilsiz-şaşırtma-şaka oyunlarının temel kişisi ebedir. Dilsiz oyunlarında ebe ne yapıyorsa aynısının konuşmadan, gülmeden yinelenmesi; şakalı oyunlarda ise bir elebaşı önderliğinde oyuncuların zor duruma düşürülmesi esastır. Burdur'un Dilsiz, İsparta'nın Sende, Niğde'nin işçi, Kayseri'nin Çatlım eşek, Çorum'un Mum dibi oyunları bu türe girer.

9. Trajik özellikte büyülük, törensel oyunların bir çok kişileştirme ve eylemin taklidine dayanır. Küçüklere özgü olduğu sanılan kimi oyunlar, daha etkili olacağı düşüncesiyle uygulanması ufaklıklara bırakılmış geleneksel merasim ve büyülerdir. Çömçe' gelin, Kepçe hanım, Su gelini benzer biçimde yörelere gore çeşitli adlar alan yağmur dilleme töreni, bu tür oyunların önderlik yapar. Anadolu'nun bazı yörelerinde çocuk oyunları, gelecek senenin da habercisi sayılır. Mesela o yıl çocuklar kuyu kazarak oynarlarsa ekinlerin verimli olacağı ve ekin kuyuları kazılacağına; ev yaparak oynarlarsa yapıların bolca olacağı biçiminde yorumlanır. Dokuz taş oyununun kumalak falından landığı, körebe oyununda eski inanışların uzantısı olduğu görüşleri de vardır. Buna gore, körebe oyunu, geçmişte adak adanacağı vakit bir hayvanın gözünü bağlayıp çevresinde halka olma ve hayvan kime değerse onu kurban etme geleneğinin uzantısıdır. Kimi törensel nitelikli oyunlarda da türküler, maniler söylenir ve bunların bolluk getireceğine inanılır. Ebe seçme tekerlemeleri bunların en yaygın örnekleri olarak değerlendirilir.

10. Çocuklar kadar büyükler içinde da yaygın olan yüzük oyunu ise bir başka oyun grubunu oluşturur. Yüzük oyunlarının Anadolu folklorunda oldukça mühim bir yeri vardır ve kış geceleri meydana getirilen toplantıların başta gelen oyunlarındandır.

Kaynak: Büyük Larousse











—Mat. Oyunlar kuramı. Kumarda bir parti sona ermemişken ortaya konan paranın bölüşülmesine bir çözüm getirmeyi ilk
Ad: mat.jpg
öneren Pascal oldu. Bunu izleyenler meşhur kişilerdi: Huygens, Bernoulli, Cournot, ondan sonra, 1928'de J. von Neumann tarafınca bulunan oyun kuramıgın temel ilkesinin çok yakınına yaklaşan Emile Bo- rel'dir. Bununla beraber Ville'in temel bir tanıtlamasını vermesi için on yıl geçmesini beklemek gerekti; işte sadece 1944'te matematikçi J. von Neumann'ın Spiettheorie (Oyun kuramı) ve iktisatçı Morgenstern'in (Theory of Games and Economic Beha- wör)[Oyunlar kuramı ve iktisadi davranış] adlı yapıtının yayımlanmasıyla, oyunlar kuramı olgunluk evresine girmiş oldu. Kuramın tümüyle incelemiş olduğu temel oyun düello'dur: bunu iki şahıs ya da iki taraf oynaı Birinin yitirdiğini yalnızca öbürü kazanı Oyunun oynanışı, oyuncuların ustalığın, bağlıdır, doğrusu her oyuncunun kazancı y, da yitimi yalnızca kendi hususi girişimlerini bağlı değil hasmınınkilere de bağlıdı Oyunun kuralları, oyun sırası kendindı olan, doğrusu daha sonraki hamlenin seçim ne karar verme durumunda bulunaı oyuncu için bir takım olanaklarla yansıtılma İldir. Oyuncu tarafınca birden çok ham leyi öngören oyunlarda, seçimlerin, kesir olarak, tam yerine getirileceği sırada sap tanacağı düşünülebilir; bunun için tan gerektiği anda partinin durumundan edi nilen bilgi hesaba katılır. Fakat çeşitli seçimler ortaya çıktığında, tutulacak yol daha evvel kararlaştırılabilir.

Bir konumlar ve durumlar kümesiyle belirli ve kati hareket ve kararlara olanak veren bir oyun verildiğine gore, çoğu zaman, tasarlanacak tüm eylemlerin sıralaması düzenlenebilir. Sonlu oyun denen bu şekilde bir oyunda bir oyuncu için olanaklı seçimlerin birine taktik, taktiklerin bir devşirimine de strateji denir. Oyun kuramınca kabul edilen ve “sakınma politikası†diye nitelendirilebilen görüş, oyuncunun daima rizikosu en azca olan durumda bulunmasıdır. Kazanç sağlamanın en iyi yolu bu değildir; şundan dolayı yetenekli bir düşman bu şekilde bir girişimi önler. Oyun kuramındaki bir görüş de, oyuna katılanların her birinin aynı durum değerlendirmesi yapabileceği ve hesaplaşma isminde olan aynı kazanç ve yitim tablolarını hazırlayacağıdır. Tüm gerçekleşebilir hallerin fonksiyonu olarak A oyuncusunun kazançları (bu bununla beraber B oyuncusunun yitimlerini gösterir) göz önüne alınsın. A ile B den her ikisi de birer tablo oluşturabilirler, bunda A nın çeşitli taktikleri satırlarla gösterilir, B nin taktikleri de sütunlarla gösterilir. Oyunun kuralları bu iki A ve B oyuncusuna, birbirinden bağımsız olarak aynı tabloyu kurmaya olanak sağlar. Bir satırla bir sütunun birleştiği yşrdeki eleman, A nın benimsediği bir taktikle B nin benimsediği bir taktiğin sonucudur ve uzlaşımla A nın kazan cinin kıymetini verir. Netice olarak A yüksek bir kazanç, B de düşük bir yitim elde etmeye çalışır. Fakat A sistemli olarak en fazla kazancı içeren satırı seçerse, B nin kendine uygun gelmeyen sütunu seçmesi beklenemez. Öyleyse A, B nin seçimi ne olursa olsun, kendine olabildiğince en yüksek bir kazanç sağlayacak satırı seçecektir. Bu yüzden A, her satır için en ufak kazançları (minimumları) saptamalı ve bu minimumlar içinde maksimin isminde olan en büyüğünü gösteren satırı seçmelidir. B de kendi yönünden, sütunlardaki maksimumların, minimaks isminde olan en küçüğünü seçecektir. Tabloda, hem kendi sütununda maksimum olan, hem de kendi satırında minimum olan bir eleman vardır, bu elemana denge noktası adı verilir ve A nın oynadığı ile B nin oynadığı hamleye ilişkin hesaplaşmanın kıymetini verir. Denge noktasının bulunmuş olduğu satırı oynayarak A, en ufak kazancı sağlar, B de fena oynayarak A nın kazancını yükseltebilir, fakat A nın kazancını düşünemez. B ye ulaşınca, oyun sırası kendine geçince denge noktasını taşıyan sütunu seçerse, bu durumda daha çok yitimi olmaz; fakat A en iyi taktiğini kullanmazsa, hesaplaşmada B daha elverişli bir kıymet elde eder. (Bk. şema.)

Böylece bir denge noktasının eğer var ise belirlenmesi, her bir oyuncuya, hasmının bir yanılgısıyla, daha iyi olabilecek bir konum sağlamaya olanak verir, fakat hasmın ustalıklı bir oyunuyla daha kötüye gidemez. Daha genel olarak, denge noktası yoksa, A bekleyebileceği minimal kazançlann en büyüğünü bilir, B de rizikolu maksimal yitimlerin en küçüğünü anlamış olur, işte bu, oyuncuları her iki tarafın yararına, bu iki kıymet arasındaki farkı azaltmayı amaçlayan seçimlere doğru yönetmeye olanak verecek stratejilerin kurulmasıdır

Strateji mevzusunda gerçek ustalık, hasnın ruhsal tepkilerini hesaba katmaya /alışmak değil, fakat hasma, bu niteliktei her bilgiyi vermemektedir, bunun için ie oyuncunun, hasmın sezebileceği bir iavranıştan kaçınması gerektir, dolayısıyla ru davranış bir tesadüf ilkesine, mesela ümüyle şansa dayandırılmalıdır Oyuncu ardan her biri, böylece ağırlıklı duruma jelmiş devşirimleri stratejiler oluşturacak ulan taktikler kümesi üstünde olasılıklar rölüşecektir. Bu durumda yeni oyun iki bilim içerebilir Oynanacak bir tek hamle /arsa (bu hale XVIII. yy.'dan sonrasında Prusya'da incelenmiş harp oyunlarında sık sık astlanmıştır), bir stratejiye giren bir tek rastlantısal seçim, karar vermeyi elde edecektir. Bir stratejide, olasılıkları 1/6,1/3, 1/2 olan üç taktik işe karışırsa, zar atarak karara varılabilir: 1, birinci taktiğin, 2 ve 3 ikinci taktiğin, 4, 5 ve 6 da üçüncü taktiğin kullanılmasına karşılık gelecektir Stratejiyi gizlemenin en iyi yolu, zarı sadece son olarak atmaktır, böylelikle stratejinin öğrenilmesinin, hasma büyük yardımı olmaz. Bir çok hamle oynanabilirse (mesela ticari bir yarışma hali), bu durumda zar atışları ya da kabul edilen dağılıma uygun gelen başka her yöntemle şans çekilişi- olasılık- lanmamış ilk oyuna gore sonucu gene iyileştirmeye olanak verecektir.

Bir S stratejisi her taktiğe eşlik ettirilen olasılıklar kümesiyle belirlenir, A oyuncusu da, S nin seçimi için, kazancın erişebildiği minimal kıymeti maksimalleştirmek gereğindedir.

Oyun kuramının temel teoremine gore, her oyuncunun taktikleri üstündeki olasılıklar ne olursa olsun, maksimin ve mini- maks eşittir ve bu ikisi oyunun ortalama hesaplaşmasını gösteren bir kıymet alır. A oyuncusu, maksiminin hesaplanmasında sağlanan ölçüt uyarınca, taktiklerinin kullanım frekansını düzenlemezse, bu durumda, B nin stratejisi ne olursa olsun, beklenen hesaplaşmayı (doğrusu kazancın en büyüğünü ya da yitimin en küçüğünü) itimat altına alamaz. “Taktik†oyununun hesaplaşma tablosuna dayanarak, bu ola- ıılıkların işe sokulması, gerekirci oyunun in iyi hesaplaşmaları içinde bulunan genişliği sıfırlamaya olanak sağlar: her iki oyuncu, ortak olarak, mesela şans işi benzer biçimde, tesadüf ilkesinin işe sokulmasıyla indirgenmiş yeni kuralları kullanmada yarar bulurlar ve yeni denge her iki tarafın da lehinedir. Böylece, tutarsız olmakla beraber, eşit şekilde kuvvetli oyuncularca tutulan bir birlik ortaya çıkar. Bununla beraber, tesadüf stratejilerinin pek ufak olasılıkla- pek büyük bir riziko taşıdıkları durum olabilir. Öyleyse, iki oyuncudan biri, gerekirci oyuna geri gelip ilk evvel tasarladığı yararlı durumunu koruyabilir.

Oyunlar kuramı daha genel problemler de ele alır, bunlar içinde, ikiden fazla oyuncu bulunması, mesela aynı bir parti sırasınca yarar gruplaşmaları ya da koalisyonlar kurulur ya da bozulabilir. Daha önceki uğraşım alanı olan talih oyunları, ıŞ hayatında ya da siyasette ortaya çıkan çatışma durumları, bunun benzer biçimde askeri bağlaşmalar ya da toplu, bilhassa de tutumsal eylemler incelenmelerini hep bu kurama borçludur.

Büyük sayıda (mesela birkaç yüz basamağında) taktiklere haiz olan iki yarışmacının en iyi stratejileri belirlemek amacıyla bilgisayarlar kullanmak zorunludur, ondan sonra bu stratejilerden yararlanılması şans çekilişinin genelleştirimini elde eden rasgele sayıların çizelgeleri'nin kullanılmasını gerektirir.


—Ruhbil. Ruhbilimciler ve ruh çözümü uzmanları, çocuğun duygu ve fikir yaşamı bakımından oyunun mecburi bir denge sağlayıcı bulunduğunu ileri sürerler. J. Piaget'ye gore, oyunun evrimi, yaşla beraber düşünsel evrimi izler. Alışma oyunları, ortaya ilk çıkan ve bebekte görülen tek oyunlar olmakla beraber, her yaşta ve çeşitli derecelerde sürüp gider. Duyusal -devimsel şemaların hazzına yönelik bir etkinlik olan bu oyunlar, işlevsel bir haz, kendini bir olayın sebebi bilmenin ve yeni edinilen bir bilgiyi kusursuz duruma getirmenin hazzını sağlarlar, iki ve altı yaş içinde simgesel oyun ya da yapar benzer biçimde görünme oyunu, semiyotik işlevin ortaya çıkmasıyla beraber doruğuna ulaşır ve gerçekle imgeseli devamlı olarak birbirine katar. Vasıta olarak oyuncaklardan (otomobil, bebek vb.) yararlanmakla beraber, iplerden, çakıl taşlarından ve kutulardan da yararlanır. Altı yaştan başlayarak bu oyunun yerini, gerçeğe sıkı sıkıya uymaya dayanan bireysel oyunlar olan kurma oyunları ve her şeyden ilkin kolektif oyunlar olan, toplumsal aktarım ve başkalarıyla işbirliğinin büyük bir ehemmiyet taşımış olduğu kurallaşmış oyunlar alır. Simgesel oyunlar, işlemsel düşüncenin benmerkezcilik tesirini taşırlarken, kurallaşmış oyunlar ve kurma oyunları, işlemsel düşüncenin ayırtedici özelliği olan içselleşmiş bilişçi şemaların merkezsizleşme ve eşgüdüm kabiliyetini ortaya koyarlar. Bununla beraber, çocuğun simgesel oyunları, özünde ruhsal çatışmaları bir boşaltma ve ortadan kaldırma süreci olarak ve ilkin kendi bilinçdışı süreçlerinin bir “ana yolu†olarak ortaya çıkmakta ve evlatların ruhsal tedavisinde bu bilinçdışı süreçlerden yararlanılmaktadır.

Kaynak: Büyük Larousse





  • Oyun oynarken klavye ve oyun kolu aynı işlevi görüyor, iyi mi düzeltilir?


  • Oyun Hileleri ve Oyun Şifreleri Uygulaması (A'dan Z'ye)


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Oyun Nedir?
Oyun Nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/47833d1461254493-oyun-nedir-oyun3.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/oyun-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/oyun-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content