OZON a. (fr. ozone). Kim. Molekülü üç oksijen atomundan oluşan gaz halinde yalın cisim (03). *Org. kim. Ozonla ayrışma, doymamış b...
OZON a. (fr. ozone). Kim. Molekülü üç oksijen atomundan oluşan gaz halinde yalın cisim (03).
*Org. kim. Ozonla ayrışma, doymamış bir hidrokarbonun ozonla parçalanması. (Eşanl. OZONOLİZ.) [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Çevrebil. Çevre kirliliği çok olan şehirlerde ve endüstri bölgelerinde ozon, azot dioksitin (N02) ışılkimyasal ayrışmasıyla oluşur. Havadaki oranı belirgin bir eşiği aştıktan sonrasında zehir tesiri gösteren ozon nebat yapraklarında nekrozlara neden olur ve fotosentez etkinliğini azaltır. Kükürt dioksit benzer biçimde hava kirliliğine neden olan diğer etmenlerle birleşerek tesir gösterebildiği için çok az yoğunlukta dahi, ekili alanlara verdiği zarar, tek başına verdiği zarardan daha çok olur, insanda mukoza tahrişine ve akciğer alveollerindeki esnekliğin azalmasına neden olur.
*Jeofiz. ve Meteorol. Atmosferdeki devamlı ozon miktarı (atmosfer ozonu) “indirgenmiş kalınlığa" gore, şu demek oluyor ki düzgüsel ısı ve basınçta tüm gazın toplanacağı düşey bir sütunun kalınlığına gore belirtilir.
Bu kalınlık averaj olarak 2,5 mm'dir. Ozon 15 ile 40 km yükselti içinde çok yoğundur ve 25 km'ye doğru en yüksek derişime ulaşır. Tüm ozon burada toplanmıştır (ozonosfer). Ozonun çok az bir miktarı da alçak katmanlarda oluşur. Günümüzde, alçak katmanlardaki ozonun stratosferde, oksijen molekülünün dalga boyu çok kısa olan morötesi ışımaların, özgür elektronların ve kozmik ışınımların etkisiyle ayrışması sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
En mühim görevi morötesi ışımalar oynar (dalga boyu 0,12 ile 0,20 ıxm içinde). Ters bir tepkime ozonun sınırsız olarak artmasını önler: ozon, dalga boyu 0,20 ile 0,29 /xm içinde değişim gösteren morötesi ışımaları soğurarak oksijen moleküllerine dönüştürür. Böylelikle 15 ile 40 km içinde toplanan ozon, düşey devinimlerle toprağa kadar iner. Aynca kararsız kutupsal hava, kesin tropikal havaya oranla daha çok ozon ihtiva eder. Yükseltide, doğurucu ve tahrip edici mekanizmaların mevsimlere gore (morötesi ışımaların yoğunluğu) dengesi, mevsimlik dağılımları da açıklar Sonuçta, yeryüzündeki mahalli farklar alçak katmanlardaki tahrip edici mekanizmalardan lanır. Gerçekte ozon düzgüsel sıcaklıkta ağır ağır ayrışır ve indirgen cisimler oksijenin fazla atomunu soğurur. Böylelikle ozon oranı temiz havada 100 m3'te 200 ile 400 mg'a ulaşır; içinde indirgen tozlar bulunan şehir havasındaysa çok zayıftır.
Stratosferin ozonu bu soğurucu özellikleriyle dalga boyu kısa olan morötesi ışımaların toprağa ulaşmasını önler: Güneş tayfı 0,29 fim'de durur. Eğer bu şekilde olmasaydı dalga boyu 0,29 #ım'den ufak dalgaların etkisiyle Yer'de yaşam olmayacaktı. Ozon bununla birlikte, havanın sağlığa elverişli olmasını elde eden kuvvetli bir bakteri öldürücüdür.
Endüstri kökenli sayısız kimyasal tepkimeler ozon katmanının oluşumunda ve delinmesinde rol oynar; 1950'den başlayarak hidrojenli (su buharı, metan ve moleküler hidrojen), azotlu (tayyare motorlarının ve kimyasal gübrelerin ürünleri) bileşiklerin ve halojenli bileşiklerin (çözücüler, aerosollerdeki gazlar) tesirinin getirmiş olduğu problemler çok önemlidir.
*Kim. Ozon, içinden elektrik kıvılcımları geçirilen havada kokusu yüzünden ilk kez 1781'de Van Marum'un dikkatini çekti; bir süre sonra C. F. Schönbein 1840'ta tekrardan keşfederek ozon ismini verdi; Marignac, Becquerel ve Fremy tarafınca incelenerek yapısı açıklandı; Soret'in araştırmaları sonucu formülü bulundu.
Ozon mavi renkli, 1,66 yoğunluğunda, solunumu tehlikeli, güçlü, keskin kokulu bir gazdır. -112 °C'ta sıvılaşarak indigo mavisi renginde son aşama kararsız bir sıvı verir. Suda oksijenden daha çok çözünür; gerek terebentin esansı, gerekse başka organik esanslar tarafınca soğurulur.
Ozon yüksek sıcaklıkta kararlıdır; 1 500 °C'a doğru oksijenden tersinir olarak elde edilebilir. Buna karşılık soğukta dengesizdir, bozunarak oksijen verme eğilimi gösterir. Ozon ne kadar derişikse, bozunma o denli kolay olur ve 100 °C'a doğru ısıtmayla meydana gelir. Bununla birlikte toz halindeki bir çok cisimle (kömür, manganez dioksit) bozunabilir. Bu kararsızlık, ozonun yükseltgen özelliklerinde ortaya çıkan en temel niteliğidir. Soğukta iyodu, neredeyse tüm metalleri, bilhassa cıva ve gümüşü yükseltger; klor, brom ve iyodu hidrojen ya da metallerle oluşturduğu bileşiklerinden açığa çıkarır. Kükürt, fosfor ve arsenik asitlerini maksimum düzeyde yükseltger; soğukta amonyağı, amonyum nitrit ile amonyum nitrata dönüştürür, bununla birlikte organik maddeleri (mantar, kauçuk) yükseltgeyerek parçalar. Tüm bu tepkimelerde ozonun üç oksijen atomundan yalnızca birisi atom durumunda tepkimeye girer; başka ikisi düzgüsel oksijen olarak açığa çıkar.
Buna karşılık ozon, terebentin esansı ve doymamış türlü organik bileşikler tarafınca tümüyle soğurularak ozonitler denen az kesin katılma ürünlerini verir.
Ozon, yeşil bitkiler tarafınca klorofil işlevi (özümleme) esnasında oksijen molekülüyle aynı anda, ama daha az oranda üretilir; bununla birlikte üst atmosferde fotokimyasal tepkimeler esnasında da meydana gelir. (Bk. ansikl. böl. Jeokim. ve Meteorol.) Soğukta oksijen açığa çıkaran kimyasal tepkimeler ile elektrik kıvılcımlarından yararlanarak ozon üretilebilir. Bileşiminde en fazla % 10 ozon bulunan ozonlu oksijen elde etmek için gazın bir ozonlaştırıcıda iyonlaşmasını elde eden, soğuk ve yayınık elektrik boşalınalı bir elektrik yayıntısı içinden oksijen geçirilir.
Ozon, yükseltgen ve bakteri öldürücü tesiri sebebiyle kullanılır; bilhassa kapalı ortamların havasını dezenfekte etmekte ve suları mikroplardan arındırmakta işe yarar. Bununla birlikte tekstil ürünlerinin ağartılmasında, şarabın, odunun yaşlandırmasında, sikatif yağların hazırlanmasında, kimi bitkisel esansların (vanilin üretimi) bireşiminde, bilhassa oleik asit üstüne tesir ettirilerek pelargonik ve azelaik asit üretiminde kullanılır.
*Org. kim. Bir alken (R2C=R2) üstüne ozon alınması, ilk olarak bir molozonit verir; molozonit bir süre sonra kendi kendine hızla tekrardan düzenlenerek ozonite dönüşür. Eğer karmaşıklaştırma etkenleri yoksa ozonit, su yanında karbonilli bileşikler (R2C=0 ve R2C=0) ile hidrojen perokside (H202) ayrışır. R ya da R gruplarından birisi hidrojen atomuysa, bir karboksilik asit (RC02H ya da R'C02H) oluşur. Bu bakımdan ozonitin, pek çok kez, mesela çinko eşliğinde R?C=0 ve F^C=0 bileşiklerini veren indirgen hidrolizi yeğlenir. Al- kenin formülü, ozonla ayrışma parçalarından kolayca tekrardan oluşturulabilir; bu yüzden ozonla ayrışma, bilhassa tabii organik bileşiklerin yapısını aydınlatmada yaygın olarak kullanılır.
*Org. kim. Ozonla ayrışma, doymamış bir hidrokarbonun ozonla parçalanması. (Eşanl. OZONOLİZ.) [Bk. ansikl. böl.]
*ANSİKL. Çevrebil. Çevre kirliliği çok olan şehirlerde ve endüstri bölgelerinde ozon, azot dioksitin (N02) ışılkimyasal ayrışmasıyla oluşur. Havadaki oranı belirgin bir eşiği aştıktan sonrasında zehir tesiri gösteren ozon nebat yapraklarında nekrozlara neden olur ve fotosentez etkinliğini azaltır. Kükürt dioksit benzer biçimde hava kirliliğine neden olan diğer etmenlerle birleşerek tesir gösterebildiği için çok az yoğunlukta dahi, ekili alanlara verdiği zarar, tek başına verdiği zarardan daha çok olur, insanda mukoza tahrişine ve akciğer alveollerindeki esnekliğin azalmasına neden olur.
*Jeofiz. ve Meteorol. Atmosferdeki devamlı ozon miktarı (atmosfer ozonu) “indirgenmiş kalınlığa" gore, şu demek oluyor ki düzgüsel ısı ve basınçta tüm gazın toplanacağı düşey bir sütunun kalınlığına gore belirtilir.
Bu kalınlık averaj olarak 2,5 mm'dir. Ozon 15 ile 40 km yükselti içinde çok yoğundur ve 25 km'ye doğru en yüksek derişime ulaşır. Tüm ozon burada toplanmıştır (ozonosfer). Ozonun çok az bir miktarı da alçak katmanlarda oluşur. Günümüzde, alçak katmanlardaki ozonun stratosferde, oksijen molekülünün dalga boyu çok kısa olan morötesi ışımaların, özgür elektronların ve kozmik ışınımların etkisiyle ayrışması sonucu oluştuğu düşünülmektedir.
En mühim görevi morötesi ışımalar oynar (dalga boyu 0,12 ile 0,20 ıxm içinde). Ters bir tepkime ozonun sınırsız olarak artmasını önler: ozon, dalga boyu 0,20 ile 0,29 /xm içinde değişim gösteren morötesi ışımaları soğurarak oksijen moleküllerine dönüştürür. Böylelikle 15 ile 40 km içinde toplanan ozon, düşey devinimlerle toprağa kadar iner. Aynca kararsız kutupsal hava, kesin tropikal havaya oranla daha çok ozon ihtiva eder. Yükseltide, doğurucu ve tahrip edici mekanizmaların mevsimlere gore (morötesi ışımaların yoğunluğu) dengesi, mevsimlik dağılımları da açıklar Sonuçta, yeryüzündeki mahalli farklar alçak katmanlardaki tahrip edici mekanizmalardan lanır. Gerçekte ozon düzgüsel sıcaklıkta ağır ağır ayrışır ve indirgen cisimler oksijenin fazla atomunu soğurur. Böylelikle ozon oranı temiz havada 100 m3'te 200 ile 400 mg'a ulaşır; içinde indirgen tozlar bulunan şehir havasındaysa çok zayıftır.
Stratosferin ozonu bu soğurucu özellikleriyle dalga boyu kısa olan morötesi ışımaların toprağa ulaşmasını önler: Güneş tayfı 0,29 fim'de durur. Eğer bu şekilde olmasaydı dalga boyu 0,29 #ım'den ufak dalgaların etkisiyle Yer'de yaşam olmayacaktı. Ozon bununla birlikte, havanın sağlığa elverişli olmasını elde eden kuvvetli bir bakteri öldürücüdür.
Endüstri kökenli sayısız kimyasal tepkimeler ozon katmanının oluşumunda ve delinmesinde rol oynar; 1950'den başlayarak hidrojenli (su buharı, metan ve moleküler hidrojen), azotlu (tayyare motorlarının ve kimyasal gübrelerin ürünleri) bileşiklerin ve halojenli bileşiklerin (çözücüler, aerosollerdeki gazlar) tesirinin getirmiş olduğu problemler çok önemlidir.
*Kim. Ozon, içinden elektrik kıvılcımları geçirilen havada kokusu yüzünden ilk kez 1781'de Van Marum'un dikkatini çekti; bir süre sonra C. F. Schönbein 1840'ta tekrardan keşfederek ozon ismini verdi; Marignac, Becquerel ve Fremy tarafınca incelenerek yapısı açıklandı; Soret'in araştırmaları sonucu formülü bulundu.
Ozon mavi renkli, 1,66 yoğunluğunda, solunumu tehlikeli, güçlü, keskin kokulu bir gazdır. -112 °C'ta sıvılaşarak indigo mavisi renginde son aşama kararsız bir sıvı verir. Suda oksijenden daha çok çözünür; gerek terebentin esansı, gerekse başka organik esanslar tarafınca soğurulur.
Ozon yüksek sıcaklıkta kararlıdır; 1 500 °C'a doğru oksijenden tersinir olarak elde edilebilir. Buna karşılık soğukta dengesizdir, bozunarak oksijen verme eğilimi gösterir. Ozon ne kadar derişikse, bozunma o denli kolay olur ve 100 °C'a doğru ısıtmayla meydana gelir. Bununla birlikte toz halindeki bir çok cisimle (kömür, manganez dioksit) bozunabilir. Bu kararsızlık, ozonun yükseltgen özelliklerinde ortaya çıkan en temel niteliğidir. Soğukta iyodu, neredeyse tüm metalleri, bilhassa cıva ve gümüşü yükseltger; klor, brom ve iyodu hidrojen ya da metallerle oluşturduğu bileşiklerinden açığa çıkarır. Kükürt, fosfor ve arsenik asitlerini maksimum düzeyde yükseltger; soğukta amonyağı, amonyum nitrit ile amonyum nitrata dönüştürür, bununla birlikte organik maddeleri (mantar, kauçuk) yükseltgeyerek parçalar. Tüm bu tepkimelerde ozonun üç oksijen atomundan yalnızca birisi atom durumunda tepkimeye girer; başka ikisi düzgüsel oksijen olarak açığa çıkar.
Buna karşılık ozon, terebentin esansı ve doymamış türlü organik bileşikler tarafınca tümüyle soğurularak ozonitler denen az kesin katılma ürünlerini verir.
Ozon, yeşil bitkiler tarafınca klorofil işlevi (özümleme) esnasında oksijen molekülüyle aynı anda, ama daha az oranda üretilir; bununla birlikte üst atmosferde fotokimyasal tepkimeler esnasında da meydana gelir. (Bk. ansikl. böl. Jeokim. ve Meteorol.) Soğukta oksijen açığa çıkaran kimyasal tepkimeler ile elektrik kıvılcımlarından yararlanarak ozon üretilebilir. Bileşiminde en fazla % 10 ozon bulunan ozonlu oksijen elde etmek için gazın bir ozonlaştırıcıda iyonlaşmasını elde eden, soğuk ve yayınık elektrik boşalınalı bir elektrik yayıntısı içinden oksijen geçirilir.
Ozon, yükseltgen ve bakteri öldürücü tesiri sebebiyle kullanılır; bilhassa kapalı ortamların havasını dezenfekte etmekte ve suları mikroplardan arındırmakta işe yarar. Bununla birlikte tekstil ürünlerinin ağartılmasında, şarabın, odunun yaşlandırmasında, sikatif yağların hazırlanmasında, kimi bitkisel esansların (vanilin üretimi) bireşiminde, bilhassa oleik asit üstüne tesir ettirilerek pelargonik ve azelaik asit üretiminde kullanılır.
*Org. kim. Bir alken (R2C=R2) üstüne ozon alınması, ilk olarak bir molozonit verir; molozonit bir süre sonra kendi kendine hızla tekrardan düzenlenerek ozonite dönüşür. Eğer karmaşıklaştırma etkenleri yoksa ozonit, su yanında karbonilli bileşikler (R2C=0 ve R2C=0) ile hidrojen perokside (H202) ayrışır. R ya da R gruplarından birisi hidrojen atomuysa, bir karboksilik asit (RC02H ya da R'C02H) oluşur. Bu bakımdan ozonitin, pek çok kez, mesela çinko eşliğinde R?C=0 ve F^C=0 bileşiklerini veren indirgen hidrolizi yeğlenir. Al- kenin formülü, ozonla ayrışma parçalarından kolayca tekrardan oluşturulabilir; bu yüzden ozonla ayrışma, bilhassa tabii organik bileşiklerin yapısını aydınlatmada yaygın olarak kullanılır.
Kaynak: Büyük Larousse
Ozon Tabakası ve Ozon Kirliliği
Ozon tabakasının önemi nedir?
Ozon tabakasındaki deliğin son şartları nedir?
YORUMLAR