Paleontoloji bilimi nedir ne anlama gelir? paleontoloji biliminin uğraşı alanları ve Paleontoloji ile ilgili genel ve temel bilgilerin bulun...
Paleontoloji bilimi nedir ne anlama gelir? paleontoloji biliminin uğraşı alanları ve Paleontoloji ile ilgili genel ve temel bilgilerin bulunmuş olduğu yazımız.
Eski çağlardaki diri varlıkları inceleyen, ayrıca taşıllarla (fosillerle) uğraşan ilim dalıdır.
Paleontolojinin çabalama alanı toprak altıdır, çünkü eski çağlarda yaşamış, bugün ortadan kalkmış hayvanların, bitkilerin taşlaşmış kemikleri ama yeraltının türlü derinliklerindeki kayalar içinde mevcuttur.
Paleontoloji (eski varlıkbilim) ikiye ayrılır:
1 — Paleofitoloji: Nebat taşıllarını inceler: bu şekilde, eski çağlarda yetişen bitkileri araştırır.
2. — Paleozooloji: Yayvan taşıllariyle uğraşır, eski çalğarda yaşamış hayvanları inceler
Paleontolojinin bitkibilim (botanik), hayvanbilim (zooloji) ile olmasıyla birlikte yer ilim (yerbilim) ile de yakından ilgisi vardır. Hakikaten, eski varlık ilim araştırmaları bu üç alanda bir sürü bilgiler edinilmesini sağlar: Fosiller üstünde meydana getirilen incelemeler, varılan buluşlar bir taraftan bitkilerin, hayvanların gelişmesini, hangi türden yeni türler türediğini ortaya koyarken, öte taraftan, taşılların bulunmuş olduğu kaya katman (katman)larının yaşını da meydana çıkarır.
Paleontolojinin çok eski bir zamanı vardır. Çağdaş paleontolojiyi kuran her ne kadar Fransız bilgini Cuvier ( 1769 1832) ise de ondan daha ilkin bu mevzu üstünde çalışmış olanlar vardır Heredotos’a gore Eski Mısırlı rahipler bir takım deniz kabukları üstünde derin incelemeler yapmışlardır. Aristoteles, Ksenophon, Strabon da fosiller üstünde çalışmışlarsa da, kati bir sonuca ulaşamamışlardı.
Ortaçağ’da ise ilim adamları bu fosillerin nereden ve iyi mi geldiğini izah etmek için acayip bazı hikayeler uydurmaktan daha ileri gidememişlerdi. Yalnız, XV. yüzyılın sonlarına doğru ünlü sanat ve ilim adamı Leonardo da Vinci gerçeğe çok yakın buluşlar yapmayı başardı. XVI yüzyılda Frascataro, Bernard Palissy şeklinde bilginler kayalar içinde bulunan bu kabukların, çok eskiden yaşamış olan canlılara ait bulunduğunu ileri sürdüler. Bir süre sonra Cuvier araştırmalarını bu yönden ilerleterek, o zamana kadar bir türlü sınırlandırılamamış bir takım hayvan kemiklerini sıraya koydu, Jura devrinde keseli memelilerin yaşamış bulunduğunu ileri sürdü. O sıralarda bir çok alim memelilerin ortaya çıkışının daha yeni bulunduğunu sanıyorlardı.
Bugün paleontolojinin bizlere öğrettiklerine gore, yeryüzünde diri varlıklar yavaş yavaş gelişmiştir. Yaşam denizde başlamış, kabuklularla birlikte organik yaşam ortaya çıkmıştır. Böceklerden birçoğunun vücut yapılışı bakımından ince, nazik olmaları yüzünden taşıllarına zor rastlanıyor. Bunun yanıbaşında yumuşakçaların taşılları ise böceklerinkinden sayıca daha fazladır.
Omurgalıların incelenmesi esnasında eskilik sırasına gore ilkin balıklar, sonrasında kurbağalar, bir süre sonra da sürüngenlerin meydana gelmiş olduğu görülüyor. Ayrıca uçan sürüngenler, dev kertenkeleler, iguanodon, bronto-zor ve benzerî şeklinde dev gövdeli hayvanlar gelir. Kuşlar ise çok gelişmiş beşinci parmakları ile diğeri parmakları içinde gerili bir ten yardımıyla uçmaya başlamışlardır Tüm bunlardan biride sonrasında da en gelişmiş omurgalı sınıfı olan memeliler ortaya çıkmıştır. İnsanın gözükmesi ise bunlardan biride daha yenidir
Bitkilere ulaşınca; bu mevzuda en eski taşıllar ABD’da bulunan «at kuyrukları» dır. Devon devrinden günümüze kalan sek çok nebat taşılı vardır Bu tür şeyler eğreltiotları ve benzeri şeklinde ilkel bitkilerdir. Karbon devrinde ise bu bitkilerin toprağın altında birikerek sıkışıp kalmasından bugün kullandığımız kömür, petrol şeklinde yakıtlar meydana gelmiştir. Açık tohumlulardan sonrasında kapalı tohumlular vetişmiş, bu şekilde nebat dünyası zaman içinde gelişip çeşitlenmeye adım atmıştır. Nebat taşılları üstünde meydana getirilen araştırma sonrası anlaşıldığına gore günümüzdeki çiçekler ama Dördüncü Süre’da ortaya çıkmıştır.
YORUMLAR