Ses Nedir?

SES a. 1. Akustik bir dalganın oluşturduğu işitme duyumu. (Bk. ansikl. böl. Akust. ve Müz.) 2. Bu yolla oluşan işitme duyumları ba...

SES a.

1. Akustik bir dalganın oluşturduğu işitme duyumu. (Bk. ansikl. böl. Akust. ve Müz.)
Ad: ses.jpg



2. Bu yolla oluşan işitme duyumları bakımından her tür akustik titreşim: Tiz ses. Bir müziğin uyumlu sesleri.




3. insan gırtlağındaki ses tellerinden çıkan titreşimlerin kulakta yarattığı tesir. (Bk. ansikl. böl. Fizyol.)

4. Hayvanların gırtlağından ya da başka organlarından çıkan titreşimlerin kulakta yarattığı tesir. (Bk. ansikl. böl. Vet.)

5. insan sesinin müzikal amaçlarla, bir şarkı üretmek için kullanılması. (Bk. ansikl. böl. Müz.)

6. Niteliği, tınısı bakımından değerlendirilen bir çalgı, bir alet tarafınca seslerin, müzik parçalarının vb. çıkarılması, yayınlanması, tekrarlanması: Gümüş flüt, iyi ses çıkarır.

7. Bir hiç kimseye özgü ya da bir isteği, bir heyecanı, fizyolojik bir durumu vb. yansıtan ses çıkarma, konuşma, şarkı söyleme biçimi: Onun sesini binlerce ses arasından bile tanıyabilirim. Sesi bugün bir tuhaftı. Şarkı söylemem için asla ısrar etmeyin, bende ses yoktur.

8. Bir aygıtın ses gücü, sertliği: Televizyonun sesini açar mısın? Sesi yükselt. Radyonun sesini kıs.

9. Bir kimsenin, bilhassa de bir topluluğun duyguları, düşünceleri, istekleri vb.: Gençliğinin, üniversitenin, işçinin sesi. Kamuoyunun sesine kulak vermek.

10. İnsana yol gösteren, esin veren, bilmediklerini sezdiren şey: Aklın sesini dinle. Vicdanın sesine uymak.

11. Ses sanatçısı: Caz dünyasının en etkisinde bırakan seslerinden biri. Karşınızda büyük ses.

12. Kimliği belirlenmeksizin konuşan kimse: Salonun arkalarından bir ses "size katılmıyorum" dedi. Yolsuzluklara karşı yükselecek hiçbir ses olmayacak mı?

13. Ed. Bir şeyin çıkardığı ses: Ağaçlarda rüzgârın sesi. Çatıda yağmurun tekdüze sesi.

14. işitmeyle ilgili sanrı: Cinayeti işlemeden ilkin bir ses ona "bu adamı kesinlikle öldürmelisin" demiş.

15. (Tamlayan olarak) bilhassa beyazperde, radyo, tv vb. ile ilgili ses kayıt ve yenileme tekniklerinin tümünü belirtir: Ses kaydı bozuk bir film. Ses operatörü.

16. Ses çıkarmamak, ses etmemek, hoş olmayan bir şeyi ya da durumu hoş görerek bir şey dememek, itiraz etmemek: Başlangıçta oğlunun savurganca harcamalarına ses çıkarmadı. || Ses çıkmamak, bir mevzuyla ilgili olarak, bir kimseden ya da bir yerden bir haber gelmemek: Geziye ikimiz de katılırız dediler fakat onlardan tekrar ses çıkmadı. || Ses etmek, seslenmek. || Ses kesilmek, artık duyulmaz olmak: Ses ilkin yavaşladı, sonrasında hepten kesildi. || Ses seda çıkmamak, hiçbir tepki gelmemek, hiçbir haber duyulmamak: Sorduk fakat onlardan hiçbir ses seda çıkmadı. || Ses seda kesilmek, ses seda kalmamak, tam bfr sessizlik çökmek. || Ses seda yok, "hiçbir haber alamadık, hiçbir haber gelmedi†anlamında söylenir. || Ses nefes, gürültü patırtı: Azca sonrasında ortalıkta ses nefes kalmadı; haber: Nicedir kardeşinden ses nefes yoktu. || Ses vermek, bir çağrıya karşılık vermek; bir sesi çıkarmak. || (Bir kimsenin) sesi, sesi soluğu çıkmamak, bir mevzuda hiçbir şey söylemeyerek susmak. || Sesi ayyuka çıkmak, oldukça yüksek sesle bağırmak. || Sesini çıkarmamak, düşündüğünü söyleyememek, bir şey söylemekten kaçınmak. || Sesini kesmek, söz mevzusu konuşmakta olan bir kimseyse, artık bir şey söylemesi imkansız olmak: Onların geleceğini görünce sesini kesti; bir kimseyse, konuşan birini susturmak, artık söyletmemek: Sordurulmuş olduğu sorularla sesini kesti. || Sesini yükseltmek, yüksek ve kızgın bir sesle söylemek: Sesini niçin yükseltiyorsun, yalnız öğrenmek için sormuştum.


—Akust. Ses dalgaları, ses titreşimleriyle cisimlerde oluşturulan dalgalar. || Ses titreşimleri, ses çıkaran cisimlerin titreşmesiyle oluşan ve cismin çevresindeki havayla yayılan titreşimler.


—Biyol. Ses kalınlaşması, buluğluk çağlarında sesin tınısında, perdesinde ve gücünde meydana gelen değişim. (Oğlan çocuklarında çok açık seçik görülür.)


—Böcbil. Ses organı, ağustosböceğinin ötme organı. Çınlama bölümünü oluşturan bir boşluğun altındaki gerilmiş ve titrek bir zardan oluşur.


—Denizbil. ve Jeofiz. Ses dalgası yayın- layıcısı, SULU KANON'un eşanlamlısı.


—Dilbil. Ses uyumu, bir sesbirimin (meşhur ya da ünsüz) yakın bir sesbirimle benzeşmesi. ( üNLü UYUMU, üNSüZ' UYUMU.)


—Ed. Ses yinelemesi - YİNELEME.


—Elektroakust. Ses kaseti, ses kaydetmek ve kayıtlı sesleri dinlemek için kullanılan kaset. (Genel olarak, video kasetiyle ihtimaller içinde bir karıştırma sözkonusu olmadığında, yalnızca kaset adı verilir.) [Eşanl. ODVOKASET.] || Ses yükseltme, bir kaynağın ses enerjisini, azca çok büyük bir alana ses yayını yapmak amacıyla artırma; bu artırma bilhassa elektronik yükselteçler ve hoparlörler yardımıyla gerçekleştirilir. (Bk. ansikl. böl.) || Suni ses, tayf yapısı ortalama insan sesinin tayf yapısına denk düşen karmaşık ses.


—Elektron. Ses frekansı, işitilebilir frekanslar bandının, seslerin iletimi ya da üretilmesi için kullanılan bölümünde yer edinen frekans. (Ses frekansları bandının sınırları göz önüne alınan iletim ya da ses üretim sistemine bağlıdır; telefon için 300 ile 3 400 Hz arası, yüksek nitelikli ses iletimleri için 40 ile 15 000 Hz arası.)


—Fizyol. Ses oluşumu, ses çıkarmayı ve daha genel olarak konuşmayı elde eden, fizyolojik ve nörofizyolojik etmenlerin tümü. (Bk. ansikl. böl.)


—Fizyol. ve Patol. Bazı organlardan gelen ve değişimleri patolojik bir durumun emaresi olan ses olgularının tümü. (Bk. ansikl. böl.)


—Mim. Ses pancuru, bir çan kulesinde, çanı korumak ve sesini yere doğru yöneltmek için, geleneksel örtü öğeleriyle ya da betonarme olarak meydana getirilen, lamalardan oluşmuş düzenek.


—Müz. Bir ses ya da çalgı parçasında, her seslendiriciye ayrılan parti. (Bk. ansikl. böl.)


—Parac. Sesi tam para, çıkarması ihtiyaç duyulan sesi çıkaran madeni para. || Sesi ve ağırlığı tam para, halis sikke, kısaca alaşımının kalitesi sesiyle ve ağırlığı terazide ölçülerek denetim edilmiş madeni para. || Bir sikkeye ses verdirmek, kalp ya da kusurlu (iç boşluklar) olup olmadığını idrak etmek için madeni ya da taştan bir satıh üstünde bir sikkeyi çınlatmak.


—Patol. Ses kısıklığı, sesin tınısında, tonlamasında ve perdesinde değişim meydana gelmiş olarak bozulması. (Bir gırtlak hastalığından ileri gelir.) [Bk. ansikl. böl.] || Çift tonlu ses, DİPLOFONİ'nin eşanlamlısı.


—Ftad., TV. Ses arşivi, radyo ya da tv yapımcıları tarafınca kullanılmak suretiyle, gürültü ve ses efektleri kayıtlarının konduğu arşiv.


—Sesbil- Somut gerçekleşmesi bakımından ele alınan dilin sesçil birimi (ünlüler ve ünsüzler). || Bir sesbilimin, sesçil bağlama bakılırsa değişen somut gerçekleşmesi. || Ses değişimi, değİşim'in eşanlamlısı. || Ses düşmesi, bir sesin sözcüğün ba şında, içinde ya da sonunda söylenmez olması (ısıcak > sıcak; arşları > aslan; çift > çif). || Ses kakışması -> KAKOFONİ.


—Sine. Ses bandı ya da ses kuşağı, üstüne sesin kaydedildiği boş film parçası.


—Sine, ve TV. Ses mühendisi, çekim esnasında ses kaydından görevli uygulaman. (Ek olarak ses bandının hazırlanmasıyla ilgi li teknik işlemlerin uygulanmasından so rumludur.)


—Telekom. Bir telefon ağırım, komütasyon işlemlerinin durumunu belirtmek için ilettiği işitilebilir işaret. || Çevir sesi, bir kaydedicinin hatta bağlı ve çağırma numarası kabul etmeye hazır bulunduğunu ve abonenin, dilediği numarayı yapmaya çağrı edildiğini bildiren ses.


—Zool. Gizil ses, hayvanlarda sesaltı ve sesötesi frekanstaki titreşimlerin yayımına ve algılanmasına dayalı iletişimi elde eden ses. || Hayvan sesi, bir hayvan tarafınca çıkarılan ve türüne özgü olan ses: Havlama köpeğin sesidir. (Bk ansikl böl Etol ve tablo) || Ses kesesi, kuyruksuz kurba ğaların ağız boşluğunun tabanında, ya altta ortada (tek) ya da altta yanlarda (çift) bulunan ve ses üretimi için hava deposu ve öttürücü görevi oynayan çok esnek bölge. (Eşanl. HAVA KESESİ.)


—ANSİKL. Akust. Bir cismin sadece titreştiği vakit bir ses yayımladığı kolaylıkla gözlemlenebilir. Bu titreşimler hava vasıtasıyla kulakzarına iletilir; kulakzarı da aynı anda titreşmeye başlayarak titreşimle rini kulak kemikçiklerine, sonrasında da işitme siniri dallarının son bulmuş olduğu iç kulağa iletir. Ses yalnız havada değil, genel olarak tüm maddesel ortamlarda (katı, sıvTya da gaz) yayılır; sadece boşlukta yayılmaz. Sesin yayılma hızı ortama bağlıdır. Sesin 0° C'ta havada yayılma hızı 331 m/sn'dir (Paris Bilimler akademisi'nin 1822' de, Regnault'nun da 1864'te yapmış olduğu ölçümler). Bu hız düzgüsel sıcaklıkta 1° C'lık bir ısı artışı için ortalama 0,6 m/sn kadar artar Sesin yayılma hızı öteki gazlarda aynı büyüklük düzeyindedir (birkaç yüz m/sn). Bu hız sıvılarda daima km/sn düzeyindedir: 8° C sıcaklığındaki suda 1 435 m/sn'dir (Colladon ve Sturm'un 1827'deki ölçümleri). Katilarda sesin hızı birkaç km/sn'dir (çelikte 5 km/sn).


Sesler üç özelliğe bakılırsa birbirinden ayırt edilir:

1. yükseklik pes bir sesi tiz bir sesten ayırt etmeyi elde eden niteliktir. Sesin yüksekliği, ses kaynağının titreşimlerinin frekansına bağlıdır. Tiz sesler yüksek frekanslı titreşim hareketlerinden, pes sesler de alçak frekanslı titreşim hareketlerinden kay

naklanır Bununla beraber kulak sadece frekansları ortalama 16 ile 16 000 Hz içinde olan, kısaca 10 oktavlık sesleri algılaya bilir;

2. yeğinlik güçlü bir sesi zayıf sesten ayırt etmeyi elde eden niteliktir. Yeğinlik ses titreşimlerinin genliğine bağlıdır. Bununla beraber bu genlik çok düşükse, kulak sesi algılayamaz. Kulağın algılayabileceği sesin minimum yeğinliğine “işitme eşiği" denir. Bunun tam tersine ses titreşimlerinin yeğinliği gittikçe artırılırsa, işitme son aşama rahatsız edici olmaya adım atar. Kıı lağın dayanabileceği son sınır olan mak siınum yeğinliğe "ağrı eşiği" denir;

3. tını değişik iki tan çıkarı iki sesi ayırt etmeyi elde eden niteliktir Ses, terimin akustik anlamıyla “müzikal" ise, kısaca dönemli bir titreşim hareketinden doğmuşsa, se^n armonikler isminde olan rahat seslerin üst üste binmesi olarak düşünülebileceği kanıtlanır. Armoniklerin frekansları "armonik T' adı '/erilen temel bir sesin frekansının tam katlarıdır. Bu şekilde bir sesin tınısı onu oluşturan çeşitli rahat armonik seslerin göreli yeğinliğine bağlıdır.


—Elektroakust. Ses yükseltme. Her ses yükseltme donanımı, üç temel bölümden oluşur: modülasyon ları, yükselteçler ve hoparlörler. Modülasyon membaı olarak, direkt gösterim için bir ya da birçok mikrofon ve kaydedilmiş sesler için elektrik okuyuculu pikap ya da teyp kullanılır. Bu ların birinden ya da birçoğundan gelen modülasyon gerilimi uy gun şekilde yükseltilir. Yükselteç çıkışında elde edilecek güç, salonun hacmine ya da seslendirilecek alanın yüzölçümüne olmasıyla birlikte, bu salon ya da alanı sı nırlayan yüzeylerin soğurma özelliklerine de bağlıdır. Minik bir konuşma salonu, sadece on watt düzeyinde bir güç gerektirir; buna karşılık, büyük bir stadı seslendirmek için kilowattlar düzeyinde güç gereklidir


—Etol. Hayvanlar belli davranışlarla beraber ses çıkarırlar. Omurgalılarda, hem bir toplulukta yer edinen bireyler arasındaki bağlılığı (temas sesi, davet sesi), hem de topluluktaki bireylerin düşmandan korunmak için çevreye dağılmasını (uyarı sesi, tehdit sesi, korku sesi) sağlar.


—Fizyol. Ses oluşumu için bir enerji membaı, titreşim yapabilen bir organ, bir re zonans boşluğu ve bunların tümüne kumanda eden ve aralarında eşgüdüm elde eden bir sinir sistemi gereklidir.

Enerji membaı, nefes verme esnasında tazyik altında dışarı atılan havadır Tazyik akciğerlerin esnekliği ve solunum kaslarının kasılmasıyla sağlanır.

Düzgüsel insarı sesi, belirli bir tazyik altında akciğerlerden çıkan havanın gırtlaktan geçerken buradaki ses tellerini art arda titreştirmesiyle oluşur. “Glot†denen açıklığı sınırlayan ve birbirine bakan iki yatay kas kıvrımından oluşan bu ses telleri müzik aletlerinin telleri benzer biçimde titreşmezler; sesin çıkarılmasında en mühim görevi gırtlak hareket siniri oynar; mesela bir şahıs do sesi çıkardığında ses tellerine saniyede 259 uyarı ileterek onları 259 kez kasar ve böylece glottan aynı sayıda hava geçişi ve geniz-ağız boşluğunda tazyik artışı sağlar. Nefes verme kaslarıyla desteklenen (ki en büyük hisse karın kaslarınındır) bu glot altı tazyik düzgüsel günlük konuşmada 10 santimetre, şarkıda 30 santimetre, söylevlerde 50 santimetre ve opera müziğinde 150 santimetre su basıncı değerine ulaşır.

Bir taraftan dişlere ve damağa değdirilen dil, öte taraftan dudaklar, destek titreşim organları olarak sessiz harflerin oluşumunu sağlar; fısıltı ve ıslık seslerinin kaynağıysa yalnız bunlardır.

Rezonans davulları durağan(durgun) boşluklar (burun boşlukları ve sinüsler) ile hareketli boşlukları (ağız ve yutak) kapsar; bunlar armonikleri hafifleterek ya da yükselterek sesleri değiştirir; sesin başlangıçta ya da sonda azca ya da çok sert çıkmasını etkileyerek insan sesinin eklemlenmesine özgü inişli çıkışlı ara sesleri oluşturur.

Ses oluşumunu elde eden sinir sistemi' nin merkezi soğaniliktedir; bu merkez solunum, gırtlak ve ağız-yutak sinirleri vasıtasıyla solunum kaslarının çalışmasını düzenler; gırtlak kaslarının, ağız ve yutak kaslarının eşgüdümlü çalışmasını sağlar; soğanilikteki merkez de, otomatik hareketleri düzenleyen ve insanlarda, sol Sylvius kanalının her iki tarafındaki beyin kabuğu kısmının yönettiği merkezi bozçekirdeklerin denetimi altındadır.

Ortaya çıkan seslerin fizyolojik özellikleri tüm bu öğelerin değişik oranlarda etkili olmasına bağlıdır:

Seslerin yeğinliği (genlik) göğüs kafesinin yarattığı basınca ve ses tellerinin bu basınca gösterebileceği dirence bağlıdır.

Sesin yüksekliği (frekans) ses tellerinin boyutlarına, gerilimine ve seselim (rezonans) davullarının boyutlarına bağlıdır. Çocuklarda ve hanımlarda ufak olan teller ve boşluklar tiz sesler çıkarır, erişkin erkekte ise teller ve boşluklar çok geliştiği için kalınca ses verir. Bir bireyde, boşluklar, o kişinin çıkarmak istediği seslere bakılırsa uyarlanır: kalınca ses için yutak ve gırtlağın aşağı inmesiyle büyür; tiz sesler için, gırtlak-yutak sisteminde yükselme olur.

insan sesinin inceliği-kalınlığı iki oktav içinde (bayağı insanoğlu) ya da daha çok olabilir (şarkıcılar). Bu incelik-kalınlık derecesinin yüksekliğine bakılırsa, en kalından en inceye doğru sesler şu şekilde sıralanır: bas, bariton, tenor, kontralto, mezzosoprano, soprano.

Sesin tınısı (çeşitli armoniklerin miktarı) ilkin glot sesine, kısaca ses tellerinin yarattığı sese (larenjit ve buluğluk çağındaki ses değişmesi bunu bozar), sonrasında da rezonans davullarına (ağız, yutak ve burun boşlukları) bağlıdır ("hımhımlama" burun tıkanıklığından ileri gelir).

Ses perdesinin çeşitlenme'si seslerin yeğinliğinin, yüksekliğinin ya da tınısının tedrici değişmesidir.

Eklemlenme, çeşitlenen sese, aynı yeğinlikteki "geçici" ani değişikliklerin katılmasıyla özellik kazanır.


—-Fizyol. ve Patol. Kalp sesleri. Dinleme esnasında, düzgüsel olarak birbirlerinden ufak bir sessizlik aralığıyla (0,2 sn) ayrılan iki ses ve bunun arkasından uzun bir sessizlik (0,3 sn) duyulur, birinci ses kalındır, karıncık sistolundan doğar: ikinci ses, açık ve kısadır, sigmoit kapakçıkların kapanmasından doğar. Bu seslerde herhangi bir değişim (üfürüm, ikileşme, dörtnal sesi, sürtünme sesi, aritmi) çoğu zaman bir kalp hastalığının emaresidir. Dinlemekle duyulan anomalilerin nereden geldiği, lezyonların yeri hakkında bilgi verir.

Solunum sesleri. Akciğer parankimasının göğüs çeperiyle temas halinde olduğu her yerde, hem nefes alınırken, hem nefes verilirken çok hafifçe bir üfürüm duyulur: bu tam bir üfürümden çok bir hırıltıdır, bundan dolayı kesecik fısıltısı adını alır. Bu çeşit hırıltılar akciğer alveollerinin açıl masından ileri gelir.

Patolojik değişimler. Plevrada bir sıvı ya da gaz hacminin varlığı, kesecik fısıltısının azalmasına ya da kaybolmasına niçin olur, işitilen üfürümler, havanın gırtlaktan geçerken, gırtlak kapağında yarattığı Cıfürümün anormal yankılanmasından ileri gelir. (Duyulan çeşitli üfürümler, boru, boşluk, küp ve plevra üfürümleridir.)

Patolojik sesler Plevra hışırtıları, iltihaplı iki plevra tabakasının birbirine sürtünmesinden doğar (bundan dolayı pürüzlüdür); railer, hava yollarında patolojik salgıların bulunduğuna işarettir; bronşlarda irin var ise bu sesler hırıltılı, akciğer dokusunda yoğunlaşma var ise çıtırtılıdır; madeni tınlama ise büyük plevra boşluğunda gaz toplandığı vakit duyulur.

Damar sesleri. Boyun bölgesinde (karotis) ve kasık bölgesinde (uyluk) damarlarda duyulan seslerdir; buralarda bir üfü- rüm duyulması, bu damarların kısmi tıkanmasının mühim bir emaresidir.

Kas sesleri. Fizyolojik tetanos durumundaki bir kas, sarsılmaların birleşmesi sonucu, saniyede 30 ila 35 titreşimin yarattığı bir ses çıkarır

Başka sesler Bir hasta muayene edilirken, sadece boş mideden gelirse patolojik bir anlam taşıyan mide çalkantısı, bağırsaklardaki hava-sıvı karışımının çıkardığı gurultular benzer biçimde sindirim yolu sesleri de duyulabilir. Hamile hanımda karnın dinlenmesi dölütün kalp seslerini duyma olanağını sağlar.


—Huk. Ses bandı. Ceza yargılamasında kanıtlama araçları sınırı olan olmadığından yargıç her şeyi kanıt olarak inceleyebilir. Bu yüzden, ses bantlarının kanıt olarak incelenmesi de, genel olarak, kabul edilmektedir.

Sadece, ses bantlarının yargılama hukukundaki kanıt kıymeti iki açıdan tartışılmaktadır:

1. teknik olarak, bu araçlarla sağlanmış bilgilerin doğruluğu ve sesin kime ilişik bulunduğunun saptanmasındaki güçlükler;

2. ilgilinin bilgisi haricinde yasal yöntemlerle saptanmamış bantların hukuksal kıymeti.

Hukuk yargılamasında ise, ses bantları sadece destek kanıt olabilir. Ses bantları, senetle kanıtlanması ihtiyaç duyulan hukuksal işlemlerde kanıt olarak kabul edilemez.


—Müz. Müzikal seste tını, müzikçilerin çok bağlı oldukları ruhsal bir içeriğin taşıyıcısıdır ve temel sesle bu sesin armoniklerinin karışmasından oluşur. Kulak terbiyesi sonucunda, bir müziği dinlerken, sesin bütünlüğü kavranabilir. Ses ve armoniklerinin aynı anda algılanması tınıyı meydaçeşitli seslerin genişliği na getirir. Bu tınıya yüklenen güzel duyu ve duygusal nitelikler müziğin varmak istediği sonucu oluşturur.

* Bir bestenin partisi. IX. yy.'da ana ses, yukarısına eklenen ikinci bir sesten ayrıldı. Bundan sonrasında, yapıtların çokseslilik yapısı da karmaşıklaştı. Birkaç sesi üst üste getirmek yaygınlaştı ve ilkin vokal, sonrasında da çalgı müziğinin kontrapunto kurallarını belirledi (ricercare; invention, füg). XVI. yy.'da vokal çoksesliliğin her partisi, o partiyi yüklenen sesin kapsamıyla (tessitura) adlandırıldı: cantus, altus, contraltus, tenor ve basus. XIX. yy.'da üslup ne olursa olsun, bir koronun ses alanları tizden peşe doğru şu şekilde sıralanıyordu: soprano. mezzo-soprano. alto ya da kontralto, tenor, bariton ve bas.


* Şarkıyı üreten ses
. Bir ses tınısıyla ayırt edilir, insan morfolojisine bakılırsa değişen (kafatası rezonatörlerinin durumu) bu tını her şarkıcıya göre farklılık gösterir; ek olarak her sesin kendine özgü bir kapsamı vardır. Bu iki parametrenin özgünlüğü seslerin kullanımı ya da sınıflandırılması bakımından kati normlara ulaşmayı olanaksız kılar. Bununla beraber bu iki parametre de yüzyıllar süresince lüzumlu görülmüştür. XVIII. yy.'da yarattığı kişilere bakılırsa, bir ses tiplemesi oluşturmayı ilk deneyenlerden biri Mozart'tır. Fakat bu tipleme hem çok karmaşıktır, hem de seslerin kendi aralarında birbirlerine geçmelerini engelleyemez. Hakkaten de tarih süresince öylesine kendine özgü sesler görülmüştür ki, bu sesleri ayırt etmek için sahiplerinin adıyla adlandırmak koşul olmuştur (bariton Martin benzer biçimde). Verdi ve Wagner, şarkıcılarına pek taviz vermemiş ve kapsamları bir fazlaca genişletmişlerdi. Bu davranışın kaynağında, sesi değişik bir şekilde kullanma isteği vardı: böylece müzisyen "bel centoâ€dan kesinlikle kopuyor, daha naturel (Falstatt) ya da daha trajik (Die Walkûre) bir inşat üslubuna yaklaşıyordu (bu gelişme son biçimini Sprechgesang'da buldu). Schönberg'in Pierrot lunaire'inden sonrasında insan sesi besteciler tarafınca kendi olanaklarının çok ötesinde kullanılmaya başladı. Şarkıcılardan istenilen gerek nefes, gerek ses kaslarının kullanımı bakımından vücudun daha çok seslendirmeye katılmasıydı. Nitekim bazı besteciler, sesi yalnız müzikle uğraşmak için değil, haykırmak, konuşmak, mırıldanmak için de kullanmaktadırlar.


—Patol. Ses kısıklığında, ses tellerinin esnekliğindeki azalma yüzünden ses boğuk, donuk ve değişik perdeli olur ve çeşitli farklılıklar gösterir: ıslıklı, çatırtılı, boğuk (tahta, düdük, takırtı sesi). Daha ileri evrede sesler eklemli değil üfürümlü çıkar (geğirti sesi). Gırtlak hastalıklarının çoğunda ses kısıklığı gözlenir: akut ve süreğen iltihaplar, urlar ve felçler.


—Vet. Hayvanlarda sesin özellikleri hem gırtlağın iç yapısına bağlıdır (onların gırtlağında ses telleri rahat ve azca çıkıntılı, glotun alt ve üst kısmı azca engebelidir), hem ötüm boşluklarının, burun deliklerinin ve burun boşluklarının konumuna bağlıdır; ek olarak ağız ve yutağın yapısı da ehemmiyet taşır.

Hayvanlarda diyatonizm ıskalasının insanlardan daha azca geniş olması, ses aygıtının, nispeten ilkel olmasından ileri gelir. Ses, onu çıkaran aygıtın zedelenmesi yüzünden, kimi zaman bozulur ya da yok olur. Bazı hastalıklarda, ses hususi bir tını ya da karakter alır ki, kimi zaman teşhis için çok kıymetli bir bulgudur. Sağır-dilsizlik hayvanlarda oldukça nadir olmakla birlikte, köpekte görülmüştür.


—Zool. Omurgalılarda ses neredeyse daima, titreşebilen solunum sistemi öğelerinin üstünden geçen hava akımıyla çıkarılır; bu durum suda yaşayan omurgalılarda da (balinalar) böyledir. En iyi malum kural dışı, gagasını vurarak ses çıkaran leylektir. Havada (yarasa) ya da suda (ba- linagiller) sesüstü dalgalar yayma iletişimden çok yankıyla yönelmeye, yer bulmaya yarar. Omurgasızlarda sesli işaretler, elitraların birbirine sürtülmesiyie (cırcırböceği, çekirge), vücuttaki bir boşluğun üstünde gerili karın zarlarının titreştirilmesiyle çıkarılır. İM, ikinci meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde çıkan bazı süreli yayınlann ortak adı:

—Haşan Basri tarafınca Balıkesir'de piyasaya çıkan haftalık haber gazetesi (1918-1919).

—Yaşar Çöl tarafınca İstanbul'da piyasaya çıkan haftalık gazete. 1938 sonlarına doğru dört sayı çıktıktan sonrasında kapanmış oldu. 1939 odalarından başlayarak Yusuf Ahıskalı tarafınca aylık düşünce ve sanat dergisi olarak tekrardan yayımlandı. Ara sıra kapalı kalan ya da Yeni ses adıyla piyasaya çıkan mecmua, "işçiler birle şiniz†başlıklı bir yazı sebebiyle 1953 senesinde sınırsız olarak kapatıldı. Yazarları içinde Suphi Nuri ileri, Abidin Dino, Sadri Ertem, Abidin Nesimi, Nâzım Hikmet (Nurettin Eşfak takma adıyla) vb. bulunuyordu.


—Şevket Rado'nun yönetiminde İstanbul'da piyasaya çıkan haftalık magazin dergisi. Yaşam yayınları aş tarafınca 1961'de çıkarılan mecmua, uzun seneler sine ma magazin dergiciliğinin öncülüğünü yapmış oldu; düzenlemiş olduğu kapak yarışmaları türk sinemasına yeni oyuncuların kazandırılmasını sağlamış oldu.

Ses opereti, operet ve müzikli oyunlar oynamak için İstanbul'da kurulan topluluk (1942). Beyoğlu'ndaki Ses sinemasında Ekrem ve Cemal Reşit Rey'in Havacıva operetiyle perdelerini açan topluluğun yönetmeni Avni Dilligil'di. Kadroda Semiha Berksoy, Halide Pişkin, Renan Fosforoğlu, Hulusi Kentmen, Muammer Karaca vb. sanatçılar bulunuyordu. 1947 yazında salon sahibiyle çıkan ihtilaf üstüne dağılan topluluk, bir süre sonrasında Yeni ses opereti adını aldı.

Ses sese karşı (Point Counter Point), A. Huxley'in romanı (1928). Bu deneysel "fikir romanıâ€nın müzikal yapısı Birinci Dünya savaşı ertesinde İngiliz aydınlarının geniş bir tablosunu çizme olanağı verir; roman dünyayı sadece düşüncelerin kurtaracağı yolundaki düşüncenin artık bırakıldığını göstermektedir.

Ses ve hiddet (The Sound and the Fury), VVilliam Faulkner'ın romanı (1929). Yapıt, boğucu bir ritimle anlatılan, bir müzik şemasına bakılırsa kopuk kopuk monologlarla birbirine geçen nesnel betimlemelerden oluşur. üç kardeş (biri hadım bir geri zekâlı, diğeri kız kardeşine duyduğu aşktan dolayı intihar etmiş, üçüncüsüyse akıllı geçinen ve kolayca aldatılan biri) yaşamlarının en mühim anını anlatırlar; romanın havası kitabın Shakespeare'in Macbethînden alınmış olan adını doğrular: “Bir budalanın anlattığı bir öyküdür bu, ses ve hiddet dolu, fakat anlamdan yoksun bir öykü."

Kaynak: Büyük Larousse







  • Ses vakaları nedir, içinde ses vakası bulunan şiirlere örnek verir misiniz?


  • Ses Nedir? Ses ve Sesle İlgili Kavramlar Hakkında


  • MSN sesli görüşmelerde karşı taraftan ses gelirken ses gitmemesinin sebebi nedir?



SES (TDK)
  • Kulağın duyabildiği titreşim.
  • Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yapmış olduğu titreşim.
  • Güzel ve etkisinde bırakan ses.
  • Duygu ve fikir.
  • Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki.
  • Aralarında uyum bulunan titreşimler.







ses
isim

1. İşitme organının duyabildiği titreşim.

"Bir tabanca sesi duyuldu"

2. Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yapmış olduğu, ağızdan çıkarak yayılan titreşim.
"Şarkıcının sesi güzeldi"

3. Görüş, duygu ve fikir.

"Gazete, halkın sesi olmuştu"
4. Aralarında uyum bulunan, hoşa giden, kulağa hoş gelen titreşimler.
5. Gürültü patırtı.

"Görüşmede bir ara ses nefes kesildi"
6. Haber.

"Gitti gideli ses nefes çıkmadı"
7. Herhangi bir sesi çıkarmak (ya da çıkarmamak).
"Zil dün ses veriyordu, bugün ses vermiyor"
8. Bir çağrıya cevap vermek (ya da vermemek).
9. Sesin oluşması için akciğerlerden gelen havanın gırtlak, burun ya da ağızda izlediği yol.

Atasözü, deyim ve birleşik fiiller
ses çıkarmamak (ya da etmemek)
ses çıkmamak
ses getirmek
ses etmek
ses kesilmek
ses vermek
sesi ayyuka çıkmak
(birinin) sesi çıkmamak (ya da kesilmek)
sesini çıkarmamak
sesini kesmek
sesini kısmak
sesini yükseltmek

Birleşik Sözler
ses aleti

ses aygıtı
ses bilgisi
ses bilimi
ses birimi
ses dalgaları
ses değişmesi
ses duvarı
ses düşmesi
ses kakışması
ses kuşağı
ses organları
ses perdesi
ses seda
ses telleri
ses türemesi
ses uyumsuzluğu
sesyayar
sesyazar
ses yitimi
ses yolu
ses yönetmeni
ses yoğunluğu
alçak ses
çatal ses
çatlak ses
dış ses
iç ses
ince ses
kalınca ses
ön ses
pes ses
radyofonik ses
son ses
tiz ses
yanık ses
yüksek ses
çevir sesi
göğüs sesi
kafa sesi
mağara sesi













Ses İngilizcesi


adj. sound, sonic, phonic, audio, vocal, acoustic

n. sound, voice, noise, tone, cry, call, shout, clatter, sonance, vocal, vox


Ses
  • Cisimlerden çıkarak madde içinde yayılan ve işitme organını uyaran süratli titreşimlerin tesiri; insan ağzından çıkan sesler.


ses ingilizcesi


1. sound; noise.

2. voice.

- almak to record sounds.

-i ayyuka çıkmak to shout to high heaven, be heard clear to China.


- çıkarmak

1. to voice one´s opinion.

2. to say something.


- çıkarmamak

1. to raise no objection.

2. to keep quiet, not to say anything.


-ini çıkarmamak to keep one´s opinions to oneself, keep quiet.


- çıkmamak /dan/

1. for nothing to be heard from, for no word to come from.

2. for no reaction to be shown by.

3. for no sound to be heard in (a place). -


-i çıkmamak

1. to raise no objection.

2. to keep quiet, not to say anything.


-i çıkmaz taciturn.

- düşmesi ling. hyphaeresis.


- etmek

1. to make a noise.

2. /a/ to shout to; to call.


- ikilemesi/ikizlenmesi ling. gemination.

- kakışımı ling. cacophony.


-ini kesmek

1. to stop talking, shut up.

2. /ın/ to stop (someone) talking, shut (someone) up.


-ini kısmak to lower the volume of, turn down (a radio, television, etc.).

- kiriþleri/þeritleri/telleri vocal cords.


- kuşağı

1. tape (used for recording sounds).

2. cin. sound track.


- olmamak for no sound to be heard (in a place), (for a place) to be completely silent.

- seda yok. Not a word özgü been heard from him/them/there.


-i soluğu çıkmamak

1. to raise no objection.

2. to keep quiet, not to say anything.


-i soluğu kesilmek

1. to become completely silent.

2. to die.


- türemesi ling. epenthesis.

- vermemek not to answer, not to reply.

- yitimi path. aphonia.


- yolu

1. track (on a tape used for recording sounds).

2. cin. sound track.


Ses ve Sesle İlgili Kavramlar


1. Ses


Özetlemek gerekirse, İşitsel duyulanmayı doğuran fizyolojik olaylardır şeklinde tanımlanabilen ses, fizik bakımından, içinde iletildiği maddesel ortamın elementlerinin esnek bir titreşimi ya da, bu ortamda meydana getirilen devirsel tazyik değişmesi benzer biçimde düşünülebilir.

Sesi içinde iletildiği maddesel ortamın elementlerinin esnek bir titreşimi benzer biçimde düşünelim. Bu titreşimde, ortamın elementleri (mesela havanın molekülleri) devirsel hareketler yaparlar. Bu hareketler rahat yada karmaşık olduğu benzer biçimde devirsel olmayabilirler de. Fizikte ve müzik akustiğinde ses terimi yerine daha çok gürültü terimi kullanılır [2].




2. Sesin Ortamla İlgili Özellikleri

  • Sesin yayılma hızı
  • Sesin iletilmede yutuluşu
Sesin bir ortam tarafınca iletilebilmesi, kısaca bir ortam içinde yayılabilmesi için, o ortamın belirli bir esnekliği olması gerekir. Bunun daha iyi anlaşılabilmesi için ortamın iki sınır durumunun bilinmesi gerekir.

DEVAMI





  • Ses vakaları nedir, içinde ses vakası bulunan şiirlere örnek verir misiniz?


  • Ses Nedir? Ses ve Sesle İlgili Kavramlar Hakkında


  • MSN sesli görüşmelerde karşı taraftan ses gelirken ses gitmemesinin sebebi nedir?


 

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Ses Nedir?
Ses Nedir?
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/48782d1463057185-ses-nedir-ses.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ses-nedir.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/ses-nedir.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content