Sosyoloji Nedir? Sosyoloji Hakkında Bilgi

Sosyoloji nedir tanımı nasıldır ve ne iş yapar? Sosyoloji ile ilgili genel bilgiler ve Türkiye’de sosyoloji ile ilgili bilgiler. SOSYOLOJİ...

Sosyoloji nedir tanımı nasıldır ve ne iş yapar? Sosyoloji ile ilgili genel bilgiler ve Türkiye’de sosyoloji ile ilgili bilgiler.



Sosyoloji Nedir?



SOSYOLOJİ (TOPLUMBİLİM), toplumsal yaşamın özünü, biçimlerini, ilkelerini ve yasalarım inceleyen bilim. Toplumun yapısı ve iyi mi olması gerektiği üstündeki ilk köklü düşüncelere, Eski Yunan filozofları Platon ve Aristoteles’te rastlanır. Sonrasında bir çok düşünür, politik ve ekonomik açılardan toplumu incelediler ve ona şekil vermeye çalıştılar. Thomas More, Francis Bacon, Thomasso Campanella şeklinde ütopyacılar da katılacak olursa cemiyet üzerine düşünmüş olanların sayısı oldukça çoğalır. Sosyolojiyi bağımsız bir bilim olarak kuran ve admı koyan düşünür Auguste Comte’dur. Comte’a nazaran sosyoloji, toplumsal statik ve toplumsal dinamik olarak iki bölümden oluşur. Toplumsal statik, toplumsal düzenin tüm değişik kesimlerinin birbirleri üstüne yaptıkları karşılıklı tesir ve tepkilerin deneysel ve akılcı açıdan meydana getirilen pozitif incelemesi, toplumsal dinamik ise toplumların ilerlemelerinin incelenmesidir. Comte her toplumun kaynağını, evriminin haiz olduğu fikir yapısından aldığını, bir fikir yapısının tarih içinde üç dönemli bir evrimden geçtiğini ileri sürdü. Üç Hal Yasası denilen bu üç dönem, toplumsal kurumlarda üstünlüğün din adamlarında olduğu teolojik hal, toplumsal olguların doğa ötesi nedenlerle açıklanmış olduğu doğa ötesi hal ve olayların bilimsel gözlemlere dayanan nedenlerle açıklanmış olduğu pozitif haldir. Comte’a nazaran pozitif bilimden başka bilim yoktur. Toplumsal sorunların çözümü pozitif araştırma yöntemleriyle çalışan bir sosyolojinin sonuçlarına dayanmakla olanaklı olabilir. Auguste Comte’un, tüm toplumsal yapı ve işleyiş, düşünceler üstüne dayalıdır, diyerek sosyolojiye sübjektif (öznel) bir kalite vermesine karşılık, modern sosyolojinin diğeri kurucularından Kari Marx, hukuki ilişkilerin, siyasal biçimlerin ve cemiyet yapısının ekonomik alt yapıdan etkilenerek oluştuğunu söyleyerek sosyolojiye objektif (nesnel) temeller sağlamış oldu. Marx’ın sosyolojiye bir başka katısıy-sa, toplumsal olayların evrim geçirdiklerini savunmasıdır. Evrim, düşüncesi Comte’da da olmakla beraber, Comte evrimi, temelde aym olan tek bir organizmanın evrimi olarak görüyor ve bu evrim içinde insan doğasıyla cemiyet düzeninin durağan bulunduğunu düşünüyordu. Marx ise insan doğasının, tarihsel gelişiminin bir sonucu bulunduğunu ileri sürdü. Marx, toplumsal öğelerin, hem birbirlerine nazaran, hem de bir tüm olarak tarihsel değişiklik karşısında, göreli bulunduğunu savundu, ek olarak sosyoloji alanmda ilk kez genel özellikte bir kuramı getirdi.



Comte ve Marx’tan sonrasında sosyolojiye en mühim katkıyı icra eden düşünür Durkheim kabul edilir. Emile Durkhe-im, sosyolojinin ayırıcı hususi durumunu ve kendine özgü yöntemlerini saptayarak ona bir bilim özelliği verilmesinde mühim rol oynadı. Durkheim’a nazaran sosyoloji her şeyden ilkin kendi meto-lojisini hazırlamalı, bundan sonrasında toplumsal vakaları incelemeye geçmelidir. Ona nazaran toplumsal vaka, isteğe nazaran değiştirilmez; kişinin haricinde gerçekleşir ve kendini zorla kabul ettirir. Bu yüzden toplumsal vaka, nesnel olarak incelenmelidir. Durkheim’in en mühim kavramlarından biri iş bölümüdür. İş bölümünün terbiye ve hukukla olan ilişkisini ortaya koydu, toplumsal yoğunluk arttıkça iş bölümünün de artacağını savundu. Bu evrim gerçekleştikçe, ceza hukukunun alanının çağdaş hukuktan yana daralacağını, sözleşmenin tüzüğün yerine geçeceğini ileri sürdü. Durkheim, toplumsal bilimlere açık ölçüler getirdi ve sosyolojide bilimsel nesnelliğin koşullarını gösterdi. Ek olarak sosyolojiyi, ilahiyattan, felsefeden ve politika biliminden kurtarmaya çalıştı.



Sosyolojinin Durkheim’den sonraki en etkili düşünürlerinden olan Max Weber, yöntembilimsel, eleştirel ve felsefi incelemeler yapmakla işe başladı. Ona nazaran sosyolojinin amacı, karşılaştırmalı tarihin gösterdiği tertipli ortaya çıkışları betimlemektir. Böylece sosyoloji, verimlerinden yararlanmasına rağmen tarihe karşıt bir bilimdir. Sözgelimi Weber, kapitalizmin gelişimini, püriten-düşünce tarzıyla girişimcinin akılcı davranışı arasındaki bağıntıyla açıklar. Ele almış olduğu her tarihsel dönem için bir “ideal tip” kurmaya çalışır. Mesela, ona nazaran modern dünyanın ayırt edici özelliği, akılsallaşma sürecidir. Günümüzde sosyoloji günden güne yeni yeni dallara bölünmektedir. Bu dalların başlıcaları şöyleki sıralanabilir: Genel Sosyoloji, Hususi Topluluklar ve Cemiyet Sınıfları Sosyolojisi, Toplumsal Morfoloji ve Ekoloji (Dış Ortam), toplumsal Psikoloji, Iktisat ve Sanayi Sosyolojisi, Bilgi Sosyolojisi, Din Sosyolojisi, Dil Sosyolojisi, Eğitim Sosyolojisi, Sosyolojik Etnoloji. Tüm bu dalların birleşmesini elde eden nokta, sosyolojinin çeşitli öznel toplumsal etkinlikleri ve değişik görünümleri (örgütler, örnekler, simgeler, fikir biçimi vb.) kendi bölümlerine indirgenemeyecek bütünler durumunda ele almasıdır. Mauss’un “tüm toplumsal olgular” söylediği bu bütünleri inceleyen sosyoloji, amprik malzemelere dayanarak bunlar içinde bazı tipler, örnekler ortaya çıkarır.



Sosyolojinin ele almış olduğu bu olgular, tüm durumunda toplumlar, hususi toplaşmalar ya da toplumsal sınıflar ve toplumsallık biçimleri olmak suretiyle üç ayrı düzeyde incelenebilir. Böylece “millero-top-lumsal tipler”, “grup tipleri” ve “tüm durumunda cemiyet tipleri” içinde ayırım ortaya çıkar. İlk toplumbilimcileri bilhassa uğraştıran “toplumbilimsel belirimcilik” problemi, toplumbilimin olgunlaşmasından sonrasında yeni bir şekil aldı ve ne kadar toplaşma tipi ile ne kadar tüm cemiyet tipi var ise o denli da “toplumbilimsel belirlenimcilik” olduğu kanısına varıldı. Başka bir deyişle “toplumbilimsel belirlenimcilik for-mülü”nün değişken olduğu saptandı. Aynı halde sosyolojisiyle psikolojinin, birbirinin yerini almak yerine büyük bölümleri birbirinin üzerine gelen iki çember olarak ele alınabilecekleri anlaşıldı. Sosyolojinin en yeni dalı olan “bilgi sosyolojisi” de mühim bir gelişme gösterdi.



Özetle denilebilir ki, sosyoloji bir taraftan kuramla deneysel araştırmalar içinde sıkı bir bağlantı ararken, gittikçe daha görece ve çoğulcu bir kalite kazanmıştır. Uygulamada sosyoloji büyük geleneksel alanların (iş, toplumsal sınıflar, din, hukuk vb) yanı sıra, sanat, edebiyat, kütle kültürü, moda, kentçilik, boş zamanı değerlendirme, siyaset, köy çevreleri, iktisat, gelişme olguları, internasyonal ilişkiler şeklinde mevzuları gittikçe daha geniş çapta ele almaya başladı. Hususi ya da resmi araştırma merkezleri ve ekipleri, sosyolojinin genel araştırma alanından çok belli ve sınırı olan birdalı üstünde emek vermeyi yeğlerler. Günümüzde, araştırma yöntem ve teknikleri alanında, matematik ve istatistik araçların geniş seviyede yaygınlaşması, bazı sosyolojik kavramlar daha ince ve dakik duruma gelmesi, sual kâğıtları ve kontrol örneklerinin çoğalması, etnografik betimleme şekillerinin yetrinleşmesi, lengüistik ve semantik kavram ve modellerin gittikçe daha büyük seviyede kullanılması şeklinde mühim gelişmeler oldu.



Türkiye’de Sosyoloji. Türkiye’de toplumsal sorunlarla ilk ilgilenenler tarihçiler oldu. Ahmet Cevdet Paşa, zamanı sosyolojik açıdan ele alan ilk tarihçidir. Cevdet Paşa, uygarlık teriminin iki anlamı bulunduğunu, ortak yararın insanları topluluklar biçiminde yaşamaya zorladığını, iç ve dış tehlikelerden korunmak için devlet kurumlarının mecburi bulunduğunu ileri sürdü. Türkiye’de sosyolojinin diğeri habercilerinden önde gelen Mizancı Murat da zamanı yalnızca politik ve tarihsel olayların toplamı olarak görmedi; bir devletin müessese ve yıkılışındaki toplumsal olguların varlığım belirleyiciliğine dikkati çekti. 1908’de çıkan Umumi İktisadiye ve içtimaiye dergisinde Mehmet Cavid, Rıza Tevfik, Ahmet Şuayip şeklinde yazarlar Batı’daki büyük tarihçileri ve onların cemiyet ve devlet görüşlerini tanıtmaya çalıştılar. Sosyolojiden de söz etmelerine rağmen bu yazarların Türk fikir yaşamına tesirleri olmadı. İkinci Meşrutiyet döneminde iki sosyoloji akımı ortaya çıktı. Bunlardan biri Durkheim sosyolojisini benimseyen Ziya Gökalp, diğeri Le Play sosyolojisini korumak için çaba sarfeden Prens Sabahattin’in temsil etmiş olduğu akımlardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kültür kuramcısı olan Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları (1923) adlı kitabında “toplumsal şuur” terimini tarihsel materyalizmin derslik çelişkisine karşı ele aldı. Türk zamanı, folkloru, masalı üzerine araştırmalarını Durkheim’dan öğrendiği “nedensel belirleyiciliğe” nazaran halletmeye emek harcayarak pozitivist bir nesnelliği denedi.



Sanayi toplumunu inceleyerek bu topluma terbiye kuralları arayan Durkheim’a karşılık, Ziya Gökalp bilimin toplumdaki yol göstericiliğini ele aldı, eski Türk toplumuna ilişkin araştırmalar yapmış oldu ve “ulusal sosyoloji” adını verdiği sosyoloji branşının araştırma kurallarını belirlemeye çalıştı. Prens Sabahattin ise Le Play’in ve onun geliştirici olan Edmond Demolins’in sosyolojik görüşlerini benimsedi. Toplumbilim 1915’ten sonrasında üniversite programlarına resmen girdi, Kurtuluş Savaşı yıllarında kaldırıldıysa da, 1923’te tekrardan konuldu. İ.H. Baltacı-oğlu ve İzzet Bey sosyoloji dersleri okuttu. 1933-1940 arasındaysa Hitler Almanyası’ndan kaçan bilim adamlarının etkisiyle Alman sosyoloji okulu adında olan ve toplumsal gerçeği birey-lerarası ilişkilere indirgeyen biçimci sosyoloji anlayışı belli bir tesir alanı buldu. Ayrıca Durkheim sosyolojisi, yaşamındaki etkisiyle tek sosyolojik görüş olarak ortaöğretim programlarına girdi. 1938-1950 içinde, Muzaffer Şerif, Niyazi Berkes ile birçok mühim sosyolog yurt dışına göç etmek zorunda kaldılar. Böylece Türk sosyolojisi bir duraklama gösterdi. Bu duraklama, 1950-1960 içinde da sürdü.



1960’tan sonrasında Türkiye’de sosyoloji eğitimde, toplumsal yaşamda ve bilimde mühim bir ve işleve haizdir. Türk sosyologları içinde Hilmi Ziya Ülken, İ.H. Baltacıoğlu, Cahit Tanyol, Ziyaettin Fahri Fındıkoğlu, Nurettin Şazi Kösemihal, Cavit Orhan Tütengil, Doğan Avcıoğlu, Niyazi Berkes, Emre Kongar, Muzaffer Sencer sayılabilir.

YORUMLAR

Ad

Anlamı Nedir?,22,Biyoloji Konu Anlatımı,25,Cilt Bakımı,82,Coğrafya Ders Anlatımı,978,Genel,46,Güzel Sözler,16075,Music,1,Ne Nedir?,32164,Resimli Sözler,4111,Saç Sağlığı,119,Sağlık Bilgileri,1596,Soru-Cevap,10236,Sports,1,Tarih Konu Anlatımı,5,Teknoloji,36,Türk Dili ve Edebiyatı Konu Anlatımı,2,
ltr
item
Ders Kitapları Konu Anlatımı: Sosyoloji Nedir? Sosyoloji Hakkında Bilgi
Sosyoloji Nedir? Sosyoloji Hakkında Bilgi
http://www.muhteva.com/wp-content/uploads/2017/04/sosyoloji-nedir-1.jpg
Ders Kitapları Konu Anlatımı
https://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/sosyoloji-nedir-sosyoloji-hakknda-bilgi.html
https://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/
http://ders-kitabi.blogspot.com/2017/06/sosyoloji-nedir-sosyoloji-hakknda-bilgi.html
true
5083728687963487478
UTF-8
Tüm Yazılar Yüklendi hiçbir mesaj bulunamadı HEPSİNİ GÖR Devamı Cevap Cevabı iptal Silmek Cevabı iptal Home SAYFALARI POST Hepsini gör SİZİN İÇİN ÖNERİLEN ETİKET ARŞİV SEARCH Tüm Mesajlar İsteğinizle eşleşme bulunamadı Ana Sayfaya Dön Pazar Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe Cuma Cumartesi Pazar Mon Tue Wed Thu Fri Sat January February March April May June July August September October November December Jan Feb Mar Apr May Jun Jul Aug Sep Oct Nov Dec Şu anda... 1 dakika önce $$1$$ minutes ago 1 saat önce $$1$$ hours ago Dün $$1$$ days ago $$1$$ weeks ago more than 5 weeks ago İzleyiciler Takip et THIS PREMIUM CONTENT IS LOCKED STEP 1: Share to a social network STEP 2: Click the link on your social network Tüm Kodunu Kopyala Tüm Kodunu Seç Tüm kodlar panonuza kopyalanmıştır. Kodları / metinleri kopyalayamıyor, kopyalamak için lütfen [CTRL] + [C] tuşlarına (veya Mac ile CMD + C'ye) basınız Table of Content