VIZILTI a. (yansıma söze.). 1. Böceklerin bilhassa uçarken çıkardıkları vızıldama sesi: Sivrisineklerin vızıltısı. (Bk. ansikl. böl...
VIZILTI a. (yansıma söze.).
1. Böceklerin bilhassa uçarken çıkardıkları vızıldama sesi: Sivrisineklerin vızıltısı. (Bk. ansikl. böl.)
2. Hafifçe sesle durmaksızın bir şekilde yakınıp sızlanma: Tüm gün senin vızıltını dinlemekten bıktım.
—Arıc. Keskin vızıltı, arıların kanatlarını süratli çarpmasından ileri gelen hususi vızıltı. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Arıc. Keskin vızıltı, bir takım işlemleri uygulamak için kovana duman püs- kürtüldûğü süre meydana gelir. Kovanın çeperlerine elle vurulduğunda vızıltı daha da artar ve arılar bala doydukları süre tertipli ritmine kavuşur. Keskin vızıldadıkları sırada arılar ne kaçmaya, ne sokmaya yeltenilir.
—Böcbil. Vızıltı ya kanatların titreşimiyle (sinekler ve sivrisinekler) ya da göğsün (toraks) süratli hareketleriyle (zarkanatlılar) oluşturulur. Birinci durumda ses kalındır ve uçuş esnasında, ikinci durumda incedir ve dinlenme hemen çıkar.
1. Böceklerin bilhassa uçarken çıkardıkları vızıldama sesi: Sivrisineklerin vızıltısı. (Bk. ansikl. böl.)
2. Hafifçe sesle durmaksızın bir şekilde yakınıp sızlanma: Tüm gün senin vızıltını dinlemekten bıktım.
—Arıc. Keskin vızıltı, arıların kanatlarını süratli çarpmasından ileri gelen hususi vızıltı. (Bk. ansikl. böl.)
—ANSİKL. Arıc. Keskin vızıltı, bir takım işlemleri uygulamak için kovana duman püs- kürtüldûğü süre meydana gelir. Kovanın çeperlerine elle vurulduğunda vızıltı daha da artar ve arılar bala doydukları süre tertipli ritmine kavuşur. Keskin vızıldadıkları sırada arılar ne kaçmaya, ne sokmaya yeltenilir.
—Böcbil. Vızıltı ya kanatların titreşimiyle (sinekler ve sivrisinekler) ya da göğsün (toraks) süratli hareketleriyle (zarkanatlılar) oluşturulur. Birinci durumda ses kalındır ve uçuş esnasında, ikinci durumda incedir ve dinlenme hemen çıkar.
Kaynak: Büyük Larousse
vızıltı
isim
1 . Vızıldama sesi:
"Uçan bir sivrisineğin vızıltısı duyuldu."- Halikarnas Balıkçısı.
"Ve ikide bir, tenimize değiyor sanılacak yakınlıkta kurşun vızıltıları..."- R. E. ünaydın.
2 . mecaz Hafifçe sesle ve bezdirici şekilde yakınma, sızlanma:
"Gerçi sabahları gene evde iş görüyor, annesinin vızıltısını dinlemeye yükümlü oluyordu."- H. E. Adıvar.
isim
1 . Vızıldama sesi:
"Uçan bir sivrisineğin vızıltısı duyuldu."- Halikarnas Balıkçısı.
"Ve ikide bir, tenimize değiyor sanılacak yakınlıkta kurşun vızıltıları..."- R. E. ünaydın.
2 . mecaz Hafifçe sesle ve bezdirici şekilde yakınma, sızlanma:
"Gerçi sabahları gene evde iş görüyor, annesinin vızıltısını dinlemeye yükümlü oluyordu."- H. E. Adıvar.
vızıltı ingilizcesi
- buzz
YORUMLAR