yarık -ğı isim 1 . Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak: "Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir ...
yarık -ğı
isim
1 . Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak:
"Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk."- A. Gündüz.
2 . İnce bir çizgi durumunda açılmış yara.
3 . mecaz Ihtilaf:
"Şimdiden bazı yarıklar açan siyasal rekabetten başka ne mana verilebilirdi?"- Y. K. Karaosmanoğlu.
4 . fizik Ufak bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulmuş olan, saydam olmayan bir düzlem üstüne açılmış, dikdörtgen biçiminde ufak delik.
5 . tıp
isim
1 . Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak:
2 . İnce bir çizgi durumunda açılmış yara.
3 . mecaz Ihtilaf:
"Şimdiden bazı yarıklar açan siyasal rekabetten başka ne mana verilebilirdi?"- Y. K. Karaosmanoğlu.
4 . fizik Ufak bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulmuş olan, saydam olmayan bir düzlem üstüne açılmış, dikdörtgen biçiminde ufak delik.
5 . tıp
Çatlak.
6 . argo Dişinin cinsel organı.
7 . ödat Yarılarak açılmış ya da yarılarak oluşmuş
.
6 . argo Dişinin cinsel organı.
7 . ödat Yarılarak açılmış ya da yarılarak oluşmuş
.
Birleşik Sözler
- yarık dudak
- karnıyarık
- tabanı yarık
- dudak yarığı
Çift Yarık Deneyi
Tabanı Yarık Nedir?
YARIK a.
1. Bir cismin, toprağın yüzeyinde yarılma sonucu oluşturulan çatlak, gedik, aralık: Bir yarığın dibi. Kapının yarığına gözünü dayayıp içeri baktı. Depremden derin yarıklar oluşmuştu.
2. ince bir çizgi biçiminde açılmış yara: Dudağının tam ortasında derin bir yarık vardı.
—Anat. Bir organın yüzeyindeki derin oluğa (akciğer, karaciğer) ya da aralığa verilen ad (kalburkemiği yarığı, kokusal yarık, gözkapağı yarığı, kamamsı kemik yarığı). || Bichat beyin yanğı,iki beyin yarımküresi ile ortabeyin arasındaki derin çukur.
—Bayınd. Akışla oluşan yarık,toprak bir baraj, bir şedde ya da bunların temeli süresince su akışıyla oluşan iç erozyonun gittikçe büyümesi ve aşağı çığırda su kaçıran bir deliğe dönüşmesiyle ortaya çıkan ve yapının yıkılmasına neden olabilen arıza.
—Havc. ve Akışkan, mekan. Bir kanat ya da flapın üstünde ayrılma oluşumunu geciktirmeyi elde eden düzenek. (Bk. ansikl. böl.)
—Jeomorfol. Kama yank,eriyen gevrek malzemelerin buzul damarlarını doldurması (tundra poligonlan) sonucu, gevşek katmanlann, donmayla harmanlanma sürecine uğrayıp bozulmasından lanan vaka. (Eşanl. BUZUL KAMASI.)
—Mat. çözlm. Başlangıcıyla bitimi çakışmış yol.
—Nöroanat. Beynin ya da beyinciğin yüzeyindeki değişik lopları birbirinden ayıran derin oluk. (Başlıca beyin yarıkları: Sylvius yarığı, iç'dikey yarık, dış dikey yarık ve kalkarin yarığıdır.)
—inş. ve Taşoc. Yank yüzey,kınlma yüzeyinde, taş blokunu yarmada kullanılan ka- malann yerleştirildiği olukların görüldüğü kesme taş yüzeyi.
—ANSİKL. Havc. ve Akışkan, mekan. Büyük konum açısında kullanılan bir kanadın ya da flapın çevresinde oluşan hava akımının ayrılmasını geciktirmek için, atak kenarının arkasına, hava ipçiklerinin profil üstüne daha iyi "yapışmasını" elde eden bir yarık açılır. Yarık, ek olarak, kanadın atak kenarını bir flaptan ya da kanadın arkasına, flap ile kanat arasına yerleştirilmiş tutunma artırıcı flaplardan ayırmayı da sağlar. Yarık düşüncesi, ilk olarak fransız mühendis L. Constantin tarafınca 1912'de denenmiştir.
1. Bir cismin, toprağın yüzeyinde yarılma sonucu oluşturulan çatlak, gedik, aralık: Bir yarığın dibi. Kapının yarığına gözünü dayayıp içeri baktı. Depremden derin yarıklar oluşmuştu.
2. ince bir çizgi biçiminde açılmış yara: Dudağının tam ortasında derin bir yarık vardı.
—Anat. Bir organın yüzeyindeki derin oluğa (akciğer, karaciğer) ya da aralığa verilen ad (kalburkemiği yarığı, kokusal yarık, gözkapağı yarığı, kamamsı kemik yarığı). || Bichat beyin yanğı,iki beyin yarımküresi ile ortabeyin arasındaki derin çukur.
—Bayınd. Akışla oluşan yarık,toprak bir baraj, bir şedde ya da bunların temeli süresince su akışıyla oluşan iç erozyonun gittikçe büyümesi ve aşağı çığırda su kaçıran bir deliğe dönüşmesiyle ortaya çıkan ve yapının yıkılmasına neden olabilen arıza.
—Havc. ve Akışkan, mekan. Bir kanat ya da flapın üstünde ayrılma oluşumunu geciktirmeyi elde eden düzenek. (Bk. ansikl. böl.)
—Jeomorfol. Kama yank,eriyen gevrek malzemelerin buzul damarlarını doldurması (tundra poligonlan) sonucu, gevşek katmanlann, donmayla harmanlanma sürecine uğrayıp bozulmasından lanan vaka. (Eşanl. BUZUL KAMASI.)
—Mat. çözlm. Başlangıcıyla bitimi çakışmış yol.
—Nöroanat. Beynin ya da beyinciğin yüzeyindeki değişik lopları birbirinden ayıran derin oluk. (Başlıca beyin yarıkları: Sylvius yarığı, iç'dikey yarık, dış dikey yarık ve kalkarin yarığıdır.)
—Nörol. Kokusal beyin yan yanğı,memelilerde, koku alma bölgelerinin ön ve yan yüzünü (kpku tüberkülü ve priform lop) arka yüzdeki yeni kodeksten ayıran yarık.
♦ sıf. Yarılarak oluşmuş ya da açılmış olan: Yank dudak.
♦ sıf. Yarılarak oluşmuş ya da açılmış olan: Yank dudak.
—ANSİKL. Havc. ve Akışkan, mekan. Büyük konum açısında kullanılan bir kanadın ya da flapın çevresinde oluşan hava akımının ayrılmasını geciktirmek için, atak kenarının arkasına, hava ipçiklerinin profil üstüne daha iyi "yapışmasını" elde eden bir yarık açılır. Yarık, ek olarak, kanadın atak kenarını bir flaptan ya da kanadın arkasına, flap ile kanat arasına yerleştirilmiş tutunma artırıcı flaplardan ayırmayı da sağlar. Yarık düşüncesi, ilk olarak fransız mühendis L. Constantin tarafınca 1912'de denenmiştir.
Kaynak: Büyük Larousse
YARIKLI sıf. Yarığı olan.
—Mad. oc. Yanklı tavan cıvatası,uç kısmında bulunan yarık dudaklarının, kama yardımıyla açılması sonucu sıkışmanın meydana geldiği tavan cıvatası.
—Mad. oc. Yanklı tavan cıvatası,uç kısmında bulunan yarık dudaklarının, kama yardımıyla açılması sonucu sıkışmanın meydana geldiği tavan cıvatası.
Kaynak: Büyük Larousse
yarık ingilizcesi
- split, cleft; crack, split, cut, rift, fissure, incision, chink, cleavage, slot, rent,
yarıklı ingilizcesi
- slotted
Çift Yarık Deneyi
Tabanı Yarık Nedir?
YORUMLAR